Şubat başından beri 2019 zorlu geçmeye başlar oldu benim için... Evde olmak sıkıntı olmaya başladı, ki yalnızlığımın her anını çok severdim ben! Temmuz 2018 itibariyle Açıköğretim ikinci üniversite ile sürdürdüğüm öğretimim de bitti. Dolmak üzere olan 8. ayımda anladığım şu ki, benim derssiz 3 aydan fazla durmam iyi gelmiyormuş bana. Hem de hiç iyi gelmiyormuş... :)
Oysa evde bildiğiniz boş durmuyorum, kendimce uğraşlarım çok fazla ama hayallerimin bir kısmı bir köşede duruyor gibi. Hala... Son iki aydır bu yaşadığım ve alışmaya çalıştığım düzen, en nihayetinde bir boşlukta yaşıyormuşum gibi hissettirdi son birkaç haftadır beni. Öyle ki son haftalarda sevemez oldum zaman zaman yalnızlıklarımı bile... Yapmak istediğim o kadar çok şey varken, neden duruyorum hala diye sorgulamaya ve koşulların mükemmelce oluşmasını beklemeye tahammül edemeyeceğimi anladım...
Tarihlerle anlatayım istiyorum, kendime de anı kalacak bunlar zira;
5 Mart 2019 Salı günü; Mehmet dayımın eşi Hatice yengeciğimle konuştuk bu konuyu netlikle önce. Beni bu kendi uğraşlarım arasında bile hayallerimi ertelememin artık daha fazla sıktığını ve nasıl hevesli olduğumu anlattım yengeme, gelecek diye hayal kurduğum zamanlara dair. Anlattım, konuştuk ve fikirlerini söyledi bana. O gün o konuşmamız bir kez daha anlattı bana, içimdeki hevesleri ve de aslında benim de şimdi olmaz diye birçok şeye kendimi inandırmışlıklarımı... Teşekkür ederim yengecim... :)
9 Mart 2019 Cumartesi günü idi; sabah kahvaltımı yaptıktan sonra odama çekildim öğlen, o kadar yorgun ve de sıkılmış hissediyordum ki kendimi birkaç gündür yine. Ama bir yandan da nasıl yapabilirim de atılabilirim hayallerime diye düşünüyordum. O 4 günde kendi yapamazlarımı yıktım geçtim belki de! İçimdeki hisleri ve yılgınlığı yazdım defterlerime, kendimce... O yazdıklarım beni çok rahatsız etti ve yengemin de söylediği gibi "harekete geçmeyi istiyordum ben"... O gün annem ve babamla konuştum tekrar; girişten asansörlü olmayan bu evimizi değiştirme koşullarının oluşmasını beklemekten, daha iyi ve daha iyi olmayı beklemekten sıkıldığımı ve harekete geçmek istediğimi söyledim. Annem ve babam ise ayrı ayrı ama aynı sözü söylediler; "Ne yapmak istersen, ben senin arkandayım!" Allah razı olsun anneciğim ve babacığım! :)
İşte ben 9 Mart 2019 günü harekete geçtim...
10 Mart Pazar günü, ki yazısını eve dönünce yazdım; önce kadınlar günü sebebiyle bir eğlence programı niteliğinde oluşturulan, Chp'nin Kadınlar Günü Buluşmasına gittik. Oradan çıkınca da bir önceki günden itibaren açılan Bursa Kitap Fuarı'na gittik annem, babam ve yeğenim Kağan'la beraber... Gelgelelim o gün bir iki saat içinde vücudum öyle garip tepkiler verdi ki, bunların hepsinin psikolojik ve alışkın olmadığım gerekçesiyle beraber bir tepkime idi sanki. Anladım ki, bir gün öncesinden çok doğru bir karar vermişim. Hayatın içinde olmaya çok istekliyim, ama gelgelelim öyle uzakta kalıyorum ki; sanki izole bir ortamda yaşıyormuşcasına, fantastik bir filmin içinde imişim gibi kendimi garip hissettirebiliyor fazla dışarıda olmak bana... Bu beni hem üzdü, hem de düşündürdü. Eve geldiğimde fizyolojik belirtiler yavaş yavaş geçmeye ve basit bir yorgunluk kalmaya başlamıştı zira... O akşam bu durumu dostum Meromla konuştuk ve bir destek de ondan aldım şükür ki... (:
Dedim ki ona, "Kendimi öyle boşlukta hissediyorum ki, beklerken hayallerimi hiçbir gün gerçekleştiremeyecek gibi hissediyorum. Ben de artık bir baltaya sap olmak istiyorum."
O da bana de ki; "Ben de senin arkandayım. Senin baltan benim, kendine o kadar yüklenme! :)" Bir destek daha bu kadar güzel olur işte, iyi ki varsın Merom...
11 Mart Pazartesi günü; liseden bir arkadaşımla konuşup ondan tavsiyeler aldım önce ve bir haber gelirse engelli işçi arayan kesimden, beni aklında bulundurmasını rica ettim. Sağolsun o kadar olumlu konuştu ki o da, desteğine minnettarım. Aynı akşam yengemle de konuştuk ve bu kararımdan bahsettim. Aynı mutluluğu beraber yaşadık ve benimle şu sözü paylaştı;
Harekete geçmek için bütün koşulların mükemmel olmasını beklersen, hiçbir zaman harekete geçemezsin. J. Brown.
(Kesinlikle öyle yengecim!)
Olay şu ki, engel durumum sebebiyle girişten olmayan asansör bizi yine bir kez daha engelliyor. Evet, merdivenler başta bizi yoracak belki. Ama girişten asansörlü bir ev alabilmeyi beklemektense, çalışmaya daha çok ihtiyaç duyduğum şu anda beni engellemesine izin vermemeliyim! diye düşünüyorum artık...
Desteksiz yürüyemediğim için, iş yerine götürülmem ve de getirilmem ve öğle aralarında ihtiyaç molalarında ailemden destek almam gerekecek; ama belki de bunlar engelliyor beni diye kendimi engellemektense, bu hayata atılıp zamanla kendimi geliştirmem de mümkün olacak benim! Olur mu olur diyorum. :)
Velhasıl, 12 Mart günü İşkur hesabımı da kurdum, iki gün aralıklarla iki iş arama sitesine de cv'mi yükledim. Ben koşulların mükemmel olmasını beklemekten vazgeçtim ve çok şükür harekete geçtim! :)
Buradaki çocukluktan beri arkadaşlarım olan, Damlam, Sedam ve Melikeme de bildirdim aynı; bir ilan duyarlarsa bana bildirecek onlar da. Hayır dualarını ve benim adıma sevinçlerini esirgemediler onlar da sağolsun canlarım... :) İyi ki varlar diyorum onlar adına da ve iyi ki varlar dediğim insanlar biriktirmiş olduğumu bilmek daha mutlu ediyor böyle anlarda!
Birkaç sonra Falaaddin bana üstteki görselde de görüldüğü üzere;
"Çoğu zaman tercihlerimizi yaşıyoruz. Şimdi neyi en çok istediğini düşün. Sonra da üşenme, erteleme, vazgeçme!" diye bildirim gönderdi.
Bir haftadır deli gibi heyecanlanıyorum, hayallerimdeki gibi iş hayatına 2010'un sonuna kadar ayaktaki halimde gidebilmeyi beklemekten vazgeçtim. Belki de, iş hayatına atılma hayalimi gerçekleştirince tüm iyi halime yeniden döneceğim. Beni tetikleyecek ve de belki ben kendime bağışıklık kazandıracağım birçok şeye dair... Yani ben tamamen ayağa kalkmayı, evimizin değişmesini ve de okulum da bitmişken hala bekleyecek bir şeyler düzelsin diye beklemeyi bırakmadıkça; bir şeyler olmayacak, anladım... :)
Okula giderken de sınavlar harici okumayı seviyordum, 1 senelik lise stajımda da iş hayatındaki ufak tefek kişisel sıkıntılar çıkartanlar haricinde iş hayatını sevmiştim. İstiyorum ki bundan sonra o ortama atılıvereyim. Önümüzdeki hafta, İşkur'a gidecek ve danışmanımdan yüzyüze destek de alacağım. Bekleyin beni, ben harekete geçtim. Sizlere bu konuda yeni haberlerimi ve anılarımı da buradan bildireceğim! :)
Hayallerimiz, gerçekleştirmeyi ertelemeyi bırakınca daha güzel ve anlamlılar... İşe girince diye hayaller kurmak ve buna dair konuşmak, son bir haftadır beni daha fazla heyecanlandıran gelişmelerden biri. (: Başladığım zaman ilk zamanlar zorlanacağımı da, ama ilk zamanları atlatınca alışacağımı da tahmin edebiliyorum şu aralar. Hayata atılmak, içinde daha fazla bulunmak, okul bitti biteli en çok istediğim şey. Okul tam anlamıyla bitti biteli, 8 aydır beklediğimi de düşünürsek; fazla bile bekledim. Hepimiz için en hayırlısı olsun diliyorum. Giriştiğimiz işler gönlümüzce hayırlısıyla nihayetine ersin dilerim.
Cuma gününün yüzü suyu hurmetine derler ya hani, dualarımız kabul ve hayallerimiz bir an önce gerçek olsun diliyorum... =) Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)