24 Şubat 2013 Pazar

Filmi Olan Kitaplar #2 - Zaman Yolcusunun Karısı


Filmi Olan Kitaplar Serimde İkinci Konumuz; Audrey Niffenegger'ın yazdığı Zaman Yolcusunun Karısı kitabı.


Kitabın Film versiyonunda, Yönetmenliğini Robert Schwentke üstlenmiş. Ve Başrollerinde de Rachel McAdams ve Eric Bana gibi başarılı oyuncular rol almış. Kitabını okuyup bitireli 1 ay, filmini izleyeli ise henüz birkaç saat oldu. :)

Aslına bakılırsa filmini izlemekte biraz geç bile kaldım. Ama ancak fırsat bulabildim diyebiliriz. Bilindiği üzere, bu ay biraz yoğundu benim için. 

Film hakkında kısa bir cümle söyleyecek olursam; Bu Kitap diyor ki; Aşk Zamana Bile Meydan Okuyabilir.





Kitabın konusuna geçecek olursak; 

Engel olunmaz ve kendi kontrol edemez bir şekilde zamanda yolculuk yapan Henry'nin ve Eşi Clare'in yaşadıkları zorlu aşk'ı ve olayları anlatıyor kitap. Henry genetik olduğu söylenen bir rahatsızlıkla, gelecek zamana yolculuklar yapıyor. Bu bazen geçmişine de olabiliyor. Henry ve Clare, ilk tanıştıkları zaman Clare 6 yaşında, Henry ise (Yanlış hatırlamıyorsam) 43 yaşında. Bu görüşmelerinden sonra, görüşmeleri aralıklarla devam ediyor... 

Henry, zamanda gezinen bir yolcu olduğu için ilk tanıştığı zamandan itibaren Clare'in karısı olduğunu biliyor, Clare de Henry'ye ilk gördüğü andan itibaren aşık oluyor. Ve Clare'in ömrü küçüklüğünden itibaren, Sevgilisi Henry'yi beklemek ile geçiyor...

İşte hikaye bu unsurlarda başlıyor. Gittiği zamanlarda Anadan doğma bulunduğu için, hırsızlığı ve kapı kilitlerini açmayı öğrenmek zorunda kalıyor Henry. Clare, 18 yaşından sonra Henry'le uzun zaman görüşemeyeceğini öğrendikten sonra, yılların hızla geçmesini bekliyor. Ve her an hazırlıklı olmaya uğraşıyor...

Clare, Uzun yıllar sonra Henry'yi çalıştığı kütüphanede bulunca, aşkları kaldığı yerden devam ediyor. Tabii öncelikle kendini tanıtması, anlatması ve sabırla beklemesi gerekiyor...

Kısacası; bol fedakarlık içeren bir aşk hikayesi. Ve bir bakıma, iki tarafı da aşkın teslim almasından itibaren seçim haklarının olmamasını içeriyor. Fantastik dalında, güzel bir işe imza atmış olan Audrey Niffenegger'ı kutlamak lazım...

Kitabı okurken;

Kendimi Clare'in yerine koydum kitabı okurken. Yani Zaman Yolcusunun Karısı'nın yerine. Düşündüm; Eşim, sevgilim bir Zaman Yolcusu olsaydı ne yapardım? diye. Bence Aşk; gerçek olduğu sürece ve endişe duymayıp karşılıklı fedakarlıklar gösterildiği sürece, her şeye değer. Ben böyle düşünüyorum, en azından...



Gişe rekoru kıran filmine gelince;

Filmi bu akşam izledim. Aslında bu akşama doğru, internetten açıp yarısını izlemeye başladım. Ancak annemlerin misafirliğe gideceklerini duyunca yarım bırakıp, onlar evde yokken televizyon'da izlerim dedim. Ve arkadaşım Damla ile film şöleni hazırladık bu akşam bizim evde... :)

Benim konuya hakim olmamdan ötürü sanırım, Damla benim kadar ilgilenemedi filmle. Ancak film bana kalırsa, biraz eksik kalmıştı. Tekrar söylüyorum ki, tüm kitabı filme sığdırabilmek mümkün değil, biliyorum. Ancak bu sefer, filmin fazla yüzeyselliği beni rahatsız etti. Önerim, her şeye rağmen yine de, biraz daha uzun tutulmasından yöne olurdu...

Kitabı ile Filmin alakasız olduğu durum olmaması artı bir durum. Bazı filmlerde kitaptan ayrılarak, konu bütünlüğünü bozabiliyorlar. Bu filmde yoktu. Ancak ben filmin yüzeyselliğine rağmen bayıldım. Çünkü filmdeki oyuncular, kitapta okuduğumla tamamen birebir uyuşuyorlardı. Başka bir yerden kopartılıp alınmış gibi değildi. Tabii Clare'in annesi haricinde... 

Alacakaranlık'ta oyuncular birebir değil miydi? derseniz, tabi ki birebir tutmuştu oyuncular. Ancak bu filmdeki oyuncular da kitaptaki karakterlerle birbirine uyumluydu. :) 


Bu başrol oyuncularından, Clare (Rachel McAdams). Kitaptaki anlatıma göre çok iyi bir oyuncu seçimi olmuş. Eric Bana konusuna girmiyorum bile, çıkamam o konudan. =)


Şöyle bir kez daha yüzeysel yorumlayacak olursam; 

Film mi, Kitap mı? diye kendime sorduğumda, Sanırım ben önceliği kitaba verirdim. Ancak gelin görün ki, oyuncu seçiminden ötürü ayrı bir filme de yönelim bulunmakta bende. :)) 

Film'deki oyuncu seçimini beğendim, gerçekten güzeldi. Ancak kitaptaki konuların filme uyarlanmasındaki eksikler çoktu dediğim gibi. Alacakaranlık serisinde, bu filmdeki kadar eksiklik bulamamıştım. 




Diyeceğim şu ki; 

Kitabını okuduysanız filmi izlemenizi öneririm, kafanızda soru kalmadan kitaptaki oyuncuları göz önünde bulundurmak hoşunuza gidecektir. 

Kitabı okumadıysanız, izlemeden önce bir kez düşünün derim. Çünkü arkadaşımın suratında da gördüğüm şey, birçok soru işaretiydi. Çünkü -film süresi elbet ama- birçok eksiklik hakimdi. Filme kötü puan verilmesini istemem, kitabının kurgusu gerçekten Fantastik dalında başarılı çünkü...

Gelelim Filmde ve Kitapta beni en çok etkileyen noktaya;

Beni en çok etkileyen nokta, Özellikle Filmde, Henry ile Clare'in buluştukları noktalar olmadı. En çok, Henry'nin Geçmiş zamanda dolaşırken, Henry'nin 6 yaşında iken ölen Annesi ile Metro'da karşılaşmasıydı. Bir yabancı gibi davranmak zorunda da olsa, Annesine hayatındaki kız arkadaşından bahsetmesi filmde, beni cidden çok etkiledi. :)


Bu kare, Henry'nin Annesi ile metroda ettiği sohbetten sonra, annesine metro dışından baktığı sahne... 
(Resimler Google Görsellerden alınmıştır, bu kare hariç.)


Bir Filmi Olan Kitaplar yazımın sonuna daha geldik. Okuduğunuz için çok çok teşekkür ederim... 

Sevgilerimle... :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...