27 Eylül 2022 Salı

Lekeli Ciltte Lekenin Geçmeme Şartı Nedir? - Cilt Bakımı Üzerine #1

 

Girişimciliğini yaptığım Dr. Clinic firmamızın Altınbaşak ekibinde yer aldığımdan beri, cilt bakımı ile ilgili eğitimler almaya devam ettim. Ne zamandır da, "Cilt bakımı ve inandığım yaşam değerlerine kazandırdığım yeniliklerle ilgili bir yerden başlayacağım anlatmaya." diyordum. Ne zamandır ertelediğim bu serimi başlatmanın da zamanıdır. :) Şifa olsun efendim...  

Benim istediğim yine hep kendi cümlelerimle ve benimsediklerimle anlatmaktı ki, bu sebeple de bu konuyu burada ele almaya bu kadar geciktim. :) Bugün bana en çok gelen sorudan yola çıkarak, "Lekeli Ciltler" ile başlamak istedim. Eminim ortadan dalmadığıma, zira bu konu çok dikkat çekiyor şu ara... :) Meğer lekeli ciltlerle çok derdimiz varmış! Eğer cildiniz lekeli ise hiç ürkmeyin, doğuştan değilse bir çoğunun çaresi var demeye geldim işte bugün. Ama geç, ama erken; düzenli bakımla ve gerekirse de travma çalışmalarıyla (bu çok başka bir konu ama değinmeden geçemedim), lekeler de oluştuğu gibi geçiyor-geçirilebiliyor... 

Bu serim okundukça gelecek yorumlara ve de içerik önerilerine de beraber göz gezdiririz diye düşünüyorum. Zamanla daha fazlası da gelsin diye planlamamı yaptım çok şükür... :) Ama şimdi öncelik sırası, en çok soru gelen konunun; tek bir soru üzerinden açıklamaya çalışacağım... İyi okumalar dilerim.


Sorumuz şu; "Lekeli Ciltte Lekenin Geçmeme Şartı Nedir?"


Bu işte yer aldığımdan beri, "Ne iş yapıyorsun?" sorusunun cevabını "Dr. Clinic girişimcisiyim. Sağlıklı kişisel bakım ürünleri öneriyor ve bunları satıyorum." dediğim çoğu zaman, aldığım cevap – "Cildimde lekeler var, ama ne denediysem geçmedi. Lekelerim için de etkili bir ürününüz var mı?" Diyorlar. Konuşma şöyle devam ediyor; 

Ben: Peki, düzenli olarak güneş kremi kullanıyor musun? 

Cevapların yarısından çoğu: Ben düzenli hiçbir şey kullanamıyorum...

Ben: Güneş kremi her birimizin ihmal etmeden kullanması gereken bir krem. Lekeli ciltlerin de birçok lekesi, maalesef düzenli güneş kremi kullanmadığından sebep bir türlü geçmiyor...


-- Burada da yazımızın başlığında yer alan sorumuza ilk cevabım, güneş kremi kullanılmadığı takdirde lekelerin uzun vadede geçemeyeceğine dair olsun. Güneş kremleri cildimizi lekelenmelerin etkisinden korumakla kalmayıp, cildimizin güneşten doğru etkiyi alması açısından da fayda sağlıyor. O yüzden lekeli bir cilt için uygulanan bakım ve de kullanılan ürünlerden en doğru etkiyi almak için, yaz-kış güneş kremi kullanımımızı ihmal etmeyelim. Ki bu konu, sadece dışarıya çıkacağımız zaman diliminde dikkate alınması gereken bir konu değil; araba camından, evdeki pencerelerden ve bulunduğumuz kapalı ortamlardaki ışıklı ortamın ışıklandırılmasının da cilde etki ettiği unutulmamalıdır. Güneş kremi evden çıkmadan en az 15-20 dakika önce sürülmeli, gün içinde de 2 saatte bir yenilenmelidir.  

-- İkinci konu, önerilen ürünlerin düzenli şekilde kullanılmıyor oluşu! Bir tedaviye başlanıldığında, abartısız bir iki gün dahi ara vermeden devam ettirilmesi gerekmektedir. Düzenli bir ilaç kullanımını düşünelim veya en güzeli düzenli şekilde yemeye çalıştığımız vitaminli besinleri. Ne zaman yemeyi kestiğimizde o vücut gerekli depolamayı yapamıyor ve depodan vitaminler azalmaya başlıyorsa, önerilen tedavinin de “ekstra ciddi bir zararı dokunmadıkça” ısrarla düzenli kullanımı önem teşkil etmektedir. Bir o kadar da beslenme düzeninize, tedavilerimize yönelik eklemeler yapmamız çoğu zaman gereklidir...

-- Bir başka konumuz, ürünleri temiz cilde ve önerildiği gibi kullanmıyor olmak ki; diğer maddelerden önce bile yer alır. Lekeli cilde dair bakım konumuz, öncelikle cildin temizlenmesiyle başlamaktadır... Temiz bir cilde sürülen bir kremle, aksi şekilde üst üste özen gösterilmeden sürülen kremlerin etkisi aynı sayılmamaktadır! Düşünün ki camlarınız açık kalmış evde ve dışarıda çok rüzgarlı bir hava hakim. Açık camlardan içeriye o sırada evinizin önünde yapımı süren yol çalışmasının tozu toprağı doluyor. Balkonunuzu da, evinizi de temizlemeniz gerekiyor! Ne yaparsınız? Öncelikle o tozu toprağı, evin içerisinde ise süpürüp silmez misiniz? Balkonunuzu da tez vakitte yıkamaz veya aynı şekilde süpür sil yapmaz mısınız? İşte cilt temizliği de bu derece önemlidir. Evi süpürmeden silmiyorsanız, balkon zeminleriniz tozlu iken oturmuyorsanız; cildinizi temizlemeden de bir kremi cildinize sürmemelisiniz... :)

-- Bir diğer ve son konumuz da, lekenin doğuştan bir leke olmaması ve genetik bir faktörle iyileşmeyen yaraların sahibi olmamanız gerektiğidir. Bu saydığım iki etmen de, cilt uzmanlarımızın bize ısrarla anlattığı bir mevzu ve bazen çoğu kişinin önemsemeden geçtiği bir konudur. Doğuştan lekeler, cildin gen oluşumu sırasında kendi halinde oluşturduğu lekeleridir ve bunları geçirmek ancak ciddi ameliyatlarla geçerli olabilmektedir. Genetik faktörler de, değiştiremediğimiz genler kaynaklı ailevi sebeplerimize bağlanmaktadır... :)

 

İşte bu yazımızın baş sorusuna benim cevaplarım bunlar... Yorumlarda fikirlerinizi bekliyor olacağım. Dr. Clinic ürünlerimizin nasıl lekeli cildinize yardımcı olacağına gelelim şimdi de o zaman... 


Şimdi tüm bu noktalara uyabileceksek; cildinizdeki lekeleri temizleyebilecek sırrı veriyorum size, Dr. Clinic Leke Setimiz… J

Leke Kremimizle eczanelerde var olan bir firma iken, satışını biz girişimlere veren Dr. Clinic sayesinde; lekelerini geçirmeye devam ettiğimiz birçok kişi bulunmakta… Gelin size önerdiğim seri içeriğini tanıyalım:

1.) Öncelikle Güneş Kremi ile başlayalım. Yaz kış ihmal etmeden kullanmamız gereken güneş kremimiz, leke karşıtıdır ve üstte de önceliği ona verdiğim üzere; tedavimizin en önemli destekleyicisi konumundadır. Cildi terletmez, 50 SPF korumalıdır ve iki saatte bir yenilendiğinde leke bakımınıza ön korumalı halde destek vermeye devam edecektir.

2.) Leke Serumumuz; Ciltte asansör görevi görüp, krem öncesinde kullanılarak kremi alt tabakalara aktarmakta hızlı bir aksiyon almamıza yardımcıdır. Serumlar cildin alt tabakasından korumaya başlayan bakım kremleridir. Bizim leke serumumuz ise, ciltteki leke tabakalarını alttan üste doğru etki ederek temizlemektedir. Kolajen ve Salisilik asit içermektedir, yoğun lekelerde kremle beraber uzun süre kullanım sağlandığında kalıcı sonuçlar elde edilmektedir.

3.) Leke Kremimiz; İçeriğinde bulunan aktifler sayesinde; ciltte renk uyuşmazlığı giderilir, leke oluşumu önlenir ve cildin nem dengesi desteklenir. Siyah noktaları tedavi edip engellemede ve akne tedavisinde de etkilidir. İçeriği temiz ve de rahat kullanımlı olması açısından, serum alt tabakadan krem de üst tabakadan etki verir...

4.) Derinlemesine Cilt Beyazlatıcı Kremimiz ise; Cildin melanin sentezine etki eder ve cilt tonumuzu lekeleri beyazlatarak eşitler. Ciltte fiziksel beyazlık sağlarken, cildi açar ve güneşin zararlı etkilerine karşı da koruyarak görevini yapar. Uzun süreli kullanımda kalıcı sonuçlar elde edilmektedir. Argan yağı ve vegan hyalüronik asit cildi nemlendirir ve besler. 

 

Peki, sizin cilt bakım rutininiz ve de leke geçmişiniz nedir? :) Lekelere son demeye hazır mısınız? O zaman şimdi sizi mail adresime kendinizi anlatmaya bekliyorum… Ben sizi ve leke geçmişinizi tanıdıkça, sonrası güzel ve etkili bir tedaviye başlayabileceğiz. =)

Beni okuduğunuz için teşekkür ederim ve yorumlarınızla bu yazımın altında, devam edebilmem için ve de beğenip beğenmediğinize dair fikirlerinizi okumak isterim. Bu yazımı ihtiyacı olduğunu düşündüğünüz kişilerle de paylaşır mısınız? Daha çok kişiye ulaşabilmemde sizlerin desteğine ihtiyacım var da...

Sevgilerimle... 


22 Eylül 2022 Perşembe

Sezonumu Açıyorum - Eylül 2022 (Bu Bir Geri Dönüş Yazısıdır)

 

Ben bu sene geri dönüş yazılarına doyamadım. Şükür ki bunca ihmal etmemin üstüne burada okuyanlarım da hala var ama dilerim bu son olsun ki, bir daha bu kadar uzun ayrı kalmayalım inşallah... :) 


Koca bir yaz daha geçti, ayağımı bile denize havuza sokamadan. Koca bir yaz daha geçti, tatil havasında çok geçiremediğim halde; dolu dolu yazılar yazamayıp, bir dili daha gönlümdeki gibi layıkıyla bitiremeden... =)

Onun haricinde bir sürü şey yaptım ama bu yaz... Pandemi başladı başlayalı, deniz sahil ve güneş tatiline hala gidememiş olsam da, benim için en verimli yaz bu yazdı! Başlayalım yazı değerlendirme yazıma madem, iyi okumalar olsun.. :)


Sahilde stant açmalarımla başladım yaz mevsimine... Bu yaz hava şartları esinti gerekçesiyle çok zorlu idi. Akşamların bu sıkıntısından ötürü, toplamda haftada bir gün olmak üzere bir ay kadar durabildik. (ailem sağlığım gerekçesiyle ara vermemi istedi, yoksa her hafta bırakmadan devam etmeye niyetim vardı aslında) Ama bana çok şey öğretti gibi hissediyorum yine de. Bir benzeri geçtiğimiz Cuma oldu, sanırım o da bu sezonun son standı idi ve onun deneyimi de çok çok başkaydı...

Sahilde stant açmakla ilgili, çok değişik ve yerinde bir deneyimdi benim için diyebiliyorum. Öğrettikleri hem bu ana hem de hayata yönelikti. Sanki epey zamandır beklediğim bir şeymiş hissi vardı içimde. Hala da benimle... İnsanları evde oturduğum zaman dilimi içinde bir yere kadar anlayabiliyordum, gözlem yapma fırsatını daha derinden verdi bana. Bir noktada hala insanları anlayamıyorum, ama bu da belki bir heyecan bırakıyor olabilir. Yine de her anlamda, yaşadığım yerdeki insanları anlama yetimi geliştirdiğime düşünüyorum. Misal, Gemlik insanı "benim eskiden hatırladığım gibi değilmiş artık." Kitleler de gelişip değişebiliyor elbet, zamanın ekonomisinin ve de ortamının değiştiği gibi... Neler değişmedi ki, öyle değil mi? :)

Sahilde stant açmalara, kış boyunca elbet devam edemeyeceğim. Ama dilerim bu sene bahar erken gelir ve yaz tatili öncesinden başlarım stantlara yeniden. Bana kattığı özgüveni, o herkes gibi işe gidememiş olan yanımı doyuran varlığıyla bana bu işi daha fazla sevdirdi çünkü... Şu an kış gelse de, ürünlerimizi tanıtmayı ve anlatmayı bırakmayacağım dükkan sahipleri olacak biliyorum ki. Bu da bir gezme gitme gelme durumu oluşturmaya devam edecek bana. İyi ki diyelim, iyi ki ben de durmuyorum da devam ediyorum şükür ki... :) 


Yaz boyu sırası geldikçe kışa hazırlıkları yaptık sonra, bu kış neler neler olacak diye korkutuyor aldığımız duyumlar. Şu zamana kadar alınan duyumların gerçekleşip daha fazla hallerine bile tanık olduğumuz için olmaz da diyemiyoruz... Kış çok soğuk, çok zorlu ve de gıdadan yana çetin geçecekmiş. Dünyanın durumu malum; doğalgazını kapatan ülkeler mi demezsiniz, savaşan ülkeler mi... Ülkemizin üretimden yana azalan kısmını da düşününce, ah olur mu olur diyoruz kısaca... 

Her sene yapılan kış hazırlığı bu sene biraz daha buruk esasında. Pandemi başladığı senenin sonrasında, annem ve ablam çok fazla pazarda vakit geçirmemek için arttırmıştı hazırlıkları. Öncesinde soğan ve sarımsak alıp dolaba atmıyorduk mesela, şimdi onu da yapıyoruz. Bezelye, fasulye ve de turşu için gıda hazırlığı haricinde; son 1,5 senedir annem kendi sirkesini de sağlığımız için kendi yapar oldu. Fotoğraflardaki elmaları da ben sirkemiz için ayıkladım bu yaz. Bir o kadar daha ayıklamıştık bir kaç hafta öncesinde, annemle ikimiz... 

Bezelye ayıkladık, nane ayıkladık, defne ayıkladık, birkaç gün önce de kurutmak üzere reyhan ayıkladım. Bugün annem kurumuş Reyhanları da kaldırdı... Bu uğraşlar kışı sevmiyor olmama rağmen beni mutlu ediyor aslında, herhangi bir dizi film ve video izlerken bu işlemleri yapmak dehşet rahatlatıyor. Daha iki gün önce, bu piknik tarzı yerlerden alınarak biriktirilen çatal kaşıkların içerisinde bulunan baharatları mesela ayırdım baharatlıklara. Kekik, nane, karabiber, tuz ve acı biber... Acayip rahatlatıcı bir uğraşmış o da. :)

Seneler önce şu ilk atağımı geçirdiğimde de bu gibi uğraşlar benim zihnimi berraklaştırmıştı... Hala zamanı geldikçe yapılan bu uğraşlar çok rahatlatıyor. Allahım cümlemize ağız tadıyla kışlık hazırlıklarını yemeyi ve bir o kadar da keyifle hazırlamayı nasip etsin... =)


Sonra Bu Yaz Da Baya Örgü Ördüm...


Bir pembe yenidoğan yeleği ördüm kurban bayramında mesela. Öncesinde ip yetersizliğinden sebep füme 2 yaş bebek yeleği ördüm, bayram sonrası ipini temin edip tamamlayabildim... Bir yarım kalan yeşil şal bitirdim, bir de siyah başka bir yarım şalımı bitirdim... :) 

Bunları yazın yarısından sonrasına kadar sığdırdığım için çok mesut buldum kendimi sonrasında da! :) Son haftalarda çok fazla örgü ördüğümü söyleyemeyeceğim, bir yerden sonra benim için bile sıcak olmaya başladı öğle vakitleri... Ama genel anlamda çok geç geldiği için yaz, bu bahsettiğim örgüleri ve iki adet daha yeleği örebildim! Her birinin dikimi tamamlanmış olsun, buraya yazısını da koyarım instagram adresime paylaşımlarını da inşallah! 

Şimdilerde de bir kazak örüyorum aslında kendime. Üç renk olması üzerine giriştim; siyah, gri ve koyu sarı... :) Aklımdaki gibi olursa süper bir kazak olacak. Yabancı bir örgü hesabı var, ören kişi de çok başarılı bir erkek. Kendisinin şirketi olduğunu da okudum gönderilerinde, kendine ait bir atölyesinin de.. Benim bu hesabı tanımadan önce şerit şerit bir hırka yapmışlığım vardı kendime, şimdi de ondan cesaret alarak modellemesini yaparak bu sefer de bu kazağı yapıyorum. Bitince çiçek gibi olacak! =)


Az Ama Öz, Kitap Da Okudum... 



Çok net farkındayım ki, geçtiğimiz yazlara nazaran ne yeterince kitap okudum ne de yeterince dizi film izleyebildim! Bu yaz 7-8 tane kitap bitirdim, ama tek bir tane dizi bile bitiremedim. Bu da benim eksik kaldığım noktam olarak gördüğüm bir mevzu şu an. Dizi film izlemeye çok vakit ayıran ve bundan da çok keyif duran biriydim. Bu yaz vakit bulamadığıma bir nebze sevinsem de, odaklanamadığıma da üzüldüm...

Kitap okumalarıma daha ağırlık vermeye bu geceden kararlı olarak geri döndüm de, bu hafta itibariyle dizilerime de dönüyorum. Bu yazımla yazılarıma geri dönme uğraşımı gösterdiğim gibi, bu hafta dizi ve filmlerime de dönme başarımı görmeyi çok istiyorum! :)

Misal, en son Extraordinary Attorney Woo isimli bir kore dizisine başladım. Tek sezonluk bir dizi şu an, ben başladığımda 17. bölümünün yayınlanması bekleniyordu... En öncelikle, onun 7. bölümünde kaldım 2 hafta önce. Ama bir bölüm bile ileri gidemedim henüz. Bugün neredeyse tüm gün dışarıdaydım yine ve tüm işlerimi hallettim şükür ki. Yarın yine evde olacağım, iki bölüm izleyerek bu kararımı destekleyeyim diyorum! :) 


Dışarıda Olmaktan Bahsedince; Benim bu yaz en başarıyla gerçekleştirdiğim konu, hayata atılma planlarımda kararlı davranmak oldu... (=  

Son madde olarak buna da yer vermeliyim...

Şu fotoğrafları görüyor musunuz? Son 1 aydır hayatın içinde ciddi anlamda yerimi almayı başardım. Bu fotoğraflar o anların bir kısmına dair... Mesela bu hafta sahile tek başıma oturmaya gittim işlerimi bitirince ve orada bir video çektim, kendi mutluluğumu anlatmak için. Anlattıkça çok rahatladığımı farkedince de, bu videoyu instagram hesabıma ekledim. O videoyu burada bulabilirsiniz... :) 


Akülü sandalyemin aküsünün yenilenmesinde bu durumların çok etkisi var. Biraz da benim yavaş yavaş tek başıma bir şeyler yapma isteğimin ve cesaretimin etkisi var elbet... Önce bir arkadaşımın tanıdığı bir kuaför dükkanındaki bir ablayla görüşmeye gitmeyi planlayarak başladım bu işe. Sonra bu durum tek başıma gezmeye, birkaç kuaför ve de arkadaşlarımla görüşme ayarlamaya, bu durumu besleyerek kendi alışverişimi yapmak ve bu deneyimlerimi paylaşmak üzerine gelişti... Bunları netlikle instagram hikayelerimde paylaşmaya çalışıyor ve devam ediyorum. 


Beni mutlu ettiği ölçüde yakınlarımı da mutlu ettiğini görmek beni daha da besliyor inanır mısınız... Ciddi olarak kendimi son 1-1,5 aydır çok daha iyi hissediyorum... Ağustos sonuna doğru başlamıştım, şu an aldığım yol çok güzel. Bu konuda bir deneyim yazısı yazacağım. Bilin isterim, yıllar sonra hayatın içinde yer almanın ne hissettirdiğini ve her birimizin neleri bilerek veya bilmeyerek gözden kaçırdığını... :)

Cümlelerimi şöyle toparlayacağım; kendi iş görüşmelerimi yapıyorum, kendi başıma tedavime gidiyorum, eve ihtiyaç grupları görülecek şeyleri alabiliyorum, kendi planlarımı yapıp işlerimizi halledebiliyorum... Dahası da zaman içerisinde olacak diye hissediyorum. Bu durumlara çok mutlu oluyorum. Arkamda desteklerini asla hissettirmekten geri durmayan canım ailem, iyi ki varsınız. Sizler sayesinde bu kadar cesaret ve umutla yollara devam ediyorum. Allahım sizleri yanımdan başımdan ve canımdan eksik etmesin... <3 

Bir de benimle beraber sevinen, benim aktif olduğum ve uğraşlarımı gördükçe umut dolanlara Rabbim gönüllerine göre versin. Gördüğümüzden geri bırakmasın Allahım... :)


O zaman şimdilik benden bu kadar. Döndüm diyoruz öyle değil mi? Diğer yazılarımda da görüşmeye devam edeceğiz. Sevgilerimle... :) 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...