Geçen haftanın Pazartesi'sinin yazısıydı aslında bu, resimler de geçen haftanın başlangıç gününden Pazartesi'den (07.11.2016-Pazartesi).
O gün annemin anneannesi Toprak'ı bize bırakıp hastane kontrollerini yaptırmaya gitmişti (Toprak; annemin küçük teyzesinin oğlu, yani annem ile Toprak kuzenler.). Sabahtan kalkıp da salondaki koltuklarımıza oturana dek; evin içinde çocuk sayısı birken iki olmuştu o gün, garip ama güzeldi yine benim için bu durum da... Onlara kahvaltı ettirme meselesinin çözümünü annem peynirli omlet yapmakta bulmuştu, bana da gülen suratlar yapmak kalmıştı yine. Böyle anlarda gerekli olan malzemeler kahvaltılık namına ne varsa sofrada onlar oluyor. Bizim için o gün; zeytinler gülen suratlarımızın gözleri, maydanozlar kaşları, salatalıklar kulaklarını, biberler de ağızlarını ve burunlarını oluşturdu...
En güzeli o sabah neydi biliyor musunuz; sofrada onların gülerek ve beğenerek gülen suratlarla tamamladığımız omletlerini yerken, bol bol teşekkür etmeleri ve de çok güzel olmuş diye daha da istekle yemeleriydi. Gözlerinin dolu dolu gülümsemeyle bakmaları çok güzeldi. Beni o gün en çok onların o halleri mutlu etmişti... :)
İki çocuk bir araya gelince ne kadar çok kendini kaybederse, Toprak ile Kağan da çoğu zaman böyleler. O gün de biraz uyumlu ama bir o kadar da yer yer birbirlerini kızıştırmaya da meyilliydiler. Çocukların dünyası o kadar saf ve güzel ki, ne yapmak isterlerse işte, akıllarına eğlence ve küçük kazanmalardan mutlu olabilmeler üzerine ne gibi fikirler düşerse onları yapıyorlar. Onları gülerken ve mutlu görmek çok güzel... İkisi de zaman zaman peynir yemeyen çocuklar ama böyle olunca nasıl da yediler diye sevinerek kahvaltı ettik işte o gün, eğlenceli atışmaları ve ben daha çabuk yedim sen geride kaldın tartışmaları eşliğinde...
O gün ister istemez şunu da hatırladım; ilk böyle omlet üzerine Kağanıma süsleme yaptığımızda, Kağan küçücüktü 1 yaş veya 2 yaş sıkıntısı vardı o zamanlarda. Yıllar yıllar geçti üzerinden, çok şükür sağlıkla ve geçecek de yıllar daha hayırlısıyla...
Gülen Suratlar üzerinden güzel dileklerime bağlayacaktım geçen hafta yazacak olsaydım bu yazıyı, güzel dileklerim hepimizin gülen suratlarla etrafımızın çevrilmesinden yana... Gerek yiyeceklerimizin üzerinde, gerek vereceğimiz mesajlarda, gerek çocuklarımızın ve ailelerimizin gerekse de sokakta hiç tanımadığımız birine karşı... Etkileşimlerimizin iyiliği, tanıdık tanımadık hepimizle, dünyamızın iyileşmesi ve olumlu yönde dönmesi adına önemli... Bu dünyada hepimiz birbirimize lazımız. Birimizin enerjisi akıp da kimlere kimlere umut oluyor ve etkiliyor hiç düşündünüz mü?
Bugün ben bunu bir kez daha farkettim. Etrafımızda hep gülen suratlar olmasını istiyorsak kendimizden başlayalım olur mu? Güne iyi başlamak istiyorsak, önce kendimizden başlatalım devrimi olur mu? Bu gülen suratınızı aynada yansıtmaktan tut, bir gülen surat sembolünü hayatınıza yansıtmaktan ibaret olabilir... İnanıyorum ki; dünya biz gülen suratlar sayesinde daha güzel olabilir. Sevgiler. :)
Bugün ben bunu bir kez daha farkettim. Etrafımızda hep gülen suratlar olmasını istiyorsak kendimizden başlayalım olur mu? Güne iyi başlamak istiyorsak, önce kendimizden başlatalım devrimi olur mu? Bu gülen suratınızı aynada yansıtmaktan tut, bir gülen surat sembolünü hayatınıza yansıtmaktan ibaret olabilir... İnanıyorum ki; dünya biz gülen suratlar sayesinde daha güzel olabilir. Sevgiler. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)