Bursa'ya geleli 8 gün, Ablamlara geleli 5 gün oldu. Ve ben birkaç planımı hayata geçirememiş olmanın suçluluğunu yaşıyorum bu sıralar.
Ablamlardayız, annemle beraber. Yiğenime bakma mesaimiz 4 gündür başladı. En tatlı mesaimiz... :) Evimize 45 dakika kadar uzaktayız sadece. Babam haftasonları gelip, hafta başında gidecek mecburen. Yoksa buradan işe gidip gelmek daha zor...
Turist misaliyiz yani yine. Ama bu durum Sındırgı ile bir değil zaten. Babama yakınız, çat kapı gelebileceği kadar. Ablamlar da yanımızda. Büyük özlemler bitti hayırlısıyla. Allahım çok büyük hasretler vermesin inşallah bir daha...
Günlerimiz Kağan beyefendi ile uğraşmak ile geçiyor. :) Bir bebeğin büyümesini ve her gün yeni bir şeyler yaparak kendini keşfetmesini izlemek çok güzel.
Dediğim gibi 4 gündür buradayız, Cumartesi'den beri. Kağan için de, ablam için de zor bir süreç bu. Ablam bilinçli ayrılık sürecinde, Yiğenim de anneden ve anne kokusundan bilinçsiz de olsa ayrılma sürecinde hisleriyle anlamakta olanları. Ama sanırım alışacak gibi. Zaman... Onun yanında olabilmek, onla oynamak çok güzel ya. :)
Ablamlara geldiğimiz akşamın öncesinde gündüz dayımlar ile Uludağ'a çıktık. Uzun zamandır Uludağ'a çıkmamıştım. Keyfini çıkarmaya uğraş versem de virajlı yolu tırmanırken baş dönmesi ve mide bulantısından kendime gelemedim bir süre. Safra Kesem sağolsun. Uzun süreli virajlı yollara dayanamıyorum. :)
Uludağ'a giden yol ve yol boyu sizi yalnız bırakmayan rengarenk ağaçlar... Umarım bozulmaz bu güzellik.
Yaklaşık 1400 metre yüksekliğe çıktık, bu yolu takip ederek... Bakacak tepesine çıktık öncelikle. Doğma büyüme Bursa'lı olsam da Bakacak'a ilk gidişimdi bu. Uludağ'a çıktım çıkmasına ama buraya kadar çıkmak bugüne nasip oldu. Annem ve dayımlar sağolsun. Keşke Babam ve ablamlar da olsa dedik ama mümkün olamadı...
Bakacak Tepesi'ne gelelim. Bakacak Tepesi, Bursa'nın haritasını görebildiğiniz yer diyebiliriz. Oradaki görüntü o kadar enfes ki, ben resmen bayıldım. Tüm Bursa ayağımızın altındaydı... :) Tepeden çektiklerimizi gif olarak yükledim. Umarım beğenirsiniz sizde. :)
Bakacak'dan sonra Oteller Bölgesinin biraz yukarısında bulunan piknik alanına kurulduk efendim. Hava fazla olmasa da soğuktu... Ateş yakılana kadar, yakınımızdaki parkta 3 dayım, yengemler, annem çocuklar gibi eğlendiler. Onları izlemek çok zevkliydi. Benim canım istemedi mi? Elbet istedi. Korktum biraz başta. Uzun zamandır salıncağa binmemiştim.
Annemin sunduğu teklif üzerine yeltendim salıncağa binmeye bende. Başta çok korktum. Uzun süredir salıncağa binmemişliğin garipliği ve acaba yapabilir miyim yeniden sorusunun verdiği tedirginliğiyle...
Sonuç; başta sallanamasam da, sonradan tekrar deneyip ileriye uzatabildiğimi gördüğümüz ayaklarım günümüze mutluluk kattı. Annem iyiki varsın, bana güç verdiğin ve hep destek olduğun için teşekkür ederim... :)
Not: Burada salıncaktaki hallerimizin kolaj resmini atacaktım. Ancak ne yaptıysam, resim yarıya kadar gözüküyor, sonrası bozuk. Anlamadım neden böyle olduğunu... :/
Uludağ'da geçirilen güzel bir günün ardından Kağan'ımıza kavuştuk annemle. :) Akşam babam da geldi. Yine bir arada güzel bir akşam geçirdik...
Ne demeli ki başka. En son dün akşama kadar içimde bir sıkıntı vardı. Düşüncelerle doluydum kafam. Ama dün akşama kadardı. Şimdi iyiyim şükür. Bugün ablamın izin günü. Dayımlarla beraber olacağız bu akşam yine. Şimdilik benden bu kadar. Kendinize iyi bakın olur mu? :)
Not: Resim yükleyemiyorum, sanırım blogger'da bir sorun var. Resimler bir sonraki yazıya kalsın. :)