26 Kasım 2021 Cuma

11'inden 26'sına - Kasım 2021

 

Bu yazımdan önce 10 Kasım 2021'de yazmışım en son. O günün üstünden iki gün geçti Antalya'dan yengem ve kuzenim geldi. 1 hafta kalıp, okul tatili bitmeden bir gün önce de geri döndüler. Özlem onlar gelince biraz giderildi, fakat gittiklerinden bir saat dahi geçmeden tekrar başladı. Ama şükür ki görüştük, iki senelik ayrılıktan sonra bu sağlıklı arayı verebilmek hepimize öyle iyi geldi ki! :)


En son 2020'nin başında Antalya'da görüşmüştük yengemlerle, "üzerinden 2 sene geçti!" demeye çok az süre kala tatil fırsatımız baş gösterdi. 13 Kasım Sabahından, 20 Kasım akşamına kadar bizimleydi Hatice yengem ve kuzenim İncim. Dayım işi sebebiyle izin alıp gelemedi, yengem ve kuzenim ilk otobüs yolculuklarını yaptılar beraber; bizim yanımıza gelmek üzere! Tam istediğimiz gibi sakinlikte beraber vakit geçirebildik; oturup olabildiğince sohbet edip, sık sık "iyi ki gelmişsiniz" dedik durduk. 

Sevdiğin birinin senden uzakta büyüyor ve gelişiyor olması ne kadar üzücü ise, kalplerimiz bir şekilde kavuşabilmek de o kadar güzelmiş; bunu yeniden kavradık bu bir haftalık tatilde. İncim ve Kağanım okulların ara tatili olmasından ötürü en mutlumuzdular bir hafta boyunca. Bol bol oynadılar, bir süre sonra yer yer de atıştılar ama giderken yine ayrılacak olmanın üzüntüsünü paylaştılar. 

Tatilin en güzel yanına gelirsek, pandemi başladığından sonra doğan Defnemizle yengemlerin ilk defa birebir tanışmış olmaları her birimizi öyle mutlu etti ki! Yeğenimin en güzel vakitlerini biraz olsun kaçırmadan, daha da fazla büyümeden tanışarak anılar biriktirmeye başladık yeniden. =)

Sahil turu yaptık, kutlayamadığımız her türlü haberi doğum gününü ve de güzel gelişmelerimizi bir pasta kesip kutladık, bol bol yedik (ama bir arada olmanın verdiği rahatlığın etkisiydi bu), bol bol çay keyifleri yaptık yeniden! 1 kez gezmeye diye çıktık evden, o da Yalova'daki Atamın Yürüyen Köşk'ünü ziyaret ettik; yengemler gitmeden bir gün öncesinden. Çok güzeldi, havanın o gün çok soğuk olmasının haricinde! :)



İşte böyle bir durumun içerisinde yazamadım, yazmak da istemedim sanırım. Gün gün yazmaya kalksam, bir tek yatmaya yalnız kaldığım vakitleri yazıya kullanabilirdim. Sohbet anlarımızda da belki duraklayıp yazabilirdim ama sohbet vakitlerimizi elimde örgülerimle geçirmeyi tercih ettim. Anı içime çekip beraber geçirilen vakitlerimizi özlediğimi hissede hissede yaşadım! 

Defnem, İnci ablasını çok sevdi. Kağan ve İnci ile çok oynamaya heves etti, ama yer yer de küçük çocuk olmanın gerekliliği ile odalardan kovuldu! :) Defnemi bir ben anlarım, küçük çocuk olmanın bedelini küçük yaşlarımda çok çektim de odalara ve sohbetlere girmelere doyamadım! =)

İncim büyümüş ya, Kağanım da öyle... Hani şu pandemide nasıl büyüdüklerini sanki anlamamışız gibi hissettik bir hafta boyunca. Güzel güzel oynadılar, oturup ders de yaptılar kitap da okudular. Ama ne zaman yeri geldi minik minik de atıştılar, "Heh, işte bunlar bizim çocuklar!" dedik. İncim geldiğinden gidene kadar "İyi ki gelmişiz!" dedi, Kağanım ise "İyi ki geldiniz İnci!" Biri duruyor biri başlıyor konumunda, mutluluklarını dillerde ve mutlu yüzlerinde yaşadıklarını gördük. Pandemiye rağmen iyi ki artık aşılarımız varken buna cesaret edebilmişiz, dedik sonra da... :)

Aradan bir hafta geçti onlar evlerine döneli. Geçen hafta bugün daha buradalardı işte, geziyorduk beraber Yalova senin İznik benim. Arabayla bile olsa geziyorduk beraber işte! Allahım toparlanamaz hallerle bizleri daha fazla birbirimizden uzak etmesin inşallah... Senenin iki üç seferinde mutlaka görüşen insanlar olduğumuz için, son iki senedir görüşememek bize çok dokunmuş doğrusu. Kuzenim İncim gelip gidip temas ettikçe, çocuklarla oturup sohbet edip atıştıkça kendimden geçmişim işte geçen haftadan bu yana!


Sonra üstüne bu hafta başladı işte! Pazartesi günü akşam üstü İstanbul'dan halamla Savaş abim aradı, müsaitseniz geliyoruz dediler. Sohbetler, kahveler, örgü muhabbetleri uçuştu bir akşamcık da olsa! Salı günü öğlen onlar yola koyuldular geri. Yıllardır görüşmemenin üstüne, bu da bizi bir şoka uğrattı. Pandemi öncesinde gelebilmişlerdi halamlar da, o zamandan bu zamana 5 sene geçti sanırım ki...

Bir bebek yeleği örüyordum, kol altı oyuntusuna halamdan destek alıp başladım. Sonra hayatın onca durgunluk ve biz bizeliğinin ardına sunduğu fırsatlara baktım; şükür ki bir sorun da olmadı, sıkıntısız geçirdik günlerimizi... Aşılanmaların etkisi diyorum. Evet, her birimizin üzerine az biraz rehavet çöktü ama bizler dikkati elden bırakmadık. Biz çok kalabalıkların arasına girmekten hala çekiniyoruz. Maske mesafe ve hijyene dikkat ediyoruz. İlk yatılı misafirimizi bu ay yaptık işte. 11'inden 26'sına çok güzel vakitler geçti gidiyor bile! :)

Şu üstte elimi ağzıma kapattığım fotoğraf var ya; o da mutlu bir akşamın eseri, ilk defa arkadaşlarım geçtiğimiz Çarşamba akşamı evimize oturmaya geldi! Akşamın güzelliğini, bana hissettirdiğini düşünün artık... Biz Pandemi döneminin hemen öncesinde yeni evimize taşındığımız için, yerleşene kadar kimse gelemedi. Yerleştikten sonra da pandemi dolayısıyla risk altında olduğum için kimse gelmeyi tercih etmemişti! 3 çocukluk arkadaşım, ilk defa yeni evimize gelen arkadaşlarım oldular resmen! İkisiyle iki sene içerisinde sadece birer defa dışarıda görüşebilmiştim o kadar... Üçünü birden o akşam görmek, üstteki kolajda gördüğünüz üzere beni çok ama çok mutlu etti. Ama hepimizi öylesine mutlu etmiş olmalı ki, muhabbetten ve birbirimizle ilgilenmekten fotoğraf çekmeyi bile unutmuşuz. 


Size şu son iki haftada pandeminin bize ne öğrettiğini öğrendiğimi söyleyebilirim; 

Artık hepimiz sıklıkla görüşemeyeceğimizin farkında olarak "kısıtlı anların tadını çıkarmayı" öğrendik. 

Her şerde var bir hayır deniyor ya; teknolojiye dalıp yanımızdakini unuttuğumuz zamanların ardına, bize bizi hatırlatmak için gönderildi Pandemi biraz da bence. Kendimizle kalmayı da öğretti, sakin kalıp beklemeyi de... Çoğu telaşımızın gereksiz olduğunu da, asıl mutluluğu sevdiklerimizle yaşamayı es geçmemeyi de hatırlattı. 

Tüm bunlar çabuk unutmazsak ve güzel içselleştirirsek yeniden, ömür boyu çok büyük öğretiler olacak hepimiz için. Bir sınav daha olacak; bu sınavı ciddiye alan hem kazanacak huzuru, hem de pandemiyi daha farkındalıkla geçirecek. 


Son iki hafta, zamanımızı böyle değerlendirmeme sebep oldu işte. Okuduğum kitaplardan, yazdığım yazılardan, takip ettiğim kişilerden bilinçli olarak biraz uzaklaştım. İnstagram paylaşımlarımı yaptım, evde işim dediğim "Dr. Clinic" işim için uğraşmaya devam ettim. Ama beni hayattan ve işimden alıkoyan diğer uğraşlardan uzaklaştım. Tabii odaklanıp sadece buraya yazabilmeyi çok istedim ve yer yer de uğraştım ama başaramadım! 

11'inden 26'sına dolu dolu geçen Kasım ayını da birkaç gün sonra uğurluyoruz böyle işte. İş açısından da, sevdiklerimle geçirdiğimiz vakitler açısından da çok verimli bir ay olduğu gerçeğiyle; Kasım'ı bu sefer uğurlamak güç olacak benim için. Bu uzun zamandır hayatımda bir ilkken üstelik, Kasım ayı hayatıma güzellikler getirmişken; bu sefer daha bir neşeyle uğurlayacağım işte! :) (Kasım ayını neden sevmediğimi anlayamazsınız belki de. Ama bu sefer tüm soğuklarının bana yaşattığı ve eski kötü anılarıma rağmen, bu sene Kasımı bile sevdim.) Hayırla biter, hayırla Aralık'a ulaştırır ve umarım bundan sonra hep kendini böyle sevdirir bana... 

İşler güçler çok şükür devam ediyor bu arada. Biz Dr. Clinic'te kazanmaya devam ediyoruz. İlklerden olup kazanma yolculuğunuza eğitimlerimizle ve bizim ekibimizde başlamak isterseniz; iki üstteki paragrafta Dr. Clinic yazan yere tıklayarak veya buraya tıklayarak açılan linkteki formu doldurup aramıza katılabilirsiniz... :) 

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, sevgilerimle... =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...