17 Ocak 2021 Pazar

Pazar Yazısı #74 - Kar'lı Pazar "2021"


Bugün karlı bir güne uyandık, 17 0cak 2021 gününe... :) Hem yılın ilk karı hem de 1 senedir oturduğumuz yeni evimizde gördüğümüz ilk kardı bu! Karlı bir pazar günüydü ve şimdi o da bitmek üzere. Şifa olsun, can olsun ve güzellikler getirsin inşallah hepimize... =)


Dün akşam Barış Muslu'nun öfke ve değersizlik demosu vardı İnstagram hesabında, gece o yayının sonrasındaki müzik yayını sonrasında geç bitti. Önce geç uyudum, sonra geceye kadar soğuk olan ev sıcaklığı acayip arttı ve durmadan uyandığım zorlu bir gece geçirdim. Ama bir o kadar da rahattım aslında, garip bir rahatlık. Bu neuroformat mevzusundan şu yazımda bahsetmiştim, okumak isterseniz...

Daha önce girdiğim neuroformat demolarında daha çok duyguya girmiştim, kendi yaptıklarımın dışında. Dünkü demo yayınında ise, çok fazla duyguya giremedim ama hissetmek konusunda oradaydım. Hikayeleme tekniğinde çok başarılıydım üstelik! Gece yaşadığım sıkıntıların aşırılığı da bence bu yüzdendi... Neden bahsediyor bu kız derseniz, üstte bahsettiğim yazımı okuyabilirsiniz ve Barış Muslu'yu da hayatınızda sonradan oluştuğunu bildiğiniz sağlık problemlerinizi nasıl çözebileceğinizi öğrenmek için mutlaka en az birkaç akşam dinlemelisiniz diyorum. Her akşam 23.00'a doğru canlı yayınları başlıyor. Gerçekten işe yaradığını bilmesem görmesem, size de tavsiye etmem; gerçekten... :))


Bu sabaha uyandım sonra... Uykusuzlukla geçirdiğim bir haftanın üstüne epey dinlenmiş ve çok azıcık bile olsa şu beyaz görüntünün beni sarıp sarmalamasına öylesine sevindim! Babam beni cam önündeki koltuğa oturttu önce, sonra müthiş bir seyir deneyimi yaşadım. Fotoğraf ve video çekip dayanamayıp paylaştım. Bu ilki de, sevdiklerimle paylaşmak istedim. Paylaşmak demek, yazmak demek benim için; biliyorsunuz. Çok ama çok iyi hissettim kendimi yine, o an tüm hissettiklerimi yazınca...

Sonra üstteki benim fotoğraflarımdan birini gördüğünüz üzere, "babam seni çekeceğim" diyerek beni fotoğrafladı izlerken; bloğumun instagram adresinde bir gönderi paylaşmak üzere hazırlandım, o gönderim de burada işte... :) Orada da dediğim üzere; görmekten sıkılmayacağım nadir paylaşım içeriği, kar görüntüleri... Burada da paylaşmak isterim, pinterestte beğendiğim birkaç manzara fotoğraflarının bulunduğu albümü; Pinterest hesabıma da buradan ulaşabilirsiniz bu arada... Bana en huzur veren manzara görüntüleri, bir kar manzaraları bir de deniz içerikli görseller... Soğuğu sevmesem bile, kar görsellerine bakmaktan vazgeçemiyorum. Bir tek kar havaları bana kasvetli gelmiyor çok şükür ki... =))

Bugün sitemizdeki çocukları oynarken gördüğüm üzere, düşündüğüm şuydu (bunu da eklemek istiyorum); 2007-2008 civarı idi, eski sitemizde oynadığım kar vakitlerini hatırlıyorum ve kara gömüldüğüm zamanları unutamıyorum! Şimdiki halime hiç üzülmüyorum, ben yaşayabildiklerime hala seviniyorum. 2020'den ve öncesinden beri sıkıntı yaptığım tüm "şimdiki halime dair" yapamadıklarımın sıkıntıları, deli debel sorunlarmış. Ben yaşayabildiklerime odaklanmaya devam etmeliyim! Sen de öyle güzel okuyucu! Yapamadıklarımızın hiçbir anlamı yok çünkü. Hayatta yapabildiklerine odaklanmak için varsın, yapamadıklarına odaklanmak ise durduğun yerde durdurmaktan başka hiçbir işe yaramayacak... (:




Bugünün bir diğer konusu yeğenlerimdi... Eniştem işte imiş bugün, sabah kar oynamaya çıktınız mı diye ablamı aradığımızda öğrendik. Babam dayanamayıp öğlen, yürüme mesafesinde olan ablamların evine gitti; Kağanımı kartopu oynamaya dışarı çıkarabilmek için... Babam bugün Kağanımıza kar topu yapmayı ve kar topu atmayı öğretmiş yeniden! Çocuğun sonuç itibariyle hatırladığı bir aktivite ama bizim küçüklüğümüzdeki kadar sık kar yağdığını göremediği için çok çabuk unuttuğu bir olgu oldu maalesef... =)

Kağanımla babam önce küçük çaplı güzel bir kar topu savaşı yapmışlar, sonra da Defneme de bir kar topu götürüp kar topuyla tanıştırmışlar; tıpkı Kağanım da daha bir yaşına yaklaşmışken evde tanıştığı üzere, farklı evlerde ama abi kardeş aynı şekilde kar topuyla tanıştılar... Fakat Defnecim de dokunamamış, soğuk gelmiş ve hiçbir şeye benzetememiş henüz! (= Yakınımızda oldukları için ve bu ilklerini yaşayabildiğimiz için şanslıyız, teknolojinin bu kadar geliştiği açısından da şanslıyız bence... 

Velhasıl, yeğenlerime baana ve aileme maşallah. Bugün ülkemdeki şehirlerin yarısından çoğu karlı bir gün geçirdi ve ben bugün daim olmasını diliyorum bu kar yağışının. Hemen gitmesin, eski zamanlardaki gibi herkese şifa olsun ama hiç kimsenin canını yakmasın... Sadece su ihtiyacımızı karşılasın, ürünlerimize gerekli olan vitaminleri versin ve doğamıza bize can olsun... 

Bugün Kar'lı bir pazar idi, bu yıl güzel bir kışın başlangıcı olsun ve ilk tek karlı pazar olmasın diliyorum... Bitmek üzere olan pazar gününün ardından, şimdiden mutlu haftalar diliyorum. 
Sevgilerimle... Görüşmek üzere. =)

11 Ocak 2021 Pazartesi

1000. Yazım - 11.01.2021

 

Bu yazı, benim bu bloğumda yayınladığım 1000. Yazım ve bugün 11 Ocak 2021... :)) 

Geçen sene bugün, 10 senedir bizi zora sokan girişten asansöre bir kat merdivenli evimizden, girişten asansörlü şimdiki evimize taşındığımız gündü. Çok şükür bin şükür! Bugün ise, 1 yıl sonrasında 1000.yazım başlıklı yazımı bize kolaylıklar sağlayan ve sağlığıma sağlık katacağına inandığım, gördüğüm yeni evimizden yazıyorum... Benim için büyük bir nimet bu, geride zorluklarla geçen 10 senenin ardından... Nice 10.000'lere olsun bloğumda yazdığım, bloğumun dışında da yazdığım nice yazılarım ve yazma eylemlerim... =)


Geçen sene bugün, evimizin eşyaları bu evimize taşınmıştı ve akşam geç saatlerde ablamlara geri dönmüştü annem babam işleri halledip... Daha o zamanlar Defnem ablamın, anneciğinin karnında idi. :) Ne zaman eşyaları taşıttık eve, başladı bir süreç; işte o zaman her şey pamuk ipliği gibi ard arda ilerledi... 

Önce eve iyice yerleşildi ve ben o zamana kadar ablamlarda iken bir kez bile evi gidip görmedim... 4 Şubat 2020 günü annem babam ve ben ilk uykumuzu uyandık bu evde, çok değilse de nice yazılar yazmaya devam ettim yine... 

Sonra Mart ayı geldi, Defnem doğdu ve biz yeniden ablamlara gittik.. Gittik, geldik. Bu ev başlangıçta bir uğrak yeri gibi oldu bize! =) Sonra git gide yuva oldu ama en çok korona virüsünün tam da bu aralardan sonra ortaya çıkmasıyla, sevdiklerimizi gönül rahatlığıyla ağırlayamamak ve bu mutluluğu beraber yaşayamamak dokundu... Sağlık olsundu tabii yine de!

Yani geçen sene bugün 18 yıllık evimizden çıktıktan sonra apartmanımızın dış kapısını fotoğraflamıştım; bugün ise sabah kahvaltısında kurulu düzen 1 senedir oturduğumuz evde, Defnemi babamın kucağında fotoğrafladım! Tam da bloğumun ismine uygun, "yıllar geçerken bir tablo" resmen... =)

Bugün bu evimizde bir kutlama yemeği gibi akşam yemeği yedik ablamlarla ve yeğenlerimle beraber... Sabahtan beri burada idi annem ve yeğenlerimle beraber eniştem. Ben gün boyu geçen son bir yıllık süreci düşündüm de, çok gelgitli haller yaşamışım gördüm! 

Her şeyi kurgulamak çok hoşuma gidiyor, fakat kurgulayamayınca da çok bozuluyormuşum! Bununla savaş verdim. Şu yazımı böyle bir tarihte yazmış olabilmek de mühimdi misal benim için... (: Neyse ki bugün işler tam da istediğim gibi gitmemiş olsa bile, yazdım da nihayet yayınladım! 


1000 adet yazı yazarken kendimi çok anlattım son 9 senede! Bir o kadar da çok tanıdım ve çok gerçekleştirdim...

Çok iç döktüm, çok rahatlığa kavuştum. Yazmak beni daha çok kendime yaklaştırdı... Sonra da çoğu zaman uzaklaştığım sosyalleşmeye yakınlaştırdı...
Okuduğum kitapları, izlediğim filmleri yazmaktan çok; son zamanlarda hep, bana iyi gelen şeylerin birçok kişiye de iyi gelmesi adına hissettiklerimi iyi kötü yazmaya yoğunlaştım. Az yazıp kolaya kaçıyormuşum gibi görünse de, esasında az yazıp "biraz da kendi kendime düşünme fırsatlarıma kapıldım."
Önümüzdeki yazılarımda daha çok yazmaya, daha çok istediklerime yönelmeye umuyorum yine devam edeceğim... =) 1000. Yazımda burada olanlara da çok teşekkür ederim... Yazmayı ve okumayı seven birinin, okunmaktan duyduğu hazzı sanıyorum anlatamam; bu duygu ancak yaşabilir... :) Allahım bana daha da çok yaşatsın hep dilerim...



1000. Yazımda neler demek istiyorum kendime; 

Çok yazmaya ihtiyacım var! Plan program yaparak eskisi gibi yazmalarıma dönmeye, burada her hissettiğim ve düşündüğümle bulunabilmeye ihtiyacım var. Tamamiyle yapamıyor oluşuma bozuluyorum zira bazen... 

Bloğumda yazdığım kadar, defterlerime de dönebilmeye ihtiyacım var ve hikayelerimi de yazabilmeye... Bunlar beni besliyor ama beslendiğim noktalara odaklanamayışımda kendi düşüncelerim var; kendi gereksiz endişelerle dolu düşüncelerim. Bu yazımdan sonra nice yazılarımı yazmaya devam ederken, bunları da aşabilmeyi diliyorum kendime...

Sonra bir de paylaşma konusu var; ilk bloğumu yazmaya başladığımdan beri fotoğraflar paylaşmakta çok daha girişkendim ama bunu biraz geri planlara attım sanırım. Yeniden eski formumu kazanmak, kafamda duran cümleleri hep gerilere gömmemek istiyorum. Bunun için de birkaç ay önceki gibi çok okumaya ve elime kalem kağıdımı daha çok almaya özen göstermem gerek... :)

Velhasıl, 1000. Yazım hepimize hayırlı uğurlu olsun! =) Ben bu yazımda bunları söylemek istedim. Tek bir senede bile nasıl şeyler değişiyor. Geçen sene bugün hayatımız değişiyordu, şimdi geçen seneye bakabiliyor olmak "umut ve şükürle beraber" beni çok ama çok şanslı hissettiriyor. 
Herkese gönlüne göre bir hayat diliyorum, hayırlısıyla ve sevgilerimle... (=



9 Ocak 2021 Cumartesi

Yeni Bir Yıl, Yine Uğraşlar - 2021

Yeni yılımızın, 2021'in ilk gündelik içerikli yazısından merhaba. 2021 nasıl başladı,  nasıl gidiyor biraz konuşalım istedim. İyi okumalar... :))


Yeni yıla başlamadan önce, Scrabble; yeni yıla ilk girdiğimiz saatlerde Scrabble olmak üzere Kağanımla sıkı oyun oynadık ilk üç gün biz... :)) 2020 bol oyunlu, bol sohbetli ve anları - anıları değerlendirmelerle dolu bir yıldı ama başladık mı oyun faslına doyamıyoruz hala; yeğenimle ben... :)

Yeni yıl bol yemekle başladı, oyunla da devam etti... Yeni yıl gecesi sabah 4e geliyordu uyuduk ev ahalisi olarak. Bazen tadını tam anlamıyla çıkarmak gerekiyor. Yılsonundan yılbaşına geçiş de bizim ailemiz için böyle işte. Yaşadığımız bir sene daha geçip gidiyor, ertesi gün tatil ve herkes evde bir arada... Anlamı beraberlik ve anılarla bir aradalık bizim için. :) Çok şükür..

Defneme gelince; bu dünyada ilk defa yeni yılı karşıladı ufağım. Uyuyarak ama olsun, ailemizle bir yıla daha adım attı o da. Dedim ya, 2020 yorucu bir yıl olsa bile ben kötü anamıyorum; Rabbim bize Defne'mizi verdi, iyi ki... <3 (2012 de korku senaryoları ile doluydu ama o sene de benim için özeldir. Çünkü o sene de Kağanımız dünyamıza geldi. İki yeğenimin de varlıklarına şükür...)

Daha fazla duygusallaşmadan deva edeyim.. ; 
2021'in ilk kahvaltısı, ilk kahvesi ve ilk oturması derken; ilk günün akşam yemeğine kadar benim için her şey çok güzeldi. Sonra rahatsızlandım.. Biz 2020'de olabildiğince fazla yediğimize içtiğimize dikkat ederken, bir arada iken sofrada yasaklara uyulamadı. Son üç aydır sarımsak bana dokunmuyor derken, yılbaşı sofrasındaki en sevdiğim salatanın içindeki sarımsak beni yaktı kavurdu... 

Anısı ve de dersi çok net hafizamdakalsın diye anlattım sanırım bunu; sarımsak mideme hala deli dehşet dokunuyor. Yani yeni yılın ilk ve en önemli kararı, çiğ sarımsak'a ilişmemeye çok fazla dikkat et! =)


Birarada ablamlarda kaldığımız 5 gün boyunca, yeğenlerimi gözledim durdum. Biri sanki daha geçen sene doğmamış gibi kocaman bir kız gibi geldi gözüme; diğeri saçını kestirdi hafta başında ve o saçları sağa sola yatırmak suretiyle aynada kendini inceledi durdu. Ürküttüler beni ve aynı zamanda da çok mutlu ettiler. :) 👌

Ablamlarda yeni yılın ilk beresini tamamladım, Defnecim için... Yeğenlerimi çok sevdim ve bu yıl telaş etmeyi bünyemden ve hayatımdan uzaklaştırmaya niyet ettim orada. Gerçekten çok basit bir şekilde zaman ve mekan olarak yapabileceğim her şeyde büyük endişem ve telaşım ile 2020'nin bir kısmını kendime zehir ettiğimi son 3 ayda çok net fark ettim... Bu telaşı ise son 3 ayın sonunda, şu iki haftadır başarıyla def edebilmeye başladım... 

Kendime bu durumun devamlılığını diliyorum. İhtiyaç duyan herkese de bunu başarabilmek adına iyi niyetle güzel enerjilerimi yolluyorum. Kabul edin lütfen... =) 


Geri kalmış her şeye dair el attım eve döndükten sonra, Salı gününden bu yana... İzleyeceğim dediğim film ve dizi listelerime el attım, sonra bakacağım dediğim örgülerime ve başlamayı elimdeki kitapları bitirmediğim için ertelediğim kitaplarıma yöneldim.

Tek tek örüp yaptığım kareleri uç uca birleştirerek şerit yaptım yeniden iki günde misal. Mavişimle yılın ilk oynamalarını yaptık bu aralarda... Film izledim, bir mini dizi bitirdim ilk haftadan. Sormak istediğim sorular var burada, sizde de eksiklik halini almış durumda mı acaba diye...

Yapacağım deyip yazdıklarınızı yaptıkça silmek size de daha iyi hissettiriyor mu? Bir de aynı zamanda, "ben çok kontrolcü mü oluyorum ki böyle?" dedirtiyor mu?? Ki tahminimce aşırı kontrolcü değilim ben. En azından artık değilim diyebiliriz! Kontrol edebilmek uğruna, yapamadığım şeylerin uykumu kaçırmasına izin vermiyorum misal; yarın devam edebilirim, diyorum. Birileriyle fikir alışverişi yapabilmeliyim, beni yorumlarınızdan eksik bırakmayın lütfen...

Bu hafta senenin ilk başladığım kitabı üst kolajda göründüğü üzere "Bir Ömür Nasıl Yaşanır (İlber Ortaylı)" oldu. Tüm hafta boyunca en çok dinlediğim sanatçı ise Yasmin Levi oldu... :) Dönem dönem takılıyorum bazı kişilere. Geçen sene'nin Ocak ayında sürekli Şebnem Ferah dinlediğimi de hatırlıyorum mesela... 😏




Senenin ilk biten kitabına gelince, Kağanımın bana okumam için verdiği hikâyeyi okudum geçen gece. Bu ilk kitabım oldu 2021 adına. Hafif başlamak iyidir belki de... Sene boyunca bu kadar kolay okumalar yapıp, çok yerinde düşünmeler yapabilirim inşaallah... :))

Dün küçük karelerimden 50 cm'lik iki şerit battaniye parçası çıkardım. Güzel bir iş bitirme idi benim için. Attım köşeye iç rahatlığı ile... :)) Son aldığım örgü siparişim için modelleme yaptım sonra, bu da güzel bir uğraştı. En önemlisi acele etme hallerimi burada yarı yarıya kontrol edebildiğimi görmüş olmamdı!

Sonra bir önceki gün ablamlarla sipariş ettiğimiz örgü iplerimiz gelmişti dün, akşam annem ablamlardan benim iplerini getirdi. Üst kolajda göründüğü üzere, ihtiyaçlar tamamlandı. ✌ 

Senenin ilk ip alışverişi notunu da buraya bırakmak isterim; madamella.com'dan aldık, hızlı kargo ve müşteri memnuniyeti için uğraşları hoşuma gitti. Basit bir konuydu, bir tek siyahım eksik gelmişti; arayıp bildirdim ve kontrol edip 4.siyah ipimi de göndereceklerini ilettiler. Basit bir durum sayılabilir ama ilgilenilmediği zaman çok çirkinlik çıkabiliyor. Ben ilgi alakaları için teşekkür ederim, memnuniyetimi buradan da belirteyim isterim.. :))

Velhasıl, geçen perşembeden bu cumartesiye zamanımız böyle geçti gitti işte... 2021 kendi rutini ve düzeni ile geldi bence. Veya ben öyle baktım da böyle oldu belki de. :)) Bakın bu iyimserlik değil başlı başına, gerçekçilik ile karışık pozitif bakış olabilir. Bence böyle. Yaşanması gerekenler yaşanıyor biraz da; telaş, endişe, sıkıntı ve derbeder olursan da zehir oluyor hayat aslında. 2021 bu öğretiyle devam ediyor işte, iyi ki de öyle... Uyku düzenim biraz bozulmuş halde, geceleri hala kendimle ufak savaşlarım var ama bir yerde noktayı koyup uykuya geçebiliyorum da artık... Her noktanın iyi yönleri var velhasıl... :))

Bir sonraki yazımda görüşene dek, bu yazdıklarıma yorumlarınızı da okumayı diliyorum. Sevgiyle, görüşmek üzere.. (:


5 Ocak 2021 Salı

2020'de Okuduğum Kitaplar - #2020deOkudum

 

2021'in ilk yazısı, 2020'de okuduğum kitaplar olsun istedim. 2020'de yazmak üzere hazırladığım bu yazıyı yazamadım, sonra üsteleyip kendimi de zorlamadım... Sonuç olarak, 2021'in 5. gününden "2020'de Okuduğum Kitaplar" yazımla merhaba diyorum. Varsın 2021'de bir önceki senenin son notlarıyla başlasın... :)


Bir sene öncesinden daha az kitap okudum ama bahanelerime sığınmayacağım bu sefer. Okuyabilirdim, daha fazla da okuyabilirdim ama "böylesi uygunmuş belki de" diyorum şimdilerde... Bir önceki seneden 10 kitap daha az olmak üzere, 2020'yi 33 kitap okumuş olarak bitirdim. Ama okuma eylemi "Kasım" ayı haricinde hep devam etti bunun yanı sıra. Benim de istediğim buydu ya zaten... O sembolik okuma sayıma erişebilmek için kitap okumaya devam etmek istiyordum ve istediğimi başardım...

Üstteki kolajda 2020'de okuyup da en sevdiğim kitaplar arasına giren kitaplarım bulunmakta; Ben Kirke, Kleopatra'nın Kızı, Patasana, Bin Ömrüm Olsa ve Düşle İnan Yaşa gibi... Her biri yazıldığı türün en iyisiydi benim için... Aşağıda sıraları geldiğinde birkaç küçük not bırakmak istediğim diğer kitaplarla beraber, bu kitapların da takıldığım noktalarına ufaktan değineceğim... :) 

O zaman bu sene yine tutturmak istediğim sembolik kitap okuma sayımı yineleyeyim ve kitaplarımdan bahsedeyim. 2021'de okumak istediğim kitap sayısı yeniden 50! Ulaşana kadar 50... =) Okumak istediğim pek çok kitap var, bu 50 sayısı o yüzden var biraz da zaten. Hepimize bol okumalı bol yazmalı bir 2021 diliyorum...   


2020’de Okuduğum Kitaplarım;



1.) İtiraflarım – Tolstoy (Zeplin Kitap)

2.) Polyanna – Eleanor H. Porter (İş Çocuk Klasikleri)

3.) Yeraltından Notlar – Dostoyevski (Can Yayınları)

4.) Ben Kirke – Madeline Miller (İthaki Yayınları); Fantastik mitolojik bir kitaptı. Bu kitaba kadar "Ben Kirke"ün hikayesine hiç rastlamamıştım. Hani o içimizdeki başarısız, toplumdan dışlanan, "herkesin başarılı olduğu dünyada, bir tek biz başarısızmışız gibi yargılanan kesim var ya!" onların sesi gibi bir kitap... 2021'de de okunmasını tavsiye ettiğim güzel bir fantastik macera romanı. Madeline Miller'ın yeni mitolojik kitabını da bu sene (2021) okumayı istiyorum... :)

5.) Kalbimin Can Mayası – İclal Aydın (Artemis Yayınları); Üç Kız Kardeş'in hikayesi bitti mi, bitiş böyle mi olmalıydı, İclal Aydın'ın her bir kitabı birbirine gerçekten bağlı mı? Bu hikayeden önce başka bağlantı kitapları da mı var ki? diye düşüncelerle okuyup, sonrasında da "güzel vakitler geçirtti!" dediğim bir kitaptı. Üç Kız Kardeş'in devam kitabı idi Kalbimin Can Mayası. 2021'de yeni bir kitap okuyabiliriz gibime geliyor... Hayırlısı.

6.) Dualar Kalıcıdır – Tuna Kiremitçi (Mona Roman)


7.) Tarihi Hoşça Kal Lokantası – Şermin Yaşar (Doğan Kitap)

8.) Anne Frank’ın Hatıra Defteri – Türkçe Söyleyen: Can Yücel (Türkiye İş Bankası Yayınları – Modern Klasikler Dizisi_91)

9.) Kırmızı Şemsiyeli Kız – Susan Meissner (Arkadya Yayınları); Arkadya Yayınları ile son 3 senedir garip bir bağ oluştu aramızda. Her sene en az iki veya üç kitabını okur oldum resmen. Son aldığım üçlüden elimde kalan son kitap ve okuduğum son kitap da bu oldu. Diğer ikisini hediye etmiştim sevdiklerime. Kırmızı Şemsiyeli Kız'ın hikayesi de hepsinden ayrıydı, önceki sene okuduğum diğer iki kitabın yanı sıra... Öneririm kesinlikle. Arkadya Yayınları'ndan diye de değil sadece. Susan Meissner'in kalemi çok güzeldi, netlikle hatırlıyorum işte... =)

10.) Poyraza Çare – Daniel Glattauer (Pencerenin Kuzey Rüzgarı) (Destek Yayınları)

11.) Poyraza Çare 2 – Daniel Glattauer (Dalgaların Yedincisi (Destek Yayınları)

12.) Yarım Kalan Bir Türküdür Sevgi – Sevim Kahraman (Destek Yayınları)

13.) Başkalarının Hayatı – Amy Grace Loyd (Beyaz Baykuş Yayınları – Destek Grup); 2020'nin okuduğum en garip ve en "ne okudum ben, neden ya!" dedirten kitabıydı! :) Neyse ki okuyup bitirdim zorlayarak da olsa, yarım bırakmadım ama! 


14.) Kumdan Hayaller – Dorothea Benton Frank (Pegasus Yayınları); 2020'nin en çekirdek tarzında kitabı idi! Çok ama çok güzel bir kitaptı ama kitap boyunca başrole duyduğum tatlı bir sinirle okuduğum garip de bir kitaptı. Neyse, tatlı bir kendini arama süreci içerisindeki bir karaktere sinirlenerek içinizdeki hırsı atmak isterseniz; kesinlikle bu kitabı okuyun! 

15.) Kır Çiçeği Tepesi – Kimberley Freeman (Arkadya Yayınları)

16.) İris – Meltem Yılmaz (Destek Yayınları)

17.) Haatchi – Wendy Holden (%100 Koton Kitap Yayınları)

18.) Uğultulu Tepeler – Emily Jane Bronte (Venedik Yayınları)

19.) Tüh – Metin Uca (Doğan Kitap)

20.) Kırlangıç Çığlığı – Ahmet Ümit (Everest Yayınları); Ahmet Ümit ile tanışma kitabım oldu 2020'de Kırlangıç Çığlığı ve ben bu durumu "Patasana" adlı kitabı ile daha da güzelleştirdim. Ahmet Ümit kalemini sevdiğim nadir polisiye yazarlardan baş sıraya yerleşti bunun sonucunda da... (:


21.) Yes Yerine Orrayt Demek Caiz Midir Hocam – Metin Uca (Epsilon Yayınları)

22.) Sana Söyleyemediğim Her Şey – Celeste NG (Martı Yayınları)

23.) Doğu Ekspresinde Cinayet – Agatha Christie (Altın Kitaplar)

24.) Profesyonel – Danielle Steel (Martı Yayınları)

25.) Tüm Soruların Cevabı Bende – Züleyha Ersingün (Fom Kitap); 2020'de okuduğum en güzel çocuk kitabıydı. Yeğenim Kağanıma okutmak üzere alıp önce kendim okudum yine ve gerçekten çok eğlenceli bir anlatım söz konusuydu. 2021'in başından bildiriyorum, "Kağanım kitap okumayı daha fazla sever oldu birkaç aydır ve ben çok mutlu oluyorum bu duruma!" =) Bu kitabı Kağancım da çok severek okudu bu arada... 

26.) Bir Nefes Gibi – Ferzan Özpetek (Can Yayınları); Ferzan Özpetek'in kitaplarıyla tanışmamız gerçekleşti bu kitap sayesinde. Yine okumak isterim Ferzan Özpetek'i ama gördüm ki ben filmlerini izlemeyi daha çok seviyormuşum... Biraz kitaplarını okurum ama filmlerini çokça izlerim bence bundan sonra da...

27.) Yabancı – Albert Camus (Can Yayınları)

28.) Kleopatra’nın Kızı – Michelle Moran (Pegasus Yayınları); Senenin en güzel tarihi romanı idi benim için. Selene'in hayatını okumak, yaşadığı yerlerin tasvirini okurken oralarda gezinmek; okumayı düşünün derim bu kitabı. Michelle Moran'ın kitapları yok satıyormuş meğer, anneme aldığım bu kitapla farkettik sonrasında. Önce annem okudu, sonra ben; derken şimdi Türkçe çevirisi bulunan diğer kitabını almayı düşünüyoruz. Daha fazla kitabı da çevirilir umarım önümüzdeki zaman dilimlerinde de... =)

29.) Patasana – Ahmet Ümit (Everest Yayınları)


30.) Bin Ömrüm Olsa – Kristin Hannah (Pegasus Yayınları); Kristin Hannah'ın Büyülü Fırtına'dan sonra okuduğum en iyi fantastik romanı oldu benim için bu kitabı. 2021'de daha çok Kristin Hannah okuyabilmek dileğimle. =) 

31.) Kolera Günlerinde Aşk – Gabriel Garcia Marquez (Can Yayınları); Bu kitap için ne desem az, gerçekten! Marquez ile tanıştığıma üzüldüm. Keşke okumasaydım da, diyorum ama bir diğer yandan "okudum ve merakımı da giderdim en azından!" Neyse bu kitap hakkında aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Ama bu kitaba 1000kitap hesabımda yazdığım yorumumu buradan okuyabilirsiniz, çünkü aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Ama okuyup "neden böyle dedi ki?" diyenlere de cevabım o yorumdur demek istiyorum... :/

32.) Düşle İnan Yaşa – Can Aydoğmuş (İndigo Yayınları); Benim için son senelerde okuduğum en iyi kişisel gelişim (daha doğrusu kişisel değişim) kitabıydı. Bildim dediklerimin de daha fazlasıyla bilgi edindiğim bir kitaptı. Çok rahatlattı, mutlu etti ve daha da iyi olabileceğimi hissettirdi. Can Aydoğmuş 2020'de tanıdığım ve çok sevdiğim isimlerden biri idi zaten, buradaki yazımda da bahsettiğim üzere... :)

33.) Hayalet Kalp - Ali Benjamin (Yabancı Yayınları); senenin son okuduğum kitabı da, bu "çocuk kitabı" dedikleri her yaşa uygun güzelim kitaptı benim için. Hayalet Kalp benim için 13-15 yaş altının okuması biraz üzücü olabilecek bir kitap. O yüzden tam olarak çocuk kitabı diyemiyorum. Kitapta bir ortaokul çocuğunun yakın arkadaşını kaybetmesi sonucunda hayatı daha fazla sorgulayışını ele alıyor ve çok güzel bir ele alış bu... Bununla ilgili, bloğumun instagramında bir paylaşım yapmıştım; burada.



Madem öyle bu yazımı 2020'de okuduğum son kitaptan bir alıntı ile bitireyim, 2021'de daha çok kitap yazısı yazabileceğim umudumla beraber... Hepimize bol okumalı ve bol huzur dolu hikayelere yelken açtığımız bir sene olsun 2021... :) Yorumlarda 2020'de okuyup da en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz birer kitap ismini yazarsanız çok mutlu olurum. Sevgilerimle...


"Bazı şeyler durup dururken olur, demişti annem. Korkunç bir yanıttı bu, verilecek en kötü yanıttı.

Bayan Turton'un dediğine göre, eğer kimsenin açıklayamadığı bir şey yaşanıyorsa insanın bilgisinin sınırlarına toşlamışsınız demektir. İşte o zaman bilime gerek duyarsınız. Bilim başka kimsenin size veremeyeceği açıklamalara ulaşma sürecidir."

- Sayfa 23 (Hayalet Kalp - Ali Benjamin)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...