19 Haziran 2016 Pazar

Pazar Yazısı #28 - Babaların Pazarı, Değerlendirme Pazarı


Diğer Pazar Yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz... İyi okumalar. :)

Bugün babalar günü Pazar'ı idi. Ve bizim evde birkaç gündür başlamış olan ileri tarihlerde çıkmayı düşündüğümüz Antalya yolculuğu öncesi bir temizlik telaşesi var. O sebepten biraz bugün geç uyanmıştık ailecek. Hal böyle olunca kahvaltıya geçemeden Kağanımla ablam geldiler, babamın babalar günü hediyesini vermeye gelmiş beyefendi bize. Babamın hediyesini kendi seçmiş, "Ben aldım." diyor o tatlı diliyle bir de. İlla bu olacak diye, kırmızılı lacivertli bir tişört almış annesiyle babama. Onu verdi ama babamdan daha çok Kağanım hediye paketini açmaya hevesli idi. Nihayetinde de beraber açtılar zaten. :) 

Bu fotoğrafları çekerken ablam yeğenime "Oğlum ne diyecektik bir de?" dedi, Kağanım da "Dedeler günün kutlu olsun." dedi babama sarılarak. Öyle ya, Babasının babalar günü, dedesinin de dedeler günü idi onun açısından. Yolda konuşmuşlar ve o da dedeler günü diye demeyi aklına yatırmış olmalı. Bunu sormadım ablama o güzel anlarda ama tahmin ediyorum, zira anneler gününde de gelip benim "teyzeler günümü" kutlamıştı. Küçük aklını severim ben kuzumun ve kuzucukların, zira en mantıklı ve en sevecen açıklamalar onlarda. Hiçbir şeyin olamaz yanı yok, bu seneden sonra her anneler günü benim de "teyzeler günüm" olacak Kağanım sayesinde... :)

Bugün babamın, eniştemin ve tüm yakında veya uzaktaki babaların babalar günüydü. Canım babamın ve tüm babalarımızın babalar günü kutlu olsun. Babalar anneler kadar anılmıyor, anılamıyor. Onların dışarıda çalışmak ile başlayan ailelerine karşı sorumlulukları var. Eniştem mesaiden çıkıp eve gelip yatmış olduğundan ablamlarla gelemedi, akşama doğru geldi mesela. Bu çalışma sorumluluğundan ötürü, okul çağlarımızda babalarımızı göremediğimiz oluyor işte maalesef. Babam da bizim için öyle idi mesela, hafta içi görüşemez hafta sonları da işten gelişini bekler ve akşamları sohbet imkanı bulabilirdik küçükken. Daha sonra büfe işletmeye başladık ben daha ortaokulu bitirmeden, 10-11 yıllık bir sürede de istisnalar haricinde gece yarısı 12.30'lara kadar göremez olduk babamı. Ama bu sefer de bekleyemediğimiz akşamlardan ötürü görüşemediğimizden sebep; her fırsatta annem dükkana bakar, babam bizimle vakit geçirmeye gelir olmuştu gündüzleri. 

Ailecek fedakarlıklar çerçevesinde bir aile ilişkilerimiz oldu yani -şükür- ömrümüz boyunca, baba ve kızları ve ailecek bir arada olabileceğimiz anlar için. Ömrümüz boyunca değişmez değerlerimiz olsun; sevgimiz, fedakarlığımız ve huzurumuz, cümlemiz için. Babam, babalarımız... Allahım onları başımızdan eksik etmesin, babalık görevini layığıyla yapan babalarımızın ve de baba gibi annelerimizin babalar günü kutlu olsun...


Ve bugün bir değerlendirme içeren bir Pazar'dı aynı zamanda. Son finallerden çıktıktan sonra, gittiğimiz alışveriş merkezinde babamla aldığımız cam kalemleri ile arkadaşımın hediye ettiği cam üzerine karakalem çalışması vardı düzeltmek istediğim; bu yazımda fotoğraflarını da paylaşmış ve hikayesini de yazmıştım... İşte o cam kalemlerde, ortaokuldan beri kullandığım bu aksesuar kutumu düzeltme kararı aldım birdenbire bugün, odama masamı toplamak için oturmuşken. Rengi epey solmuş geliyordu, ki sol resimde de belli diye düşünüyorum hala. 6'lı cam kalemlerinin sarı ve kırmızı renklerini kullandım. 

Resim çekmek aklıma, ortadaki çiçeğin 2 yaprağını çizmişken geldi. Çiçeği çizdim önce, sonrasında üzerinde kabartma gibi görünmesini sağlayan yapıştırılmış kırık yumurta kabuklarının aralarını ve çiçeğin yapraklarının ortasını sarıya boyadım. Biraz kurumasını bekledim ve baktım ki gözüme eski halinden daha hoş görünüyor, çevresini kırmızı kalemle belirginleştirdim ve dışındaki tüm yumurta kabuklarının üzerini de sarıya boyadım. Gözüme daha canlı ve de tatlı göründü son hali. Epeydir solgun oluşu canımı sıkıyordu zaten, sonuçtan memnunum. 


Bahsettiğim cam kalemler, Edding marka, 6'lı bir pakette Porcelain brushpen diye geçiyor ismi. D&R'dan linkini buldum, burada. Biz Bauhaus mağazasından, 24 TL'ye almıştık ama sanırım aldığımız hafta indirimde idi.

Sonuç olarak; bu durumdan memnun da olsam, ahşap boya ve fırçalarım olmadığından sebep böyle bir şeye başvurdum. Ahşap boya ile boyasam daha güzel olurdu ama ufak bir değerlendirmenin sonucunu da fazlasıyla aldım bence. Silerek de denedim, boyasının çıkması veya akması gibi bir sorun olmadı öğlenden beri.

Ve bugün, değerlendirme sonrası odamı toplamayla ve yeniden düzenlenmiş bir masanın güzelliği ile bir Pazar'ı daha bitirdim. Bu akşam Gönül ablamlarla babalar günü yemeğini yedik bizde ve serinliğe doğru ferahlamışken gördüm ki; hem bugünkü birliktelerimizle ve kendi uğraşlarımla, hem de bir şeyleri ertelemeyişlerimle mutlu idim. Bugün hep aklımda olan şeylerden biri de şuydu; yeniden hayatımı yazma hayalime yönelmenin zamanıdır, ertelemesiz, kararlı ve de başaramayacağımı unutarak. Öncesinde toparlamam gerek dediklerimi toparladığıma göre (Yazılarımı, yazma ortamımı ve kendimi), sıra yazmaya yeniden başlamakta; tez zamanda inşallah. 

Mutlu akşamlar ve mutlu bir hafta olsun hepimize. Sevgilerimle... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...