Kasım ile aramızda çözemediğimiz bir sorun vardı; her Kasım çok zorlu geçer ve kendisini sevmemeye bir sürü sebep bulurdum. 2010'dan beri bu böyle geldi gidiyordu... :)
Çözümü bu sene buldum, daha doğrusu Kasım'ın niyetini ve hayatıma katkısını buldum; Kasım benim sınanma ayımmış! Dönem sonu sınavları gibi, sene sonu sınavımmış. Bloğumda yer alsın, bir barış sağladım demeye geldim. Öncesiyle beraber, geride bıraktığımız Kasım ayını anlatmak istiyorum...
2010 Kasım'ıydı, zaten çok zor bir seneydi, bir dönüm noktasıydı her anlamda benim için ama Kasım ayını da bambaşka kötülükte geçirdiğimi hep hatırlıyorum. Hani hayatta her yandan kırıldığınız bir sene yaşarsınız da, sonunun güzel bitmesine ihtiyacınız vardır! İşte o Kasım ayında çok güvendiğim bir arkadaşımla yollarımız ayrıldı. Benim için byuj hayal kırıklığı idi. "Hayal Kırıklığı"...
Kendisinden çokça yalan duydum, bunu yaşadığım an o bir yılın ihaneti gibi hissettim. Bugün olmuş çok zor geliyor hala düşününce. Arkadaşlıklar, yalan üzerine yalanla ve arkandan iş çevirmeyle dolu olmazlar. Ki güveni onarılmaz derecede yıkan yalandır...
Hep söylerim, 3 senede kurduğumuz güveni yalanları ile yıktığını unutamayacağım. Ama bu unutamayacağım dediğim, intikam niteliğinde bir tabir değil; yaşadığımdan çok güzel bir ders aldım, sayesinde "böyle şeyler olur ve bir daha olmayabilirmiş gibi düşünmeyeceğim" dedim...
Sonraki seneler birkaç sene boyunca bu kasvette geçti. Sonrasında "mevsim geçişi" haliyle Kasım'ı fiziksel ve de içsel şekilde yaşamaya başladım. Eyül bitip Ekim başlayınca, bir sonbahar sendromu gibi üzerime çöküyordu günler sanki. Başka başka kötü olaylar yaşamaya başladım. Zihnimde öyle bir yer edindirdiğim için Kasım ayını, benim için bir lanete dönüştürdüm sanırım... (Nihayetinde zihin neler neler yapar deriz ya).
Günlerim normal geçse bile havası güzel değildi. Değişimler yaşadım, belki de dönüşümler. Nihayetinde Kasım'a çok sebep buldum, o da hiç bozuntuya vermeden sebeplerime sahip çıktı.
Son 2 senedir ise barışmış gibi hale girsek de, inanmakta çok zorlandım. Geçtiğimiz sene yeniden başla dedi bana! Çok bozuldum aslında, Kasım ayında böyle bir yeniliğin olması şaka gibi geldi. "Hah, bir bunu yapmadığın kalmıştı bana" dedim. Seni sevmemem için sebeplerimi geliştiriyorsun! Sonra bana şöyle dedi; "Sen hayata tam oldu dediğin yerden yeniden başla bakalım!" İyi ki de demiş. Yoluma çıkan o şansı çok iyi değerlendirdim, sayesinde Dr. Clinic ile tanıştım ve şu an olduğum yerden çok ama çok memnunum!
Ama 2021 Kasım'da çok korkmuştum. Hani derler ya; "Kolay bir hayat istiyorsan, zor kararlar al!" Öyle yaptım, belki de hayatımın en riskli kararlarından bir diğeri idi. Ama beni beklediğim beklemediğim çok güzel yerlere taşıdı, çok değişik kişilerle ve yaşamın kendisiyle tanıştıran konumuna getirdi. Gerçek bir işim olsun hayalimi sayesinde gerçekleştirdim, o zaman ben daha da bir cesaretlendim. Şu an olduğum yerden ve de kişiden acayip mutluyum. Allahıma şükürler olsun...
Çok uzatmayayım, gelelim bu Kasım ayına...
Ekim ayını bomba gibi bitirmiştim, ki burada yazısını da yazmıştım. Kasım ayına girdik; ciddi anlamda hayatımda bir değişim oldu. Hani güvendiğiniz yerden yeniden bir şekilde savuşturulursunuz, aynen öyle. Çevre diyebileceğim birilerinden beğenmediğim tavırlarla karşılaştım; aynı 2010'da olduğu gibi. Üstelik Eylül ve de Ekim boyunca belirtileri de vardı ama suç Kasım'ın olmalı ya. Benim günah keçim kendisi, malum!
İstemsiz onunla bağdaştırdım, istemsiz kırıldım ve çok içselleştirdim. Sonucu ne oldu derseniz; şu an o konunun benim düşündüğüm hiçbir şeyle alakası olmadığını farketmiş durumdayım.
Okuyup da, acaba benim için mi düşünmüş derseniz; cevap vermeyeceğim de, kimseyle alakalı değil diyeceğim. Tamamen benimle alakalıydı. Bahanelerimi, kendi içimdeki cevheri, kimseye "cidden" bağlı olmadığımı ve kimsenin de "cidden" bana bağımlı olmadığını farkettim! Olur ya, olur işte... Dedim, diyebildim.
Ama bu üst paragraftakileri diyene ve kavrayana kadar bu duruma, "Kasım'ın işi işte!" dedim. Kasım böyle, hep kırar yontar ve de sarsar beni. Kötü anlamda değilmiş meğer! Ama biraz da bunu ben bozmazsam ömür boyu böyle gidebileceğini nihayetinde farkettim...
Bir sarsılmanız gereken nokta vardır, oradan bir sıyrılmanız lazımdır. Hani nice yollar gidersiniz de, bir kontrol noktası vardır, oradan geçerken hafif bir gerilirsiniz; gerilmenize bir şeyler sebep olsa da olmasa da, ya bir şey olursa dersiniz. Şimdi onun kendinizle ilgili kendi içsel mekanızmanız olduğunu düşünün, düşünün orası esas sınanma noktanızmış. Sanırım böyle bir savunma mekanizması oluşturmuşum, "ne olursa Kasım'da olur" demişim. Kendime lanet bilmişim.
Fakat Kasım lanet değil nimetmiş, Kasım ayının son haftasında anladım!
Yeni yıllara girmeden önce tüm yılın hakkını verebilecek miyim, benim içimde dökmem gereken taşlar var mı? Kırıldım mı, üzdüler mi, tamam kırılacağım üzüleceğim alınacağım; çünkü buna da ihtiyacım var, ben insanım! Deyip orada kendimi bir kayaya çarpıp yontmuşum kendimi. Kasım ayına yontturmuşum kendimi. Böyle hissediyorum artık.
Bu sene ilk defa Kasım ayı sonunda Kasım'a kattığım anlamı anladım. Birileri benden bir şeyler saklar, birileri bana bile isteye yalan söyler ve beni geçiştirir. Ama bu benimle ilgili değildir, onunla ilgilidir demeli ve derinden kabul etmeliydim. Nihayet kabul ettim.
Kasım 2010, oradaki laneti başlatan kişiye hala konularımızı düşündükçe azıcık kızsam da affedebildiğim kadar affettim. Daha fazlası için de bir yerde okuduğum yazıdan ötürü, affetmeye uğraşmaktan vazgeçtim. Eri dönülmez bir güven kırıklığı meselesi var, ki hayatimda bile yok artık o kişi. Öyle ki, edindiğimiz anıların hepsinin yalan olduğunu düşünüyorum.
Bazı şeyleri affetmesek de olabilirmiş, nihayetinde her şeyi affetmek de "adalete sığmazmış". Bize hep her şeyi affet diyorlar, ama bile isteye "yaranızı gösterdiğiniz yerden yaranızı deşeni affetmek doğru mudur?" Ben bunu kendimce doğru bulmuyor ve bu durumun hayatımı etkilemediğine de şahit olduktan sonra affetme meselesini hiçbir şey olmamış gibi yok saymayı reddediyorum.
Kasım'ın suçu yokmuş, Kasım'la benim aramda olan her şeyi affedebilmiş durumdayım diyorum. Kendi cevherimi, ürktüğüm ve tek başıma yapamam bunu da aşamam dediğim noktaların geri kalanını aştım. Geldiğim bulunduğum konumdan dediğim gibi çok memnunum. Demek isterim ki, Kasım 2010'da olanların yükünü yükledi de kızdı isem; Kasım 2022'de de başardıklarımı görerek, onu affedebilirim. Ben ona yanlış anlam yüklemiş, enerjimi yığmışım da yığmışım üstüne. Artık barışımızı imzaladığımızı ilan edebilirim! :)
Kasım ayında planlar üstüne planlar yaparak, çok sivilceler çıkararak, kendi yolumda yürürken haberci rüyalar da görerek Allahın izniyle bitirdim. Allahın nimetini gördüm. Şimdi "Kasım'da Ah ettiğim şeyler, iyi ki olmuş" diyorum. Hepsi beni şu andaki karmaşıklığını tek başına çözüp hayatının gidişatını kavrayabilen Didem haline dönüştürdü... :)
Kasım ayını kariyerim anlamında, Ekim'e göre bir aşağıda yani önceki seviyemde bitiriyorum. Ama olması gereken böyleymiş de diyebiliyorum. Satış kariyerimde en büyük satışımı yaptığım aydı, Ekim ayına göre bile en büyük hem de... Organize oluşlarım, hayatıma yönelişlerim, planlama gücüm ve onları hayata geçirmelerim artık üst mertebeye ulaştı. Çok şükür, azmime emeğime sağlık! =)
Kasım adına Kendime verdiğim birkaç sözü de tuttum;
4 kitap okudum, Yorumlarımı 1000kitap hesabım Didem92'de bulabilirsiniz...
Camdaki Kız - Gülseren Budayıcıoğlu
Aşk Bazen Gitmektir - Erhan Salman
Gri - Ömer Özen
Karga ve Turunçgil - Murat R. Taşdemir
2 dizi izledim; Biri mini dizi idi bitti, biri de hala devam ediyor.
The Witch's Diner: Kore fantastik draması dalında mini bir diziydi. Puanım 10 üzerinden 9 idi.
The Vampire Diaries: 6. sezon da bitti, 2 senedir bir türlü bitiremediğim dizi kendisi. Kısmetse 2023'ün başında bitirmeyi planlıyorum. Bence bu sözümü de tutarım, dizi benim için beklediğimden de heyecanlı ilerliyor.. :)
Bir de kendime dönmek, yazmalarıma geri dönmek istiyordum; ciddi anlamda...
Başardığımı düşünüyorum. Yarım bıraktığım bir hikayemi tamamlama uğraşına giriştim. Hayallemesini dahi bırakmıştım hikayelerimin, ki dönüp yazabilecek evrede hayallemelerini de yapıyorum. Ama kendime saklayacağım bir süre daha. Gerek görürsem de, diğer bloğum "Didem'in Gözünden" adlı bloğumda yayınlama cesaretinde bulunma sözüm var kendime! Bunu da tutacağım, sadece biraz daha sabretmem gerek...
Velhasıl Kasım artık bir dönüşüm ayı benim için. Sanki öyle bir canlıymışım ki ben, senede bir ay benim yenilemem gerekiyormuş kendimi. Devam edebilmem için o ay sınıyormuşum kendimi, Allah böyle istemiş gibi; çevrem tarafından dahi sınanıyormuşum, böyle bir moda sokmuşum kendimi.
Hissettklerim bence gerçek, Rabbim ne eyler ise güzel eyler. Ona güvenip de aldığım yolların hiçbirinden elim boş ve de pişman dönmedim. Tıpkı bu Kasım ayında da olduğu gibi... :)
Yazımı sevdiyseniz, farkettiklerimde kendinize dair bir parça bulduysanız; bana bir mesaj bırakabilir misiniz veya beni herhangi bir sosyal medya hesabınızda paylaşarak destek olabilir misiniz? Böylece daha çok yazabilirim. Birilerine ilham olmak artık beni de daha fazla motive eder oldu çünkü.
İyi ki varsın sevgili okuyucu, sevgilerimle... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)