14 Haziran 2014 Cumartesi

Not Aldım Veya Not Ettim - #14 - #DetaycıyımBiraz


Not Almak Veya Not Etmek... Bu yazı dizisinde hayatımın içinden not aldıklarımı, sevdiğim veya hoşlanmadığım şeylerden not ettiklerimi, düşüncelerimi ve kaydetmek istediklerimi göreceksiniz... :)

Daha önceki "Not Aldım Veya Not Ettim" yazısı altında notlarımı okumak isterseniz buraya tık tık... :)


Finaller, haftasonu, Kağan ile koşuşturma, Yaz temizliği derken; Not Aldım Veya Not Ettiklerimi yazmaya ancak fırsat bulabildim. Bakalım 2-3 hafta boyunca yazamadığım zamanda, ne gibi notlar almışım... :) İyi okumalar...


Detaylara fazla takılıyorum bazen...

Bunun fazlaca farkındayım ne yazık ki; benim detaylara fazla takılan yapım ortaya çıkıyor bazen. Aslında bu her zaman mı oluyor bilmesem de, bazen çok takıldığımı ben dahi hissediyorum. Ve bunu çevremden güvendiğim insanlara sorup da, "Evet bazen detaylara ve ayrıntılarına fazla takılıyorsun. Yazılarından belli oluyor." demesi hoşuma gidiyor. Böyle söylendiğinde hiçbir sorun yok benim için. Ben arkamdan konuşulmamasını tercih ederim. Gerçi arkamdan konuşanı, zaten dostum sayamam.  (Buyrun yine detaya takıldım işte) :)


Bazen birşeyi yazarken, "Şöyle oldu, ondan önce böyle olmuştu, bak aklıma geldi bir de bir zaman şöyle olmuştu" gibi, uzatmalarım uzuyor da gidiyor. :) Ama buna engel olamıyorum da bazen. Sinirli olduğumda veya bir şeye kafam takıldığında, veya üzgün olduğumda duygularım dışarıya taşıveriyor tüm yoğunluğuyla. Sırların dışarı taşmasından bahsetmiyorum. Ben detaylara takılmamdan bahsediyorum. Lütfen konumuza geri dönebilir miyiz? (Sanırım kendi kendime konuşmaya da başladım. :) )


Diyeceğim o ki; detaylara takılmamaya karar verdim bu sıra. Herşeyi bir plan altına almaya ve kontrolü elimde tutmaya çalışıyorum bir süredir farkındayım. Bu egzersizlerimi aksatmadan yapmamda tamamen yardımcı oluyorsa da, yazı yazarken kontrolden çıkabiliyor bazen. Detaylara takılma problemim, sanki derslere yoğunlaşmadan önce daha az gibiydi. Karar aldım, dersler ve sınavlar da bitmişken, kendime zaman ayırmayı ön planda tutmalıyım. Kitaplarıma ve defterlerime odaklanıp, detaycı ve herşeyde plancı yanımı biraz olsun susturmaya çalışacağım. :)

Rüyalarım seyir değiştirdi yine bu ara...



Dönem dönem rüyalarım seyir değiştirir benim. Bu sıra da aynı oldu. Bir öyle rüya görüyorum, bir böyle.
Bazen hayallerim ile ilgili görürüm rüyalarımı sık sık, bazen de değişik ve hayalgücümün sınırları zorlayıcı rüyalar görürüm...

Dün bir rüya gördüm mesela, Sabah hayrına anlatıyorum okuyucu; (Hayırdır inşallah) :)

Böyle kocaman bir kütüphane gibi eğitim yerindeyim. 
Öyle bir yer ki ama, görsen hayret edersin. 
Dünyanın hangi şekle bürününce nasıl hale geleceğinden,
Sınavları dert etmeyip, okula gelen öğrencilerin olduğu,
Öğretmenlerin ise ciddi anlamda öğretmek için ders verdikleri bir yermiş... :)

Hiç boş öğrenci yok içinde mesela. 
Bir odaya giriyorum, bir öğrenci bir görsel hazırlamış. 
Son teknolojinin olduğu bir odaymış bu. 
Görseli yaklaştırıyorum, dünyanın bir sürü olayın biraraya geldiğinden sonraki halini gösteriyor bana.
Kıpkırmızı bir dünya bu dünya, ve içinde katmanlar kıpkırmızı.
Özelliklerini, yapısını okuyoruz. Çok inandırıcı ve gerçekçi geliyor bana. 
Başka bir odaya giriyorum; psikoloji dersi işleniyor. Başka bir odada coğrafya, başka bir odada başka bir ders. Oturup hocalarla gülerek ve eğlenerek ders işliyoruz. Hiçbirinde sıkıntı yok, hiçbirinde sıkılan öğrenci yok. :)

Sınav telaşı olmadan bir eğitim yeri olsa keşke öyle dedim bu sabah uyanınca. :) 
Çok güzel değil mi ama? :)

Sabah anneme anlattığımda, "Kırmızı uyarıcıdır. Güzel görmüşsün." dedi. "Acaba böyle bir yer aç mı diyor rüyam anne?" dedim bende. "Yok o kadar da değildir Didem" dedi annem de bana gülerek. :) 
Düşünün rüyalarımın nasıl etkisinde kalıyorum


Annemin teyzesi (Aslında bizim dediğimizle halamız) çok güzel bir laf söyledi geçenlerde, bende bu lafı not aldım; :)

3 hafta önce İstanbul'da yaşayan Mercan Halamız ve eşinin bizim apartmanımıza taşındığından bahsetmiştim. :) 3 haftadır gayet iyi gidiyoruz. Halamın sağlık durumu daha iyi gibi gözüküyor bize. Kendisi 3-4 ay'a yaklaşık süredir hasta. Umarım çabuk toparlar da, tedavilere daha güzel sonuçlar verebilir... :)


Geçen haftaydı sanırım, halamlar bizde iken ve otururken, bir sohbet konusu açıldı. Ve halam şöyle derler dedi; "Birini tanımak istiyorsan, ya onunla alışverişe ya da seyahate çık, ya da otur onunla yemek ye. Bir kişiyi ancak öyle tanıyabilirmişsin." Güzel ve doğru söz değil mi? :)

Ben bu sözü şöyle biliyordum; "Birini tanımak istiyorsan, onunla mutlaka bol bol yolculuğa çık." Alışveriş ve yemek yemek de mantıklı.

Nereden çıktı ki diyeceksiniz. Ama ben detaycı ve duyduklarımı düşlemeyi seven biriyim, dediğim gibi. Ve cidden halam deyince düşündüm;

"Tanıdığımı düşündüğüm birkaç kişiyi hiç ama hiç tanımadım ki ben. Sadece onların bana gösterdikleri kadarını görebildim."

Ama aynı zamanda "Tanımak için çabaladığım ve aynı amaçlar uğruna bir araya gelip tanımaya yöneldiğim kişiler var. Boş yere birbirimizi tanımak için karşılıklı bir girişim içinde bulunmayanlar için canımı sıkmam cidden boşa. Çünkü onlar benim görmek istediğim ve onların bana gösterdikleri kadarlar benim hayatımda."

İşte bu... :)


Bu Haftanın Şarkısı; İrem Derici - Kalbimin Tek Sahibine...




Bu yazıyı şarkıyla bitirmek alışkanlık oldu artık. Her ne kadar 3 haftadır yazamadıysam bu yazı dizimi, yine eskisi gibi yazabileceğimi hissediyorum. Şükür dersler ve sınavlar bitti, umarım bir daha ayrılmam yazı yazmaktan... :)

Bu haftanın şarkısı; benim için İrem Derici idi. Kalbimin Tek Sahibine demiş. Uzun zamandır sanırım, düğünlere yakışacak şarkı yapan olmamıştı. Bana öyle geliyordur belki de. Ama 2014 yazında evlenecek olsaydım, düğünde ilk dans şarkım yapardım. Ve müthiş bir hatıra olurdu... :) Kalbimin Tek Sahibine parçasını paylaşıp kaçıyorum o zaman. İrem Derici'ye selamlar olsun... :)

Sevgilerimle...


Not: Yazıdaki resimler internetten alıntıdır. Atlı resim 1000 parçalık bir puzzle resmidir. Hepsiburada.com'da puzzle bölümüne bakarken, beğenerek alıntı yapmıştım. Karmaşık ve detaylı, ama detayları çok güzel bir puzzle. Bu puzzle'ı yapıp, evimizin bir köşesine asmayı isterim. Salona da, odaya da çok yakışacağını düşünüyorum... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...