Dün akşamdan beri evimizdeyiz şükür. Antalya 2014 yaz tatilimiz şükür güzel geçti ve bitti, evimize döndük. 1 aydı tatilimiz, ancak tatilimizin son 4 günü rahatsızlanmam ve kafamı dik tutamamam sebebiyle 1 aydan fazla kaldık gibi geldi bana resmen. Bu yazı kısa bir döndüm yazısı yani... Yazamadığım, geride bırakmak üzere olduğumuz haftaya dair...
Haftanın ilk gününü gezerek, ikinci günü olan Salı'yı da hastanede testler sonrası bekleyerek geçirdik. Resimdeki gibi hastane boşaldı, saat 17.30'a doğruydu Kardiyoloji doktorumuz geldi. Bizim bekleme sebebimiz, uzman doktorumuzun rektör muavini olmasından dolayı toplantıda bulunmasından da ötürü imiş biraz da; sonradan öğrendik.
Neyse ne diyordum; Salı günü hastanede idik. Akdeniz Üniversite Hastanesinde de dosyam olduğundan bu sene Göğüs Hastalıkları ve Kardiyoloji bölümlerindeki kontrollerimi orada yaptırmayı tercih ettik. Malum, Uludağ Üniversitesinde çoğunlukla çok sonraya veriyorlar randevuyu. E benim de hastalığımdan ötürü üniversite hastanelerinde bilirkişiler tarafından randevu olmam en doğrusu oluyor...
Bu sene gittikçe artan nefes darlığım ve kalp sorunlarım sebebiyle öncelikli olarak kontrol edilmesi gerekenleri kontrol ettirdik. Sistem değişimi dolayısıyla Göğüs Hastalıkları testlerimi yaptıramadık, ancak doktorum akciğer kaslarımın tutulmuş olabileceğini söyledi. Kas Erimesi hastalığında böyle durumlarla karşılaşabiliyoruz çünkü dedi. Ama kesin bir durum yok şimdilik Uludağ Üniversitesi'nde kontrollerimi yaptıracağız ileriki zamanlarda...
Kardiyoloji'ye gelince; bende doğuştan eksik bulunan kalp yaprakçıklarından biri yine kaçak yapmaya başlamış. İlacımın yetersiz geliyor oluşu yine bu durumdan ötürüymüş. Bir kez daha ilacım değiştirildi. Ama bu sefer ekleme değil, kullandığım iki ilaç yerine tek bir ilaç konuldu. Allahtan doktorum ilgili ve işini bilen biriydi; bizi Salı günü gönderdi "Perşembe günü gelin Eko'nuzu çekelim, o zamana kadar ben de hangi ilaç hastalığınıza uygun gelir onu araştırayım." dedi. İşte tam da böyle doktorlara ihtiyacım var benim... :)
Salı günü hastaneden çıktık, biraz gezdik dolaştık bile. Çarşamba günü kalktım, kalp sıkışmalarım başladı. Aksilik böyle bir şey işte... Yengemlerin geldiği gün, ben epey rahatsız vaziyette kafamı tutabilmek ile meşguldum. Sebebini bilememekten ötürü tedirgindim ama aynı zamanda doktora gidemeyecek de halsiz ve korkmuştum... Akşam kafamı soğuk suyla yıkayıp "cos" ettirince hafifledi... Abartmıyorum, nedeni bilinmez bir ateşim vardı. Ama aslında geçmedi, Antalya'dan döndük hala ağrılarım baki. Şükür kafa ağrım hariç, zaten esasen de o çıldırtan cinstendi...
Velhasıl daha ne diyeyim efendim; uzatmaya mecalim kalmadı ama, anlatılacak daha çok şey var. Kardiyoloji kontrolümü yaptırdık, ilacımı değiştirdi doktorum. Eğer önümüzdeki ilaç değiştirme tedavilerim işe yaramazsa, anjiyo'ya girmem gerekecekmiş yine. Hayırlısı...
Bir de Salı ve Perşembe günleri bekleyiş esnalarımızda hastane klimalarının annemle beni çarpma durumları var ki işte, hala kendimize gelebilmiş değiliz. Benim baş ağrılarım nihayet bugün akşam biraz dindi. Ancak kulak ağrılarım hala geçebilmiş değil tam olarak, kaba kulak olmasından şüpheleniyoruz. Tabii emin değiliz orası ayrı, bakalım yarına anlayacağız ne olduğunu inşallah...
Allahım hastalık da sağlık da verecekse hayırlısını versin. Dün yollarda, öncesinde de Antalya'nın esen havasında serseme döndüm. Ben buralardayım inşallah yarından itibaren yine... İyiyim inşallah daha da iyi olacağım. Bursa'da ve evimizde sağ salim olabilmek bile o kadar iyi geldi ki. Yarından sonra görüşürüz inşallah. Sevgilerimle... :)
Not: Antalya'ya dair anlatacaklarım bitti sanmayın, biraz daha kendime geleyim resimlerle gezi anlarımız ve tatilden notlarım burada olacaklar. Sevgiler... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)