26 Haziran 2012 Salı

Kitaplardan bahsedelim biraz

Okumayı ve yazmayı seven bir yapım var. Edebiyata yatkınım diyebilirim. Ama belli bir yaşa kadar zorla kitap okuyan bir kızdım, doğruya doğru. Küçükken "Peter Pan" kitabını almışlardı ablam ile annem bana, okuma alışkanlığını kazanabilmem için çok uğraştılar. Küçüktüm ve ilgimi çekmiyordu açıkçası. O zamanlar daha çok yazayım, müzik dinleyeyim, oyun oynayayım havasındaydım. Fakat sonradan anladım, annem ile ablamın kazandırmayı istediği bu güzel alışkanlık, çok ama çok güzel bir uğraşmış...


Peter Pan kitabı, yıllar yıllarca elimde süründü. Ancak 9 sayfadan ileriye gidememiştim sanırım. Sürekli başa dönüp duruyordum çok elime almadığımdan. Daha sonra da sonunu okuyup kapattığımı hatırlıyorum. O kitabın daha sonra nereye kaybolduğunu, bir süre sonra çok merak etmeye başladım. Sanırım hala da merak ediyorum. Büyük ihtimal okul kütüphanesine vermişimdir. Şimdi keşke elimde olsaydı diyorum...


Lise'ye kadar yılda 1 adet okuduğum kitaplar, lise'de sürekli alışkanlığa döndü. Bu seferde ders çalışmayacak dereceye vardı alışkanlığım. Her bulduğum boşlukta kitap okumaya başladım, elimde okuma kitabımla beraber rehabilitasyona gider oldum. Fizyoterapistimle kitaplardan konuşmaktan hoşlanır oldum. Bu durumda derslerimin aksamasından korkan ailem bu seferde kitaplarımı kaçırır oldular. Dozunu tam tutturamadığım zamanlardı yani. :)

Ortaokul sonunda başladı aslında bu alışkanlık. Çok bilindik bir seri vardı o zaman: İpek ONGUN'un Bir Genç Kızın Gizli Defteri Serisi...


Sonra bu serinin takibinde iken o dönem arkadaşlarımdan duyup okuduğum, günlük tarzında, unutamadığım, bir kitapta; Burçak Çerezcioğlu  Mavi Saçlı Kız idi...


Sonrasında devam edecek olan alışkanlık, lisede Alacakaranlık serisi ile başladı... Sonra Adam Fawer takip etti... Derken başını alamadığım, okumadığım zaman eksiklik gibi hissettiğim bir alışkanlık oldu...



Şimdi bazen fırsat bulamıyorum derslerden. Ama dengeli bir biçimde fırsat yaratmaya uğraşıyorum. Elimde kitabım oldukça geceleri kitap okumaya uğraşıyorum yatmadan önce, bulduğum her kitap okumaya uygun alanı kullanmaya uğraşıyorum. Kitap, başka bir dünyaya açılan bir kapı gibi benim için de...

Son 2 senede fazla kitap okuyabildiğimi söyleyemeyeceğim. Elimden geldiğince zaman veya mekan ayarlamaya uğraştım ama dersler ve uğraşlar, biraz da sağlık durumları izin vermedi. Ama yine de buna rağmen okuyabildiğimi söyleyebilirim... :))


2 gün önce kitaplar hakkında yine bakarken önüme Stepheıne Meyer'in Göçebe adlı kitabının 2013 Mart ayında filminin çıkacağına dair bir link çıktı. Çok çok sevindim açıkçası. :)) Kurgusu nefis bir kitap, Göçebe(The Host). Okumadıysanız tavsiye ederim... Çok geniş bir hayal gücü ile yazılmış... Hevesle bekliyorum filmi...

Şimdi elimde Kristin Hannah'ın Ateşböceği Yolu kitabı var. Arkadaşlık ve dostluk üzerine, güzel anlatımı olan bir kitap. Okulun bitmesinin ardından, böyle kalın bir kitap ile kitap okumayamadığım zamanların acısını çıkarıyorum şimdi... :) Kapağı da kendisi kadar güzel. Bittikten sonra özel bir yazı yazmayı bile düşünebilirim.



Kitaplar hakkında konuşulacak şey bitmez... Devam ettirsem daha çok uzar bu yazı... Ama şunu da söyleyip bitirmeliyim, Okumanın yanında yazmak da benim için çok önemli. Günün birinde bir yazar olarak bu dünyaya katılmayı o kadar çok istiyorum ki... Dilerim hayırlısıyla olur... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...