4 Mart 2015 Çarşamba

Bahar Yorgunluğu Mu Geldi Yine?

Haftaya öyle hızlı başladık ki, yorgunluğumun nedenini bile anlayamadım; ta ki bugüne kadar. Üzerimde bir yorgunluk hakim ki, bugün Yalova'ya fizik tedavime bile gidebilecek durumda değildim. Zaten gitmeyecektik de annemin hastane randevusu sebebiyle ama, gidecek olsaydık bile gidemezdik yine işte... (Halsizliğim olsa bile, uzun cümle kurmakta üstüme yok.. :) )


Bahar Yorgunluğu denince; Kağan'ımın daha dün çektiğimiz şu resmi çok güzel anlatıyor durumumu aslında, sere serpe oturmak istiyor bir yanım hep... :)

Pazartesi günleri, bildiğiniz üzere Uzay Terapi günlerimiz. Bu hafta Uzay Terapi'ye gitmek için uyandığımdan beri, uyku problemli bir hafta oldu benim için. Uyudukça uykuyu alamamak, esnemelere her an gebe şekilde dolaşmak kaçınılmaz bir olay bu bahar yorgunluğu dediğimiz şeyde maalesef. Bu hallerin etkisindeyim işte bende yine... Bugün toparlanmaya başladığım gerçeği içime biraz su serpiyor; kendimi 1 hafta boyunca uyumamış gibi hissediyor olsam da hala... :) (Ama yine de şükür. Ergenliğimde daha kötülerini de yaşamıştım)


Pazartesi günü Uzay Terapi seansımdan çıktığımdan beri yorgunluk halim ile sürükleniyorum oradan oraya işte. Bahar daha tam anlamıyla gelmeden, cöee der demez, yorgunluğuna kapılmasam olmaz zaten... (Tarzım değil!)

Neyse, bu yorgunluğu geçirebilen en güzel şey su içmek oldu bu 3 gündür. Pazartesi günü Yalova'dan döndüğümüzde; önce yol yordu dedim, dinlenince geçer sandım. Ancak susuz kaldığımı farkeder etmez de su içmelerime başladım. Ama bir türlü geçmek bilmeyen bir susuzluğum oluyor, yorgunluk bastıkça. Dinlenme işlemlerimden çok, su içmek işe yaradı yani.


İşte bu resim de, Pazartesi gününden beri bardakla dost olan bir garip Didem'in resmi işte... Yapmak istediğim daha güzel görünmesiydi ama ortaya bu fotoğraf çıktı işte.. Ama işin komik yanı, komik de geldi bana. Paylaşmadan edemedim şimdi, garip de mi? :D


İşte o akşam bu akşamdır; halsiz düştükçe ve göz kapaklarıma pusular kurulunca, yorgunluğuma ferahlık katan suya sarılıyorum. Şu 3 gündür içtiğim su miktarı ile, bir kuyu kururdu herhalde...=) Birazcık su içmeyi ihmal ettiğim an, vücudum alarm verir zaten normalde de. Bu 3 gündür, sürekli alarm halinde neredeyse. Tüm organlarım, "su,su" diye inliyor. Size de oluyor mu acaba böyle? İnşallah kolay atlatırız o zaman... :)

Kısacası; bahar'ın gelmesine evet ama yorgunluğuna hayır, diyorum bu ara yine. Bahar yorgunluğumuzu çabuk atlatabilmek için yapmamız gerekenler şunlarmış;

-Bol bol su içmemiz baş olayımız olmalıymış; ki dediğim gibi, normalden de fazla içmeye başladım ben suyu bu sıra. Ki zaten normalde de genellikle bol su içen biriyim, istisna haller dışında...

-Kaliteli uyku uyumamız gerekiyormuş; çok uyumak ve sık sık uyumak değil de, kaliteli uyumakmış önemli olan... Bu bugünlerde yapamadığım birşey sanırım; halsizliğime göre konuşuyorum. :)

-Bol C vitamini almamız gerekiyormuş; bu bahar yorgunluğu döneminde, ıhlamur ve kuşburnu içmeye çabalamak bizim için iyi olacakmış. C vitamini açısından epey faydalılarmış. Bir de siyah çay haricinde, yeşil çayı da tüketmiyorsak eğer tüketmemiz lazımmış...

Bu 3 madde yeterli olacakmış işte. Bir de bildiğim, uzun süren yorgunluğa teslim olmamak. Biraz kendimizi toparlamak için zorlamak, birkaç gün sonra fena olmaz. Yoksa bu yorgunluğa takılıp kalınca, sonu feci olabiliyormuş bildiğim kadarıyla. En korkulan da buymuş; yorgunluk diyip geçmeyin yani, "her şeyin fazlası zarar" diye boşa demiyorlar sonuçta... Sevgiler. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...