Bittiğine Yanarım - Ali Kızıltuğ
Niye bayram edem yılbaşlarında
Ben ömrümün bittiğine yanarım
Çocuklar sevinsin onlar böyür
Ben ömrümün bittiğine yanarım
Çok değiştim kim demiş aynıyım
Yavaş yavaş eşitmeyim duymayım
Maçım bitti uzatmaları oynuyom felek
Ben ömrümün bittiğine yanarım
Yıkılsın başına saraylar hanlar
Bir gün ömür almıyı kullar vay dünya vay
Neye yaradaki artık paralar pullar
Ben ömrümün bittiğine yanarım
Kızıltuğ niye sustu dillerin
Kokusu kalmadı sanki eski günlerin
Çok kahrını çektim gurbet illerin
Ben ömrümün bittiğine yanarım
Ali Kızıltuğ
Ali Kızıltuğ
Dedemin hastalığının haberini, 2017'nin Aralık ayında almıştık. Tedavi sürecine sonrasında karar verildi ve Şubat ayında Antalya'ya geldik annemle. İlk hastalık haberini aldığımız sıralarda paylaşmıştı dedem bu şiiri, facebook hesabından... O zaman çok içime oturmuştu ve dönüp dönüp okuyamamıştım bile, hep aklında bu şiir var bildim ve benim aklımda da hep bu şiiri oldu son zamanlarında. Bana şimdi dedemi hatırlatacak bir şiir olarak kalacak, Ali Kızıltuğ'un "Ben Ömrümün Bittiğine Yanarım" şiiri. Biliyorum...
Ali Kızıltuğ; dedemlerin köyünden bir ozanımız, Sivas'ın Mursal köyünden bizim köylümüz oluyor. Ailecek tanışır ve de görüşürdük küçüklüğümden beri, gelmeseler de bilir ve arar sorardık. Ben büyüyene dek türkülerini çok sık duysam da, açıp açıp dinlemiş değil idim. Ama annemle babamlar ve Dedem de severdi Ali Kızıltuğ'u, dinler ve bilirlerdi de türkülerini. Ali Kızıltuğ'a da dedeme de Allahım rahmet eylesin. Umarım öteki dünyada buluşmuştur, diyorum şimdi ikisi için de...
Dedem vefat edeli bugün beş gün oldu; defnedildiği gün, yani pazar günü, dedemin evine geldim yine. O gün dayımlardan küçük kuzenimle beraber dedemin evine getirildiğimden beri garip hissediyorum kendimi. Bu ev onsuz çok garip şimdi. Her an her yerden çıkacak, her an gelip bir şey söyleyip televizyonun başına dönecek gibi; gözüm odaların kapılarında... Her an yüksek sesle izlediği televizyonunu açacak gibi geliyor mesela; geldim geleli televizyonu açmaya bile cesaret edemedim mesela, büyük kalabalıklarımızı dün göndermiş olmamıza rağmen üstelik. Şimdi annemin dayısı, iki yengemiz, iki de teyzesi ile kaldık dedemin evinde annem ve ortanca dayımla beraber... Bir de benim dayılarım var, dedemin oğulları işte... "Bu ev anneannemden sonra kapanmadı, gelip gittik de; şimdisi zor, öyle böyle kapanacak diye üzüntülüyüz." Bir ocak kapandı, bir devir bitti diye hissediyoruz. Ben kendimi bildim bileli dedemler bu evde oturuyor, daha nasıl garip hissetmeyeyim ki kendimi diye düşünüyorum...
Dedem bu şiiri paylaştığında, eminim ki benim ve sizin okuduğunuzda hissettiğinizden çok başka bir şey hissetti; şiirin de sonunda dediği gibi, "neye yarar ki artık paralar pullar, ben ömrümün bittiğine yanarım!". Ömrünün sonu için korkardı, hastalığı ve kullandığı ilaçlar çoktu. Kimse zahmet etmesin, gerekirse birini tutarım gibisinden düşünür ve kefen parası yapardı herkes gibi kendine. Ne yazık ki, onun bile kendini kurtaramayacağını biliyordu belki de...
Ömrünün bittiğine üzüldüğünü ve daha fazla yaşamayacağını bilmeye duyduğu üzüntüyü tahmin edebiliyorum; sadece bu şiirle bile, hayat dolu bir adam olduğunu anlatabilirim size dedemin... Kalabalığı, yedirmeyi içirmeyi ve hoş sohbeti seven adamdı dedem. Anneannemden sonra, evlatları her ne kadar her fırsatta çevresinde oldu ise de; eskisi gibi kalabalıkları olamadı dedemin. Ama yine de severdi arkadaş edinmeyi ve dernekler aracılığıyla çok arkadaş edindi... Ama ömür en nihayetinde yine yetmedi ve o uzatmaları oynuyorum hissini tattı ya, buna üzülüyorum beş gündür! Dedemin hastalığının ciddiyetine rağmen, bu kadar acı çekeceğini tahmin etmezdik. Evlatları son anına dek hep başında idi de, ecelin önüne geçemediler yine de...
Bu şiiri okuduğumda en çok canımı yakan mısra var; "Çok kahrını çektim gurbet ellerin!" Ömrü boyunca Almanya'da Ankara'da yaşadı da, devam edemediler ömürlerine uzun seneler boyu köylerinde. Tam köye ev kurdular anneannemle, birkaç sene yaşadılar ki; anneannem vefat etti.. İçine bir özlem olduğuna ve de o özlemi ne kadar gitse de dindiremediğine, anneannemden sonra köyden daha çok koptuğunu bildiğim için de üzgünüm maalesef ki...
Hayat şiirlerle dolu, şiirler hayatın her yanında diyorum ya size; bu da benim dedemin, biz evlatlarına torunlarına ve tüm sevenlerine, hayatının şiiri ve türküsü... Ali Kızıltuğ'un türküsü var bu şiiri üstüne, "Ben ömrümün bittiğine yanarım" diye... Bugünü ömür bilip, bittiğine yanmayanlardan olalım diliyorum son olarak. Bir ders niteliğinde şiir, sona gelmeden bu hayatı yaşamayı ihmal etmeyelim; ömür dediğin bir gündür, o bir gün de bugündür...
Dedeme, Ali Kızıltuğ'a ve tüm ölmüşlerimize rahmet ve kabir rahatlığı diliyorum. Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)