8 Şubat 2014 Cumartesi

Not Aldım Veya Not Ettim - #3 - Süheyl-Behzat Uygur Kardeşler Candır


Not Almak Veya Not Etmek... Bu yazı dizisinde hayatımın içinden not aldıklarımı, sevdiğim veya hoşlanmadığım şeylerden not ettiklerimi, düşüncelerimi ve kaydetmek istediklerimi göreceksiniz... :)

Daha önceki haftaların "Not Aldım Veya Not Ettim" yazısı altında notlarımı okumak isterseniz buraya tık tık... :)

Geldik bir Cumartesi'ye daha ve gelelim bu haftaki notlarıma... :)


* Bu hafta Çarşamba günü, 5 Şubat günü yani, Gülben Show'da Süheyl Uygur ve Behzat Uygur Kardeşler konuktu. Sevmeyen var mıdır bilemiyorum, ama benim için efsaneler arasındadır o ikili. Bir MFÖ, bir Metin Akpınar Ve Zeki Alasya ne ise, nasıl ayrı düşünülemezlerse; Uygur Kardeşler de öyle birşey işte... :) Allah ayırmasın da...

* Çarşamba günü deyim yerindeyse Gülben Show'u salladılar, Uygur Kardeşler. Cidden özlemişim yani bende. :) Gülben Ergen'de sıkça ekledi, Şahane Pazar'ı görmek istiyoruz yeniden ekranlarda diye. Çok ama çok güzellikler yaşattılar ekran başında bizlere, program yapsalar izlenir yine... Ben bir program da olsa onları görünce mutlu oldum. Nejat Uygur'da çok sevdiğim tiyatroculardandı, Allah Rahmet Eylesin...

* Ama sevdiğim bir tiyatrocuyu sahnesinde izleme fırsatını bir türlü yakalayamadım. Tiyatroya elbette gittim, ama sevdiğim bir tiyatrocuyu hiç sahnesinde izleyemedim. Yapılacaklar listeme yeni maddeler ekleyeceğim bu sıralar, o maddeler içinde Uygur kardeşleri tiyatro sahnesinde izlemek de olacak karar verdik annemle beraber. Onları sahnede izlemeyi çok istiyoruz... :)



* Rafet El Roman diyince bende akan sular duruyor. Küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir sanatçıdır kendisi. Ve eski-yeni hangi şarkısını dinlesem hep içime hüzün ile mutluluk arası bir şey yerleşir. Çok garip de mi? :) Ben dinlemeye devam ettikçe sürüp gidecek içime bu değişik hisler eklenmesi, ne yapalım... Sanırım bu tanıdık bir sese alışmışlık ile, o sesin değişik bir rahatlatma durumunu sağlaması ve tüm güzel şarkıları bünyesinde toplayabilme potansiyeline sahip bir şarkıcıyı kabullenme durumunun bir araya toplanması gibi bir şey. (Değişik tanımlamalarda üstüme tanımıyorum. =)) 



* Kısacası Rafet El Roman küçüklüğümden beri sevdiğim ve tarzını benimsediğim bir sanatçı. Şarkıları ile bir ömür yetinebileceğimi bildiğim bir sanatçı. Sesine ve yüreğine sağlık... :) Bu hafta çoğunlukla dinlediğim şarkılarından birini paylaştım üstte. Rafet El Roman-Seni Seviyorum... :)



* Bu sene hep soğukların doğru dürüst gelmediğini, yağmurun da karın da doğru dürüst yağmadığını söyleyip duruyoruz. Ama farkında mısınız feci soğuk hakim dışarıda. Değişik bir hava dalgası var bu mevsim, fena üşütüyor insanı. Devamlı evde olduğum halde üşütmez iken, annem ve babamdan azıcık kaptım sanırım şifayı. 4-5 gündür bir garip boğaz kaşıntım vardı. Sabah kalkıyorum iyiyim, akşam yatıyorum öksürük ve nefes alamama. (Ben nefes alamama diyorum ama burun tıkanıklığından dolayı. Sanki bir buz koymuşlar burnumun önüne, soğuk havayı oradan çekmişim içime gibi).

* 2 gün önce bu böyle olmayacak dedim, Parol içtim bir tane. O toparladı beni o kötü hallerden yine. Parol dediğim, Thylot tarzı bir toz şeklinde satılıyor. Ancak ben Thlyot'un bana yaradığına denk gelmedim, eskiden kullanıp da denediğime göre söylüyorum. Parol öyle güzel toparlıyor ki, 2 gecedir daha rahat yatıyorum sayesinde. :) Garip bir soğuk algınlığınız varsa, eczanenize danışarak aldığınız takdirde Parol'u önerebilirim. (Bir soğuk algınlığı içeceği bile kullanırken, dikkatli olmak lazım. Her ilacın herkese aynı tepkiyi vermesi beklenemez çünkü)

* Diyeceğim şu; aman soğuklara dikkat. Neye uğradığınızı anlayamıyorsunuz, ayaz fena bu kış... :)


* İnternet'e sansür kararı Cumhurbaşkanı'nın imzasına sunulmuş bekleme aşamasında, biliyorsunuzdur. Eğer Cumhurbaşkanımızın da onayından geçerse, anahtar kelimeler doğrultusunda yanlış görülen her içerik mahkemeye verilmeye gerek duyulmadan 4 saat içinde kaldırılabilecek artık. Bunun bir hak koruma torba yasası olduğunu söyleseler de, bu hakları kısıtlayıcı bir davranıştır bence. Herkes istediği gibi internette özgürce dolaşabilmelidir. Ve Cumhurbaşkanımız da bu konu ortaya atıldığı esnada bu görüşte bulunmuş. Aynı şekilde kararlılığını sürdürmesini diliyorum, çünkü kim ister ki her girdiği tıklamanın veya her bilgisinin 2 yıl boyunca saklanmasını? Onca sorun varken ülkemizde neden ilk çözümlenmesi gereken konulardan biri haline gelmiştir bu konu?


* Bu konuda sizler de benim gibi düşünüyorsanız, buradan GreenPeace'in imza kampanyasına destek verebilirsiniz. Eklemeden geçmeyeyim; Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül şöyle demişti bu konuda;
" Benim görüşüm, temelde hiç bir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette istediği gibi özgürce dolaşabilmeli. "


* Ve haftanın en büyük bomba noktalarından biri de, dün açıklanan Aöf güz dönemi bahar final sonuçlarının açıklanmasıydı. :) Benim için bir ilk olarak yazıldı doğrusu bu sınav sonuçları tarihe... :) Dediğim gibi Aöf'ye yazıldım yazılalı hayatımda rastlamadığım notlarla karşılaşıyorum. Ancak daha öncede bahsettiğim gibi, bunun en büyük nedeni örgün öğretimdeki gibi ders görememek. Kendin çalışırken doğru düzgün planı oturtamadın mı olmuyor bu iş, görünen o çünkü. :)

* Geçen sene Bahar döneminde tutturduğum düzeni devam ettiremedim bu dönem. Ancak önümüzdeki dönemden itibaren yeniden düzenimi kuracağım inşallah.

* Şöyle diyeyim 2 tane FF'im geldi bu final sonuçlarımda, onun haricinde notlarım güzel. Dehşete düşmem gerekirdi aslında. Ama moral bozmadım, hala pozitifim ve başaracağıma inanıyorum bundan sonrasında da =) "Dehşete düşsem neye yarar ki. Zaten bir bakıma okuma aşkım hala sönmediği için okuyorum. O yüzden 6 senede de bitse olur" diyerek kasmamayı tercih ediyorum. "Olan oldu, yolumuza bakmak gerek" düşüncesi ile, yeni öğretim dönemi planımı daha işe yarar düzeyde yapma hazırlıklarına da giriştim bile... :) Önümüzdeki eğitim öğretim dönemi hepimize hayırlı olsun şimdiden. :)


* Brain Crain'i bilir misiniz? Kendisinin bir piano virtüözü olduğu söyleniyor. Kesinlikle katılıyorum, öyle rahatlatıcı parçaları var ki... Hangi eserini dinlerseniz dinleyin, güzel hisler veriyor size. Daldığınız düşünceler veya hissettiklerinizin ne olduğuna da bağlı tabii ki bu, ancak birkaç şarkısını dinleyince basit eserler gibi geldiği söylense de, bence çok etkileyici... Ben ilk Wind'ı dinlemiştim, o yüzden bu yazıyı Wind parçası ile bitireceğim. Ancak siz Rain'i de dinleyin fırsatınız var ise... :)


Okuduğunuz için teşekkür ederim, Sevgilerimle... :))

* Bu yazıdaki resimler, Google Görsellerden alıntıdır. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...