*Bu bir İzledim yazısıdır... :)
İlk aşkınız kimdi ve sizin hayatınıza neler kattı? Hiç düşündünüz mü? :) Ben yeniden ve yeniden düşünüyorum da; ilk aşkım dediğim platonik aşkımın hayatıma kattığı şey, ne olursa olsun kendimden utanmamam gerektiği ve kendim olmaktan vazgeçmemem gerektiğiydi. Ve ondan sonrasında aşık oldum diye düşündüğüm her defasında, bu öğrendiğimi uygulamaya çalıştım...
Aşk dediğiniz karşılıklı olur derseniz de, bir kere kandım aşkı karşılıklı yaşadığıma. Onda da öğrediğim şey, sırf karşımdakini hoş tutmak için kendimi üzmemem gerektiğiydi... Ya size ne kattı, ilk aşkım dediğiniz? :)
Dün İlk Aşkım (ma première fois) filmini izledikten sonra, hem duygulandım hem de çok düşünceye kapıldım. Bana biraz, daha önceden izlediğim bir filmi hatırlattı sonu itibariyle. Ama işin açıkçası, o anımsadığım film kadar da duygulandım. Anımsadığım film ise, Uzaktaki Anılar (A Walk To Remember) filmi idi...
Filmden çok bahsetmeyeceğim, izlememiş olanlara haksızlık olur. Ama bana şu etkiyi verdi film; ilk aşklar ve ilk kez değişik duyguları hissettiren insanlar unutulmaz. Ama bir de ilk aşk dediğiniz olgu, hayatı da öğretir insana... Ben henüz böyle dolu dolu bir aşk yaşamadım ama yaşarsam nasıl olurdu diye düşündüm yine ister istemez. Tamam itiraf ediyorum, bunu bazen çok sık düşünüyorum zaten... :)
Neyse konumuza gelelim; filmin oyuncu seçimleri de, müzikleri de çok güzeldi. Başroldeki çift karakterler de, kızın arkadaşı da; oyuncu seçimi için hoş bir tercih olmuş... Ana karakterlerden sonra, kızın arkadaşını çok beğendim. Aşık olacaksan eğer, mutlaka filmdeki gibi seni anlayacak bir arkadaşı da olmalı insanın... :)
Pauline, başrol kızımızın en yakın arkadaşı. Şöyle diyor arkadaşına; Pauline tango, "seni haketmeleri için çok çalışmaları gerekecek." Pauline, sevdiğim diğer bir karakter oldu benim...
"Ve aşk hiç beklemediğin ve planlayamadığın bir şey", diyor film. Kızın planlı programlı olması çok hoş da, aşkı hesaba o bile katamıyor işte... Aşk da olsa hayatında, yaşamayı sadece aşkın üzerine planlama diyor. Bir gençlik filmi tarzında, güzel öneriler veren bir filmdi bence. Her filmin beğeneni olduğu kadar beğenmeyeni de oluyor elbet. Ancak ben sıkılmadan tekrar tekrar izleyebileceğim bir film daha izlemiş oldum diyorum şimdi.
Hala bir ömür mutlu olacağım dediğim bir ilk ve son aşkı bulmuş değilim demiyorum, Kağan'ım var sonuçta. :) Ama olur da bir gün, ruh eşi dediğim kişiyi de bulursam eğer onunla bu filmi izlemek isterim diyorum. Eh ne diyeyim; -ilk veya son- gerçek aşkı bulmamız dileğimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)