Anlamak zor oluyor tabii, çünkü her gün içinde başka bir şeyler kuruyor beğenmediği durumlara göre kafasında daha da büyüterek ve sinirlenerek. Zor oluyor, mümkün de oluyor bazen. Ama bazen de yeğenimin inatçı yapısına takılıyor ve hemen mümkün olmuyor ulaşması. :) Biraz ketum bu sıralar, hoşuna gitmeyen şeyleri zorlamadan anlatmıyor bazen. Anlatsın diye çabalıyoruz bizde, anlatmaması daha kötü bence...
Bugün atıştı bizimle yine; sabah annesi işe gitmeden önce annesiyle, öğlen ise annannesi ve benimle. Dilinde kendince kötü kelimeleri büyütüyor bu ara; pis, kötü, iğrenç sözcüklerini kullanır halde ve bu durumdan da o sinirli yapısından da uzaklaştırmaya çalışma çabalarımız sürdü bugün de. Amacımız elbetteki, kindar şekilde yetişmemesi için çabalamak ve daha da mutlu şekilde büyümesi için öğretmeye devam etmek. Basit gelebilir, belki "söylesin ne olacak ki çocuk daha o" diyen olabilir. Hayır, yanlış olduğunu başından beri bilmeli, söyleyecek de elbet ama benim tepkilerimi de görmeli. Ben küçük görünen hataların büyüyebileceğini düşünüyorum doğrusu.
Yeğenim için çabalıyor olmaktan mutluyum her açıdan, öğrendikçe de şaşırmaya hala devam ediyorum. Mesela konuşarak anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum, öyle cevaplar veriyor ve kendini bazen öyle iyi anlatıyor ki (maşallah); 2 çocuk büyütmüş annem ve babam bile şaşırıyor ki, ben nasıl şaşırmayayım. Eğer çevrenizde bir çocuk büyüyorsa ve kendini anlama-anlatma çabalarına girdi ise, beni daha iyi anlayacağınızı biliyorum... Elbet Kağanım ile her an anlaşabiliyor değiliz, her an anlaşabilelim ve günlük güneşlik olsun da demiyorum; bazen dinliyor bizi konuşuyoruz ve çabuk yol alıyoruz, bazen de epey zaman sürüyor ve bizimle fazla inatlaşıyor... Bu süreci hepimiz için kolaylaştırmaya ve hasarsız ya da hafif hasarla atlatmak da elimizde.
Kreşindeki yeni öğretmeninin disiplinine alışamaması elbet normal de, ama onun her derdi benim teyzeliğimde büyük bir ilk demek olduğundan dert edinmem de normal... İçinde bulunduğu durum yeni bir durum ve kimbilir nasıl da zorda hissediyor kendisini. Bir şekilde disipline olma vakti, kurallara daha da sıkı uyum sağlama vakti geldi... Yeni öğretmenini hem seviyor hem de zaman zaman sevmediğini söyleyerek dönüyor, fazla kararsız ve karışık yani bu aralar. Durum da karışık tabii ama yakın zamanda yeğenimin bunun da üstesinden gelebileceğini düşünüyoruz... :)
Bakmak değil büyütmek asıl zor olan zaten;
Ve bu zorluğu her ne olursa olsun sevdiğimi anladım bir süredir de... Anladım ki zamanla kızmak ve kestirip atmak çocuk büyütmek konusunda da en kolayı. Oysa zor olanla uğraştıkça, akıllanmaz dediğimiz davranışlarını da düzenleyebiliyormuşuz karşımızdaki çocuğun. Siz pes etmedikçe, o da pes etmiyormuş... Ama esaslı olarak ona pes etmeyeceğinizi ve doğruyu öğretmekten vazgeçmeyeceğinizi de anlaması gerekliymiş...
Yani sabır diliyorum bugün yine cümlemize, konuşmak veya yazmak en basiti de başarabilmek mümkün sabrettikçe demek istedim... Esas olanı ise, vazgeçmemeyi becerebilmek; sabretmekten, sevgiyle yaklaşmaktan, zor da olsa her şekilde konuşmaya ve kendimizi dinletmeye çalışmaktan vazgeçmemeyi becerebilmek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)