23 Nisan 2016 Cumartesi

Bugün 22 Nisan, Yarın 23 Nisan


Yarının geleceği bugünden bellidir bazen, biz bugün tamı tamına böyle bir gün yaşadık işte. Kağanım ve ben için durum böyleydi en azından. Kağanımla beraber teyze-yeğen içimizde 23 Nisan coşkusu vardı; şarkılar söylemekten ve bu anlamlı bayramımızı kutlamaktan vazgeçemeyiz. Zira biz geçmişten geleceğe böyle geldik, böyle yetiştirildim ben ve yeğenimi de böyle yetiştireceğiz inşallah... Neyse geleceğim geçmiş meselesine, şimdi önce bugünden bahsedeceğim. :)


Bir çocuğun bayramını alamaz kimse elinden, denemesinler bile. Onların elleri merhametli, yürekleri temiz ve minnetleri en içten. (Öncelikle bunları söylek geldi içimden.)

Bu sabah, kahvaltımızı etmiş oyuncaklarımızla oynamak için hazırlanmıştık ki, üst resimlerde görünen deniz diplerinden yelkenliler çıkıvermiş. "Teyze, arkana bak! Yelkenliler gelmiş!" diye sevinç nidası ataraktan beni döndürdü denize. Yelkenlileri seyretmeye onu da alıştıralı çok oldu, o da seviyor benim gibi şimdilerde. "Düşecek mi, sallanıyor, bak nasıl sıralanıyorlar" diye diye izlettim bu zamana dek. Doğayı sevsin, güzelliklere gözünü de gönlünü de açsın dedik; açtı çok şükür. :)

Yelkenlileri seyrettik bu sabah, ilk çıktıklarında 50 adetti, denize yayıldıktan sonra 53 adet oldular. Gözden kaybolana dek onları takip ettik, o arada sohbetler de ettik. Atatürk'ün 23 Nisan'ı bizlere hediye ettiğinden bahsetti Kağanım, kreşe başladığı zamanlarda 29 Ekim'de de Cumhuriyeti kurduğundan bahsetmiştik ve iyice kavranmıştı. Artık bayramların ve bu coşkuların daha da çok farkında, kıymetini bilecek de biliyorum. Bayrağı taa küçüklükten sevmesinden belliydi belki de. Her çocuk biraz karakteriyle, biraz da gördüklerinden aklına ve kalbine yatanı kendine katarak büyüyor işte. Kağan'ım mutluluğu seçti, nefreti değil sevgiyi seçti diyorum ben. Olduğunca onu gösterdik, nefreti bilsin istemedik bile. Ama elbet onları da deneyimliyor işte. 

Üst resimlerde ellerini gösteriyor kuzum, bugün ellerini çektirmek istedi. "Bu elimi çek teyze, bu elimi de çek teyze." Pozlar verdi işte bana böylece. Bugünkü farkındalığını da unutamayacağımdan ve aklıma geldikçe de satırı satırına hatırlamak istediğimden ötürü yazmak istedim işte bugünü bende... Kuzuma ve cümle kuzucuklara maşallah olsun. Atatürk'ümüzün tüm çocuklara ve büyüklere armağan ettiği bu anlamlı bayram 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı gibi, bir ömürleri mutlu ve anlamlı olsun... :)


Geçmiş dedim bir de; her milli bayramda kendi bayramlarımızı kutladığımız zamanlarda geliyor aklıma. Yıllar Geçerken, sayamadığım kaç 23 Nisan kutladım bende. Hiç aklımdan çıkaramadım, stadyum yürüyüşlerimizi mesela ve 23 Nisan'a doğru bando sesleri altında işlediğimiz derslerimizde içimin coşkusunu... Sonra bayrağımızın ve Atatürk'ümüzün farkına vardırılarak ve akıllara kazınarak geçirdik nice bayramlarımızı. Şikayetçi miydik peki? Hayır. Kutlanılmayan bayramlardan ötürü pişman olacak olanlar da bizler olmayacağız, biliyorum. Ben benim gibi kutlamaktan ve çocuklarımızı mutsuzluğa sürüklemeyenlerden yana olanların çoğunlukta olduğunu biliyorum, her şeye rağmen...


Düşünüyorum ve düşlüyorum işte; çocukluğum, farkındalığım ve nicesini. Benim küçüklüğüm belli bir yaşa kadar stadyumlarda geçti 23 Nisan'larda. Ne zaman Ortaokulu ve Lise'yi okuyacak yaşlarıma geldi sıra, 23 Nisan'larda evde idim ama yine erkenden kalkar Tv karşısına geçerdim. Ankara-İstanbul-Eskişehir-Sakarya ve nice şehirlerin stadyumlarında kutlama coşkularını izlerdim. Askeri okullar ve asker kostümü giyenler ne yapmış, hangi ilkokul hangi gösteriyi düzenlemiş; oradan oraya zaplar iken nasıl da heyecanla kapılırdım bu coşkuya. Tv karşısında bile bu coşkuyu kaybetmeyen bir nesilde büyüdüm ben, iyi ki de böyle büyümüşüm. Berna Laçin'in sunduğu çocuk programları ve onlardan çook öncesinde de Barış Manço'nun programları, bir de Susam Sokağı karakterleri. Hepimiz bilinçli idik, biliyorum bilinçli de olmaya devam edeceğiz...

Değerler yitirilerek düzeltilemez hiçbir şey, bana göre bu böyle. Diyorlar ki; "Bu sene Çocuk Bayramı kutlanmayacak." Çocuklar üzerinden de mi yapılacak kısıtlamalar, bir çocuğa dur oynama ve bugün de mutlu olma mı denilecek! Ben bugün; "bugün 22 Nisan ve biz bugünden kutlamaya başladık bayramımızı." demeye geldim özellikle. Yarın 23 Nisan, şarkılarla ve coşkuyla oynamaya devam edeceğiz yeğenimle. Çocuklara eziyet edilen ülkelerin varlığının altında, bir de çocuk bayramını esirgemek doğru gelmiyor bana. Daha çok çocuk mutlu edilmeli, keşke bedenimden ve maddiyatımdan gücüm olsa da ben yapabilsem diyorum; olmuyor elbette, ama kısmet...

Yarın 23 Nisan; tüm dünya çocuklarının mutluluklarını bir ömür boyunca ellerinde bulundurabildiği bir dünya diliyorum. Ne kötü ki, bunu dilemeden önce kutlayabilmeyi dilerdim; 23 Nisan kutlu olsun! Diyerek geçmeyi. Yarın 23 Nisan ve benim sizden bir ricam var; önünüze kaç çocuk çıkarsa, benim adıma da yüzüne gülümseyerek ve en azından biraz yanında oturup oyun oynayarak, onu mutlu eden şeylerden bahsederek mutlu eder misiniz? Sadece yarın değil, her mutluluk hissine kapılmaya ihtiyacınız olduğunda yapın bunu. Çok ama çok iyi geliyor. 

Bir çocuk diye bakmamak gerek, bir çocuk gözüyle bakmak gerek dünyaya. Psikologların klasik tedavi yöntem başlangıçları boşa değil ya; önce çocukluğa iniyorlar malum. Çocukluk mühim, çocuklarımızın mutluluğunu bastırmayalım. 

23 Nisan, hepimize kutlu olsun... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...