22 Ağustos 2015 Cumartesi

Hayat Da Bazen Tavla Gibidir, Farkları Da Olsa...


3-4 gündür tavla hayatımıza girdi yeniden. Kağanımın geçen seneden tavla pullarımızla oynama merakı ve teker teker kaybetmeye başlaması, daha sonra da kalan tavla pullarını da bizim atmamız sonucu; tavlamız vardı ama pulları eksikti ne zamandır. Eee Tavla oynanmayalı epey olmuştu bizim evde bu sebeple... Oynaya oynaya bana, "Hayat da bazen tavla gibidir, farkları olsa da" dedirtti... :)



3 gün öncesinde Merom ile "tavla mı oynasak" muhabbeti geçince, babama telefon edip akşamına tavla pulu almasını rica ettik. O gün büyük tavla pulları geldi, tavlamıza büyük gelen pullarla idare ettik. Ertesi gün ise; büyük tavla pulları gitti, küçükleri geldi. Artık yeniden tavla zamanıdır dedik. Ve oynamayalı o kadar uzun zaman olmasına rağmen, epey stratejik oynadığımı keşfettim ve bunun için epey sevinçliyim bu ara.. :)

Ben hayatımdaki birçok şeyle bağdaştırıyorum yaşamı. Birkaç gündür de tavlayı hayat ile bağdaştırıyorum... Hayat da bazen tavla gibidir diyorum mesela bu sıra; Kırılmalar, kırmalar var hayatta da. Kapalı kapılar sebebiyle giremediğin bölgeler var. Dona kaldığın noktalar... Kalplerdir işte bu bölgeler, her kalbe giremez insan mesela. Kapalı kapılara giremediğin gibi tavlada da... Kırılsan da kırma dediğim bundan işte, hayat adına. Ama bazen oluyor ki, kırmak istemesen de kırıyorsun. Tavlanın kuralları gereği, açık bulduğun yerde kırman gerekiyor. Kırmazsan yenemez, yenilirsin... Hayatta ise tam tersine; kırarsan yenilir, kırmazsan kazanırsın... 


Merom ve kuzenim Gizoş ile, en son Cuma günü oynadık tavla. Bu fotoğraf da o zamandan mesela. Gizoş ile beraber öğretmişti babam ikimize zamanında, ama Gizoş oynamaya oynamaya unutmuş. Merom ile bu fotoğrafın bir gün öncesinde öğretmiştik ona tavlayı yeniden. Yendim ben de, acemi bulmuşken yenmemek olmazdı. Yenmeye kendimi alıştırmaya çalıştım işte böylece, ne yapayım ben de pek yenebilen bir tip değilim. :) Acemiyi yenmekten eğlenen kişi oldum, işin şakası tabii; eğlence böyle çıktı o gün... :)

Ve zara gelince; hayatta zar ise, kader sanırım. Güzel dostlara, güzel bir aileye veya güzel kişilere sahip isen bu zarın düşeş gelmesi gibi bir şey. Benim düşeşimde de dostlarım ve ailem var. Çok şükür ailem diyebildiğim de, dost diyebildiğim insanlar da var hayatımda... 

Çarşamba, Perşembe ve Cuma derken, 3 gündür tavla oynuyoruz işte. Laf söz edilse de oynayışıma ara sıra, bence eskisinden de güzel oynuyorum. Bunu eniştem bile söylediyse, daha ne diyeyim ben. :) Hayat da bazen tavla gibidir, kırılsakta kırmamamız gerekir ama. Hayatla kuralları benzeşse de, bir değildir işte yine de. 


Dün de babamla oynadık tavla bu arada. Tüm akşam boyunca babamı epi topu 3 defa yenebildim. Baksanıza nasıl keyifli beni yenmekten ötürü yine, aynı benim Gizoş'u yenmekten aldığım keyif gibi. :) Dün ala ala 3 sayı alabildim sadece babamdan, 5 sayılık 3 oyunun toplamında 3 kere yenebildim... Diyeceğim o ki; iyi oynuyor olduğumu düşünsem de, henüz babamı yenebilecek boyuta gelememişim. Dün yenilmelere doyamadım, öyle çok taşımı kırdı ki babam mars bile oldum 2 kez. Ama bu iyi halimdi işte, siz düşünün gerisini... Babama yenilmek de güzel neyse ki, feci durumdayım yine de; yenilmelere hala doyamıyorum... :)

Dün içimden geldi bu yazıyı yazmak işte; hayat da böyle dedim içimden, tavla gibi. Açık kapı bıraktığın an kırılabiliyorsun, açık kapı bulduğun an isteyerek veya istemeyerek kırabiliyorsun. Ama sağlam tuttuğun kalbinle kırılmaların altından da kalkabiliyorsun. Sağlam dostlara sahipsen, kırmalardan da kırılmalardan çabuk kurtuluyorsun yer yer; anlatabildiğin ve anlayabildiğin ölçüde. Kırılmalarını toparlamayacak derecede biriyse, kırılmalara da alışıyorsun. Nihayetinde tavla bir oyun biliyorsun. Hayat da hep söyledikleri gibi bir oyun sahnesi; yenilmen gereken yerde yeniliyor, yenmen gereken yerde de yeniyorsun.


Kırılsak da kırmadığımız bir hayat diliyorum hepimize. Sebebi bu yazımda, kırılmak üzücü ama kırmak daha da üzücü gibi gelir hep bana. Ben hep isteyerek veya istemeyerek kırdığım sevdiklerime ve insanlara üzülürüm. Kırmamak ve kırılmamak dileğimle. Sevgiler... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...