18 Nisan 2014 Cuma

Marquez'in Vedası



Dün Marquez'in hayata veda ettiğini okudum internette. "Okumak istediğim bir yazarın bir kitabını dahi okuyamadan, hayata veda ettiği haberini alıyorum. Ne garip ve ne kısa dünya!" dedim kendi kendime... Sonra haberin devamını okurken bir veda mektubu yazmış olduğunu duydum. En son mektubuymuş bu sanırım. Bilinçli midir, hislere dayalı mıdır bilmiyorum tabii ki. Ama beni hayli etkiledi ve keşke herkes veda mektubu yazabilmek için Marquez kadar şanslı olsa dedim. :)

Öncelikle ruhu şad olsun Marquez'in, Allahım rahmet eğlesin. Sonra da, böyle bir veda mektubuna sahip olabilmek için yapılması gereken, çok çok ama çok yazmak. Demek istiyorum. Bu dünyada kimse için söylemediğimiz cümle kalmaması için söyleyemiyorsak en azından yazmalıyız. Ruh ve beden sağlığımız için gerekli bu hem dünya üzerinde... :)

Geçelim mektuba, Marquez bakın ne de güzel yazmış...

"Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim. Ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. 

Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. 

İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım. 

Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. 

Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı… 

Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. 

Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanr. 

Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. 
Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim. 

Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde… Artık ölebilir miyim?"

Diyeceğim var benim de bu mektup üzerine. Belki Marquez'e belki de tüm üstüne alınmak isteyenlere sözlerim...

İnsan pişman olmamalı bu hayatta hiçbir şey için Bay Marquez. Yaptıklarından sorumlu olmalı bu hayatta insan. Bir şeyden pişman olacaksa yapmadığı için pişman olmalı yani. Her hatalı davranışından bir ders çıkarabilmeli çünkü, böyle yaşamalı hayatı doluca...

Dolu dolu yaşamalı hayatı; Gökyüzünü seyretmeli, yağmura koynunu açmalı, korkmamalı hayattan yaşamaktan ıslanmaktan... Yeri gelince sevmekten de, sevilmekten de, sevmiş gibi gösterenlerin şevkatsizliğinden de korkmamalı çünkü... Bir çocuğu sevindirmekten, bir yaşlının elini tutmaktan, yaşı gibi yaşamaktan vazgeçmemeli...

Sonu böyle bitmeseydi mektubunun, mutsuz olmasaydın Marquez. Hayat mutsuzca yaşanmaması gereken, kıymeti bilinmesi gereken bir yer... Ama bu mektup birçoğunun umut ışığı olur belki. Hayatı bencillikle değil, layıkıyla yaşarlar. Kendileri için de hayattaki diğer insanlar için de dolu dolu, layıkıyla... Dünya böyle Marquez, sen vardın şimdi de yoksun. Yok olana kadar bu dünyadan, mutlu ayrılabileceğimiz şeyler gerçekleştirebilmemiz dileğimle... Yüreğine sağlık Marquez, ruhun şad olsun...

*Resim Google görsellerden alıntıdır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...