Kitabı bitireli bir hafta oluyor ama gel gör ki üzerimden etkisini atamadım. Üzerimden atamadığım etkisi, hayal kırıklığının etkisiydi. Yani bestseller'lara önyargıyla yaklaşıyordum, artık yaklaşmayı geçtim daha da önyargılıyım. Gelin sebeplerini de söyleyeyim size; öncelikle kitabı okumamış kişileri hayal kırıklığına uğratmamak için bu yazıyı okumamalarını önererek başlayacağım, zira siz belki de benim gibi düşünmeyecek ve beğeneceksiniz kitabı bilemem sonuçta... :)
Bu ve bunun gibi diğer Filmi Olan Kitaplar yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz...
Bu benim görüşüm tabii, yine yineliyorum. Ama ben kitap bitene dek şunu sorguladım; bu iki kişinin mi aşkını anlatıyor? Yoksa kavuşamamayı mı? Çok aşırı bir eleştiri yapıyorum belki de ilk defa bloğumda bir kitaba ama bu bir aşk kitabı değil bir hayat kitabı olarak anlatılmalıydı bence. Ben kitabı elime aldığımda gerçekten okuduğum aşk kitapları gibi bir aşk kitabı beklemiştim. Beklentim çok büyüktü galiba, beklediğimi bulamadım...
Bir Gün kitabından uyarlama filmine gelince;
Filmde sevdiğim birkaç sahne vardı ama öncelikle oyunculara geleceğim. Başrol oyuncuların, kitabı okurken canlandırdığım kişilere uyan oyuncular olduğunu gördüğümde şaşırdım. Emma sanki gerçekten Anne Hathaway'miş, Dexter ise Jim Sturgess'miş gibiydi. Filmin sonuna dek tamamen gerçek karakterlerdi onlar benim için, bu hikayenin gerçek karakterleri...
Filmdeki aşk daha gerçekti. Ama filmde de kitaptaki umutlar, başarılar ve başarısızlıkları içeren hayat hikayesi daha iyi ele alınamamıştı mesela. Filmi Olan Kitaplar'dan en zorlandığım yazı bu resmen. Filmi ile kitabı bir olan ama bir o kadar da bir hissettirmeyen, anlatım açısından değil benim açımdan, bir hikaye idi Bir Gün benim için...
Her senenin 15 Temmuz'unda görüşen Emma ve Dexter'ın kaybettiklerine çok üzüldüm. Hep erteleyişlerine, hep kaybedişlerine onlar kadar göz yumamadım. Yıllar Geçiyor demekten vazgeçmeyen ben, üzülmem normal biraz galiba. Zaman akıyor, kaçırmamak için aşkı görmezden gelmemeli aslında. Keşke biz insanoğlu yapabilsek bir de bunu tabii ki...
Üstteki resimde filmde beğendiğim sahneleri fotoğrafladığım kareler var;
Birinci karede; filmin başlangıcında 15 Temmuz tarihi sabit dururken mavi ekranda, yılların tarihleri akıyor. Hayat cidden böyle, bunu görmek daha da üzdü beni biraz...
İkinci karede; bisikletiyle giden Emma var, kitapta anlatılmayan bir bölüm olduğu için alıntılamıştım. Emma'nın kazası... Neden bilmiyorum ama kitapta hiç hatırlamıyorum bunu anlattığı bir yer. Sadece 15 Temmuz üzerine odaklanıldığından bazı konular atlanmış kitapta. Filmde bunu yorumlamış mı yoksa öyle değil mi emin olamadım...
Üçüncü karede; Emma ve Dexter'ın bir kavuşmaları. Ya sanırım bu en sevdiğim sahneydi, kısa da olsa... :)
Dördüncü karede ise; Dexter ve kızı. Kitapta okurken kızdığım Dexter'a sempati duydum filmde resmen. Yani size ne kitabı okumayın ne de filmi izlemeyin diyemem. Eminim ki, birçoğunuz kitabı okunup beğenecektir de. Ama bana kitap okumama rağmen fazla hitap edebilmiş değil...
Filmden Alıntıladığım sözler de var elbette
Güzel olan hiçbir şey kolay değildir.
Birini sevmek ama ondan hoşlanmamak… (Ki mümkün)
Yarın ne olursa olsun, bugün yaşanmış olacak…
Gibi... "Yarın ne olursa olsun, bugün yaşanmış olacak." En sevdiğim söz oldu. Yarın ne olursa olsun, bugün yaşandı ve bitti. Bu yazı da yazıldı ve bitti. :)
Sevgilerimle, okuduğunuz için teşekkür ederim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)