Bu Pazar'a sabah 11'de uyanarak başladık güne. Annem antibiyotik kullanıyor 12 saatte bir, onun için alarm kurmuştum annemin ve benim telefonuma; biri çalmazsa diğeri çalsın diye. İkisi de çalmasa idi, babamın da benim de uyanacağımız yoktu sanırım. Ama annem tabii ki yine bizden erken uyanmıştı... :)
Havalar soğudu epey ve grip salgınları da ortada dolanmakta. Bugün yine boğaz ağrısı ile uyandım, 2 gündür ilaç kullanıyorum. İlacı kullanmasam daha beter olacaktım, ki şimdilik yerimde sayar gibi bir iyi bir kötüyüm. İlerlemedi çok şükür... Aman diyeyim dikkat edin sizde, biz kendimizi koruyamadık ne yazık ki salgından... Bu hafta Kağanıma hafta boyunca iğne vuruldu sabah akşam, öyle kurtuldu hastalıktan kuzum. Çocukların hasta olması daha da kötü ediyor insanı, kuzularımız da bizlerde hasta olmayalım inşallah...
Kısa bir özet geçtikten sonra bitmek üzere olan haftaya dair söyleyebilirim ki son olarak, bu hafta örgü ve kahve ikilisiyle geçti daha çok keyif anlarımız.... Pazartesi'den Cuma'ya Saniye teyzemle Ufuk abimler bizdeydi. Saniye teyzem deyince, zaten aklıma ilk olarak kahve geliyor. Normal zamanda içtiğimiz kahveden daha çok kahve içiyoruz. En azından sektirmiyoruz öyle diyeyim. Bir kahve sever olarak, sevdiğim bir nokta; kahve gün içinde aksatılmamalı işte böyle... :) Ve kışın gelmesini bekliyordum ne zamandır örgülerimi elime almak için. Saniye kivramlar geldi ve örgülerime de geçiş yapmış bulundum böylece.
(Saniye teyzen, Saniye kivran kim derseniz eğer; Kağanımızın kivrasının annesi oluyor kendisi. Ki Kağanımdan öncesinde de bağımız vardı ki, akrabadan da öte. Allahım bağlarımızı kopartmasın inşallah... )
Saniye teyzem ve Ufuk abim ile, Pazartesi'den Cuma'ya haftaiçinin el verdiği kadar beraber vakit geçirdik işte. Saniye teyzem geldi ve yine bir örgüye daha başladık onunla.Bu Pazar gününe de kahvaltı esnasında babam ve annem ile beraber İstanbul'da oynanan Dünya Bilardo Şampiyonası'nın yarı final maçını izleyerek başladık. Kahvaltı sonrası da devam eden maçı izlemeye devam ederken, ilk boylu boyunca olan sırasını bitirmiş bulundum battaniyemizin.
6 renkli bir sıra oldu ilk sıra, benim bacak boyumu biraz da geçiyor bile.32 ilmek başladım ve her bir karenin 27 sıra olmasına dikkat ediyorum. Şimdi enine doğru gidecek olan diğer sıraları da renkleri çarprazlamasına geçirerek ve birkaç renk daha da ekleyerek ilerleteceğim zamanla inşallah. Bakalım bitince nasıl olacak, merak ediyorum. Kendime diz battaniyesi ve üşüdüğümüzde örgü battaniye olacak sırtımıza veya dizimize. Bir hanım dilendi battaniyesi yapıyorum yani. :)
(Bir yerde görmüştüm, artık iplerle yapılan şeylere hanım dilendi diyorlardı örgüde. Komik ismi ama güzel de, bu da Didem dilendi battaniyesi :) İplerimin çoğu Saniye teyzemden ve Nurcan teyzemden. Mor ve kırmızı'yı da takviye olarak aldı bu haftaiçi annem ve Saniye teyzem sağolsunlar. Sponsorlarım bu 3 kişi yani örgü konusunda, Allahım güzel ömürler nasip etsin 3üne de.)
İlla ki bahsetmişimdir daha önce, babamın bilardo oynadığından. Lisansı var yine 1-2 senedir ama maçlara hazırlanmaya fırsatı olmadığından gitmedi İstanbul'daki şampiyonaya. Nisan'daki turnuvaya gidecek inşallah... Sabah turnuvanın yarı final maçının galibiyeti bir Türk'ün oldu. Saat 16.00'da da final maçı başlayacaktı ama naklen yayını yokmuş yine maalesef tv'de. Maçtan sonra öğreneceğiz ne olmuş durum... Ne dersiniz, bizden Dünya Şampiyonu çıkar mı yeniden? Bence çıkacak, ben inanıyorum... :)
İşte böyle bir Pazar'dı bu Pazar. Sevgilerimle, sevdiklerimizle mutlu bir pazar ve mutlu bir yeni haftaya olsun inşallah...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)