19 Kasım 2018 Pazartesi

Değişen Tedaviler - 16.11.2018


Doktordan doktora değişen tedaviler varmış meğer, rutin kontrollere gide gele öğrendiğim bir şey bu... İki sene içinde iki ayrı Genel Cerrahi doktoruna da gittim, iki ayrı Kardiyoloji doktoruna da... Sonuç olarak, Genel Cerrahi doktorlarının benzeştiklerini, ama kardiyoloji doktorlarının bazı tedavi yöntem farklılıklarıyla ayrıştıklarını gördüm. Yeni haftanın ilk konusu, geçen hafta bitmeden önce değişen tedavi yöntemlerimiz benim için... :)


16 Kasım 2018 günü, ritim bozukluğum sebebiyle kullandığım kalp ilacımın raporunun bitmesi ve de rutin doktor kontrolüm gerekçesi ile yine Kardiyoloji polikliniğine gittik. Bu sefer bir önceki doktoruma randevu bulamadığım için, başka bir doktora göründüm. Sistem iyice değişti mi, bilmiyorum. Ama normalde Ekg çektirir, öyle girerdik. Bu sefer çektirmeden direk doktora gittik. Rutin kontrolüm ve ilaç raporumun yenilenmesi gibi sebeplerimi ve hastalığımı da öğrendikten sonra, eski sonuçlarıma baktı ve sonrasında da tansiyon ölçüp, Ekokardiyografi aleti ile kalbime baktı. Ultrason cihazının, kalp görüntüleme versiyonu diyebiliriz bu Ekokardiyografi yöntemine....

Önceki ve o andaki sonuçlara göre; "Sen düşük tansiyon hastasısın, hiç tuz tüketmiyor musun?" dedi bana. Ben de, "Kalp rahatsızlığım olduğu sebebiyle olduğunca dikkat ettiğimi ve tansiyon düşüklüğümün olduğundan habersiz olduğumu." söyledim. Kullandığım ilacı da bu sebepten kullandığımı ve ritim bozukluğumun da büyük ölçüde bu tansiyon düşüklüğünden sebep olduğunu söyledi bir de... Şaşırdık annemle doğrusu, zira hiçbir bilgimiz yoktu bile. Doğuştan bir kalp kapakçığı eksikliğim olduğu sebebiyle, ritim bozukluğum olduğunu biliyordum sadece; yıllarca...



Sonuç olarak: doktorum beni diyetisyene yönlendirdi ve elindeki önceki sonuçlarımdan birinin altına, "tuzlu zayıflatıcı diyet" diye de not düşerek... Diyetisyenin kapısında "Sağlığınız için daha az tuz tüketin!" demesi, benim durumum için komik. Benim tuz tüketmemi önerdi Kardiyoloji doktorum ve diyetisyenim. İkisinin arasındaki fark ise şu oldu; seni tuzlu bir diyetle kolayca zayıflatamam dedi diyetisyen, olabildiğince dikkatli olman gerek. Ancak öyle... Diyetisyenle epey bir orta yol bulabildiğimizi düşündüğüm şekilde konuştuk önce. Hareketsizliğim ve mide ülserim sebebiyle, uzak durmam gereken besinlerin (yiyecek ve içecekler olarak) yasaklıları ve serbestlerinin yazılı olduğu iki kağıt verdi bana. O kağıtların arka taraflarından birinde örnek diyet menüsü, diğerinde de sağlık bakanlığının da önerileri bulunmakta idi... Tuzlu beslenme konusunda da, haftada 1 veya 2 tane soda içmeyi ve de kaya tuzu kullanmamızı önerdi...

O önerilerin yazdığı kağıtlardaki bilgilerin büyük çoğunluğu, bu yazımda da yazdığım öneriler arasında vardı ama bu sefer daha detaylandırılmışları mevcut... Diyetisyen benim bıraktığımı söylediğim besinleri duyduktan sonra, üzerine "domates"i tekrar eklememi ama hangi koşulda olursa olsun kabuğunu soyarak kullanmayı denememi önerdi. Dediği gibi kabuğunu soyduktan sonra, çiğ ya da pişmiş olarak dokunmadığını tespit ettim.

III Numaralı Ülser Diyeti yazıyor, yasaklıların yazdığı bu listemde. Ben burada da paylaşmak istedim; salçayı her şartta bırakmamı, soğanlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmamı ve de diğer yiyeceklerde yediğim soğanın ve tüm malzemelerin iyice piştiğinden emin olmamız gerektiğini söylediğini de. Benim gibi hareketsiz olan kişilerin de, "bu tarzda yiyecek hassasiyeti bulunan kişilere de yardımcı olur hem belki de" dedim.




1. Sayfa...

İÇECEKLER;

Serbestler: süt, muzlu süt, yoğurt, salep, ıhlamur, açık çay, adaçayı, limonata.

Yasaklar: çay, kahve, neskafe, sütlü kahve, sütlü kakao, boza, karbonatlı içecekler (gazoz, kola vb.), hazır meyve suları, alkollü içecekler, maden suyu ve sodası, kuşburnu.

ET, BALIK, KÜMES HAYVANLARI;

Serbestler: haşlanmış, ızgara veya fırında pişirilmiş olarak sığır, dana, tavuk (derisiz), balık, hindi (derisiz).
Yasaklar: Yağda kızartılmış etler, suck, pastırma, salam, sosis, salamura balık, karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, yürek vb. koyun ve kuzu eti.

YUMURTA VE PEYNİR;

Serbestler: haşlanmış yumurta ve peynir.
Yasaklar: yağda kızartılmış yumurta.

YAĞLAR;

Serbestler: zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısır özü gibi bitkisel sıvı yağlar.
Yasaklar: margarin, tereyağı, katı yağlar.

2. Sayfa...

ÇORBALAR;

Serbestler: Süzgeçten geçirilmiş sebze çorbaları, buğday unu, pirinç, bezelye unu, mercimek unu, şehriye ve yayla çorbaları.
Yasaklar: Et suyu ile yapılmış çorbalar, işkembe çorbası, paça, hazır çorbalar, et suyu tabletleri ile hazırlanmış çorbalar, tarhana, domates çorbası.

TAHIL VE KURU BAKLAGİLLER; 

Serbestler: Beyaz ekmek, sade kraker, bisküvi, peskimet, kuru pasta, fırında börekler, püre, makarna, irmik, pirinç, kuskus, erişte, buğday, şehriye.
Yasaklar: Sıcak ekmek, kepekli undan yapılmış ekmekler (esmer ekmekler), çeşnilendirilmiş kraker ve bisküviler, bütün kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru bakla, barbunya, börülce), mısır, bulgur, yarma, buğday.

SEBZELER;

Serbestler: İyi pişmiş havuç, taze fasulye, pancar, bezelye, ıspanak, kabak, semizotu, pazı, ebegümeci, patates, havuç suyu ve domates suyu.
Yasaklar: Diğer bütün sebzeler, yağda kızartılmış sebzeler, cipsler, patates kızartması.

MEYVELER;

Serbestler: Ekşi olmayan bütün taze meyve suları (sulandırılmış olarak veya yemeklerden sonra olarak içilebilir.
Komposto şeklinde kabuksuz pişirilmiş elma, şeftali, kayısı, armut, kırmızı erik; çiğ, olgun, kabuksuz olarak muz, tatlı elma, şeftali kayısı.
Yasaklar: Diğer kompostolar, diğer çiğ meyveler.

TATLILAR;

Serbestler: şeker, bal (süzülmüş), reçel, sade lokum, sade akide şekeri, jöleli tatlılar, muhallebi, sütlaç, çeşitli pelteler, dondurma, jöleli tatlılar.
Yasaklar: Baharat ve yasak olan meyvelerle yapılmış tatlılar, çikolatalı pasta, çikolata, kuruyemişler ve kekler, hamur tatlıları (incir tatlısı, hamur tatlısı), tahin, tahin helvası, pekmez.

ÇEŞNİ VERİCİ YİYECEKLER;

Serbestler: Un, süt, tuzdan yapılmış soslar.
Yasaklar: Bütün baharatlar, et suyu, salamura, turşular, sirke, salça, ketçap, hardal, sarımsak, soğan, çemen, zeytin, kuruyemişler, limon tuzu, kurutulmuş meyveler, hindistan cevizi.



Bugün yeni haftaya, bu yazdıklarımı iyice hazmetmiş olarak başladım; üstteki selfiemle de devam edeyim dedim. 3 gündür daha da dikkat ediyorum, yediğime içtiğime ve yememem gereken yiyecek ve içeceklere....

Listenin baş notlarında, serbest yiyecekler içerisinde size dokunanları da yemeyin! diyordu. Diyetisyenime turunçgiller meselesini sorduğumda, bana söylediği; "seni sen yaşıyorsun, ben ye ya da yeme desem de boş. Kendine dokunanları not etmeye devam et, dokunma şekillerini de. Ancak öyle mideni toparlayabilirsin. Salça soğan ve baharat karışımını yemeyi sürdürürsen de, bu mideyi hiçbir şekilde toparlayamazsın." dedi. 

Velhasıl durum aslında bu kadar basit, bir bu kadar da karışık. Biz birçok konuda ajanda günlük tutuyoruz da, bir ömür yediğimiz içtiğimizin günlüğünü tutmaya üşeniyoruz. Belki de, bu konunun günlüğünü tutarsak, her şey daha net olmayı sürdürecek.


Bana gelince tekrar, kendimce deneyimlediğim üzere not etmem gereken 3 maddem var;

- Uyurken yatağımda, sol tarafıma doğru yattığımdan beri; tek bir gece rahatsızlanmadım. Sadece geçen hafta 2 gün üst üste sağ tarafıma geri yattım ve gördüğüm üzere hiçbir sebep ortada yokken gece bir gıdım yediklerimin ağzıma gelmesine şahit oldum! (Bu bence önemli not, bir daha sol tarafıma yatmaktan vazgeçmeyeceğim.)

- Bana dokunan yiyeceklere ilişmediğim zaman, hazım problemi yaşamadığımı gördüm. Çeşni Verici Yiyecekler maddesi, benim için en tehlikelileri. Bir o kadar da katkı maddelerinden ve ağır besinlerden kaçınıyorum işte. Yasaklılar listesine uymaya da söz verdim, devam ediyorum...

- Akşamları "istisnalar" haricinde, yemekten sonra çay-kahve içsem bile, yanında hiçbir şey yememe gayretimin ömür boyu olması ve bu durumun yok olmasına bir kez daha yaklaşmamam gerektiğinin daha net farkındayım. Bu maddenin de, diğer maddelerin de içinde bulduğu ve yeme düzenime dikkat ettiğim ölçüde; kilo da verebileceğime inancım tam. 


Velhasıl dikkatli beslenir isem; hem zayıflar hem de yaşam kalitemi her anlamda düzene sokabilirim. Önce buna ben inanmalı ve yaşamımın her anında bunu unutmamalıyım...

Sağlıklı ve mutlu haftalar diliyorum hepimize... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...