Saat itibariyle çoktan bitmiş bir günün ardına, gece vakti yazdığım için bu yazı "Gece Kuşu'ndan Notlar" ama gün itibariyle "Pazar Yazısı" olarak anılması da mümkün tabi...
Bugün korona günlerinde tam bir ay bitti, ülkemizde ilk resmi vaka tespit edildi edileli. İlk resmi sokağa çıkma yasağımızı da, cumartesi pazar olarak şu iki günlük süreç adına almış bulunmaktayız; her ne kadar ilan edilmesi bakımından çok acele ve kötü idare edildiğini söyleyenler olsa da...
**
Bana hiç sormayın, ben her iki tarafa da hak veriyorum. Bana kalırsa bizim milletimize bir günlük süre ver o sürede de sokakta eve erzak doldurmak ile geçirirdi o günü...
Cuma günü akşam saatlerinde bildirilen sokağa çıkma yasağı ile iki saatte öyle bir sosyal mesafeyi deldiler ki, ülke olarak bir aylık çaba boşa gitti ve #EvdeKal mevzuları başladı başlayalı stok yapar hallerimiz unutuldu gitti!! Çok üzüldüm, hala da çok üzgünüm. Her açıdan hak verebilirim ama böyl ciddi bir durumda kendini tamamen ateşin ortasına atma durumuna hak veremiyorum işte, buna da üzgünüm...
**
Öte yandan, üstteki fotoğrafı bugün ablama çektirdim mutfak camından; "Ekmeeek geldi" diye bağıran ve kornasını çalarak sokağımıza giren ekmek satış arabası, bana 7-8 sene önceki Ramazanları hatırlattı. O zamanlar hala kapıya kadar ekmek arabaları gelirdi, iftara doğru sıcak ekmek satışlarını yapar giderlerdi. :)
İşte ben bugün aynı o günlerdeki gibi hissettim, beni korkutmadı aksine mutlu etti bu ekmek arabaları yani...
31 büyük şehire gelen sokağa çıkma yasağı, Bursa'da da hakimdi ve ben bir önceki akşam olan sokağa yığılmadan sonra ciddi anlamda daha uzun sürmesi taraftarıyım. En azından şu kritik haftaları sağlam şekilde tedbirli atlatabilmek açısından. Tabii keşke böyle bir duruma hazır bir ülke konumunda olsak da, tüm süreç atlatılana dek evlerde kalabilsek...
***
Evde iki çocuk (yeğenlerim, biri çocuk biri yenidoğan) + 5 yetişkin olarak geçiriyoruz günlerimizi; akşamlar hep filmlerle ve çay keyiflerimizle, gündüzler de aynı gündelik telaşlarla sürüyor şükür ki. Bir çalışanımız var hala, eniştem; o işe gidip geliyor, gidiş gelişlerinde de olabildiğince kendine dikkat edip mesafe önlemlerini eksik etmiyor. Bugün o da bizimle idi, yine kendi kalabalığımızla dolu bir gün geçirdik işte. Ablamın doğum sürecinin böyle bir döneme denk gelmesinden ötürü, bir arada olmak hepimiz için en iyisi bile oldu tabi...
**
Çok az kişi vardır bu süreçte kendini yeme ve içmeye odaklamayan. Bizim ev hallerinde de boşluğa düştüğümüz çoğu anda, içecek ve yiyecekle anları değerlendirme halleri var. Bir o kadar bir şeyler izleme, okuma, eli meşgul etme, yani kısaca boş kalmama çabası mevcut işte. Yer yer sıkılmaya fırsat bile oluşturmadığımı farkettim bugün, "neme lazım sıkılırsam çok düşünürüm" deyiverdim. İlk vaka söylendi ve evlere girildiğinden beri kendimce aldığım önlem bu benim de; aman boş kalmayayım, haberlere kafa yorup kendimi daha fazla yormayayım. İşe yaradığı kesin; her gün garanti sabah akşam haber izleniyor da olsa, kendi meşguliyetlerimi boşlamama çabam devam etmeme yardımcı oldu.
Not; bundan 7 sene öncesindeki bana bugünlerdeki kontrollü beni anlatarak inandırabilir miydik ya? - Ben de öyle düşünmüştüm işte...
*****
Normale dönmeyi çok arzuluyorum, bu günlerden de avunacak durumlar bulduğuma şaşırmıyorum, bu şerrin hayırlarını görmeyi kabul ettiğimi ve sabrederek atlatmam gerektiğini görmezden gelemediğimi de görüyorum.
Ama yine de bir de yazayım, iyice rahatlayayım isterim; beni evde kalmak değil, fizyoterapi derslerimin eksikliğiyle bu dönemi geçirmek zorunda olmam zorluyor aslında. Mecburuz, kendimiz daha fazla emek vermek zorundayız. Bunu kabul ediyor olsam da, bazen vücudumun fizik tedavi diye inliyor olmasına sarılıp sarmalayarak cevap veriyorum; sen çok emek verdin, bunu da atlatırsın be gülüm diye de abartıyorum. İçimde neler neler dönüyor da, bu da geçer demeyi kendime borç biliyorum.
Vardır bir hayır, sabretmeyi bilmeli. Sabır yoldaşımız, uyku düzeni de arkadaşımız olsun! Yine saati 02.30 ettim de yatıyorum. :)
Sağlık olsun, sevgiler diliyorum... 🙋
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)