İnternet Günlüğüm 2018 #3 - (04.04.2018- Çarşamba)
Sevgili İnternet Günlüğüm; (:
7 Şubat 2018 Çarşamba günü Annemle beraber uçak yolculuğu ile geldiğimiz Antalya'dan yarın itibariyle kısmetse Bursa'ya dönüyoruz. Uçak demişken, o uçak yolculuğu annem ile benim için bir ilkti ve yazısını gecikmeli de olsa yazmıştım; o yazım burada... Yarın için ne kadar heyecanlı olduğumu yazmadan önce, birkaç değerlendirme yapmak istiyorum...
7 Şubat'ta geleceğiz, 8 Şubat'ta da dedem ameliyat olacak derken; maalesef işler istediğimiz gibi gitmemişti ve dedem 5 gün sonrasında yani 13 Şubat'ta ameliyat olabilmişti. Korku ve endişe dolu belirsizlik dolu bekleyişlerimizi, dedemin ameliyatının güzel geçmesi ile o gün sonuca bağlayabilmiştik... Süreç, dedemin iki hafta hastanede kalması ile başladı ve yarası tahmin edilenden biraz daha zor iyileşti. Dedem eve taburcu olup geldiğinde, endişeler yer yer azaldı ve yer yer de çoğaldı. Ama şükür ki, dayımlarla beraber süreci güzel yönettiğimizi ve de üstesinden gelebildiğimizi görebildik; sabırla bekleyerek ulaştığımız son 1 haftada...
20 Mart 2018 Salı gününe dek dayımlarda kaldık. Hatice yengem, kuzenim İncim, annem ve ben; akşamları birbirimizi frenleyerek ve de çoğu zaman da gazlayarak, eğlenceli çay ve tatlı keyifleri gerçekleştirdik. Dizi sefalarımız, gündüz kahve keyiflerimiz ve akşam oturmalarımız; Merom ile İsmet teyzem ve Meryem teyzem ile de şenlendi. Antalya'da olmak bu sefer bana sık sık şunu fısıldayan bir hale dönüştü; "Hayat bu, en kötüsünü bekler iken iyi şeyleri de doğurabilir aynı zamanda!" Merom ile en uzun ve en kaliteli vakitlerimizi geçirerek anılarımıza sağlam anılar yazdık. İncim ile bol bol oyunlar oynadık ve kuzen kuzene günlerimizin keyfini çıkardık... :)
20 Mart 2018 gününden beri de, dedemin evindeydik işte. Dayımlarda gördüğümüz herkes, gelip gitmeyi sürdürdü sağolsunlar. Yalnız da kalmadık, her anın keyfini sürdürmeyi ihmal de etmedik... Ama buna rağmen özlüyor insan; çok özlüyor evini, ailesinin diğer üyelerini ve de kendi düzenini...
Dedem kolay geçirmedi ve henüz atlatmadı tabii ki bu hastalığı. Tüm tedavi sürecimiz yön değiştirdi ama bitmedi. Geçen hafta bugün başlamak üzere, Kemoterapi'ye başlattılar dedemi. Özafagus dedikleri, kanserli hücrelerin kendini yenilememesi için kurutma tedavisine başlatıldı dedem şimdi. Ve 2 kür kemoterapi bitene dek Bursa'da olacağız yarından sonra; orada hem fizik tedavi alacağım hem de ara sınavımı vereceğim. Dedemin 2 kür kemoterapisi bitince de, Mayıs'ın ortasına geliyor, kısmetse bu sefer Kağanımı da alıp geri geleceğiz dedemle. Kemoterapi sonrası Işın tedavisi bekliyor olacak dedemi. Hastalık dediklerinin her çeşidi öyle zor ki; Allahım hem dedeme hem bizlere, hem de nice hastalık yaşanlara ve hastası olanlara yardım etsin inşallah...
Velhasıl; Ameliyatı iyi atlatamazsak diye korktuk ve çok şükür atlattık; yemek yiyemezse dedik, çok şükür -hiç yiyemez derken- çok az da olsa yiyor yine... Öğrendik ki bu süreç o kadar çabuk bitmeyecekmiş ama sağlık olsun! Bulunduğumuz nokta, hiç hafife alınacak bir nokta değil çünkü... Yarası iyileşmezse diyorduk, karaciğer rahatsızlığı sebebiyle çok zorlandık ama şükür ki iyi dedem. Eski toprak dediklerinde ne demek istediklerini şimdi şimdi anlıyorum. :)
Yarın kısmetse dönüyoruz Bursamıza, evimize... Hiç rahat etmediğimiz bir yer değil burası, dayımın evinde kaldık 1 aydan fazla ve çok rahattık. Dedemin evinde kalıyoruz 2-3 haftadır ve zaten yine çok sık geldiğimiz yerlerden biri, rahatız... Ama nerede ne kadar rahat olursak olalım, insan bir süre sonra kendi düzenini arıyormuş. Gezgin bir ruhum var sanıyordum; -gerçi hala biraz öyle bir ruha sahip olduğumu düşünüyorum ama- aileden uzak olmak konusu göz önüne alınca, gezgin ruhumu attım yine bir kenara. Ailemi görmeden geçirdiğim 1 ayın sonunda, benim gezgin ruhum nerede olursa olsun depresyona girermiş meğer! Bunu bir kez daha anladım bu süreçte... İlk defa böyle ayrı kaldığım değil ya, ama ara ara kıymet bilmek açısından tüm uzaklıkların gereğinin var olduğunu düşünürüm insana... :)
Gelelim en özlediğime, yeğenime; Özlemek Çok Özel demiştim, yine geçtiğimiz ayın başında ve söz konusu yeğenim olunca, -bir küçük çocuk olunca yani- özlemi umursamamazlıktan gelemiyormuşsunuz. En uzun ayrı kaldığımız süre oldu bu Kağanımla. Öyle özledim ki diye düşünürken, bir yandan da İncimden uzaklaşacağım; her ne kadar her defasında uzaklaşıyor olsak da, bu seferki bir araya gelişimizde, yaşının daha bilinç düzeyine gelmiş olmasından dolayı, çok anı biriktirdik yine ve sanırım bundan sonraki her gelişimizin sonunda İncimden ayrılırken daha çok üzülmeye devam edeceğim. Biliyorum, Mayıs ayında döneceğiz kısmetse; ama yine de düşüncelerim bu yönlerde işte...
Antalya'ya gelip Bursa'dakileri özlemek, Bursa'ya gidip Antalya'dakileri ve nicesini özlemek; anı biriktirdiğin ve uzaklara düştüğün tüm sevdiklerin için geçerli ve zor işte... Hep ne diyorum; Allah sevdiklerimizden ulaşamayacağımız kadar uzaklara düşürmesin! Çok şükür ki, teknoloji ve de yaşıyor olarak birbirimize ulaşma ihtimal ve imkanımız var şükür ki. Sağlık olsun, gerisi hallolur sonunda...
Son diyeceğim şu ki, Sevgili İnternet Günlüğüm;
Yarın iki aydır uzak olduğumuz evimize, Bursa'ya gidiyoruz annemle; dayım, yengem, İncim ve de dedemle... Dayımlar 1-2 haftaya dönecekler, malum iş hayatı. Yarına ve de sonrasına iyi hazırlandım, plan programım işledi ve bu yazımı da yazdım; şu an mutlu ve huzurluyum. Allahım daim etsin...
Plan programımda, -yine olmazsa diye korksam da, son yazdığım bölümü istediğim gibi düzenleyip yayınlayabildiğim- "Hayaller denizi" adlı hikayeme bölüm atmak da vardı. O hikayemi önceki bölümlerini ve de son bölümü de wattpad profilimde, yani burada bulabilirsiniz... :) Mutlulukla sunuyorum ve devamı bundan sonra yine gelmeye devam eder diye de umuyorum... :)
Yarın yolculuk günümüz, dedim ya; heyecanlıyım. :) Sağ salim, eğlenerek geçirdiğimiz bir yolculuk olacak inşallah. Yola çıkan herkese selamla, selametle ve okuyan herkese de sevgimle; görüşmek üzere, İnternet Günlüğüm... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)