18 Şubat 2022 Cuma

Kesin Dönüş - 18.02.2022

 

Gitmedim, kaybolmadım. Belki biraz duraksadım ama sadece bloğuma yazmak konusunda durgundum.. :) Yine ben döndüm...


Yıllardır hayalini kurduğum iş ortamının o kadar içerisindeyim ki. Dilimde "daha ne kadar iyi olabilir, hayatın bana sunabileceği sonsuz güzellikler nelerdir?" soruları var fırsat buldukça. İşimde gücümdeyim, işten arta kalan zamanda da ya İstanbullu Gelin izliyorum ya da kitap okuyorum. 


İşte artık bu kadar ara vermek yeter diyerekten de, son kararım olarak; artık bloğuma da yeniden dönüyorum. Yazmak daha da besliyor beni, beslemenin ötesinde "yokluğunda duygusal açlık hissediyorum." Ama mükemmelliyet mi, tam olsun isteği mi bilemiyorum; burada tam olayım istediğim için bu sık sık ara vermelerim gerçekleşti. 2021 şöyle geçti zira; Bir hafta yazma, haftada bir yaz. Üç hafta yazma, bir sonraki hafta üç yazı yaz... Bir geldim bir gittim daha da zor olunca tabii, 2022'ye bu kadar durgun girdim. Tam olarak döneyim istedim... =)


İlk bahsetmek istediğim mevzu, uyku düzensizliğim...


Ciddi anlamda konu her ne olursa olsun, yemek içmek düzeni kadar uyku düzeniniz varsa hayat çok daha rahat devam ediyor. Şimdi düşünüyorum, annemin dedesi 90 yaşına kadar yaşadı, daha doğrusu 90'dan da öteydi bizce yaşı. 1938 doğumlu olduğunu söyleyen annemin babası olan dedem 80 yaşında vefat etti. Annemin dedesi dediğim dedemiz ise, ondan bir sene sonra... Yani bu demek oluyor ki, yaşı daha da fazla idi benim dedemden. Ne alaka peki biliyor musunuz? Uyku düzeni o kadar düzenli idiyki, son birkaç senesinde artı hava kararır kararmaz uyur olmuştu. Gece uykularında uyanıyor muydu, elbette uyanıyordu. Ama en geç saat 6-7 dediğinde uyur olmuştu son senelerinde. 

Böyle bir aile büyüğümün olduğu bir ailede, bu kadar bozuk uyku düzenine sahip olduğuma bazen üzülüyorum. Kıyaslama yapmamalıyım biliyorum, ama bu düzensizlik beni zaman zaman üzer oluyor.

Dün saat 03.30 idi uyudum mesela, yatağa ise 00.30'dan sonra girmiştim. 3 saat uyanık kalmanın sebebi neydi derseniz, 25 dakikalık zaman çizelgeleri açıp ağaç büyütebildiğimiz bir uygulama keşfettiğim üzere gece gece keşfimi denedim! Kitap sarmış olacak ki, 3 kez ağaç diktim ve ağaç dikmelerimden iki seferin arasında yarımşar saat telefona baktığım da oldu. Velhasıl, saat 03.30'du ve yeter diyebildim kendime! 

Karar şu aslında; yatağa girince telefon internetimi kapatacağım ve uyumayacaksam da sadece kitap okuyacağım. Ama uygulayabilme kapasitesinde zayıfım bu aralar. Gördüğünüz gibi uyku uyumuyorum ama ya kitap okuyorum ya da dizi izliyorum o vakitlerde. Uyku sanırım bu sıra benim için kayıp zaman görünüyor. Dönüp bunu da yazamamaya içimdekilerle boğuşuyor olmama bağlayabilirim. Bu konudan kaçalım, bunun için bir şeyler yaparsam eğer yazmaya da dönebileceğim daha sıklıkla bence! =)


(Yazıya başlarken tek eksiğim bloğa yazamamaktı gibi bir cümle kurmuştum değil mi? Ona da bir ekleme yapalım; yazı yazmamak ve düzensiz uyku uyumak, bu sıra en büyük iki sorunum!) 


Çok Film Veya Dizi İzlemek İstemek, Ama İzleyememek...


Sanıyorum Ekim ayının sonlarıydı, ben İstanbullu Gelin'i izlemeye yeniden başladım. Adem karakterinin annesi rolünü oynayan Semra Dinçer, bu başlangıcımın bir iki hafta sonrasında 1 Kasım 2021 günü vefat etmişti. Allah rahmet eylesin tekrar. Ablamla üzülmüştük, net hatırlıyorum. Epey kadına laf etmiştik, nasıl rol oynuyor; çirkin değil ama tavırları kadını çirkin görmemizi sağlıyor demiştik...

Öyle böyle derken, Ocak başlangıcıyla daha da hızla izlemeye devam eder oldum. Şu sıralar 2. sezonu bitirmeme 3 bölümüm kaldı. 50. bölümdeyim. Fırsat buldukça, örgü örerken veya uyumadan önce izliyorum. Akşam vakitleri televizyonda bana göre şu sıra hiç heyecanla izlemelik dizi olmadığı için de sıklıkla izlediğim tek dizi kendisi... :) 

Bundan ötürü olduğunu sanmıyorum ama İstanbullu Gelin izlediğim için elim sürekli onu izlemeye gidiyor olabileceği tahmin edilebilir. Zamanı değildir, belki bu sıra tek ihtiyacım o dizidir diyerek aldırış etmiyorum. Ben bu sıra geçmiş zamanlardaki dizi ve filmleri yine çok özler oldum... Bunu bitirdikten sonra başka eski bir diziye başlayabileceğimi de tahmin edebiliyorum. Bu diziye olduğu kadar odaklı devam eder miyim bilmiyorum, ama bu sıra hayat İstanbullu Gelin'den yana akıyor.

Neyi farkettim biliyor musunuz; aşklarını çok kusursuz ve birbirine başından beri hatasız görüyordum. Zamanında izlerken hiç şimdiki açım gibi objektif bakamamışım meğer. Oysa tek hatayı yapan, çok fazla engel olan tek kişi Esma hanım değilmiş. İki taraf da öylesine hatalar yapmışlar ki, en başta da Süreyya yapmış o hataları üstelik...

Şimdi farkediyorum ki, zamanında aşkın taraflarına baktığım birçok seferde; çok romantik yanım sebepli olduğunu düşünüyorum, hatalı kısımları affedilebilir görmüşüm. Evet, affetme olgusu çok başka bir psikoloji. Aşk her şeyi affeder mi, sorusunun cevabı konulara ve de kişilere göre çok göreceli... Nedense bunları yeniden düşünüyor ve sorguluyorum. Hoşuma gidiyor böyle gerçek hayattan konularla işlenen dizilere kapılmak... (:


Örgülerimle Kendi Kendime Boy Gösteriyorum... 


Bu ara büyük örgüler ve örgülerimle kendimi aşmalar üzerine de odaklandım ilerliyorum. Her sene kendimi ileriye taşıdığımı düşünüyorum bu alanda. Üstelik zevkle... :)) En son olarak, yarım bıraktığım üstte görünen kazağıma kol örmeye başladım bugün. İpim yetmediği için ona uygun renkte ip arıyordum. Kol lastiğini kazağımın gövdesindeki ipiyle yapacağım, üstünü de resimde görünen kahverengi iple yapacağım...

Aslında başladım ve biraz da ilerledim ama henüz fotoğrafla anlaşılacak kadar büyümedi. :) Kollar da bitince fotoğraflar ve de dikimin sonrasında da giyer çeker paylaşırım zaten! Kendi kazağımı örmeyi de bu şekilde başlarsam daha da ileri gidip başka kazaklara da başlayacağım inşallah! (Burada gözlüklü emoji surat varmış gibi hayal edin lütfen) =))

Bu konuda da not etmek istediğim bir gelişme var, ben bu sıra çok takıntılı oldum. Uykusuzluğa bağlı olabilir, yaptığım birçok örgümü dalgınlıkla yanlış veya eksik yapabiliyorum; ya da beğenemiyorum. Öyle olunca da idare edilebilir olsa bile, "aman böyle olsun bu da!" deyip devam etmiyorum. Çok örüp çok hata yapıp çok söktüğüm oldu bu sıra. Bu kazağıma bugün kol örmeye başladım. Düne kadar da küçük yeğenim için dikişsiz bir panço yapıyordum ama ona da bir türlü ip yetiremedim ve de en son küçük oldu... 

Yarım kalan projelerim oldu böylece; bir atkı ve bir dikişsiz panço... Yarım kalanları zorlamayıp tamamlanabilir bir başka şey yapmaya çalışacağım. Atkı belki ipi bulunup tamamlanabilir ama panço örgümün ipi bulunamaz cinsten maalesef! 


Velhasıl;

İşlerimiz güzel gidiyor. Kendi alanımda ilerlemeye devam ettiğimi görmek beni mutlu ediyor. Her ay bir diğeri gibi geçmiyor elbette ama her ay öğrendiğimi uygulayarak ekip arkadaşlarımızı çoğaltmaya çalışıyoruz. Bu durumu seviyorum, artık mesleğimi daha çok seviyorum...

Örmeye, okumaya ve de izleyebildiğim kadar dizi izleyip, hayatımda yer vermeye çalıştığım mevzular hakkında okuma ve izlemeler yapmaya devam ediyorum. 

Geçen hafta 2021 senesinde ek fizik tedavim için aldığım ilk 30'luk fizik tedavimi tamamladım. İkinci 30'luk tedavim için rapor yazdırmaya ise henüz doktora gidemedim. Bu hafta bol dinlenmeli bir hafta oldu bu sebepten de benim için...

Bir sonraki yazımda okuduğum kitaplardan birinin "okudum" yazısını yazacağım. Son iki haftada o kitap sayesinde kavrayıp keşfettiğim bir Çalışma'dan bahsedeceğim. Haberiniz olsun çok net döndüğümü düşünüyorum bu sefer. Diğer yazılarımda görüşmek üzere diyerek noktalıyorum şimdilik bu yazımı... 

Orada olduğunuzu düşünerekten, yorumlarda görüşebileceğimizi umuyorum. Neler okuyorsunuz, neler izliyorsunuz ve neler dinliyorsunuz bana yazar mısınız? 


Bir zamanlar sıklıkla müzik önerdiğim üzere, bu hafta çok dinlediğim bir şarkıyı paylaşmak istiyorum; Seni Dert Etmeler - Madrigal (Ayça Özefe Cover)...



Madrigal adlı grubun Seni Dert Etmeler şarkısını dinlemişsinizdir veya duymuşsunuzdur bence. Cover'ını dinledim, Ayça Özefe diye bir ses sanatçısından. İnstagram sayesinde tanıştım bu cover versiyonuyla ama son bir haftadır 3 saat boyunca dinlemiş kadar dinlemişimdir herhalde... :) Tavsiyem olsun, umarım beğenirseniz sizlere de iyi gelsin... <3 

Sevgilerimle... :)



23 Ocak 2022 Pazar

2022'nin İlk Yazısı - 22.01.2022




2022'den merhaba... :) İlk defa yeni bir yılın başında bu kadar geç yazı yazarak bloğuma geri dönüyorum. Beklemek istemezdim, ama hem fiziksel olarak hem duygusal açıdan yazabilene kadar zaman geçti... 22 günde neler yapıp yazamadığımı yazacağım kendimce... :)


Öncelikle gündelik olmasın diye yazmaktan geri kaldığım süreçte, biten yılın dinamiklerini yazacaktım sözde; 2021'de okuduğum 25 kitabın isimlerinin yazılı olduğu yazı bile yok burada ne yazık ki...

22 Günün sonunda Kütahya'dan yazıyorum şu an bu yazımı.  Neden Kütahya'dasın derseniz, taa yazdan belirlendiği üzere eniştemin bir arkadaşının termal devre mülkünü kiraladık  geldik. Anneme ve bana şifa olsun diye, bir Termal oteldeyiz dünden beri. Dün biz geldik, ilk sabahımıza kar ile uyandık; Kütahya soğuk ama kaldığımız yer şükür ki sıcak... :) 

(Üstteki fotoğraflar bugünden, geçen haftalara göre daha iyi ve dinci esasında. Sıcakta olmanın farkı diyorum ama geçtiğimiz haftalar biraz zorluyordu beni esasında.)


2022'ye Antalya'da Mehmet Dayımlarla girdik; beraber kalabalık ve eğlenceli bir akşamdı. İlk gece 5.30'dan sonra uyumanın etkisi miydi bilmem, yeni yıl başladı başlayalı erken yattığım gece sayısı çok az. En erken 3.30'da yatar haldeyim. 

Yılbaşımız çok güzeldi; beraber yemekler, sohbetler, müzikler ve de oyunlar ile dolu 2 senedir aranan beklenen ve onun gibi bir gece için sabredilen idi. Güzel, özel ve de "ohh be" dedirten idi. Tüm sene öyle geçsin dileklerimizle vakitlerimizi geçirdik. :)


Yeni yılın ilk güzelliği, 2 senenin sonunda Meromla da kavuşabilmek idi... <3 İki sene boyunca ne onun bana ne de benim ona gidemeyişimin sonunda, yılbaşı akşamı beraber olamasak da sonraki gün kavuştuk! Önemli olan o sabredilerek beklenen kavuşmanın gerçekleşmesi idi. 2 gün gece görüşebildik ama varsın olsun, hiç görüşememekten çok çok iyiydi... ;)

Yeri geldi konuştuk, yeri geldi sustuk. Meromla yan yana susmayı bile özlemişim, hain korona bizi heder etti iki sene boyunca! :/

Merom ile ben yeni yılın başında birbirimizden doz aldık resmen. Yeni yıla bence ikimiz de bomba gibi başladık gitti. 2022'nin bir güzelliği de artık Defnemle Meromların ve dayımın da tanışabilmiş olması idi. Kasım 2021'de yengem ve kuzenim, 2022 başında da diğerleri olmak üzere ailemizin geri kalanı da kanlı canlı görmüş oldu pandemi bebeği Defnemizi! =)

04.01.2022 günü de Gemlik ekibi olarak döndük işte evlerimize yine... Ve aynı gece Defnem hastalandı, sonraki günlerde de annem ben ve Kağancım. Hava değişimi yeni yıla bomba gibi bir devam edişe sebep oldu. Antalya'dan dönüp 2 hafta boyunca ablamlarda kaldık. Bir arada iken geçirdik hastalığımızı da, evlerimize öyle dağıldık... :)


Rutine dönmesi buraya da yazmak olmayınca biraz garip oldu aslında...

2022 tedavilerle başladı önce, çok şükür sağlık durumum soğuk havalara rağmen beğeniliyor fizyoterapistlerim tarafından... Sağlık odaklı mutlu bir sene diliyorum öncelikle. :)

Antalya'dan dönünce ihtiyaçları aldım biraz, misal evin salon hariç hiçbir yerinde çekmeyen İnterneti için bir wifi güçlendirici almak gibi... Son zamanlarda yaptığım en faydalı alışveriş oldu.

Şimdilik sadece bir tane kitap okuyabildim, Babil'de İki Melek - Ersin Özdil... Farkettim, yazı dili çok ama çok hatalı olan kitaplarda içerik ne kadar güzel olsa da benim için anlamsız kalıyormuş. Türkçe konuşuyor Türkçe yazıyor isek, lütfen şu yazım ve basım hatalarına dikkat edilsin ya! Bu kadar mı yozlaştık, kendi dilimizden uzaklaştık?!

Yılın tamamlanan ilk örgüleri baretli bebek beresi ve de Defnemle kendime yaptığım yeni el bilekliklerimiz oldu... :) Kırmızı kapşonlu bebek yeleğimin düğmeleri bile dikildi aslında ama fotoğraflayamadım, buraya gelmeden önceki gece idi. 

Hayallerim ve işim için sene başladı başlayalı instagram çalışmalarıma da daha bir cesaret ve azimle asıldım. Ses ve görüntümü kullandığım videolarımdan bahsediyorum. Kendim ikna olana kadar en iyisi için çabalıyor ve önce ben beğeniyorum. Umuyorum eğlendiğim ve beğendiğim kadarıyla da daha başarılı olacağım zaman içinde... :)

Ve Mavişim, seneye onunla küs girmişiz; döndüm de hastalıklar sebebiyle kafesinden çıkaramadım bile başta, iki hafta sonunda farkettim ki bana küsmüş kuşum... :( Bir gece sonra barıştık neyse ki ama Kütahya'ya da gelirken ablamlara bırakmak durumunda kaldım maalesef. Defne ve Kağan bile dayanamıyor neticede hava değişimine, onu bu soğukta yanıma alamazdım. Ama bir dönelim  inşallah şu son iki aydır ihmal etmek durumunda kaldığım gibi ihmal etmeyeceğim onu da. 
(Neticede evimden ve de kalbimden bir parçam o da artık, o küsünce bile dokunuyormuş bana; ilk küsmemizi yaşayınca anladım. :))

Ve son olarak; senenin ilk karnesini aldı Kağancım, dün aldığı gibi karnesini yola çıktık ve tatil oldu resmen burası ona da bize de... 2022'nin ve yeğenimle hayatımızın bir ilki gerçekleşti, Takdir Belgesi alıp bizi gururlandırdı ve kendisi de duygulandı yeğenim. :) Kütahyaya gelmek ise beni biraz duraklattı sanki, tüm bunları anlatabilmek buraya nasip oldu işte... =) İlkler, güzellikler, hastalıklar ve sağlıklar... 2022 boyunca devam etsin tüm güzellikler inşallah...


Bursa'nın bir türlü yağıp tutmayan kar soğuğundan kaçtım, Kütahya'da kara tutuldum. Ama tüm bu anlattıklarımı, bir de geçen haftalarda yaşadığım garip içten içe takıntılı hallerim sebebiyle gecelerini zor ama gündüzlerini aksine azimle geçirdim. Dönüp bir türlü bloğuma içimi anlatamadım. Biliyor musunuz, daha bu sene için kendime söz verdiğim üzere günlük tutmalarıma bile başlayamadım. Bir yerden bloğuma yazmaya başlarsam peşinden gelir, diye hissediyordum. Ama yapamıyordum, Kütahya ile kırılsın zincirlerim. Geçen haftalarda zor da olsa, kendi kendime iyi veya kötü olarak yettiğimi farkettim. Umarım bu farkındalığım daimi olur da, Kütahya'dan döndüğümde burada verilen kararları uygularım. (Dilerim o kararların hissettirdiklerine dair de bir sonraki yazımda buraya anlamlandırarak yazabilirim.)


Velhasıl; 

Kim derdi bloğuma yazacağım 2022 tarihli ilk yazım böyle olacaktı... :) Olmasın istediğim oluyor bazen, bunu da sanki kendini gerçekleştiren kehanet gibi; çok düşünerek ben yapıyorum gibi hissediyorum. Haklı olduğumu siz de biliyorsunuz değil mi? :) Umarım Kütahya miladım olsun, şu çok düşünme hali geçsin gitsin üzerimden...

Sevgilerimle, hoşgeldim yeniden... (:

28 Aralık 2021 Salı

Yeni Yıla Doğru, 2021'de Ben - Aralık 2021

 

Nihayet o yazının zamanı yeniden geldi, benim en sevdiğim zaman dilimi ve son günlerin tadını çıkararak yaşıyorum inanın ki! :) Son 2 haftadır yine yazamadım ama toparlayıp bu sıkıntıyı sonlandıracağım. Aynı zamanda da "yeni yıla doğru planlarımı ve hayallediklerimi" yazdığım bir yazı olacak! =) İyi okumalar olsun o zaman...


2021; Bolca kendime odaklandığım ve sağlığıma dikkat ettiğim bir sene oldu! :)


Sağlığım kötü idi diyemem, eskisi kadar dinç olmasam bile kendimi dik tutmaya çalışıp başardığım bir sene oldu. :) En son şu son aylarda geçirdiğim tansiyon sorunumun da sebebini geçtiğimiz iki hafta boyunca tespit edip çaresine baktık..."Elektrikli tens cihazını" hastanedeki fizik tedavim sonrasında kullanmaya başladığımızdan beri artarak katlanan bir baş dönmesi ve baş ağrısı sorunum baş göstermişti. Şükür ki o cihazı kullanmayı bıraktığımızdan beri, sorunlar da kesildi gitti. 

Ne olur ne olmaz hastalığımla ilgili değere baktırmıştık nihayet bu sayede. Araştırma hastanesinden Nöroloji randevusu alamayınca, tekrar devlete gittim sonunda! Sonucum da gayet iyi çıktı, ilerleyen veya beni hastalığımdan sebep zorlayan bir durum yokmuş... 

Bu sene neye dikkat ettim biliyor musunuz, ben kendimi daha da fazla kontrol edebiliyorum! Bazen çevremdekiler tarafından görünmese de bu durum... Yeri gelince sımsıkı sarılma ihtiyacı duyduğum duygusallığımı henüz atamadım. Ama onun da benim mizacımın gereği olduğunu kabullendim artık. Affedersiniz de; bir şeye kırıldı isen, hazmedemiyorsan, boğazına duran bir yumruyu ağlamadan içine atmanın manası nedir? Kim bunu anlamaz ise anlamasın, 2022'de bunu daha da fazla umursamadığım bir sene geçirmek istiyorum.

Farkettim ki, mental sağlığımın iyi olması adına gerektiği gibi yaşadığım zaman; yani ağlamak istediğimde ağlayıp rahatladığım, çok mutlu olduğumda onu içime hapsetmeden "oh be" deyip yaşadığımı hissederek "Mental Sağlık"ım benim için iyi yönde ilerliyor.. İnsanız biz yahu; sinirlenince insan "yok artık" der ve gözleri dolar, normaldir... Çok üzüldüğünde, "nasıl ya?" diye sorgulayıp ağlamak kadar doğal bir şey mi vardır? "Küçüklüğümden beri anlatmaya uğraştığım mevzuydu hani, ne zaman çevreme kanıp katılaşmaya uğraşır oldum o zaman?" der oldum ve buna dur diyebildiğimi kavradım. Çok şükür ki... 

Yani beklesin beni 2022; daha sağlıklı ve daha bilinçli bir Didem geliyor. En yolu açık sorumuzu soralım evrene; "daha iyi bir ben için ne yapmam gerekir?" (Bu yazının egzersizi olsun, her gören lütfen dürüstçe kendi tuttuğu bir deftere veya dilerse bu yazının yorumlar kısmına kendi adına bu sorunun cevabını yazabilir mi? =))


2021; Kariyerim adına emin adımlar atıp, doğru planlamalarla kendimi aştığım bir sene oldu...


Arkamdaki gizli ekibim ailemi asla unutamam, onların da desteğiyle kariyer hayatımda çok daha fazla güzellik başardık bu sene! En önemlisi sahaya ciddi anlamda adım attım ki, bu güzel bir başlangıç idi benim için. Havalar düzeldiği gibi, daha fazlası için kolları sıvayacağım. Ama oturduğum yerde de çalışmalarımı sürdürüyorum, hafife alınmasın! :) 

İki kez saha çalışması yapıp, kendi firmam olan Dr. Clinic'i ve Network Marketingi anlattım... Öyle güzel bir deneyimdi ki, tadı damağımda kalmasın diyerek, bir başka çalışmayı da geçen hafta yaptım. Haftada bir saha çalışmasını alışkanlık edinebilsem, nasıl güzel olurdu. Ama soğuklar buna fırsat veremiyor ne yazık ki. Diliyorum yeni senede daha fazla saha çalışması yapabileceğim. Buraya yazmadığım iki haftada iki kez saha çalışması yaptım. İlk seferi üst kolajda gördüğünüz üzere... (:

Heyecanım, tanıtım yaparken kendimi bir yandan da dışarıdan izlediğimi farketmem ve de o içimde hissettiğim mutluluk ve tam hissetme hali öyle güzeldi ki; 2022'de daha fazlasını diliyorum kendim ve isteyen herkes için! =)

2022 adım adım seviyeler yükseldiğim bir sene olsun inşallah. Öyle bir mutlulukla yükseleyim ki, bu sene olduğu gibi "zamanı buymuş" dedirtsin istiyorum... 2022 boyunca daha çok çabalayıp daha çok umuduma ve bu çalışmanın bana getirdiği mutluluğuma sımsıkı sarılacağıma dair kendime söz veriyorum... 

2022'nin bana getirdiği en güzel şeylerin başında Dr. Clinic ve Dr. Clinic'e geçtiğimiz Altınbaşak Ekibimiz geldi. Ekibim ve kendim için daha güzellerini diliyorum. Bereketi, huzuru, sağlığı ve "iyi ki" demesi bol bir sene olacak 2022 de... İsteyen herkese işimi anlatabilirim; hem kazandırma isteğim, hem de yardımcı olma isteğim var. Umut ve çaba suyum ekmeğim olmaya devam ediyor çok şükür ki... Siz de yeni yılda bu umuda sarılmak ve benimle istediğiniz yerden istediğiniz kadar çalışarak kariyer yapmak isterseniz, buradaki formu doldurursanız size geri dönüş yapabilirim. :)


2021'in Genelini Fotoğraflarla Değerlendiremiyorum Şimdilik. Ama son zamanlarındaki fotoğraflarımdan birkaçını birleştirerek 2021 boyunca neler yaptığımı söyleyebilirim;



Çok örgü ördüm; öyle çok ki -neden bilmem- kağıdı kalemi elime alıp uzun uzadıya yazamadım, ama o zaman dilimleri için bile örgü ördüm. Bebek örgülerinde kendimi çok geliştirdim, özellikle son 3 ayda. Dilerim bu konudaki uğraşımı bırakmayacağım yeni yılda da... Sene boyunca düzenli örgü ördüm ama düzenli günlük tutamadım yine. Pandemi bana günlük tutma alışkanlığımı kaybettirdi. 2022 adına bir liste hazırladığım yazımı yayınlarken, baş sıraya bunu yazacağıma eminim... :)

Elimden geldiğince kitap okudum; 50 adet kitap hedefime ulaşamadım, ama çok daha net anladım "klasikler konusunda önyargılarımı benim yerime çok sevilmiş kitapları seçenler sebebiyle" oluşturmuşum. Hedefim yine 50 adet kitap okumak ama mümkünse benim yerime seçilen "nobel ödüllü kitaplar" olmaması tercihim olacak! :) Ne çektim be bu sene Nobel ödüllü kitaplar yüzünden! :( (Birkaç tane denk geldi bana; birini okuyamadım, birini beğendim ve diğerleri beni hayal kırıklığına uğrattı!) 2021'de okuduğum kitaplar yazımda yer veririm bu konuya da. 

(Üstteki kitaplar, alttan üste; bitirdiğim, yarım kalan devam edeceğim ve yeni başlayacağım kitabım idi. Üstteki kitabımı da okudum, ortadaki kitabım hala yarım! Umarım 2021 bitmeden bitirebilirim.)

Bulutları İzlemeyi daha da içselleştirdim; yeri geldi onlarla bol bol konuştum bile. Ama onlar hakkında yazmayı küçük notlar haricinde başaramadım bir türlü. Eğer başarabilirsem, size bana ne hissettirdiklerine dair bir yazı yazacağım; bu da aklımda ve çok biriktirdiğim planlarım arasında. Ben bu biriktirme işini biraz abarttım bir de bu arada.. Bu da not olsun bari; fotoğraflar, dosyalar, ders notları, ekran görüntüleri vs. Arttı da gidiyor... :)

Geçen hafta ise nihayet yeni bir telefon aldık bana; bu da yeni seneye yarayacak çok güzel video çekimleri ve internette daha aktif olabilme şansım olacak. Aslında bu durum iyi mi kötü mü bilemiyorum, bazen planlamamı yapamıyorum. Gündüzler yetmiyor, Dr. Clinic ile beraber daha çok sarıldım çalışmalarıma ve gündüzler yetmez oldu diğer uğraşlarım adına. Planlamasını tutturup, yeni telefonumla çok güzel videolar hazırlar da yayınlayabilirsem; gerisini de planlamasını başaracağım zaman içerisinde umuyorum ki... Günlük tutmayı başarsam, belki de hepsi gelecek ya, dur bakalım!  Döndük yine baş maddeye. (:


Bir De Hayal Panosu Meselesi Var;



İki gün içerisinde başarabilirsem eğer, kendime bir hayal panosu hazırlayacağım. Şayet tamamlayamaz isem de dönünce mutlaka tamamlayacağım! Odamda masamın en üst rafında duran yeğenim Kağanımın resminin olduğu bir pano var. O panoya hazırlayacağım. 

Sağlığımız, mutluluğumuz, kariyerim, seviye almalarım ve de yazma serüvenim adına enerji çalışmaları yapabilmeme destek olacağına inandığım bir şeyi nihayet gerçekleştireceğim. Yaklaşık 6 aydır erteliyorum. Bu sene geçti gibi bir bahane sundum kendimce. 2022 adına yapacak ve neler olduğunu diliyorum ki beraber göreceğiz. Tamamlar isem, yılbaşından sonra ilk yazım olabilir belki de. :)

Ben nereden ilham alıyorum peki biliyor musunuz, BURADAKİ Can Aydoğmuş'un Yaratım Panosu hazırlamak üzerine yaptığı videolarından. Ben size son yaptıkları videoyu paylaşıyorum ama o videonun altında son 5 senedir Şebnem Toker ile hazırladıkları panoların videolarını da eklemişler. Tavsiyem olsun hepimize. :) Bir sonraki yazımda bu yazıda bahsettiğim yazılarımı tamamlayabilmiş olmamı dileyerek, hepinize teşekkürlerimi sonuyorum. 

2021 boyunca "kah yazıp kah durgunlaşmama rağmen" burada olan herkese çok ama çok teşekkür ederim! İyi ki oradasınız... :)


11 Aralık 2021 Cumartesi

İlk İş Seminerli Haftam - Aralık 2021

 

Bu hafta değişik ve garip başlayan bir hafta idi benim için ama öyle güzel anılarla devam etti ve öyle güzel şekilde bitiriyorum ki, bana "mutlaka burada anıları kalmalı!" dedirtti kendisi... :) İyi okumalar...


Bu Hafta Düşük Tansiyon ile Başladı...



Haftanın ilk günü, ilk fizik tedavim sırasındaki tansiyon düşüklüğüm ile başladık haftaya. Tedavi sırasında ölçülen tansiyonum 7'ye 4 çıktı o gün... İlk değildi, bir süredir böyle devam ediyordu tansiyon düşüklüğü durumum ama orada ölçülüp taçlandırıldı esasında! :) Neden oluyor konusuna şimdilik net cevap veremiyoruz. Fizik tedaviye randevu alıp göründüm o gün, ama kan testi vermek üzere nörolojiye yönlendirdi doktorum. Dedi ki "hastalığınla ilgili CK değerine bakmamız lazım!" Fakat durum o ki, özelde muayene olup kan aldırmak istemediğim için; devletten randevu aldım şimdilik bekliyorum...

Bu durumu bekletmeme sebep olan da şu idi ki; bu baş dönmesiyle baş gösteren tansiyon düşüklüğüm, fizik tedavilerim sonrasında haftada iki gün takılan tens cihazı... Bizce o sebep oluyor çünkü ek tedavilerime başladıktan bir iki hafta sonra başladı ve öylece de artarak devam etti baş dönmelerim! Umarım bu hafta tens cihazını bıraktıktan sonra geçerse, bu durumu tescilleyip onaylacağız. Ama bu arada hafta içinde de şu vermem gereken kan tahlilini de verebilirsem, daha da iyi olacak her şey... :)

Neyse, haftanın ilk günü tansiyon düşüklüğüme hastanede tuzlu ayran ile müdahale ettiler ve biz eve geç gittik o gün. 1,5 haftadır ablamlarda takılıyorduk, çocuklar üşümesin gelip giderken biraz olsun diyerekten. Biz eve döndüğümüzde annem babam ve küçük yeğenimle, Kağanım okuldan eve gelmişti bile... Üstteki kolajda gördüğünüz tabaklar su ve peçeteli fotoğraf var ya, üç gün öncesinde bana bir şey yapamadığı için hazırlamış o tabağı. Üç gün öncesinde "Engelliler Günü" idi ya hani, beni kutlayamadığı için ben yokken sürpriz hazırlamış kuzucuğum! (: Duygu dolu bir hafta başlangıcı oldu resmen. 

Kuzum beni düşünmüş, beni mutlu etmek için elma kesmiş ve yanına tarçın eklemiş. Sonra üşenmemiş çekirdek bile ayıklamış! :D Suyu, çatalı ve peçeteyi bile unutmamış. Yani elinden geleni yapmış. Bir çocuğun sevindirmek istediği kişi olabilmek, bir çocuğun kalbine girebilmek; benim gözümde dünyanın en güzel yaşama sebebi! Benim gibi başarabilebilen nicesine ne mutlu... =) Not edilsin; Kağanım beni seviyor, duygularımız karşılıklı imiş. Bir kez daha tescillendi! =)

İlk İş Seminerime Gittim Çarşamba Günü, 8 Aralık 2021 Tarihe Mutlulukla Not Edildi!


Çarşamba günü benim için eşsiz bir gün oldu, Dr. Clinic ile nicesinin olmasını dilediğim ilk iş seminerime gittim. Bursa buluşmamız enfes oldu... 1 Senedir beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımla, müdürlerimle, Dr. Clinic sayesinde buluştuk ve yüz yüze de tanıştık. Lise arkadaşım Ayşegül, benim ekip üst liderim. Kadriye Altınbaşak, Altınbaşak ekibimizin ve Dr. Clinic Network sisteminin kurucusu, bizi kavuşturan birleştiren kişi... Aslıhan Kaya, bizim Altınbaşak ekibimizin "Asil ekibimizin müdürü"... Ekip arkadaşlarımız, Ayşegül'ün kuzenleri canım Derya ve canım Duygu... =)


Hepsiyle yan yana, can cana aynı iş uğruna bir yerde bulunmak öylesine güzeldi ki. Etkinlikleri unutmuşum ve iş toplantılarının böyle olduğunu düşünemeyecek duruma bile gelmişim. Öylesine mutlu oldum... Kadriye hanımı, Aslıhan hanımı yakından daha da çok sevdim! =) Satış Müdürlerimiz ile tanıştık, Tarık müdürüm ile sohbet etme fırsatı da bulduk... Seviye belgelerimizi, satış müdürümüz Aybeniz hanımın ellerinden aldık. Sonra o sahneye çıkıp kutlandık! Birbirimizi kutladık... 

O gün etkinliğin yapıldığı otele giderkenki gönderime buradan ulaşabilirsiniz...

Benim için eşsiz bir gündü, unutamayacağımı ve unutmak istemediğimi düşündüğüm bir gündü! Engelsiz Taksiyle gittim, babamın da eşlik etmesiyle. Gemlik adına yapılan son zamanların en başarılı girişimidir bence kendisi... Son 1,5 aydır Gemlik'te özel bir hastaneden aldığım ek tedavi kapsamındaki fizik tedavilerime giderken kullandığım Engelsiz Taksi'ye, bir hafta öncesinden randevumu almıştım. Bursa'daki buluşma yerine kolayca gidebildim bu sayede. Evden tekerlekli sandalyeme bindirildim, Engelsiz Taksi ile Bursa'daki Ramada Otele kadar gittim ve arkadaşımla buluştum. Etkinlik sonunda da aynı şekilde geri döndük...

O gün Dr. Clinic firmamız sayesinde buluşarak gerçekleştirdiğimiz iş toplantımıza gitmek, benim için özgüven 11 yıldır hayali kurulan iş sahibi kişiliğimi gerçeğe taşımak, bunun mutluluğuyla tanışmak demekti. Rabbim isteyen herkese nasip etsin. O gün beni takdir eden herkes bana "Tüm bahaneleri aşıp sen gelmişsin. Bahanelerine sığınan onlarca kişi varken, sen buradasın ve bu o kadar özel bir durum ki!" dedi durdu. Oysa ben bu duruma kadar kendi bahanelerimi değil, çevremdeki ve Türkiye'de sağlıklı olan kişilerin bile önüne set gibi duran olmazları oldurmak için çok zaman bekletildim. Engellerim vardı, bana göre engel değillerdi ama önüme toplumun varlığımı kabul etmediği için bedensel hareketlerimdeki eksikliklerin sorun olduğu gerçeği çıkıyordu. Gidemem, otobüsler uygun değil. Gidemem, evimizin merdivenleri uygun değil. Gidemem, gideceğim yerlerin girişleri ve yolları uygun değil. 

Ve gidebildim ki, benden bizden yana son iki senede birçok engel içerikli sorunumuz çözülmüştü; girişten eve taşınarak evimizden çıkış evimize giriş meselemiz çözüldü, sokaklarda ve de birçok yerde sandalye kurma derdinden bizi kurtaran arabadan inme ve arabaya binme zorluğunu da yok eden Engelsiz Taksi ile tanışıp sorunları çözmem... 

Yani diyeceğim o ki; zaman zaman bitmeyeceğini inceden inceye düşündüğümüz ama sabırla azmetmeye devam ettiğimiz sorunlar da bir şekilde çözüme kavuşuyor. Benim sabır edip hayallerini kurduğum "işlerimin kolaylaşması ve kendi seyrinde yolunda gitmesi" yönündeki hayatım 11 sene sonrasında şekillenmeye başladı. Çok şükür ki, evde işimi de buldum, hayata da bir şekilde yeniden katılabilmeyi başardım... :)

Çarşamba günkü ilk iş seminerimle ilgili instagram gönderim burada, o güne dair çok eğlenerek hazırladığım Reels videom da burada... =) Bakmak isterseniz diye burada da dursunlar istedim! Ayrıca, işimi anlattığım Reels videolarımdan bir diğeri de burada; daha fazlası için de instagram hesabıma incelemeye beklerim herkesi... =)



Haftanın Geri Kalanına Gelince; 


Bol bol örgü ördüm son iki hafta boyunca. Bir kırmızı yeleğe başlamıştım geçen hafta, onun her parçasını bitirdim de Cuma günü de son olarak kapüşonuna başlayabildim sonunda... :)

Ablamlarda idik 1,5 haftadır işte, bu haftasonu döndük evimize... Kağanımla her gün aynı evin sınırları içinde iken yine, bulduğumuz her fırsatta Scrabble oynadık durduk! :) Biz beraber birçok şey yapıp eğlenebiliyoruz ama bu sıralar yine en çok Scrabble oynarken ve de beraber bir şeyler izlerken çok eğleniyoruz. Eskiden daha çok ve çeşitli oyunlar oynayabiliyorduk, ama şimdi Kağanım büyüdü ve o da şekillendiriyor günümüzü ve saatlerimizi. İstekleri, heyecanları, hevesleri bile değişiyor kuzumun. Büyüdüğünü daha sık kabullenmeye başlar oldum bu sıra... (:

Cuma sabahına boğazımı tahriş etmiş halde uyandım sonra. Önceki akşam çekirdek yerken boğazıma ince bir parça kabuk kaçırdım esasında, gece zorlu geçti ve sabah zorlu başladı sonrasında... Sabah kalktığım gibi ballı limonlu ılık su içtim. Bir süre şikayetlerimi geçirdi ama daha sonra şikayetlerim yenilendi. Sonra bugün anladım ki Alerjik Rinitim devreye girmiş meğer, ama bilin ne oldu; kullandığım alerji ilacımın son kullanma tarihi geçmiş. Birkaç gün daha ilaç kullanmadan atlatmaya çalışmak zorundayım. 

Önerim olsun dedim, instagramda paylaştım ballı limonlu ılık sulu bardağımın fotoğrafını... Son 3 gündür ballı limonlu ılık su şikayetlerimi geçiriyor ama o da 6 saat kadar yeterli geliyor. Altı saat sonra şikayetlerim yenileniyor ve bir altı saat sonra yeniden ballı limonlu ılık su içmem gerekiyor. Bir nevi beni bir şekilde tutan bir ilaç görevi gören bir içeceğim var, tamam ama yine de 2 gündür tamamen geçmeyen bir boğaz kaşıntım var. Hayırlara vesile olur inşallah! :)



Okumalarıma dönmeye çalışırken, çalışmalarımı instagram hesabımda titizlikle şekillendirmeyive büyütmeyi sürdürürken; bol bol örgümü örer, yeğenlerimle dolu dolu vakit geçirmeye çalışırken, hafta ortasında ilk iş seminerime gidip döndüğüm ve tüm haftanın hatırasını ömür boyu hatırlamak istediğim için bu yazımı yazdım! =) 

İlk iş seminerli haftam dolu dolu geçti, nicelerine vesile olsun ve daha çok anılarımı da yazabileyim istiyorum yeniden. Okuduğunuz, önemsediğiniz, hayatıma eşlik ettiğiniz için teşekkürlerimle; kendine çok iyi bakın. 

Sevgilerimle, bir dahaki yazımda görüşebilmek dileğimle... 


4 Aralık 2021 Cumartesi

Gece Kuşu'ndan Notlar #10 - Uzun Zaman Sonra

Sevgili Gece Kuşları; 

5 Aralık 2020 Gecesinden beri, ben meğer hiç Gece Kuşu pozisyonunda ciddi anlamda bulunup yazabilir olmamışım! Hayretlik durum ki, ben bu yazı dizime yazmayalı 1 seneyi yarın gece dolduruyormuşum. Oysa "en fazla 3 aydır yazmıyorumdur!" diye hatırlıyorum! :)

**
Neyse, son 2 ay öncesine kadar "uyku düzenimi toparladım; artık ben erken yatıyorum ve en geç 10.00 suları gibi kalkıyorum derken, kış sıkıntılarıyla yalan oldu erken uykulara dalmalarım. Geceleri en erken 2 gibi uyuyabildiğimde maşallah çekiyorum, 1 gibi uyursam "hadi inşallah toparlanıyor uyku düzenim!" diyorum. ✅

Bu sebeple, ağrılar ve sıkıntılar ile dolu geceler uykularım geç vakit oluyor ve sabahları uyanmakta zorluk çekiyorum. Son 2 ayım böyle geçiyor... Sağlık olsun, az biraz sıkıntıları azalttığımı da hissediyorum. Bedensel engeli veya uyku sıralarına doğru huzursuzluk yapan ağrıları olan arkadaşlarım beni iyi anlar. Ama dilerim hiçbirimiz böyle durumlara sürekli halde sahip olmayalım, her biri geçsin gitsin inşallah! (Amin..)

**
Gecenin bu vakti hint müziği dinleyerek yazıyorum bu yazıyı. Çalan şarkı şu an "Kabhi Alvida Naa Kehna"... :)

Fizik tedavilerim de evden çalışmalarım da iyi gidiyor şu sıralar. Az biraz değişik hallere girdiğim oldu geçen aylarda, bahsettiğim soğuk sebepli sıkıntılarımla gerginliklerim olmuştu, şu sıra kendimi sakin ve de olgun hissediyorum yeniden. İşlet iyi gidiyor, Aralık geldi onun da rahatlığı var. 

Ama en çok 8 Aralık'ta Dr. Clinic ile Bursa buluşması etkinliğimiz var, onun heyecanı da içimde var! 💞 Epey zaman sonra katıldığım en ciddi ve en anlamlı etkinlik olacak. İşimle ve iş arkadaşlarımla ciddi anlamda görüşeceğim. İkinci ailem dediklerimle. Umarım her şey çok güzel olacak, benimle gelmek isterseniz; benzersiz bir iş deneyimini yaşamak isterseniz, bana mail yoluyla ulaşabilirsiniz. :))

***


Bu fotoğrafları Kasım başlarken çekinmiştim, kırmızı giyinip bilhassa çekilmiştim. Sebebim belirgindir, "kırmızı bana iyi gelen bir renk ve giyiyorum ki Kasım da öyle iyi gelsin!" :)

Başarabildim, neye inanırsan o cidden oluyormuş. Kasım ayını Dr. Clinic'in girişimci lideri unvanını alarak bitirdim! Yani çok güzel bir başlangıç yaptım işimde. Daha nicesi için de umutla çalışmaya devam ediyorum bu ayda da. 💪

**

Kasım ayını her anlamda güzel bitirdik, çok kalabalık bir ay idi. Sağlıkla bitirmek de nasip oldu. 2-3 senenin ardına Antalya'dan Hatice yengem ve kuzenim İncim gelmişti! Onlar gideli ikinci haftayı bile bitiriyoruz işte. Sağlıcakla yine gelsinler inşallah... :)

Bu çarşamba akşamı ise biz ablamlara geldik. Bir süreliğine olsun evleri birleştirdik yine, uzun zamandan sonra yine bir Aradayız. Şimdilik ne kadar olduğu belirsiz. Çok da uzun sürmez tabi ama biraz da böyle geçirelim günleri dedik. Hazır soğuklar hakimken ve salgınlar artıyor iken, en azından yeğenlerimi koruyalım... 

Biten gün Dünya Engelliler Günü idi. Benim için sakin geçti ama kuzenim İncimgrce yarısı olmadan önce kutlamıştı. Tüm gün onun etkisi vardı üzerimde. Sonra yeğenim gün içinde okuldan geldi, o da kutladı beni. Bana hiç garip gelmediğini farkettiğime sevindim bu sefer. Küçüklüğümde hiçbir çocuğun beni anlamıyor olmasına içerlenen Didem, gün boyu çocukların bilinçle ve anlayışla yaklaşıyor olduğuna bir sene daha çok çok sevindi! Küüklüğümde söyleseler idi, inanmaz ve deli der geçerdim. O kadar çok gariplikle ve bir gün değişeceğine dair umudumu kaybetmeden gariplikler ile karşılaştım ki. Olabilecekleri kendi hayalim olarak görüyordum. Şimdi gerçek olduklarına çok seviniyorum... :)

Engelli kavramı; basit değil, çocukluktan bilinmesi gereken bir olgu. Lütfen "herkes engelli adayı" deyip geçmeyin. Bu gerçek değil, kimse bilemez zira. Hepimiz adayız diye değil, bu insanlar da var bu hayatta diyerek farkındalık oluşturalım. O zaman değişecek ve düzeleceğiz, ciddi anlamda... :))


****
Son zamanlarda örgü örmeye düştüm yeniden, üstte gördüğünüz kırmızı bebek yeleğini örüyorum. (: İlk defa tek başıma bir videoya bakarak olabildiğince profesyonel bir iş çıkarır haldeyim, sonuçtan çok memnunum üstelik. Daha iyisi olsun diye uğraş verirken günler nasıl geçiyor farketmiyorum. Benim de terapi yöntemim bu işte. :))

Çok yazamıyorum, farkındayım. Çok da okuyamaz oldum, çünkü çok çalışıp insanlarla irtibat içerisinde emeklerimin karşılığını almayı sürdürmek istiyorum. Bu beni öyle motive ediyor ki, duraklayamamak da ağrıma gitmiyor bu sıra. 

Ama özledim de yazmayı tabii, bu yazı bu sebepten dönüş yazısı yeniden mesela. Kafam o kadar "daha fazla ne yapabilirim?' diye düşünmekle meşgul oluyordu ki birkaç haftadır, dümdüz yazı yazmalarına odaklanamıyordum. Yavaş yavaş yeniden odaklanmaya başladım. Umarım 2022de de yine daha çok yazabilirim bloğuma. 👏🙏

*&*&*&*

Bir Gece kuşu'ndan notlar yazımın daha sonuna gelelim. Seneye Gece Kuşundan Notlar 2022 olarak yazmaya başlayacağım, şayet uyuyamadığım ve rastgele boylar yazarak dertleşmek istediğim zaman dilimlerim olursa geceleri... :))

Ama şimdilik tırnak işaretli ve numaralandırılmış halde 10. Gece Kuşu'ndan Notlar yazımın sonu bu. Aklıma gelen bir özlü sözle bitireceğim ve de öncesinde şunu ekleyeceğim; hesaplamadan konusuz yazmayı çok özlemişim... :)

Gerek biten günün anlamına da yakışır, gerekse de tüm yaşadıklarımız süreçlere dair bir teselli, bir özlü söz ve bir derman arayışında olanlara yönelik olsun bu sözüm:

"Allahın verdiği de vermediği de bir imtihandır."

Hepimize iyi geceler olsun. Bu saate dek Rabbimin vermediği uykularımızın da elbet bir sebebi vardır... :)) 

Sevgiler... Nice yazılarımda görüşmek üzere... Didem Köse. (:
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...