Ne zamandır beklediğim bir filmi izlemenin mutluluğunu yaşamıştım geçen ay. Yazmak anca mümkün oldu...
Filmi Olan Kitaplar Serimin ilk yazısında en sevdiğim kitaplar arasında bulunan Göçebe kitabının filmini beklediğimi yazmıştım. İnternete düşmesini sabırsızlıkla beklerken ve takip ederken, altyazılı olarak yayınlandığını görünce çok sevinmiştim.
Haziran ayında izlediğim bir film kendisi. Kitabını severek okuduğum gibi, filmini de severek izledim. 10 üzerinden 10 verebilirim yani... :)
Geçelim Kitap ve Filmin Yorumuna; Göçebe (The Host)
*Resimler Google Görsellerden alınmıştır.
Göçebe; Stephenıe Meyer'in hayalgücünü başarıyla kullandığı bir diğer kitaplarından biri. 2009 yazında severek okuduğum bir kitaptı. Gerek kitap kapağı ile gerekse içeriği ile beni etkilemişti. Düşünün ki; dünyayı güzelleştirmek adına hepimizin içine iyilik ruhları koyarak bir tür uzaylı dünyamızı ele geçiriyor, dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için ve dünyayı insanların elinden kurtarmak için... Çünkü onlar insanların şiddet eğilimlerinden, dünyada yaşamanın yakında mümkün olamayacağını düşünüyorlar.
Evet böyle bakıldığında bir bakıma da olsa iyi fikir gibi geliyor aslında, Ta ki insanları katletme durumunu düşünene dek. Bu durum bir tek bedenlerimizi terkettiğimizde mantıklı gelebilir diye düşündüm aslında sonrasında ama o da büyük karmaşaya sürükler herhalde...
Bu dünyayı kurtarma çabası ve insanların kendilerini koruma halleri, zamanla dünyayı ele geçirme haline dönüyor hikayede. Ve savaş gibi direniş başlıyor. Bir araya gelip yaşamlarını koruma altına almak için insanlar bir mağarada yaşamaya başlıyor önce. Sonra da sözde dünyayı koruma altına almak isteyenlerin onları arayışı başlıyor, son kalanları...
Ruhlar ile insanlığın tümünü iyilik melekleri ile canlandırdıklarını sansalarda, kaçan topluluğa ulaşmak yakaladıkları birine bağlı. O topluluğa da Göçebe sayesinde ulaşacaklarını umuyorlar, tabii Melanie savaşmaya devam etmezse...
Kardeşine, sevgilisine ve amcasına ulaşmak için, Melanie'nin bedenine bir ruh yerleştiriliyor. Bu ruh kendisine Göçer isminin verilmesini istiyor. Ancak Göçebenin insanları kurtarma uğraşı, Melanie'nin bedenini yalnız bırakmadığını anlamasıyla başlayınca herşey değişiyor. Bir bedende iki ruh, iki ayrı ırk ve iki düşünce... Asıl direniş ve savaş da bundan sonra başlıyor işte... Önce okumaya sonra da izlemeye değer bir yapıt... :)
Bu da film afişi... Filmin başrolünde Melanie rolüyle Saoirse Ronan ve ona eşlik eden Ian rolüyle Jake Abel ve Jared rolüyle Max Irons var. Açıkçası filmin oyuncu kadrosu benim kitapta okuduktan sonra hayalimde canlandırdığım gibi. Şaşırtıcı ve uyumsuz bir kimse göremedim kitap ve film arasında.
Ben bu tarz kitap ve filmleri gerçekten seviyorum. Hayal kurmayı sevdiğimden mi bilmiyorum ama, hayalgücünü zorlayan filmler şans verilmeye değer benim için. Kitabını aldığımda merakla beklemiştim doğrusu. Okuduktan sonra da filmini sabırsızlıkla beklemiştim. Şimdi kendisi kütüphanemde yok ama belki bir gün yeniden okuma fırsatı geçer elime, belli olmaz. :)
Gelelim beni etkileyen kısımlarına;
Stepheıne Meyer'in hayalgücünde oluşturduğu ruhlara dair hikayeler beni en çok etkileyen kısımlar oldu. Bu kitabı keşke ben yazsaydım dedim zaman zaman. Bedenden bedene ve yaşamdan yaşama geçişleri etkileyiciydi. Bir de yaralara ve hastalıklara geliştirdikleri tedavi yöntemleri çok çok ileri boyutta. Şimdiki zaman için hayalgücünü zorlayan bir durum elbette.
Böyle bir hayalin gerçekleşmesi güzel olurdu herhalde. Hastalıkların olmadığı bir dünya düşünülmez elbet. Belki ileride dünya hastalıkların çabuk iyileştirilebilir olduğu bir yer olur. Hayal işte, güzel olurdu gibime geliyor. :)
Melanie, Jared, Ian ve Göçer dörtlüsü de epey filme odaklanmayı sağlıyor, kitaptaki hislerimi yaşadım izlerken de. Heyecan ve karmaşa... :)
Göçebe, yani yabancı dildeki adıyla The Host; okumaya ve izlemeye değer bir yapıttı. Tavsiye edebileceğim bir yapıt. Dünyanın değiştiğini düşünün ve bırakın kendinizi kitabın veya filmin akışına derim... :)
Sevgilerimle... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)