Hayatın kendisi birçok sorgulama hadisesi ile doldurulabilir kapasitede biliyorum ama; bazen çok sık soruyorum hayatıma dair, Ne ara buralara geldik? Ne zaman bu kadar zamanı geride bıraktık? Bu sıra, yine sık sık kendimi tekrarlar vaziyetteyim. Kağanım beni ve bizi bir üzüyor, bir şaşırtıyor çünkü... :)
Mesela; geçen haftanın ardından, bu hafta biraz daha olumlu geçiyor günlerimiz. Asiliğimiz, biraz azalmış durumda. Bu hafta Pazar günü; annesi bizimle kaldı, sabahtan işine bizim evden çıktı gitti. Gece de rahat uyuduk, sabah ağlasak da biraz susturmak ve ferahlatmak daha kolay oldu Kağanımı...
Pazartesi günü, Yalova'ya Aktif Fizik'e gittik. Tedavi sonrası, giriş koridorunda oyunlar oynarken Kağan beyle, ister istemez düşündüm; ne ara hayatımıza girdi de, büyüdü yeğenim? Sanırım bu şaşırmam hiç geçmeyecek. Zevk bile alıyorum, sorgulamaktan. :)
2,5 sene oldu Kağan'ım hayatımıza gireli. Değişik pozlar da vermeye başladık bu sıra yine ve daha çok. Üst resimdeki halimiz, poz vermelerimizden biri mesela. Maşallah, öyle de güzel hakim oluyor ki an'a. Ben çekene kadar bekliyor, bir de gelip kontrol ediyor. Beğenmez ise, olmadıysa tekrar geçiyor eski yerine... İnsan ister istemez; "bak bak şuna, neydi ne oldu sıpa..." diyor işte. :)
Sonra bir de annanne ile poz vermelerimiz var tabii. Bazen istiyor bazen istemiyor. Üstteki fotoğraf nadir olarak, yanında kabul ettiği fotoğraf... Beyefendi, tekli fotoğraf çekmelere de tutuldu bu sıra. Telefonu önümden çekip alıyor, kamerayı açıp bana uzatıyor "Çek, çek" diye. :) O da teyzesine alıştı, "Al al, kendi rızamla çek bari. Madem kurtuluş yok senden!" mantığını kullanıyor bana karşı artık. Akıllı çocuğun hali başka maşallah... :D
Ve son olarak; Annanneyi koltuktan kovmaya çalışma çabaları esnasında gıdıklanmaya tabii tutularak gafil avlanan Kağanımın anneannesi ile oyun haliyle son verebilirim yazıma. :) Ne ara büyüyecek Kağanım diyorduk, büyüyor. Ne ara yürüyecek diyorduk, yürüyor. Ne ara konuşacak diyorduk, bülbül gibi şakıyor. Allahım bozmasın, hepsine bin şükür. Ama çenesi bir açıldı kuzunun, pir açıldı. İngilizce sayılar saymaya da başladık bu sıra, maşallah... Haftaya çok şükür iyi başladık. İyi bitirelim diliyoruz... :)
Ve bir haber vermek istiyorum;
Ben bu sıralar, çok sorguluyorum ve çok düşünüyorum yine. Hayatımı sorgulamadan geçirmeyi istemem de şahsen. Sorgulamak; acısıyla tatlısıyla bugüne kadar olan hayatı içine sindirmek demektir. Sorgulama, nereden nereye geldim demektir. Ve ben, çok üzüldüğüm ve sevindiğim anılarımı tamamen sorguluyorum daha çok. Aklıma geleni yazıyorum, bu olur bu olmaz diye kafamda kurguluyorum. Bir hayalim için, daha çok çabalıyorum bu ara...
Ne ara, bu noktaya varabildim bilmiyorum. Ve ertelediğim ve geciktirdiğim onca zamana biraz kızıyorum bu arada. Ve bunu da biliyordum, başlayabildiğim zaman hayalime "o bile büyük bir ferahlık ve sevinç dolduracak" diyordum. Ama ne ara, bilmiyordum. Meğer o ara, bu araymış. 2015 uğurlu mu geldi acep, ulaşır mı hayaller gerçeğine? Ne dersiniz? :)
Bir yerden başlayalım iyi haberlere diyorum; nasıl başlayacağım derken başladım gibi nihayet. Ama dillendirmeye korkuyorum. Hayırlısı diyelim o vakit, hayaller ve rüyalar gerçek olsun inşallah... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)