Bu sıralar yazamayışım yeni süreçler ve yeni olaylar içine girdiğimizden ötürü. Ve biraz da havaların değişkenliği beni fazlasıyla yıpratıyor gibi. Sizde de bu durum böyle mi? Sıcak mı soğuk mu kestiremediğim bu havalar, bana hiç iyi gelmiyor. Ne yapalım, havaların da hayırlısı olsun... :)
Bu Pazartesi günü eniştem yeni işine başladı. Kağanımı sabah erkenden işe giderken bize bırakıyor ablam artık, akşamları da eniştem ya da ablam alıyor ve evlerine götürüyorlar. Gündüz bizimle, gece anne ve babasıyla dönemi başladı nihayet. Hayırlısıyla sağlıklı bir birey olarak yetiştirmeye devam ederiz yine inşallah...
Pazartesi ve Çarşamba günlerimiz, hala Yalova günlerimiz. Bu hafta başında yolda uyudu kuzucuğumuz, bende tabii ki bu fırsatı kaçırmadım. Uyku hallerini çekmeyeli baya oldu belki de... Ben her türlü çok seviyorum uyku hallerini. Allahım ellerimizi ayırmasın ailemizin ellerinden inşallah... :)
Uzay Terapi'de örümcek dedikleri bir bağlama teknikleri var. Çocukları genellikle bu şekilde basma işlevine ve zıplayarak hareket kabiliyetlerini geliştirmeye çalışıyorlar... Bana da örümcek yöntemiyle bel kaslarımı çalıştırma hareketleri yaptırmıştı Ali abi, birkaç hafta önce. Bu yazımda anlatmıştım...
Benden önce bir ablanın oğlunu aldıklarında çekeyim fotoğraf dedim. Ne olur ne olmaz bulunsun burada da... :)
Ağırlık çalıştık bu Pazartesi, bence gayet de iyiydim. Ali abi de iyi olduğumu söyledi. Güçsüz olduğumu da, korktuğumu da düşünmüyorum. Uzay Terapi almaya başladığım sırada, bunların üstesinden gelebileceğimi farkettim. Ve her defasında acıya da kendi sınırlarımı zorlayarak epey direnç gösterdim ve göstermeye de devam ediyorum...
Fizik Tedavimin yanında, Uzay Terapinin de iyi geldiğini söylüyorum fırsat buldukça. Bu hafta ağırlık çalışırken bastığımız ağırlıkları yavaş yavaş yükseltmeye devam eder olduk. Eksikliklerim çok, henüz tamamen de güçlüyüm diyemem elbet. Ama yükseldiğimi görmek, gurur ile beraber daha çok azim veriyor hepimize. Bu güzel bir şey sanırım... :)
Dönerken Pazartesi günü serviste Kağanımı uyutmamak için bol bol fotoğraf çektim bir ara. Bu fotoğraf karesine bakmamaya başladığı son resimlerden. Benimle beraber poz verdiği anlardan biri de, İnstagram adresimde. İnstagram adresim; instagram.com/didolatte_
Ben telefonumun kamerasına bakmadığı doğal hallerini de sevdiğimi farkettim baktıkça, maşallah kuzuma. Doğal halleri de nefis... Bu fotoğraflardan sonra, konuşmaya başladık zaten. Eve kadar da bıdı bıdı konuştu durdu benimle. İnsan küçük hallerini görünce, hiç büyümeyecek sanıyormuş. Ama büyüyormuş da, büyüyecekmiş de sağlıkla inşallah... :)
Pazartesi akşamına, Damlamlarda arkadaşlarımızla beraber akşam oturmasıyla bitirdik günü. Ertesi sabaha doğruya kadar taştı bu oturma... Uzun zamandır bu kadar uzun süre arkadaşlarımla birarada bulunmamıştım, garip şekilde sosyal hissettim kendimi. Telefonun arama özelliği ve müzik dinleme özelliği aktif, diğer her şey pasif durumdaydı. Bu sıra herşeyi düşünür oldum yine, garip bir dönemden geçiyorum kendimce. Zorlu değil ama belki sarsıcı. Ne istiyorum, ne hissediyorum ve ne yapacağım; bu soruların cevaplarını daha yoğun -daha da yoğun- hissediyorum içimde... Ve nasıl olacağını daha da sorgular oldum yine... :/
Manzara fotoğrafları çekmeyi seviyorum ne yapayım, 2 gündür de çektim yine. Gözümün önündekinin kıymetini biliyorum yani... :) Elime çiçekler geçince de fotoğraflarını çekmeyi seviyorum mesela. Bunlar hayatın şekil aldıkça değişen güzel hallerini gösteriyor bence bizlere...
Baktığım manzaralar beni hem düşündürüyor hem de rahatlatıyor bir de. Düşüncelerle konuşarak rahatlamak çok iyi olsa da, sorgulamak bazen çok fazlaca yoruyor da insanı. Ramazan benim için sorgulamalarımın üzerine başladı ve böyle de devam edecek gibi görünüyor. Sonuca ulaştıramadığım fikirlerim ilerlemeden düşüncelerim dahilinde sürüyor hala ve bunlar biraz canımı sıkıyor tabii.
Günler düşüncelerle ve ufak tefek sorunlarla devam ediyor. Ufak tefek diyorsam da, etkisi elbet içimde büyük. Ama 2 gündür düşünüyorum da; hiçbir sorun sağlık, mutluluk ve huzurdan önemli değil. Benim canım da bunlardan ötürü sıkılıyor olsa da, yine de içimde büyütmemekten başka iyi olmak adına yapabilecek daha güzel şeyler yapmaya çalışmaya devam etmeliyim, BİLİYORUM.
Gel de bunu içinde bulunduğun durumdan ötürü, biraz uçarı olan gönlünle aklının çatışmasının arasında gerçekleştir işte... Hayat bazen garip ve güldürücü derecede içinden çıkılamaz gibi değil mi? Öyle de değil işte, yine de güzel işte garip halde...
Hayaller kurdukça güzel, hayat da hala yaşamaya devam ettikçe... Sevgiler. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)