31 Aralık 2018 Pazartesi

2018 Yılında Okuduğum Kitaplar


Geçen sene bu zamanlar, 2018 için demiştim ki; "bu sene 25 adet kitap okuma hedefime ulaşmak istiyorum." Yeniden ulaşamamazlık etmem inşallah bir okuma hedefime daha derken, bu sene başardım! :)

2018 senesini 32 kitap okumuş olarak bitiriyorum! Birkaç senedir diyordum ki, bu hedefe ne zaman ulaşırsam, o zaman arttıracağım. 2019 için de bu sözümü tutuyorum ve 50'ye çıkarıyorum. 25'i geçtim, şimdi de 50'yi geçmeye çalışacağım. Daha çok okuduğumuz bir yıl olsun 2019 ve de daha çok öğrenip bilgilendiğimiz... :) 

Mutlu musmutlu yıllar dilerim ve de sizleri yorumlara beklerim; okuma hedeflerinize ulaştınız mı? Ortak okuduğumuz kitaplarımız olmuş mu? 2018'de en sevdiğiniz kitaplar hangileriydi. Bol kitaplı olsun yeni yıl da inşallah! Sevgiler...

~ 2018'de Okuduğum Kitaplar ~




1.) 4N1K – Büşra Yılmaz (Epsilon Yayınları)


2.) Bülbül – Kristin Hannah (Pegasus Yayınları) ; 2018 için Serhat abimden sürpriz yılbaşı hediyemdi. 2018'de en bayılarak okuduğum kitaplardan biri oldu! :)

3.) Bana Seni seviyorum Deme sev – Miray Çağrı Aktaş (Olimpos Yayınları) ; Bu kitap da, 8 Mart kadınlar günü hediyemdi, Hatice Yengemden. Biraz arabesk bir kitap bana göre ama okuma deneyimlerimde değişik olarak yerini aldı.

4.) Trendeki Kız – Paula Hawkins (İthaki Yayınları) ; Çok isteyerek aldığım ve okuduğum bir başka kitap idi. Polisiye kitapları hiç sevmiyorum diyen ben, bu şekilde yazılan bir romanı okurum dedim. Bu tarz 2018'de bir diğer okuduğum kitap da yine bu yazarın kitabı (Karanlık Sular) oldu. 24. sırada...

5.) OZ Büyücüsü – L. Frank Baum (Arç.kadaş Yayınevi Arkadaş Çocuk Yayınları – Mavi Serisi Çocuk Kitapları) ; 2018'de okuduğum en eğlenceli masal tarzı hikayelerden biri idi.

6.) Alice Harikalar Diyarında – Lewis Carroll (Arkadaş Yayınevi Arkadaş Çocuk Yayınları – Mavi Serisi Çocuk Kitapları) ; Bir diğer en eğlenceli masal tarzı hikayelerden biri de bu kitaptı...

7.) Türkü Baba – Ayten Gezer (Alp Yayınları - Şiir Kitabı) ; 2018'de okuduğum tek şiir kitabı...



8.) Ay Bahçesi – Kristin Hannah (Pegasus Yayınları)

9.) -22- Britanya Yolu – Amanda Hodgkinson (Arkadya Yayınları)

10.) Yıldız Tozu – Priscille Sibley (Arkadya Yayınları)

11.) Şeker Portakalı (Zeze- 1) – Jose Mauro De Vasconcelos (Can Yayınları) ; Daha önce neden okumamışım diye sorduğum Zeze serisinin baş kitabı. 2018'de okuduğum tek seri Şeker Portakalı, yani Zeze seriisi idi bu arada... :)

12.) Güneşi Uyandıralım (Zeze- 2) – Jose MAuro De Vasconcelos (Can Yayınları)

13.) Delifişek (Zeze- 3) – Jose Mauro De Vasconcelos (Can Yayınları)

14.) Kor Adası – Kimberley Freeman (Arkadya Yayınları)

15.) Bin Yüz Bir İnsan - Aret Vartanyan (2011 Butik Yayıncılık)

16.) Simyacı Paulo Coelho (Can Yayınları)



17.) Kimyager - Stepheine Meyer (Epsilon Yayınları) ; 2018'de en sevdiğim fantastik aksiyon içerikli kitap Kimyager oldu. Biraz ara geçsin yine okumak isterim diyebileceğim tarzda üstelik... 2019'da okumanızı tavsiye ederim! Bence çok başarılı bir romandı. :)

18.) Senden Önce Ben - Jojo Moyes (Pegasus Yayınları) ; 2018'de filmiyle ve kitabıyla beni en çok ağlatan kitaptı. Tek okuduğum seri değilmiş bu arada Şeker Portakalı'ndan sonra okuduğum ikinci seri 2018 için...

19.) Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig (Panama Yayınları)

20.) Satranç - Stefan Zweig (Panama Yayınları)

21.) Senden Sonra Ben - Jojo Moyes (Pegasus Yayınları)

22.) Gerçek Renkler - Kristin Hannah (Pegasus Yayınları)

23.) Git Kendini Çok Sevdirmeden - Tuna Kiremitçi (Doğan Kitap Yayınları)

24.) Karanlık Sular - Paula Hawkins (İthaki Yayınları)

25.) Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece - Kristin Hannah (Pegasus Yayınları)



26.) Aşkın Ateşi - Rita Hunter - Ateş Serisi #1 (Epsilon Yayınları) ; Benim için 2018'in en iyi romantik kitabıydı!

27.) Dora: Freud'a Kafa Tutan Kız - Lidia Yuknavitch (April Yayınları) ; 2018'in en ilginç kitabı diyebilirim buna da, diğer bloğumda yazısını yazmıştım. O da burada...

28.) Kalbin Ateşi - Rita Hunter - Ateş Serisi #3 (Epsilon Yayınları)

29.) Eylül Çıkmazı - Aslı Karabulut (Ephesus Yayınları)

30.) Andersen Masalları - (Say Yayınları)

31.) Büyülü Fırtına - Kristin Hannah (Pegasus Yayınları) ; 2018'in en iyi fantastik-romantik kitaplarındandı benim için. Bu arada 2018 benim için, 4 kitabıyla en çok Kristin Hannah kitabı okuduğum sene oldu aynı zamanda. :)


32.) Otomatik Portakal - Anthony Burgess (Türkiye İş Bankası Yayınları) ; Daha dün bitirdiğim senenin son kitabına da gelince, en iyisi değildi ama okuduğum kısa kitaplar arasında en gariplerinden bir diğeri idi. Filmi varmış, onu da izleyip 2019'da yazısını yazacağımı umuyorum... :)


Başlangıçta da dediğim gibi; 2019 çok okumalı bir yıl olsun hepimize... Okumak hem geliştiriyor hem de dinginleştiriyor bizleri. Kitap sever canların aldığı hediyeler hep en güzel kitaplar olsun ve hep en mutlu olduğumuz dünyalara aktığımız okuma hallerimiz aktif olsun yeni yılda da... 

Sevgilerimle, tekrar mutlu yıllar dilerim hepimize! =)

2019'a Dair 19 Hedefim - #2


2019 için 19 Hedefim var demiştim ve ilk 9 hedefimi buradaki yazımda yazmıştım, üç gün önce... :)

Geldik son 10 maddeye... Her bir hedefimi içeren 19 maddeme de saygılarımla, her biri için daha çok heyecanlıyım bu sefer. 2018'de başarabildiklerimi görmemden olsa gerek. İlk 4 maddemden, son 5 maddeme kadar; başaracağıma inancımı kaybetmeyeceğim bir yıl olsun diliyorum 2019... Cümlemize mutluluk, sağlık ve başarı dolu gelsin inşallah. :)



10.) Daha çok film ve belgesel izleyeceğim.

2018'de izlediğim film sayısı, bugün itibariyle 74... Bence iyi bir sayı. Ben ki geçen seneye kadar bu kadar sık film izlemeyen kişi, ayda 8 film izleme uğraşıma ama az ama çok devam edebilir hale geldim şükür. :)

Ayda 8 film izlemeye bu sene de devam ama onun yarısı kadar da belgesel izleme hedefi koyuyorum kendime. (:

11.) İngilizce ve İtalyanca çalışmalarıma geri döneceğim.

İngilizcem, bundan 3-4 sene öncesine kadar daha iyiydi ama bir süredir altyazılı dizi dahi izlemez oldum. İngilizce altyazılı dizi izleyecektim sözde ama o da olmadı... Diyorum ki, hazır bu sene Sosyoloji bölümünü de bitirmişken; dil çalışmalarıma geri döneyim. Duolingo, VoScreen ve Memrise; kullandığım dil çalışma uygulamaları... İngilizce altyazılı izlemek istediğim yabancı dizi de, en sevdiğim yabancı dizilerinden biri "Friends". Bakalım inşallah! :)


İtalyancam ise, çok ama çok hafif düzeyde ne yazık ki. Bıraktım bırakalı, öğrendiklerimi unutmadım ve de üstüne eklemeyi ihmal etmedim ama yine de düzenli bir çalışmayla konuşabilir seviyeye gelmem de mümkün aslında! Çalışmam lazım, İtalyanca'ya ve İtalya'ya duyduğum hayranlık sebebiyle de daha çok bilmek ve öğrenmek istiyorum zira...

Bir defterim var, dil defterim... Uygulamalarım var, ihmal etmesem başarılı olacağım dediğim... Bildiğim ve bilmeye devam ettiğim çalıştığım kelimeler de var üstelik... 2019 bilmek ve konuşmak istediğim dilleri daha çok kavradığım bir sene olur umarım. :)

12.) Bu sene en az iki, en çok beş olmak üzere; konser ve sinemaya gitmek de istiyorum.

Konsere, sinemaya ve tiyatroya gitmeyeli seneler oldu. Sanırım en son şu üçünden birine gideli, en az 5 sene olmuştur... Ama en çok konsere gitmeyi özledim! Bir halk konserine dahi gitmedim yıllardır. Eskiden bizim buralarda, senede 3'den fazla konser verilirdi. Ama birkaç senedir, senede bir kez konser olursa öpüp başımıza koyuyoruz. Hiç denk gelemiyorum resmen. Ama 2019'da başaracağım, Bursa merkezdeki halk konserlerine bile olsa ayarlayıp gitmeye çalışacağım...

13.) 2019'da yoga ve meditasyon yapacağım.

2018'de anladığım bir diğer olgu şuydu; Ruh Beden Zihin, Bir Arada Olmalı İmiş. Zihnin gücünü ve bu üçünün bütünlüğünü daha çok kavradığım bir sene oldu. Bu sene, yoga felsefesini öğrenmeye ve de meditasyon yapmaya daha çok odaklanmak istiyorum. Bu alanlarda merak ettiğim ve öğrenip denemek istediğim daha çok olgu var mesela... Theta Healing mesela, bilinçaltı meditasyonu, zihni geliştirmek, bütünlüğü sağlamak gibi... Öğrenmek istiyorum işte..

14.) Daha çok öğreneceğim.

Gerek üstte de bahsettiğim mevzular gerekse de kendimi daha iyi hayallerim konusunda geliştirebilmek için daha çok öğrenmeye devam etmem lazım. Bu klasik hedeflerimden biri aslında... =)



15.) Şartlar el verirse part time bile olsa çalışmak istiyorum.

2019'da şartlar el verir ve imkânlarımız düzelir ise (misal girişten asansörlü bir eve çıktıktan sonra inşallah), uzun süreli çalışamayacak durumda bile olsam part time çalışmak istiyorum...

Koşullar oluşsun ben kendimi hayallerimle gerçekleştireyim, o zaman da bu hedefim gerçekleşmiş olacak yine... :)

16.) İyi bir uyku düzenine sahip olmak istiyorum.

2018 benim için uyku düzeninden yoksun olduğum bir yıl oldu. Çoğu zaman geç yattım geç kalktım, çoğu zaman da geç yatıp erken kalkmak durumunda kaldım. Ama bir düzene oturtabilsem, kas ve de vücut bütünlüğüme de katkısı olacak ama 2018'de sürekli bir biçimde bunu başaramadım... :/

Erken yatmak erken kalkmak, bana her anlamda fayda sağlayacaksa bile bu kış tam kendimde değilim ciddi anlamda. Evet diğer kışlardan daha iyi konumdayım, ne ağrım ne de sızım var öncesi gibi (çok şükür ki!). Ama gel gelelim vücudumda sanki eksik birçok şey var, uykuya ya zor akıyorum ya da kapıldığım gibi çıkamıyorum!

2019'da bana ve ihtiyaç duyan herkese uyku düzeni diliyorum... :)

17.) Minimalist yaşama daha fazla ayak uyduracağım ve sosyal medyadan ara ara uzak durmayı ihmal etmeyeceğim.

2018'de sosyal medyaya kapıldım doğrusu zaman zaman ama bu hedefimi gerçekleştirmekte de zorlanmayacağıma inanıyorum.

Minimalizm ile birleştirmemin sebebi, bağlandığımız sosyal medya dünyası ile gerçek düzeni karıştırır haldeyiz bu sıralar bence. 2019'da; yeteri kadar eşya, düzen ve zamanı iyi kullanmak en yerinde hedeflerimden olacak bence! :)

18.) Yapacağım dediğim ve tamamlayamadığım listelerimi tamamlamak istiyorum.

Okumak istediğim kitap listelerimi, izlemek istediğim filmler listelerimi ve yapmak istediğim işlerin listesini tekrar düzenledim iki gün önce; "hala izlemek, okumak ve gerçekleştirmek istiyor muyum?" diye kendime sorarak...

Gerçekleştirmek istemediğim maddelerin her birini sildim, okumak istemediğim kitaplar ve izlemek istemediğim filmlere de yer yok hayatımda... Yeni yıl, verimli bir yıl daha olacak hayatımda.

19.) Öyle sağlıklı olmak istiyorum ki; ailem ve sevdiklerim ile daha çok yan yana bulunup daha çok gezebilmek istiyorum...

Bu bir hedeften öte, hayatımda kendimi gerçekleştirmek istediğim şu andan gelecekte hayatımızı düzene oturtacağımızı hissettiğim nokta aslında! Ama çok şey istedim malum, başka da istediğim hedefim kalmadı. 2019'da gerçek olsun tüm hayaller isterim ki...

2019 ailem ve sevdiklerimle sağlık, mutluluk ve huzur içerisinde geçsin ve bu çerçevelerde gelsin isterim benim ve bizim için...

Gönlümüzden geçen ve iyiliğe hizmet eden tüm dileklerimizin gerçek olduğu, 
mutlu bir yıl olsun hepimize... (:


Herşeyin en çok olduğu değil, 
sağlık ve mutluluğun en çok olduğu bir yıl olsun en çok da... 
Az çoktur derlermiş ya minimalizmde, öyle öz olsun işte; çok'a gösterdiğimiz ilgi, özde bulabildiğimiz mutluluk kadar olamıyor malum bazen... 

Mutluluklarımız böyle çoğalsın işte, 
2019 öyle bir hoş gelsin ki; oh be dedirtsin bize... :)

Mutlu yıllar, sevgilerimle...

29 Aralık 2018 Cumartesi

2018'e Dair, 2018'de Neler Oldu?


Geldik bir senenin daha sonuna... Ciddi ciddi son 2 gün kaldı ve bir senenin daha 363. günündeyiz. Birkaç senedir sene bitmeden önce bloğumda değerlendirmelerini yapıyorum, esas olarak neler olmuş neler bitmiş görüyorum ve bu durum hoşuma gidiyor... Daha 365 gün kadar önce 2017'nin değerlendirmelerini yapıyordum de mi? Valla benim için bir senenin daha sonuna geldiğimiz için yine öyle! =)

2018'de neler olmuş neler bitmiş, çok uzatmadan resimlerle ve küçük notlarıyla anlatacağım (inşallah!). Buyuralım Yıllar Geçerken'de, 2018'de neler olmuş neler... Not; Bunun Didem'in Gözünden versiyonu ile, ülkemize dair neler olmuş neler aklımda kalmış diğer bloğumda olacağım inşallah yarına da... :)



2018 bize garip fırsatlar sundu; İlk kez uçağa bindik annemle beraber...
Kasım 2017'de dedemin hastalığının haberini almıştık ve ameliyat olmasının şart olduğunu da kontrolleri sonrasında öğrendik... Dedeme Özafagus (Yemek Borusu kanseri) teşhisi konmuştu. Ameliyatla midesi ve yemek borusunun bir kısmı alınacaktı. Antalya'ya dedemin ameliyatı ve sonrasındaki tedavisi için gidebilmek için, bizim için en zahmetsiz yolculuk olacağını düşündüğümüz uçak yolculuğunu tercih ettik o zaman. Gerçekten kısa zamanda gitmek açısından benim engel durumum sebebiyle oldukça uygun oldu ama gel gelelim Sabiha Gökçen Havalimanı'na gitmesi 3-4 saati de bulmuştu, sorunsuz gidebilmek de bindiğimiz otobüsü havalimanına 5-10 dakika kala değiştirmek durumunda olduklarını söylemedikleri gerekçesiyle bizim için zor da olmuştu...

Şimdi size, bir sene içerisinde 2 kez uçağa binmiş bir engelli olarak söylüyorum ki; havalimanına varana dek, engellilerin otobüse binmedeki kolaylığı hala sağlayamadıkları gerekçesi ile ne yazık ki yine büyük bir külfet! 

Ama bunun haricinde, uçak diğer yolculuklardan daha iyi bir konumda mı evet. 9 saatlik otobüs yolculuğunda; babam Gemlik'ten bindirdikten sonra, Antalya'ya dek otobüsten inemeyeceğim sebeple zorlanacağımızı bildiğimizden uçak yolculuğunu tercih etmiştik. 1 saatte İstanbul'dan Antalya'ya vardık. Havalimanına gitmek 3 saatimizi alsa bile, değdi mi değdi yani...

Antalya'dan dönüşlerimizi bu sene hep otobüs ile gerçekleştirdik, gece binip sabah inecek şekilde ama iki kez uçağa bindik bunun haricinde... İlkinde sadece annemle bendik, diğerinde de yine Antalya'ya gider iken Ahmet dedem ve Kağanım da vardı... :)


Antalya'da en çok kaldığımız sene idi; sevdiklerimizle iyi vakit geçirebildik bu sayede...


Birkaç senedir yazları gidiyorduk Antalya'ya, dedem orada ve dayımlar orada. Ama gel gelelim bu sene, dedemin hastalığı sebebiyle yılın çoğunu annemle beraber Antalya'da geçirdik. Şubat 7'de gittik ilk misal, Nisan'ın 5'ine dek orada idik. Sonra dedemle beraber Gemlik'e döndük, 2-3 haftalık bir süre için. Sonra geri döndük Antalya'ya, bu sefer yeğenimi de yanımıza katıp ve 24 Haziran'a kadar yine orada idik...

Velhasıl bu gidip gelmelerimiz, Antalya'daki sevdiklerimizle doya doya vakit geçirmemize de vesile oldu. Şükür ki, bir arada bir hastalıkla savaşmanın avantajını yaşayabildik bu sefer. İyi günde kötü günde, aile olmak en mühimi ve bunu yaşayabildik elhamdülillah... :)

Mustafa dayım, Mehmet dayım, Mehmet dayımın eşi Hatice yengem, küçük kuzenim İncim, yengemin yeğeni ve benim yakın arkadaşım Merom ve de dedem... Güzel zamanlar da geçirdik, zorlu gün ve geceler de. Ama birlik içerinde olmanın güzelliğinde; beraber ağladık güldük, bir o kadar da beraber endişelenip çözümler bulmak için çaba içinde bir arada olduk... Allah herkese nasip etsin ve bizim de birliğimizi daim eylesin inşallah! :)

2018'in en güzel yanı, sevdiklerimizle daha çok vakit geçirebilmekti... Dedeme elimizden gelen desteği verirken, onunla da epeydir yazdan yaza geçirebildiğimiz zamanın dışında da zaman geçirebildik. Fırsatlarla doldurdu bu sene bu hastalık bizi. Tek iyi yanı bunlardı... Küçük kuzenimle daha çok vakit geçirebildik, Meromla nice ilkler yaşadık ve yengemle muhabbet ve nice paylaşımlarımız oldu. Allah muhabbetlerimizi yeni yılda ve nice yıllarda da daim eylesin...

İlk defa bir otelde tatile gittik, annem babam ve yeğenimle;


2018'de ilk defa bir otelde tatil yaptık, annem babam ve yeğenimle beraber... 2017 bitmeden önce rezervasyon yaptırmıştık, annemin iki teyzesi ve bir de kuzeni ile beraber. Daha önce hiç gitmediğimiz Marmaris'i gezme fırsatını da yakaladık böylece. Bu rezervasyonu yaptırdıktan iki ay kadar sonra da dedemin rahatsızlığı çıktı ortaya. Ama o zamana ne olacak diye iptal de ettirmedik. Tatilin son üç gününe kadar sigortası vardı... 

Biz Haziran'da eve seçim sebebiyle döndük. Döndüğümüzde dedem biraz olsun daha iyiydi... Bekar olan dayım yanında kaldı biz yokken de. Tatile biraz tedirgin gittik ama dayımlar yanında olduğu için de gözümüz arkada değildi. Biz tatilden dönmeden önce dedem tedavi amaçlı hastaneye yattı. Ben havuza girebildim o tatilde, babamın tüm izni 1 hafta kadardı işte. Tüm fırsatlar kendiliğinden oluştu biraz. Eniştem ve ablam vardı da rezervasyonda, onlar gidemedi babam bizimle geldi iznini ayarlayıp... 

Velhasıl, 4 gün girebildim sadece havuza ama gezmek bile iyi geldi Marmaris'in sıcağında, malum sıcağı çok seviyorum ben! :) Tatilimiz bitti, bu sefer de 21 Temmuz'daki son 3 ders sınavım için dönüp çalışmayı sürdürdüm...

Aöf İkinci Üniversite Sosyoloji Lisans Bölümümü bitirdim, Mezun Oldum...



Tüm sene boyunca 4 kez daha sınava gittim 2018'de. Aöf Sosyoloji Lisans bölümümü bitirdim sonucunda da, tam 6 senede bitti işte. Daha geçen ay aldım büromdan diplomamı, o tarafa o zaman gitmek kısmet oldu işte... :) 

Güzeldi! Bu senenin ilk sınavına, ilk dönemin de son sınavına; Kağanım, ablam eniştem ve annem ile gitmiştik... İkinci dönemde ise, ilk sınavıma Bursa'da, diğerine de Antalya'da girdim. Şehirlerarası okudum bir yerde! Epey kişinin emeği vardı bu bölümü bitirebilmem için götürdükleri sınav yerlerim açısından... :) Antalya'da; annem, yengem, Merom, İncim, Kağanım hep beraber gittik sınavıma. Seneyi bu açıdan da, dolu dolu yaşadık şükür! 

2018'in en büyük hedeflerinden biri buydu benim için ki, 21 Temmuz'daki 3 ders sınavımda verdiğim 2 ders ile bitirdim bölümümü... Ben de mezunum, elimde kapı gibi bir diplomam daha var şükür. Allahım isteyen herkese nasip etsin dilerim. Bir de bu konuda en büyük şükürüm; 28 Temmuz'da mezuniyetimi ilan eden sınav sonuçlarımı alır almaz, arayıp dedemle paylaşabilmek ve onu da mutlu edebilmekti... 

Sevdiklerimin varlığına ve denk gelen imkan ve fırsatlarımızın güzelliğine şükür bir kez daha...


2018'de En Önemli Uğraşımız, Dedemin Tedavisi İçindi. Ama Olmadı, Maalesef Dedemi Kaybettik...



2018 bizden dedemi götürdü... İstedik ki bizimle daha çok kalabilsin ama Ahmet dedemin karaciğeri bu durumu çok zorlaştırdı. Ameliyat oldu olalı çok az gün rahat uyku uyuyabildi. Hep ağrısı, sıkıntısı var oldu. Ama dua ediyoruz ki çok da çekmedi. 9 ay onun bu hayattaki en zorlu yılları olduysa da, bizler yanında olabildik ve elimizden geleni yaptık. Bir pişmanlığımız veya bir "keşke"miz olmadı şükür ki. 

Dedem ameliyatından sonra iki kür kemoterapi, bir kür de ışın aldı ama karaciğeri bizi hep dertte bıraktı. Sağlık olsun istediysek de olmadı... 12 Eylül sabahı yine Antalya'ya vardık annemle. Hastanede kaldı dedem son zamanlarında ve 22 Eylül 2018 sabahı ebediyete kavuştu maalesef. O sabahı, annemin bir ağlamasını daha unutamayacağım anısıyla dedemi kaybettiğimizi öğrendiğim anı unutamayacağım 2018in hatırası...

Bir kez daha yerinde rahat uyusun ve öteki dünyada da yüzü gülsün diliyorum dedem için... Dedecim seni seviyorum, umarım senin için elimizden geleni yapmışızdır. Biz senden razıyız, sen de bizden razı olmuşsundur... Yerinde rahat uyu, mekanın cennet olsun. Sevgilerimle hep kalbimizde ve dualarımızdasın...


Ve 2018; Çabalarla, Emeklerle ve Kavuşmalarla Dolu Geçti En Çok da...


Antalya Bursa arasında geçirdiğimiz zaman dilimlerinde, bir arada dolu dolu geçirdik işte bu seneyi... Şükür ki... 


Şimdi son 2 gün kaldı 2019'a 
ama 2018'den diğer aklımda kalanlar da var; 

Antalya'dan döndükçe yeğenime, ablama enişteme ve babama kavuşmalarımız, 
çocukluk arkadaşlarımla (Damlam, Melikem, Sedam) buluşmalarımız, 
gerek yazıda gerek okumada verimli olmaya çalışmalarım, 
okulum bitsin ama zamanı da kaçırmayayım diye çabalamam... 
Sevdiklerimizle her fırsatı güzelce değerlendirebilmemiz 
ve iyiliğe güzelliğe doğru yol alma çabalarımız...(Takdir-e şayan'dı) =)

Daha çok okuyayım, daha çok yazayım isteklerime özen gösterebildim...
Kendi egzersizlerimi bir gün olsun ihmal etmedim, her gün az çok yaptım! 
Aralık'ın sonunda bir fizik tedavilerimi alamadığım için sesimi duyurmaya çalıştım,
yardım eden dostlarım sayesinde evde terapilerime şu an devam edebilir haldeyim...
Bu ay, beni duyan destek olan kişiler sayesinde; birçok gönlü güzel insan ile tanıştım...
Lise arkadaşlarımla görüşme fırsatını elde ettim...

İşte böyle dolu dolu bir 2018 geçirdik, 
ki bazen hiç bitmesin bazen de yenilensin istediğimiz bir sene oldu.
2019'da sakinlikle; sağlık, mutluluk ve çabalarımızın başarılara kavuştuğu bir yıl olsun.
Güzellikler katsın ama hiç birimizden sevdiklerini alamasın inşallah!
Acı tatlı bir yıl bitirdik, çok uğraştık;
yeni yılı da çok hakettik...
Sevgiyle gelsin, kötü olan ne varsa silsin götürsün inşallah.

Sevgilerimle, güzel bir yıl diliyorum bize; 
Sevgi, umut, sağlık ve huzur temennilerimle! 

Hepimize mutlu yıllar... :)

28 Aralık 2018 Cuma

2019'a Dair 19 Hedefim


2019 Yılına Dair 19 Hedefim var bu sene... Adım adım gideceğim ve yıl bitene kadar bu yazıyı güncelleyip duracağım, 2018'in kalan son 5 gününde...

26.12.2018

Geldik bir senenin daha son haftasını yaşamaya, hep umutlandırıyor beni; yeni bir seneye girecek olmanın verdiği heyecan... Planlarım, hedeflerim; yapacağım deyip bazı yapamadıklarım bile bana umut veriyor. Çünkü o hedeflere daha sıkı sarılabilmek için, baştan başlayan ve ömre yeniden eklenen bir takvim daha başlıyor! Sonunun ne olacağını net bilmiyoruz ama kurgulayabilir, umut edebilir ve başarmak için çaba gösterebiliriz. Bunun heyecanını yaşamayı hep sürdürdüm ömrüm boyunca, bir ömür sürdürmeye de devam ederim içimde, hayatımda. İnşallah... :)



İlk 4 hedefimi, sağlığıma dair planladım. Tabii yine her sene olduğu gibi, yeni bir yılın gelişinde ilk dileğim ailemle beraber sağlıklı ve huzurlu bir yıl geçirmek... :) 


1.) 2018'de olduğu gibi, 2019 için de ilk hedefim ve dileğim; tüm sene boyunca, bir gün dahi hareketlerimi ihmal etmemek...

- 2018 için bu hedefimi, şükür ki şu 360 gün boyunca hiç ihmal etmedim. Çok hasta, çok yorgun olduğum günler de oldu; hareket yapmaya tahammül edemeyeceğim kadar zamanlarım da. Bu günler iki elin parmağını geçmeyecek kadar azdı ama o günlerde dahi hareketlerimi yaptım. Daha hafif yaptım tabi; ya sadece solunum ve ayaklarımı gerdirme yaptım, ya sadece solunum ve el-kol egzersizlerimi yaptım. Ama kendimi hareketsiz bir tek gün bile geçirmemem gerektiğine alıştırdım, bunu kontrol ederek yapabileceğimin de çok net farkına vardım.

- Bu farkındalığımın beni daha iyi durumda tuttuğuna şahit oldum bir de. Hayatım için varsa yoksa, olmazsa olmaz olan yegane ihtiyaçlarımdan biri egzersizlerim; hava gibi, su gibi vazgeçilmez benim için. Diğer seneler bu kadar önemsemiyordum diyebilirim, haftanın 3-4 günü yapıyordum; o zamanki durumuma göre bu bile çok geliyordu bana, gerek ağrılarımın gerekse de kasılmalarımın etkisiyle böyleydi tabii... Ama şimdi 2019 için de, ömrümün geri kalanı için de; bir gün dahi ihmal etmemeye kararlıyım. Ayakta iken haftada iki kere fizik tedavi yetiyordu, artıyordu bile o zamanki hareketliliğime göre. BENCE! 2019 için ve ondan sonrası için de, ayağa kalktığımda bile egzersizlerimi ihmal etmemeye dair ömür boyu ahtım var kendime! :)


2.) Senenin ilk yarısında, öncelikli olarak daha uzun süre ayakta durabilmemi yeniden gerçekleştireceğim...


- Geçen sene bu zamanlardı, havalar yine soğuktu ama ben büyük ölçüde daha uzun süre ayakta durabiliyordum. Bu sene bu zamanlarda ise, ayakta durmak için büyük çaba harcıyorum ama bir süredir kendimi bir sene önceki gibi kasamıyorum. Kaslarımı kasabilmem gerek ki, o pozisyonu sağlayabileyim ama yapamıyorum...

- İçinde bulunduğum durum, neyse ki kısa bir sürede olmadı. 2017'nin son 6 ayından beri bir düzen eksikliği hakim oldu rehabilitasyon alabilmemde... Bu sene alabildiğim fizik tedaviler ise, neredeyse hiç randumanlı olamadı. Çok fizyoterapist değiştirdim (5 kez!). En uzun zamanlı çalıştığım fizyoterapistim Yasemin idi, 4 ay boyunca ara vermeden egzersizleri sürdürebilmiştik. Sonra o şehir değiştirdi, Merve ile çalışmaya başladık. 3 ay kadar sonra da o gitti. Sonra Ömer diye bir fizyoterapist ile çalıştık, sadece 2 hafta kadar. Sonra dedemin rahatsızlığı sebebiyle 2018'in Şubat ayında biz Antalya'ya gittik... Velhasıl, birkaç ay sonra geldiğimizde Ömer ile bir 2,5 hafta daha çalışabildik ve Antalya'ya geri döndük...

- Antalya'dan Haziran ayında döndü isek de, Temmuz ortasından beri İsmail ile çalışabiliyoruz ve şunun şurasında hiç ara vermeden çalışabildiğimiz zaman dilimi olmadı diyebilirim. Önce 10 günlük tatile gittim geldim, sırf denize girebileyim diye. Sonra geldim, biraz ders aldım derken; Eylül ayı ile beraber rehabilitasyon sistemi değişti, evde terapilerim kesildi. Eylül'ün ikinci haftasında yine dedem için gitmek durumunda kaldık Antalya'ya. Sonra dedemi kaybettik ve dönmemiz Ekim'in ortasını buldu...

-- Kısacası, sonrasında bir rehabilitasyona gitme bir gidememe (taşıyıcı problemi sebebiyle)... Evde Terapilere yeniden başlayalı şunun şurasında bu hafta üçüncü haftam. Ne zaman bir senenin yarısı boyunca, eksiksiz her hafta fizik tedavimi alabilirim yeniden; işte o zaman yeniden bir iyilik halini kalıcı hale getirebilirim. Ama bunun için, egzersizlerimi aktif ve de pasif olarak iki elden yürütebiliyor olmamız gerek; hem benim kendi başıma, hem de fizyoterapistim eşliğinde fizik tedavilerim ile. 2019 için, fizik tedavi düzenimin hiç sekteye uğramamasını diliyorum! Amin...


3.) Senenin ikinci yarısında, Allahın da izniyle yürüyeceğim! 

Üstteki iki madde 2019'un ilk 6 aylık zaman diliminde sekteye uğramadan devam eder ise, bu mümkün olabilir artık. Bunu diyorum çünkü 2018'i en az ağrı ile geçirdim şükür ki. 2012'de geçirdiğim son atağımdan sonra geçirdiğim 5 sene boyunca o kadar ağrı çektim ki, bir daha ömrüm boyunca ağrısız zaman dilimim olmazsa diye tedirgin idim...

2015 ve 2016'da aldığım fizik tedavilerimin sıklığı, beni ayakta çok rahat durabilir hale getirmişti bir ara. Onu yaklaşık 3-5 seneyi geçen süre boyunca gerçekleştirebilse idim, şu an ayakta idim belki de. Ne yazık ki benim hastalığım ve birçok benim gibi hastalığa sahip olanların durumu, tamamiyle düzenli yaşamı gerektiriyor. Bu düzenli egzersiz demek... Kendi yaptıklarımız tamamen yeterli gelmiyor, önceki halimde olsaydı yeterli gelebilirdi elbet ama 2012'den bu yana çok hassas bir yapıda geçirdim zamanımı...

2018'de gördüm ki; ağrılarım çok daha iyi boyutta, neredeyse kimi zaman hiç yok! Çok ama çok şükür ki, düzenli bir egzersiz ile daha iyi duruma gelmem yine olası. Ancak yönetmelikler sistemlerin değişimi, çoğu zaman bizim yararımıza gibi görünse de öyle olmuyor. Tek bir yönetmelik değişiyor, bizim toptan düzenimiz değişiyor. Anlaşabildiğiniz ve düzen kurduğunuz fizyoterapist gidiyor, uyuşamadığınız ve size uyum sağlamak istemeyen bir fizyoterapist denk geliyor; tümden hayatınız değişebiliyor!

Bu senenin son ayında bana destek veren sevdiklerimle uğraştığımız üzere, fizik tedavi düzenimi kurabilmek için sesimi duyurmaya karar vermiş ve başarılı olmuştum. Buna Allahın izniyle her zaman devam edecek ve umuyorum düzenli egzersiz alabilme hakkımı elimde tutmaya çabalayacağım daima. 2019'un ikinci yarısında yürüyebiliyor olmak için de; üstteki iki madde ile beraber düzenli şekilde tedavilerimi sürdüreceğim, bu üç maddeyi hayatımın gerekliliği bilip sağlığımın iyiye gitmesini sağlayacağım...

4.) Sağlıklı beslenmeyi 2019 senesi boyunca ihmal etmeyeceğim...


2018'in son üç ayında, nihayet hareketsiz kaldığım gerekçesi ile çok daha önceden kurulabilecek bir beslenme düzenimi kurabildik. Son 3 senedir, birçok besin grubuna karşı büyük tahammülsüzlük yaşıyor ve akşam yemeklerinden sonra sindirimimi bir türlü sağlayamıyordum. Öyle ki, çok uzun süreler boyunca uyuyamıyor ve gece boyunca sindirimim tamamlansın diye bekliyordum... Öyle bir duruma gelmiştim ki, bazı zaman çorba kahvaltılık ve de makarna tarzı yiyeceklerden fazlasını yiyemez hale gelmiştim...

Kasım ayında gittiğim Genel Cerrahi polikliniğinden, istediğim beslenme düzeni verildi bu sefer neyse ki. Hareketsiz kaldığım gerekçesiyle, proteini ve besin içeriği ağır gelen yiyecekleri artık kestiremez boyuta geldiğimi ve bunun bir standardı olup olmadığını sormuştum. Bana iki kağıt vermişti doktorum, Gastrit ve Ülser konusunda uzak durmam gereken besin öğelerinin, hareketsizliğe bağlı olarak sindirilemeyen besin gruplarından olduğunu söyledi. Yani benim gastrit ve ülserim, belki de şu anki hareketsizliğime bağlı olarak bile gelişebiliyor; bunu öğrenmiş olduk. O besin öğelerinden bahsettiğim yazım burada.

Gelgelelim bundan 14 gün kadar sonra, kardiyoloji randevum için hastaneye gittiğimde, kardiyoloğum diyetisyene yönlendirdi. Diyetisyenime söylediğim "14 gündür kullandığım ilaçlar ve dikkat ettiğim beslenme rutinim sayesinde, birkaç aksaklık haricinde sıkıntı çekmiyor olduğumdu". Diyetisyenim de bana önlü arkalı iki kağıt verdi. Bu kağıtlarda da, daha kapsamlı olarak hareketsizliğime bağlı uzak durmam gereken besin grupları vardı... Bu konudan bahsettiğim yazım ise, burada...

Yani size diyebilirim ki; 2018, en büyük sorunlarımdan birini çözüme kavuşturduğumuz bir sene oldu bizim için. Buna daha kapsamlı devam edip, ara sıra yaptığım kaçamaklara dahi bırakmak ve daha sağlıklı bir bedene ve kuvvete ulaşmak istiyorum şimdi de 2019 için... Artık daha net başarabileceğimi biliyorum, görüyorum. 2019'da sağlıklı kiloma ulaşacağım ve de kas gücümü en etkin duruma getireceğim inşallah... :)

...


28.12.2018 


2019 İçin 5 hedefim var ki; en büyük hobim olan okumaya yazmaya dair... Bu 5 maddeyi de gerçekleştirebilir isem, kendimi gerçekleştireceğimi biliyorum. Başaracağıma da tabii ki inanıyorum ama daha çok dikkat edip gayret göstermem gerek. :)


5.) Haftanın 4 günü Hayat Hikayemi yazma hayalimi gerçekleştirmek için çalışacağım.

Benim bir hayalim var, yıllar yılı gerçekleştirebilmek için çabalıyorum ama istediğim gibi olana kadar da yılmamak için biraz hafiften alıyorum... Ben Hayat Hikayemi yazmak istiyorum, ilk kitabım bunun üzerine olsun istiyorum. "Ben bir engelliyim, bunları gördüm ve görmeye devam ediyorum. Ama bir bu kadarı da var ki, yanlış bizler için!" Demek istiyorum. Bizi size anlatmak istiyorum...


Bunun için 2019'da daha sıkı çalışacağım. Dönem dönem çalışmak, bir yerde bırakmama ya da ara vermeme sebep veriyor. Ama genele yaymayı deneyeceğim. Haftanın dört günü yazabilmek için, "Zinciri Kırma" takvimi de tutacağım. O ne derseniz eğer, bu videoya bakabilirsiniz... Ben egzersizlerimi tek bir gün dahi ihmal etmemek için, zinciri kırma takvimi tutmuştum 2018’de. Başarılı da oldum ve 2019'da iki takvim tutacağım artık. Dilerim yine başarılı da olacağım! :)


6.) Hayaller Denizi adlı hikayemi tamamlayacağım.

Benim bir hikayem var ki, onu wattpad sitesinden ve uygulamasından okuyabiliyor wattpad üyeleri. Adı Hayaller Denizi… Birkaç sefer daha bahsettim ve okumanız için öneride bulundum. Ama şu var ki, ben istediğim gibi olsun bölümler diye epey hafiften alıyorum. En son br ayı geçkin bir süre önce, 17. Bölümü yazdım ve yayınladım. 18. Bölüm şu an hala yarım, tarafımdan tamamlanmayı bekliyor…

2019’da Hayaller Denizi’ni tamamlayacağım demem bundan ötürü, gidişatı oturtabilirsem hemen bitirmeyi düşünmediğim bir hikayem bile olsa kendisi; en azından bir seneye yayarak da olsa tamamlayabilirim diye düşünüyorum. Beni çok heyecanlandıran bir hikaye, Hayaller Denizi. Çünkü hayallerimdeki hayatıma layık gördüğüm bir hikayeyi yazıyorum ben… Hikayemi okumak isterseniz, hikayeme ve wattpad profilime buradan ulaşabilirsiniz. Belki cesaretlendirirseniz beni, biraz daha hızlanabilirim. Umarım yani… 😊


7.) Bloğuma daha iyi daha çok yazı yazacağım; 1000. Yazı?

Bazı hedefler için net olmak gerekiyormuş, bu aslında bir sayı veya bir sınır koymak gibi ama eğer faydası olacak ise neden olmasın ki? Diye düşünüyorum ben de… =) Birkaç senedir daha çok daha verimli yazmak istiyorum ve geldiğim noktada, uzun zamandır 2-3 ay gibi ara vermeden yazdım bloğuma; ki bu gerçekten bir başarı benim için. Bir ara dersleri, sağlığımı ve de geleni gideni bile bahane ettiğim olup da, sık sık aylık aralar verdiğim oluyordu. Sonucunda hep mutsuzluk, geri dönüşlerde bir rahatlama…

Ama yazmayı birkaç günlük, ya da en fazla bir haftalık aralar haricinde devam ettirebilmek beni çok rahat hissettiriyor ve de mutlu ediyor. Zamanı kaçırmıyor gibi hissediyorum artık. Bu yüzden, bloğumda epeydir bir sayı olarak ulaşmayı istediğim 1000 yazı sınırım var ama bunu kendime bile hedef olarak koymamıştım. Bu sene ilk 6 ay için pek sanmıyorum ama 9 ayda 1000. Blog yazıma ulaşabilmek de hedeflerim arasında… :)


8.) Ajanda ve Günlük tutmaya daha özen göstereceğim.

Yaklaşık 12 yaşımdan beri günlük tutuyorum. Ama bıraktığım zaman dilimleri oldu. Mesela lisede günlük tutmadım, buna pişman mıyım? “Evet, oldukça!” Eskisi gibi bırakma noktasına varmadan önce, daha çok özen göstermem gerektiği bir gerçek…

2010’dan beri yine günlük tutuyorum ama gel gelelim eskisi kadar verimli değilim şu iki senedir… Üstteki resimde, ajandam ve günlüğüm var; ben ikisine de her hafta yazabilmeyi, günlüğüme de günlük gibi davranmayı ve günübirlik yine yazabiliyor olmayı hedefliyorum kendimce. Zira günlüğüm, benim için çoğu zaman birkaç haftalık veya ayda birkaç günlük gibi bir role büründü! Garip de mi ve de sinir bozucu! =) Tamam tamam, bu hedefime de çok dikkat edeceğim…


9.) Tabii daha çok ve daha iyi yazabilmek için daha çok okuyacağım. 2019’u 50 adet kitap okumuş olarak bitirmek istiyorum...

Verimli yazabilmenin yolu, çok okumaktan geçiyor tabii ki. İki senedir bloğuma daha çok yazabiliyor isem, bu sayede bence. Ne yaptın Didem, hedefini geçebildin mi ki artırıyorsun bu sene? Hayırdır canım?” diyecek olursanız, gurur duyarak söylüyorum ki; ilk defa 2018’de okuma hedefime ulaştım! 25’i geçtim, şimdilik 31 kitap okudum. Elimdeki son iki kitabı da bitirebilir isem, 33 kitap ile 2018’i noktalayacağım. Bu sene için okuduğum kitaplar yazım, 31 Aralık’ta bloğumda olacak inşallah! 😊

Kendime verdiğim sözü tutmaya gelince; şayet okuma hedefime ne zaman ulaşır isem, o zaman bir dahaki seneye arttıracağım demiştim ve iki katına çıkarmakta sakınca görmedim bu sefer. 2019’da 50 kitap okumayı hedefliyorum kendim için, bence ben 50 kitap okumayı da başarabilirim! 

Nice verimli söz tutmalara olsun cümlemiz için inşallah… :) 


(Bu yazıyı burada bitiriyorum, daha uzun olmasın. 2019'a Dair 19 Hedefim 2 yazısına yarın başlayacağım, diğer 10 maddemi de orada yazacağım. O yazıyı yazınca, buraya da devam linkini eklerim.)

Son 3 gün kaldı yeni yılın başlamasına, hedefleri yazmaya ve hayalleri gerçekleştirmek için çabalamaya devam! Sevgilerimle... :)

21 Aralık 2018 Cuma

İlk Şiirini Ezberledi - Yerli Malı Haftası 2018


Bu hafta oldukça hareketli başladı bizim için yine, yeğenim ilkokula başladıktan sonra ilk yerli malı haftasını da yaşadı işte. Tüm öğrencilerimizin nice yerli malı haftalarına ve yerli malının kıymetini hep bildikleri günlere olsun inşallah... :)

Ben küçükken yerli malı haftasını nasıl kutluyorduk hatırlamadım başta ama yine de şimdiki kadar okulda bir şeyler yiyerek içerek kutladığımızı da bilemedim bir yerde. Hiç unutmadığım bir slogandır hala ama; Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı...

Yıl olmuş 2018, bu sloganı uygulamamakta ısrar eden birçok kesim var oysa. Hadi teknoloji neyse diyorum, o alanda pek iyi değiliz bazı noktalarda ama kendi ürettiğimiz besin kaynaklarına ulaşamaz konumdayız. Tarlalarını zeytinliklerini müteahhitlere veren ve kısa vadede daha fazla kazanabileceklerini düşündükleri şekillere sokan yer sahipleri sebebiyle de daha çok yerli malından oluyoruz ne yazık ki...

Büyüyünce o sloganın ne demek olduğunu daha iyi anladım ben de birçok duyarlı arkadaşım gibi... Bu konuda duyarlı olduğumu düşünüyorum doğrusu; kendi üretimimize ve kendi çevremize değer vermez isek, ötesinin de kıymetinin bir yerde değersizleşeceğini biliyor ve uyguluyorum kendimde. Yerelden genele yaymak gerek, çevre duyarlılığımızı ve değerlerimize sahip çıkma fikrini diye düşünüyorum! :)

Her açıdan zengin ve verimli topraklara sahip iken, gerektiği gibi yönlendiremiyoruz biraz da gençlerimizi. Yıllar yılı köyden şehre inen iş gücüne sahip insanımız da bu gidişata sebep oldu. Velhasıl, bu haftayı kutlamaktan da fazlasını yapabilmeliyiz esasında...



Kağanım pazartesi günü okuldan geldiğinde, elinde tek bir ödevi vardı; ertesi günü kutlama yapacakları için ezberlemesi gereken "Ceviz" adlı şiirin yazılı olduğu kağıt... :) Haftasonu anne babasının sözünü dinlememiş veyahut ezberleyememiş olanlara, öğretmenleri ya hızlı okuyacaksınız kağıttan ya da ezberleyeceksiniz demiş. Kağanım da o anne babasını dinlemeyen ve ezberlemeyi reddeden tayfadanmış işte. Bu haftanın başladığı ilk gün, ezberleme meselesini kabul ettirene kadar çok uğraştım o gün... :)


28 kelimelik bir şiir; potasyum, magnezyum, müshil, garnitür gibi aklında tutamadığı kelimeler var bir de içeriğinde, gözü korktu kuzumun tabii. :) 8-10 tekrardan sonra; aklımda tutamayacağım, bakmadan nasıl okuyayım böyle, ben aklımda tutamıyorum sen söylüyorsun hep diye başladı kendini üzmeye. Oysa birkaç tekrardan sonra, bir satır ben söyledi isem ardından o satırla beraber devamındaki satırı o söyleyerek başladı aklında tutmaya... :)

Ama çocuk işte, "ben sana güveniyorum, sen de güven kendine. Bak zehir gibisin maşallah ne çabuk kavrıyorsun!" dedi isem de, "Ben kendime güvenmiyorum, yapamayacağım." diye üzdü o gün kendini. Dinlene dinlene ezberimize devam ettiğimiz ve bir saati geçirdiğimizden sonra üstelik...

En son babası gelmeden önce, anneannesi ile yarış yapıyordu ve aslında ezberi tamdı ama yabancı kelimeleri hatırlatıyordum ben ona. Ama eve gideceğini anlayınca telaş sardı kağanımı, bana güvendi diye sevinsem mi, kendini üzüyor diye üzülsem mi bilemediğim bir zaman diliminde; "burada kalacağım, geceye kadar ezber yapmam lazım ve teyzem yanlış anlamış bana bakmadan okuyacaksın tut aklında diyor" diye iyice üzdü kendisini...


Biraz fevri, biraz canı tez olmanın sonucu işte tüm bunlar... O akşam evinde de anne babasını azıcık üzmüş ve ancak bir iki kez tekrar etmiş. Hadi yarına Allah kerim diye yattık ve ertesi gün öğlene doğru öğretmeninin şiirini okurken çektiği videoyu izleyene dek ne yaptı diye merakla bekledik... Videoda gördüğümüz, Kağanın ezberlemeden önce heceleyerek okuduğu şiiri kağıda bakarak ama şakır şakır okuduğu idi... :) İnsan gurur duyuyor tabi ama "Ah be çocuk" diyor bir de böyle olunca, Ah...

Velhasıl bizim evde 4 gündür bir ceviz şiiri var şimdi. Kağan Salı günü sınıfında okuduğundan beri, şiiri hala unutmadı ve her gün tekrarlıyor kağıtsız olarak şimdi. Ne dersiniz, ezber meselesini de öyle böyle sorunsuz atlattık mı? :) Bu çocuklar bir yerde ne yaparsa hep kendine yapıyor ama böyle de ne olduğunu anlayamaz hale getiriyorlarmış meğer bizleri.




Şimdi anne ve babamı daha çok anlıyorum, Kağan biraz ikna edilmesi ve bazı kuralları ile anlaşılması zor bir çocuk olabiliyor bazen. Ama kafası çalışıyor da maşallah. Ben bu kadar azimli değil, biraz tembel bir çocuktum, hep söyler ailem. Ben yine de şükrediyorum halime, annemlerle benim ders çalışma vakitlerimi anlattıklarında. Ben çok hareketli olmuşum hep ve oturup ders çalışmayı liseye dek sevmediğimi çok net hatırlarım...

Ezberim kuvvetli idi neyse ki, ama onun haricinde zaman zaman çok zorlamışım ailemi... :)

Öyle böyle bitti işte bu hafta da, bir yerli malı haftası bize ilkleri yaşattı. Kağanıma ceviz rolü verildi, ilk şiirini ezberletme görevi bizimdi. Şimdi daha hangi şiirler bize kısmet olacak ve Kağanım bundan sonra ne yapacak merak konum... :) Sağlıcakla akıllı fikirli olsun da, böyle ufak zorluklar da tuzu biberi aslında; anılara konu oluyor bolca...

Geçen hafta Cuma, kağanıma haftasonu 5 bilmece öğrenip yazıp getirmesini istemiştim bir de. Bu hafta başında önemseyip üşenmeden yazdığı ve getirdiği için mutlu olduğum bir diğer konu oldu bu benim için. :) Madem öyle o 5 bilmece ile veda edeyim ben de sizlere; koca bir haftasonu bu bilmeceler tadında, eğlenceli ve de bol fikirli geçsin...


El üstünde kaydırmaca; - Sabun


Dil üstünde kaydırmaca; - Dondurma


Daldan dala atların, kuyruğumdan sarkarım; - Maymun


Ben giderim o gider, yanımda tın tın eder; - Baston


Bir tane sapı var, bir sürü kardeşi var (Ki Kağanım buna da büsürü diye yazmış =); -Üzüm



Hep böyle saf mutluluklarımız, gerçek bildiğimiz sağlam uğraşlarımız olsun inşallah; bir çocuğa doğruyu öğretmek ve onu yaşadığımız ortama doğru şekilde adapte edebilmek gibi... Yerli malı haftasını kutlamamızın en mantıklı sebebi budur bence, çocuğa kendi köklerine ve yaşadığı yere değer vermeyi öğretip tüm dünyamıza sahip çıkma gerekliliğini bütüne yaymasını sağlamak...


Başarılı oluruz inşallah, sevgiler... :)

20 Aralık 2018 Perşembe

Kurduğum Hayaller - 15.12.2018


Bazen gündüzleri hiç düşünmeyi tercih etmediğim konuları gece daha derin düşünüyor ve bu zaman dilimlerinde yazabiliyorum. Misal, geçtiğimiz hafta Cumartesi gece yarısına doğru; bir iç dökümü gerçekleştirdim kendi kendime karşı...

Böyle iç dökümleri iyi geliyor gelmesine ama beni kendimle de karşı karşıya getiriyor bazen;


15.12.2018 - Cumartesi (23.37) - Kurduğum Hayaller

Kurduğum hayaller, basit ama yorucu benim. Eskiden ne olursa olsun hayaller kurardım ve bu çok garip bir alışkanlık olmuş şimdi bende... Kurduğum hayaller bir alışkanlık boyutuna ulaşmışken, bu sıra hayallerimde bile yer edinemiyorum kendime. Kimi zaman hayatıma yerleştirdiğim birinin, ben hayatına yakışmıyorum sanki... Evden çıkamamak, tek başıma hareket edememek, kendime bile yetememek (somut anlamda); hayatı seviyor olmama rağmen ağır geliyor kimi zaman bana da bu sıra...

Hep aklımda fikrimde, yeniden yürüyebilir olmayı düşlemek dolanıyor bazen. Yürüsem hayata karışsam daha içeriden, diyorum ve iş hayatına, aileme yardım etmeye ve ailemi kurmaya odaklanmayı düşlüyorum sonra da. Bunları istiyorum işte... Ama bir yandan da bunları yapabilmek için, önce oturduğum yerden başarmam gereken bir şeyler var hissettiğim kadarıyla...

Mesela, o kadar çok kitap yazmayı istedim ki; belki de ondan oturdum kaldım bir yandan da şu zamanda. Tabii ki baştan aşağıya gerçek bu değil, farkındayım ama olur ya bir yanım da yazar isem daha motive olup doğrulup kalkacakmış gibi...

Daha neler neler kurmuyor ki aklım kalbim... Bir film sahnesini oluşturmaya çalışır gibi, hayatımı kurgulama uğraşındayım. Bazen kuracağım hayaller beni bu kalakalmışlıktan kurtaracakmış gibi, ucu bucağı olmayan hayallere sığınıyorum. Doğrusu ucu bucağı olmayan hayaller de değil, benim zihnimin her şeye uyabileceğine beni inandıran hali hakim. Ve bu bir anlamda benim için kötü. Ama tam olarak yapabildiğim, hep olabildiğince daha da çabalamak...

Olduğum yerden, bulunduğum hayattan ve durumdan, baştan aşağıya şikayetçi falan da değilim. Benim isteğim hayallere tutunup yeniden ayağa kalkabilmeyi, anneme babama ve ablamlara daha çok yetebilmeyi başarmak. "Kalakaldığım tek nokta, söz geçiremediğim kaslarım ve yeteri kadar güç veremediğim zihnim." Bazen böyle olmadığını bildiğim halde, buna inanmak kolay geliyor aslında! Esasında benim durumumda zihnimin de kaslarımın da tam bulunabildiği noktalar şu andakiler işte. Onlara güç kuvvet verebilecek tedavi tam olarak hem bende mevcut hem de kimbilir nerede?!


Kurduğum hayaller, deli gibi hissettiğim bu çelişkili hallerimin yol açtığı durumlardan mevcut oluyor aslında. İçinden çıkamadığım bir dünyam daha var, o dünyada hayal kurmamak gibi bir şey yok adeta...

Zihnim şu an dingin gibi hissettiğim ölçüde de karışık. Bir hayatım var, eksiksiz şekilde sevdiklerimle hayallerimize kavuşmak istediğim... O hayaller iyileşmemde saklı diyoruz ama oturduğum yerde düşünürken de, bir yanım; "Belki de hayallerin bir kısmını gerçekleştirebilsem iyileşmem orada da saklıdır?" diyor. Ama ikisi de bir ölçüde mümkün bir ölçüde de mümkün değil gibi işte...

Hayatın bana sunduğuna, Allahın bana biçtiği kadere ve yola, şekillendirebildiğim ölçüde hep başa dönsem de vazgeçmemeye razıyım! Ama bir o kadar da kurguladığım hayallerdeki gibi, hayatımda çözüm yollarına dosdoğru başvuramamakta şikayetçiyim kendimden...

Dünümde bugünümde ve kurduğum hayallerde umut var. Umudun içinde sağlık, mutluluk ve aşk var! Aşkın bana uzak olduğunu hissettirdiği ölçüde de, artık bir kabul edemezlik... Yolum, yörem, konumum, gidişatım hayallerden ve umutlardan. Gidebildiğim ölçüde, sağlığa sevdiklerimle birlikte koşacağım ve umarım kurduğum hayallerdeki gibi; aşkı da hayalimdeki kitapların yazılıp basılması ve okunmasını da yan yana sevdiklerimle birlikte sağlayacağım...


00.13 16.12.2018 Pazar

Didem Köse...

...

Ve ne kadar karşı karşıya gelsem de kendimle, en büyük çareyi kendimde ve Allahın bana sunduğuna inandığım içsel gücümde bulduğum da bir gerçek işte. 15-16.12.2018 gecesi anlattığım bu yazımda da olduğu gibi...

Hayat çoğu zaman zor, sadece bazen itiraf etmek daha acı geliyor; ama bir o kadar da itiraf etmeli! İçinde veya dışında neyi büyütürsen, yara olurmuş hayatında. Biz güçsüz anlarımıza esir olmayalım, gücümüzü içten dışa yayabilmemizin bize yaralarımızı sarma fırsatını kullanalım...

2019 için ilk hedefim; kendime daha çok açılmak. Sevgilerimle...

12 Aralık 2018 Çarşamba

İnternet Günlüğüm 2018 #9 - Bitmeye Yüz Tuttu 2018 De


Sevgili İnternet Günlüğüm;

2018 yılı da bitmeye ve gitmeye yüz tuttu. Kasım düzen tutturma uğraşında nasıl geçti anlayamadığım bir ay olmuştu, Aralık da hızla başladı hızla bitecek anlaşılan. Bir seneyi daha bitirmeye-göndermeye doğru gidiyoruz hayırlısıyla işte... :)




"Hayat bazen daha fazla mücadele etmeyi gerekli kıldığı anlarda, hüngür hüngür ağlamayı isterken gülmenizi de gerektiriyor." demiştim instagramımda geçtiğimiz haftasonundaki paylaşımımda, burada. Bunu yürekten söyledim, ciddi anlamda bunu hissettim Aralık'ın ilk haftasında... Zorlu bir hafta ile başladık, bir o kadar da mutlu edici idi benim için! Şükür ki şanslıymışım, şansımız varmış; bir gidiş yoluna daha fazla zaman geçmeden kavuştuk... Neler olduğunu bundan önceki en son yazımdan, okuyabilirsiniz...

Ben bir mücadele başlatmıştım, evde terapi yasal olsun, ya da rehabilitasyonlara giderken servis içi hizmetine taşıyıcı kişiler de zorunluluk olarak getirilsin diye. Evde Terapi alamadığımız sürece, biz ağır bedensel engelliler evden dışarıya çıkmakta nasıl zorlanıyoruz bilinsin, duyulsun ve çözüm bulunsun istemiştim...


Gemlik ve Bursa bana sahip çıktı, ben benim gibi herkes için sahip çıkılmasını istemiştim, benimle beraber herkese sahip çıkıldı esasında. Resmiyete başvuruldu şu an; Kaymakamlık twitter hesabımda da, İnstagram hesabımda "Tedavimİstiyorum" albümümde de süreci anlattığım gibi bana sahip çıktı ve resmiyete taşıma sürecinde de destek vereceğini söyledi. Resmiyet için dilekçe yazdım, kurumuma teslim ettim. Evde terapime devam edebileceğim bu süre içinde de, Gemlik Kaymakamımız Gürbüz Karakuş ve ilçe milli eğitim şube müdürümüz Adem Şahin'in de sayesinde... :)

Bunların dışında, kendimi toparlama sürecini bir kez daha bir düzen kurma uğraşı ile başlattığımızı görüyorum işte... Yazmaya çok çalıştı isem de, bu hafta ancak yazmaya başladım; haftanın üçüncü gününde. Yorgun buldum kendimi, gece yatağıma yattığımda bile fazlasıyla yorgun ama uyumaya mecali yokmuşçasına ne halde olduğumu bilemez halde...




2018 bitmeye yüz tuttu ama biteceğine üzülmüyorum şimdi, şu yaşadığımız son süreçleri düşünürken bile. Çok güzel şeyler başardığımızı düşünürken mutluyum bu sıra ben, ama bu güzelliklerin yaşandığı sene bitiyor diye de üzülemiyorum; anılarıma en güzellerinden birini daha ekledi sevenlerim, yatıp kalkıp Allahıma teşekkür ediyorum... :) 

Yılbaşı kavramını sevmekten ötürü geliyor belki de tüm bu düşünceler. Yeni bir yıl, yeniden başlama ve daha iyi devam edebilme fırsatı demek benim için. Bu sene başardıklarımı hesaba katınca, dahasını da yapabileceğimi hissediyorum adeta...

Hareketlerimi hiçbir gün ihmal etmedim,

Aöf Sosyoloji Lisans bölümümü bitirdim,

Okumak istediğim kadar kitaptan fazlasını okudum ve okumaya devam ediyorum,

Ara verdiğim çok oldu ise de, hep dönüp yazmaya devam ettim; bloğuma, kendime, hikayelerime...


Bugünün tam bir sene öncesinde, yerde bağdaş kurmuştum; Google Fotoğraflar hatırlattı bugün, sabahtan beri bu anı da düşünüyorum bugün. Yeniden yapabiliyor olmamın verdiği haz bambaşkaydı o gün! O ana dek, nasıl uğraş vermiştim ve o andan sonra da kendime, "2018 ile beraber tam düzen kuracağım ve hareketlerime daha fazla asılacağım" demiştim. Buna değil, öncesine de bağlanarak başarmıştım bunu. Zorlukları geride bırakmamış, üstüme daha fazla cesaret ile zorlukları alabilmiştim. 2018 benim için çok güzel oldu sonrasında velhasıl...

Tedavilerime bir kez daha ara verilmişken; "yeniden başlayınca tedavilerime, düzenime daha fazlasını eklemeye yeniden hazır olacağım!" demiştim. 2017'den sonra 2018'i gördüm ya, 2019'un da daha güzel olacağını umuyorum... :)



Bitmeye Yüz Tuttu 2018 ama bana çok şey öğretti aslında; "daha fazlasını da yapabilirsin, -o düzene ve içindeki ağlama hissine rağmen- kendine bunu söylemeyi bırakma!" dedi... Gülümsemeye devam et, hayatı her gün daha fazla sevmeyi başarıyorsun zaten ama biten bir yıl artık senin için bir takvimden de daha fazlası!


2017 düzen kurma uğraşlarınla dolu, bahanelere sığındığın bir yıldı; yapabildiğin kadarıyla.

2018 ise, düzen kurma çabanı gerçekleştirdiğin ve bu sayede kendini de gerçekleştirdiğin bir yıl oldu senin için...

2019 nasıl olacak onu düşün şimdi de; yeni bir takvimin başlamasına 19 günün var önünde, daha fazla düzene ve daha fazla önüne bakmaya doğru gidebileceğini biliyorsun artık işte!




Bunları bana diyen kalbim ile bulunduğum durum itibariyle sezgilerim birkaç gündür böyle... Örüyorum, düşünüyorum, okuyorum bugünlerde ama yazamıyordum! İçimden bunları yazmak geldi bugün; yeğenim Kağanımla birer resim çizdik, dün gece bugüne uyanmak için yatmadan önce içimi döktüm yazıya birkaç defa ve bugün tedavilerime başladım yeniden... :)

Umarım daha güzel şeyler olacak derken bile, düzene kavuşacak mıyım her anlamda bilemiyorum ama umut etmekten vazgeçemiyorum da... Uzun uzadıya çok uzak geleceğe dair düşünemez oldum bugünlerde biraz da, bitmeye yüz tutsun 2018 de; 2019'a dair hayaller kuruvereyim, umutları kalbimin iplerine dizivereyim diyorum İnternet Günlüğüm... 

Ben bu aralar bir uçuyor, bir konuyorum; ama hep umudumu koruyorum, umudumu koruyorum...

Sevgilerimle... :)

8 Aralık 2018 Cumartesi

Bu Süreç, Bu Haber Hepimizin - (06-07).12.2018


Bir haftayı daha bitirmek üzereyiz ve ben nasıl geçtiğini anlamadım bile. Her akşam ve sabah düşündüm ki; çalışıyor olsam böyle mi olacaktı hayatım? Eğer böyle mücadale dolu bir hafta olacaktıysa, eski halimde dayanabilirdim ama ruhum bugün son 5 günlük sürecin yorgunluğunu yaşıyor. Hele ki, dün sabah kalktığımdan gece yatıp uyuyana dek; geçirdiğim en ruhsal derecede zor günlerden biriydi. Aklım, kalbim karışık yani bu aralar; yazdığım kadarıyla bilenlerden iseniz,  süreçlerin son iki gününü anlatmaya geldim (dün ve önceki günü).

***
Engel durumum sebebiyle yaşadığımız zorluklara bir çözüm bulmak ümidiyle sesimi duyurmaya karar verdiğim üzere, önceki üç yazımı da okuyabilirsiniz. Şu sırayla okursanız, en ince ayrıntılarıyla bilmiş olacaksınız;

3 Aralık Dünya Engelliler Günü akşamında, öncelikle kendim sonra da sizlerin için son zamanlarda yaşadığım rehabilitasyona gidemediğim büyük sorunumu ve diğer engellerimizden bazılarını yazdım; burada bulabilirsiniz o yazımı...

4 Aralık'ta ise, sabahına erkenden kalkıp haber kanallarına kadar taşımaya uğraştım. Twitter'da yazdım, benim gibi engellilerin sesini sosyal medyada duyuralım ve bunun bir çözümünü bulmaya beraber uğraşalım; devletimizden hepimiz için bir düzenleme isteyelim dedim, o yazım da burada...

Twitter ve İnstagram adreslerimde de bu durumları belirtirken, 4 Aralık akşamı liseden bir arkadaşım Cansu bana bu durumu kendi sayfasında paylaşarak destek oldu; "Belki hesabımdaki avukatlar yardım edebilir canım." dedi. Ertesi gün 5 Aralık'ta ise; lisede yine aynı sınıfımızdan bir başka arkadaşımız Hatice, "imza kampanyası açmayı ve madem bahsettiğim gibi birçok mağdur var ise, devletimize onlar sayesinde sesimizi daha çabuk duyurabileceğimizi söyledi." Sonra birçok arkadaşım ve de öğretmenim bu ses duyurma çabama destek verdi ve Twitter'da Bursa grupları sayesinde de sesimiz duyulmaya başladı... O gelişmelerin bulunduğu yazımı da burada bulabilirsiniz... :)



Bu benim anneciğim, elindeki çiçeği de dün kaymakam ile görüşmeye giderken almıştık; hem bizim için eğitim kolaylığı sağlayabildiği hem de görüşme talebimizi onayladığı için. Ama buna sonra geleceğim aslında, 6 Aralık'ı anlatmam gerek öncelikle... :)


6 Aralık 2018 Perşembe Günü; annem ve babam ile bir ay öncesinden kimliklerimizi değiştirme randevu aldığımız üzere, sabah erkenden kalkıp Nüfus Müdürlüğü'ne gittik. Kimlik değiştirme randevumuza girmeden önce gördüğüm, bir önceki gece Bursa grupları sayesinde duyulmaya başlayan sesimin daha çok duyulduğu ve bir kişinin Kaymakamımıza retweet yapıp duyurduğu idi.. 

Aklıma gelmemişti inanın ki; Kaymakamımızın ilgilenebileceğini bile düşünmedim, benim aklımda Meb'in ilgilenmesi gerektiğinin ve yasal bir düzenleme için bir şeyler yapılmasının gerekliliği vardı sadece. Rehabilitasyonuma 2 haftadır gidemiyordum; engel durumum sebebiyle babam evde olduğu zaman gidebiliyor, olmadığı zaman annemin de rahatsızlıkları sebebiyle taşıyıcı desteği ihtiyacı duyuyordum... Bunu dile getirmek ve bir çözüm bulmaktı amacım, zira rehabilitasyon artık yardım desteğini de çekmişti bizden.


Perşembe günü, kimlik değiştirme randevumuzda işlemlerimizi bitirmek üzere annemi beklerken bir telefon geldi RAM (Rehberlik Araştırma Merkezi)'nden... Söyledikleri, "Didem'in evde terapilerini Kaymakamımızın ve Milli Eğitim Şube Müdürümüzün emriyle vermeye başlayacağız." imiş. "Evde Terapileri başlatma izni aldık" demişler anneme. Annem telefonu kapatıp durumu bize böylece bildirdi ve nüfus müdürlüğünde bu güzel gelişme ile işlemimizi bitirirken, biraz ötedeki RAM'a gitmeye karar verdik.

Ram'a gittik, oradan neden böyle bir şeye başvurduğumuzu ve nasılını öğrendik. Tedavilerimin kesilmeyeceğini ve istediğim zaman da yeniden evde almaya devam edebileceğimizi öğrendik. Ram'dan çıktık, bir zafer edasıyla. Güzel bir gelişme idi sonuçta bu, öncesinde ve sonrasında arkadaşlarıma öğretmenlerime aileme ve fizyoterapistime bildirdim bu durumu. Hep beraber sevindik şükür ki...

Ondan sonra hastanede kontrolüm vardı Genel Cerrahi'de bu sırada. Bir ay önce, babağımdan aldırdığımız küçük bir deri tümörünün patoloji raporunu almaya ve midem için gördüğüm ilaç tedavisinin iyi geldiğini bildirmeye gittik. Paroloji sonucu temiz çıkmıştı şükür, doktor midemin de daha iyi olduğunu duyunca bir kür daha ilaç tedavisi yapalım dedi ve sonra eve geldik... Benim için güzel haberler ve olumlu gelişmelerle başlayan bir gündü velhasıl...


Sonra eve geldiğimizde; uğruna imza kampanyası bile başlattığımız sorunumun son gelişmesini, arkadaşım ve öğretmenlerim ile iyice konuştuk. Destek veren herkes için teşekkür yazısı yazdım ve yayınladım... Bir sorun olmaması adına bunu resmiyete nasıl taşınacağını öğrenmek ve ilgilenildiği için teşekkür etmek üzere Kaymakamlığın Özel kalem müdürlüğünden randevu talep ettim gün içinde. Akşam üzerine doğru Kaymakamlık Özel Kalem Müdürlüğünden arandım ve randevu talebim onaylandı; ertesi gün sabah 10'a idi randevumuz...

Tüm hafta Salı'dan beri uzun zamandır olmadığı kadar az uyuduğum üzere, dün sabaha da 2-3 saatlik uyku uyuyup uyandım. Heyecanlı idim, ne olacak bilmiyordum ve bu durumun ciddiyeti beni umutlandırıyordu iyice. Desteğini yanımda gördüğüm arkadaşlarım ve öğretmenlerim, bana yalnız olmadığımı hissettirdi tüm hafta boyunca! Şimdi Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürümüz ile görüşecekmişim vs, hala inanamıyordum...


07.12.2018 Gelişmeleri...



Dün sabah, çiçeğimizi aldık ve Kaymakamlığa gittik. Görüşmemiz, esasında çok olumlu geçti. Gemlik kaymakamımız Gürbüz Karakuş ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürümüz Adem Şahin ile ailecek görüştük. Bizleri kabul ettikleri için, bir kez daha teşekkür ediyorum. Resmiyete taşıyabilmek için, bir ilçe sorumluları olarak bizlere kapılarını açtılar ve bunu üst makamlara taşımak için ellerinden gelen desteği vereceklerini söylediler. Hastalığımı, sorunlarımızı dinlediler, yönetmeliğin gerekliliği sebebiyle bu sıkıntıları çektiğimizi ve bizim gibilerin de onlara dilekçe vermeleriyle bu sorunu resmiyete taşıyıp bir çözüm talep edebileceğimizi öğrendik... Bunlar ve benim gibi engellilere Kaymakamımızın ve İlçe milli eğitim müdürümüzün ilettiklerini, Tweet dizimde de yazdım. Dünkü tweet dizimi, burada bulabilirsiniz...

Ben dün Twitter'da paylaştıktan sonra, aynı tweetlerimin ekran görüntülerini yine instagram hesabımda açtığım "Tedavimİstiyorum" isimli albümde kayıtlı olsun diye hikayemde de paylaştım yine.


Ama aynı tweet dizisini burada da paylaşacağım, yazılı bulunması adına...


#İyiBirHaber
Rehabilitasyonumda aldığım eğitimi ağır bedensel engelim sebebiyle ya evimde almak istiyorum ya da taşıyıcı hizmeti almak istiyorum demiştim. Sesimi duyurmak üzere çıktığım yolda; bugün kaymakamlık makamında idim, annem ve babam ile beraber. #BursaGrupları
Sayın gemlik kaymakamımız @Gurbuz_KARAKUS  ve sayın İlçe milli eğitim şube müdürümüz @Ademahi54103160; beni bizzat dinlediler ve sorunumun örnek teşkil ederek, benim gibi desteğe ihtiyaç duyan engelli kardeşlerimize de destek olabileceklerini iletmemi söylediler.

Bu gönülden destek ve ilgiyle yaklaşımları ve tedavime devam edebilmem için hassasiyet duydukları için, sayın kaymakamımız @Gurbuz_KARAKUS ve İlçe milli eğitim şube müdürümüz @Ademahi54103160'e saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sizlerin desteğini hissedebilmek çok güzel. 
Sevgili engelli kardeşlerim; sesimi duydukları üzere bana evde terapimi alabileceğimi söyleyen kaymakamımız ve ilçe milli eğitim şube müdürümüz, bana gösterdikleri bu desteği diğer engellilerin sesi ile de resmiyete taşımak istiyorlar.

Belirtmemi istediler ki, bu benim ile kazanılmış öncü bir hak. Kapılarının yardıma ihtiyacı olan diğer kişilere de açık olduğunu ve sizlere bunu aynı kendi sesimi duyurduğum gibi duyurmamı rica ettiler.

Bu demek oluyor ki, bu hakkı kazanmak için dilekçelerimizle kendimizi anlatmamız gerekmekte.
Biz engelliler kendimizi ne kadar anlatırsak, o kadar yardımda bulunacaklar inşallah. Lütfen mağduriyet ve zorluk yaşadığınız durumları anlatın, siz de yetkililere sesinizi duyurun.

Bu güzel gelişmeyi ülke geneline de yayabilmek bizim elimizde. Bu güzel bir haber. Sevgilerimle. :)



Velhasıl şimdiki süreçte benden istenen, bu sürecin iyi işlemesi ve yönetmelik üzerinde bir düzenlemeye tabi tutulabilmesi için; dilekçemi yazıp, kurumum aracılığı ile Milli Eğitim Müdürümüze ve Kaymakamımıza ulaştırmak. --> Bir de benim gibi rehabilitasyonlara gitmekte zorlanan, ağır bedensel engelli arkadaşlarımı da bilgilendirip aynı resmi işlemlerde bulunmalarını sağlamak... Dünden beri bu sürecin, olağan sıcaklığıyla işlemeye devam etmesi için internet üzerinden benim gibi arkadaşlarıma ulaşmaya çalışıyorum işte. Ne kadar umutsuz kişilerle karşılaşmış, tanışmış ve konuşmuş dahi olsam; bir o kadar da umutlu insanlar da var benim gibi aslında. Ama azınlıkta kalmışlar ne yazık ki...

Gemlik'teki birlik içinde paylaşımlarda bulunan gruplarımızdaki destekçilerime ve de beni tüm yalnız hissettirmeyen aileme, arkadaşlarıma ve öğretmenlerime minnetle teşekkür ediyorum tekrar... Bir de Sayın Kaymakamımız ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürümüze teşekkürlerimi sunuyorum tekrar; üstteki resmimiz Kaymakamımız Gürbüz Karakuş'un yanından ayrılmadan önce çekindiğimiz fotoğraf. Her zaman ben ve benim gibilerin sorununu Gemlik'te çözmek üzere bulunduğunu ve kapılarının açık olduğunu belirtti kaymakamımız. Varolsunlar ve hep çözüm odaklı devlet adamlarımızla karşılaştırsın demokrasimiz bizi diliyorum...

Bir gelişme olursa ve resmiyette bir kazanımımız olursa yazacağım inşallah yine. Bu süreç ve bu haber hepimizin. Mağduriyetlerimizin giderilmesi için uğraşıyorum, lütfen siz de bu sürece destek olun. Benim gibi ağır bedensel engeli sebebiyle rehabilitasyonlara gitmekte zorlanan arkadaşlarım, lütfen resmi bir şekilde dilekçelerinizi işleme verin. Sağlığımızdan kaybetmeyelim, sorunlarımızı çözmek için çaba gösterelim... 

Sevgilerimle, Didem Köse... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...