Bir fuar yazısı zamanı daha geldi işte. Fuar zamanını sevdiğimi söylemiştim değil mi? Ama yine bitti... Bol resimli bir yazı, haberiniz olsun... İyi okumalar :)
2015 Kitap Fuarı biteli 3 gün olsa da, bendeki etkisi hala sürmekte. Senede 2 defa olsa bile, gidilebilecek bir yer benim için mavi çatılı o bina. Senede 1 kez gittiğim, ama bir sonraki fuara kadar unutamadığım güzel bir atmosferi içeriyor o bina... :)
Bu resim, fuardan çıkıp arabamıza binmeden öncesi. Araba önünde çektireyim dedim, 2 sene önceki elleri kolları dolu ve mutlu fotoğrafımın benzerini. Sonuç budur... Bu sene, kendi rekorumu da kırmış bulunmaktayım sanırım. Bu da güzel bir şey. Senelik kitap alışverişimi yarısını yapmış sayılabilirim bu fuarda.
2 sene önceki fuar gezimizin yazısı
burada. Bu sene annem Eniştem ile beraber gezmelerde idi Fuar günümüzde, Kağanım da annesi ile evde. Yani bu sene fuarda babamla beraber gezdik, epey eğlendik yine... :)
Babamın fuar içinden çıkmadan önce, telefonumun kamerasına vermiş olduğu fotoğraflarla devam edecek olursak; Gözümüzü ve gönlümüzü doyurduğumuz bir fuar gezisi anımız daha oldu.
Ayrı standlar boyunca, dolu dolu kitapları karıştırabilmenin keyfi daha da büyük benim için. Önce kafamda ve not aldığım kağıdın bulunduğu cüzdanımdaki notlar çerçevesinde öncelikli kitaplarımı aldım. Sonra da, geriye kalan 3 kitap 12,5 kampanyasının kucağına atıp kendimizi, bitirdik fuar gezimizi. Ama aldığım kitaplara birazdan resimlerle de değineceğim tabii ki... :)
Çıkışta, Bursa`nın iş alanlarıyla ilgili bir stand da bulunmaktaydı. Babam orada kitaplara bakarken de bir poz alalım dedik. Tabii babam buralarda, ciddiyetinden ödün vermemiş. Pozlarda böyledir bazen babam... :) Sağolsun babacım; beni oralara kadar götürdü yine. Ve bende doya doya, kitap arkalarını okuya okuya ve inceleye inceleye bir araştırmacı edasında kendimi o atmosfere kaptırdım gitti...
Sonuca gelince; Bende babam da, epey eğlenceli bir 3 saat geçirdik kitaplar arasında. Katkısı bulunan babama da anneme de, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum bu arada yeniden... :)
Ve arabamıza binmeden önce, mutlu baba-kızın halidir bu. Madem geldik, Fuar selfie'si yapmadan olmaz dedik. İşin garibi, benim telefonumun ön kamerası ve kamera tuşu olmadığından, selfie çekemeyiz desem de; "sen bana bırak o işi" dedi ve bu fotoğrafı çekti bir kerede babam. Helal olsun, diyorum babama bir de buradan. :D
Kısacası mutlu bir fuar gezisini, eli kolu dolmuş ve kütüphanemize 14 tane yeni kitap almış olarak bitirdik Pazar gününü. Etkileri bu hafta hala sürüyor. Geçmez etkisi, kitaplar bitse bile...
Ve 13. Bursa Tüyap Kitap Fuarı'ndan Almış olduğumuz Ganimetlerimize Gelecek Olursak;
Yapı Kredi Yayınları, listemde uğrayacağım en baş sıralarda geliyordu zaten. Fuarın da hemn girişinde idi şansımıza... Bu yaşıma gelip de, doğru dürüst bir Yaşar Kemal ve Sabahattin Ali Romanları okuyamamış olmanın eksikliğini hissediyordum epeydir. O sebeple bu fuarı beklememin en büyük sebeplerinden biriydi, bu iki yazarın kitaplarını alabilmek...
Yapı Kredi Yayınlarından %30 indirimli olarak aldığım kitaplar;
Yaşar Kemal-Yılanı Öldürseler
Yaşar Kemal-Tek Kanatlı Bir Kuş
Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali-Kuyucaklı Yusuf
Evet sonunda bu kitapları okuyacağım için, epey mutluyum... Yakınlarımdan temin edemediğim ve böyle bir fırsat elime geçmediğinden, bu zamana kısmet oldu ancak.. :)
Ve İkinci uğradığımız yer, Can Yayınları Oldu. Sebebi ise, bu küçük güzel; Küçük Prens'ti. Antonie de Saint-Eupery'nin herkesten duyduğum, ancak bu yaşıma kadar okuyamadığım bir kitaptı. Açıkçası çok fazla beğeniyle bahsedilen kitaplardaki en büyük korkum, çeviri sebebiyle beğenmeyecek olmak. Çünkü daha önceden başıma geldi. O sebeple, Cemal Süreya ve Tomris Uyar'ın çevirisiyle, bu sene Can Yayınları tarafından Küçük Prens'in yayımlandığının okuduktan sonra listeme eklemiştim öncesinde...
Şimdi tek merakım, okuduktan sonra, benim de favori kitaplarım listeme girecek mi? Ben çevirisini yapan iki önemli yazarımıza epey güveniyorum doğrusu... :)
Listemdeki kitaplardan aldıktan sonra, Epsilon'un kampanyasına geri dönüş yaptık. Ki sebebi, 3 kitap 12,5 tl kampanyasıydı. 2 sene önce April yayınlarının 3 kitap 10 tl kampanyası vardı, bu sene de Epsilon yayınlarının 3 kitap 12,5... Onca kitap arasından, ilgimizi çeken bu 4 kitaptı. Eh olmuşken 4 olsun madem dedik, kampanyanın üstüne biraz ekledik ve bu 4 güzeli aldık, Epsilon yayınlarından...
Patry Francis-Yalancının Günlüğü
Jessice Brockmole-Mektubunda Diyorsun ki
Carol Shields-İyilik
Filiz Akın-Lezzete Merhaba
Bu 4 kitabın da sahipleri belli. İçlerinden Filiz Akın ve Jessica Brockmole'u annemle bana aldık, diğer iki güzel de ablam ile bir arkadaşıma ait.... :)
Ve Gelelim Fuar'ın Sonundaki Güzel Tanışmaya;
Fuardan alacaklarımız bittikten sonra, üst resimde gördüğünüz üzere Yeni Kuşak Enstitüleri Derneğinin standında imza vermek üzere bulunan Nadir Gezer ile tanıştık. Babam kendisini görmüş bilirmiş, "Bir selam verelim, sen tanıyor musun Nadir bey'i" dedi. Ben "Hayır" deyince. "Kendisi iyi bir yazarımızdır." dedi.
Başta selamlaştıktan sonra; babamla Nadir Bey sohbet ederken, yan standdan bir yazar beni "kitabımla ilgilenir misiniz?" diye sohbet etmeye çağırdı. Ben, o bey ile yazarlık hakkında sohbet ederken, Nadir bey'in kitabını yazarken yardımda bulunan dostu duymuş beni. "Nadir bey ile duyduk, Nadir bey size kitaplarını hediye etmek istiyor." deyince takılı kaldım bir an. Akülü sandalyemi zaten sohbette bulunduğum yazardan babama çevirmiştim o sıra. Nadir bey, kendisi gibi yazar ve şair olan eşinden bahsetti bana. Ve yazar olmak istediğimi duyduğunu söyledi. Eşinin de bir rahatsızlığı esnasında çıkardığı şiir kitaplarından hediye etmek istediğini söyledi. Ben "kabul edemem." desem de, Nadir bey "eşinin de kendisinin de mutlu olacağını" söyledi. Bana imzalarken de, sonrasında da biraz eşinden bahsetti. Ayten Gezer'den. İyileşme sürecindeymiş kendisi, acil şifalar olsun inşallah. Nadir beyi tanıdığıma çok mutlu oldum. O kadar hoş sohbet ve güler yüzlü biri ki, çok memnu olduk babamla. Gönlünden koparıp bana hediye ettiği kitapları da, hoş sohbetini de, ömrüm boyunca unutamayacağım. :)
Bir de söz verdim kendisine; kitaplarım çıkınca Nadir Bey ve eşi adına imzalayıp bende onlara göndereceğim. İnşallah Allahım o zamanlarda ayağa kalkmış şekilde, ellerimle götürebilmeyi nasip eder de bana... :)
Nadir Gezer'in, Eşi Ayten Gezer'in benim için imzaladığı şiir kitapları;
Yeniden Doğmak
Türkü Baba
Güneşi Paylaşmak...
Yaşadığım bu güzel anları ciddi anlamda unutamayacağım...
Ve bir de unutmadan bu iki kitap var, Nilüfer Belediyesinin destek verdiği yazarların kitaplarıymış. Son 2 kitap kalmıştı ellerinde; bu iki kitap da, yazarlarının Bursa üzerine yapılan araştırmaları ve nicesini içeriyormuş.
Yaşadığımız şehre dair de birşeyler bilmek gerek dedik bizde, tanıtım standından bilgi aldıktan sonra. Bu iki kitap ücretsiz, sadece bir form doldurduk aldığımıza dair. Bunun yanında, birçok kitap ayracı ve bir de tanıtım gazetesi ve broşürleri verdiler bir de sağolsunlar...
İste böyle güzel ve dolu dolu bir gündü... Kitaplarla dolu dolu geçen bir gün, hiç boşa geçmiş sayılır mı? Fuar gezimizin sonunda, tüm elimize geçen kitaplarımızın beraber görünüşü de üstte görülen resimdeki gibi. Hepsi sıra sıra okunsun ve okuduğumuz hayatlar da çook olsun. :)
Babama, anneme ve fuarı gerçekleştiren herkese teşekkür ederim. Nice nice okuma yazılarımda da görüşmek dileğimle. Okuduğunuz için teşekkür ederim... :)
Not; Bence en güzel alısveriştir, kitap alışverişi. Her alışveriş güzeldir ama, kitap alışverişinin de bende kendine has hazzı vardır. Birçok hikayeyi önce eve, sonra da zihinlere ve hayal dünyasına taşımaktır.. Bol okumalı günlerimiz olsun...