İlk defa Tilt yatağına yattığımda; dik durmaya ve dizleri gerdirmeyi çalışırken, epey zorlanmıştım ve direncim çok azdı. Belim açısından da, ayaklarım açısından da epey zordu o zamanlar benim için Tilt. İlk deneyimimden bahsettiğim yazım burada...
Şimdiye gelince; Tiltte ilerlemiş bulunmaktayım çok şükür. Hala beni en çok zorlayan belimin çukurluğu durumu oluyor tabii, ayakta durmaya alışmaya çalışırken belimden ötürü nefes problemi yaşıyorum. Eskisi gibi değil tabii ki; ayaklarımın dayanıklılaşmaya başladığı zamanlardayım ve belim de dayanmaya başladı artık bu duruma... Çok şükür iyi haberlerle karşınızdayım yine. :)
Bu Pazartesi'den kalma Tiltteki hallerimden gördüğünüz üzere; Tiltte ayakta durmaya epey alışmış bulunmaktayım son zamanlarda. O kadar ki, alıştıkça kendim yükseltiyorum kaldırma derecesini kumandasıyla... Bu zamana kadar tiltte bu kadar dik şekilde ayakta duramamıştım, şimdi yarım saatten biraz daha fazla durabiliyorum. Ayaklarımı kendim dikleştirmeye uğraşıyorum, yorulsa da tahammül seviyem de daha fazla artık. İyiye gidiyoruz Ali abi ile çok şükür...
Ve tamamen hazır değilsem de, daha hazır hissediyorum kendimi ayağa kalkmaya. Dizlerimin açıklığı yeterli boyutta değilmiş hala. Ama zaten bu durum hep böyleydi, yeni değil. Yeniden ayağa kalkabileceğime inancım tam hala. Başlıkta da dediğim gibi; Dik, daha da dimdik olacağım inşallah... :)
Kendimi ayakta ve dimdik görüyor olmak çok güzel, resme baktıkça hislerim daha da yoğunlaşıyor. :) Ayakta olmak ve yürümeyi düşlemek hala aynı gerçeklikte benim için aslında. Yani ilk atak geçirdiğim zamanlarda, parmak kabiliyetimi dahi kaybettiğim zamanlar haricinde, bir daha ayağa kalkamayacağıma dair kötü bir düşüncem olmamıştı. Tamara abla o zamanlar sık sık; "Kendini yeni yürüyecek bebek gibi düşün, yardımcı olacaktır." Demişti. O zamandan bu zamana bunun da yardımcı olduğu doğru. Yani bu ara yapabildiklerimizi daha da net görüyorum...
Şimdi ilerleme sırası örümcekte imiş. Bir kez yaptıktan sonra, bir daha örümcek'e bağlayamadık beni. Malum epey sıktı belimi ve karın kaslarımı. Ali abi bu Pazartesi "Ne zaman örümcek'e alıyoruz seni." dediğinde, "Haftaya inşallah." dedim ama, herşey hayırlısıyla tabi... :)
Tek başıma da egzersizler yapmaya, devamlı çalışmaya devam ediyorum bu arada. Nefes problemimin zorlamasını geçirecek eski bir yöntemimizle diyaframımı kuvvetlendirmeye başlıyorum yeniden. Sındırgı'da okurken, bir fizyoterapistim önermişti bunu. Birçok defa bırakıp ara ara geri döndüğüm bir egzersiz, diyaframıma ağırlık koyarak güçlendirmek. Süresi 15 dakikadan başlıyor, hafif gelmeye başladığını hissettikçe, önce süre sonra da ağırlık artırıyoruz. Her defasında faydasını gördüğüm bir egzersiz, yeniden iyi gelecek inşallah...
Hareketlerle ve sağlığıma dair yenilenen planlarım ile günlerim geçmeye devam ediyor. Şükür ki yapabiliyorum bir şeyler. Yavaş olsun tam olsun, hep söylerim. Ve bunun için az uğraşmıyoruz doğrusu. Sevgiler... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)