Bazen yazarlarla aynı fikirde oluruz, hayatın içerdiği birçok konuda. Sait Faik Abasıyanık ile sık sık aynı fikirde oluyorum ben, kaçmak ve uzaklaşmak konusunda... Sait Faik Abasıyanık'ın ruhu şad, toprağı bol olsun...
Kaçma gereksinimi duymadım ama, uzaklaşma isteği senede birkaç kere üzerime gelen bir hissiyat oldu çoğunlukla. Uzaklaşmak istedim, ama Sait Faik gibi hep geri dönmeyi düşündüm yine de. İnsan kendini ait hissettiği yere geri dönmeyi ister bence. Aitlik, alışkanlık, uzaklaşmanın yeterliliği sonrasında başka bir yere alışmayı istememek... Hepsi etken olur dönmemi ve dönmemizi istemeye. Ait hissettiğimiz yer ve kişilere şükürler olsun...
Hep şöyle düşünürüm; Kaçmak kolay olandır; bulunduğun ortamdan kendini soyutlama imkanın varsa, ilk yaptığın işdir kaçma girişimin. Yani kaçmak çoğunlukla korkakların, uzaklaşmak da henüz cesaretini toplayamamışların veya sakin bir değişikliğe ihtiyaç duyanların işidir bence.
Senenin bazı zamanlarında hissettiğim, uzaklaşma hissiyatım olur küçüklüğümden beri. Bu hissiyat aynı işlerin ve aynı yerlerin verdiği dinlenme ve uzaklaşma isteğinin yanında, çoğunlukla özlem duymanın ihtiyacını hissetmemden de ötürüdür. Okuluma, arkadaşlarıma, doğduğum büyüdüğüm ve iyiki dediğim bu şehire ve bazen de aileme; özlem duymak isterim ben, daha çok şükretmek, daha çok keyfini ve değerini anlayabilen biri olabilmek için birçok şeyin... Ama en çok da sorgulayabilmek için, yaşadığım bu hayatı yanımda beraber yürüdüğüm ailemle beraber...
Şimdi bir dahaki Çarşamba günü Antalya'ya yolculuk yapacak biri olarak yazıyorum bu satırları. Uzaklaşmak bir ihtiyaç diyorum insanoğlu için. Uzaklaşmak için çok uzak yere de gitmeye gerek yok böyle düşününce, biraz uzun bir yürüme mesafesi bile yeterli gelir belki de...
Yaşadığım şehirden evimden uzaklaşacak olma fikri, yine garip hissettirse de mutlu ediyor. Döndüğümde özlemiş olacak olmak buraları, çok güzel. Döndüğümde bir süredir görüşemediğim akrabalarımı ve komşularımı yeniden görecek olmak mutluluk verici... Alışık olduğum yerden gidecek olmak ise, uzaklaşmayı istiyor olsam ve gezmeyi istiyor olsam bile zor.
Kimi alabildiğine uzaklaşır, "Evim yurdum yollar." der. Bense şöyle diyorum; "Evim olabildiğine şükür ediyorum, yollar ise uzaklaşmama yardımcı olsun arada yeter."
Şimdi bir dahaki Çarşamba günü Antalya'ya yolculuk yapacak biri olarak yazıyorum bu satırları. Uzaklaşmak bir ihtiyaç diyorum insanoğlu için. Uzaklaşmak için çok uzak yere de gitmeye gerek yok böyle düşününce, biraz uzun bir yürüme mesafesi bile yeterli gelir belki de...
Yaşadığım şehirden evimden uzaklaşacak olma fikri, yine garip hissettirse de mutlu ediyor. Döndüğümde özlemiş olacak olmak buraları, çok güzel. Döndüğümde bir süredir görüşemediğim akrabalarımı ve komşularımı yeniden görecek olmak mutluluk verici... Alışık olduğum yerden gidecek olmak ise, uzaklaşmayı istiyor olsam ve gezmeyi istiyor olsam bile zor.
Kimi alabildiğine uzaklaşır, "Evim yurdum yollar." der. Bense şöyle diyorum; "Evim olabildiğine şükür ediyorum, yollar ise uzaklaşmama yardımcı olsun arada yeter."
İnsan uzaklaşmalı diyorum yani. Senede bir defa da olsa, sadece birkaç saatlik veya birkaç günlük ayrılmalar da olsa uzaklaşmalı sevdikleri ve sevdiği şeylerden... Ve Sait Faik gibi hissedebiliyor da; Uzaklaşmak üzereyken kalmayı ve sadece o ayrılığın sonundaki kavuşma anını düşünebiliyorsa, yaşıyor demektir işte insan...
Yolculukları doğurur uzaklaşmalar. Ve ardından şanslıysak mutluluk gelir sevdiklerimizle ve sevdiğimiz şeylerle... Uzaklaşmak özlemek için, uzaklaşmak dinlenmek ve kendimi dinlemek içindir bana göre. Uzaklaşmak isteriz nihayetinde bazılarımız, ama hiç ayrılmamak da isteriz gönlümüzde yer verdiklerimizden.
Ve ben şöyle derim kendime uzaklaşmak isterken; uzaklarım bile sevdiklerimle olsun. Bana gitmeler değil, onlarla beraber olmaları yakıştırsın Allahım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)