Bir süredir dışarıdaki günlerimi hayatımdaki bir ilkmiş gibi yaşıyorum. Çünkü uzun zamandır ilkleri yaşıyorum, uzun zaman sonra ilkler... :)
7 Aralık 2022'de, uzun seneler sonunda bir Aralık günü tek başıma çarşıya inip işlerimi halledip; sonrasında dün yüzme kursuna başlayan annemi belediye sosyal tesislerinin oradan alıp eve beraber dönmemiz bir ilkti. Bana kendimi çok iyi ve tam hissettirdi... :)
Aralık günü dışarı çıkmak mı? O soğuğu tüm kaslarım yedikten sonra bir gece uyku uyuyup sonra toparlanmış uyanmak mı? Senelerdir bu durum mümkün değildi ki! 2018'e kadar olan kışları unutmam mesela; Açıköğretim Sosyoloji okuduğum seneler, kış vakti en az 2 tam gündüzü üst üste dışarıda geçirdiğimiz günler; sınavlar bittikten sonra 1 hafta bitkin geçirdim günlerimi... Şimdi bunların mümkün olmadığını görmek çok rahatlatıyor beni. Üşümedim mi, üşüdüm elbet. Ama uyku sonrası toparlandım, acı sızı ve de dermansızlık yok eskisi gibi...
Bağışıklık kazanıyorum sanırım. İyileşiyorum, çok yavaş olmuş olabilir ama kararlı şekilde olduğuna inanıyorum artık... (:
Dün saçımı kestirdiğim ve artık hem iyi bir dostum hem de bir ablam olan Serpil ablanın dükkanına yine ürün götürdüm. Otobüs durağına elimde ürünlerin bulunduğu kutunun olduğu çanta ile gidip, otobüs durağında oturmuş bir teyzeyle sohbet ettim. O bana kendini anlattı ben ona kendimi. Yeni insanlar tanıyıp onlarla güzel bir sohbet etmeye artık eskisi kadar ihtiyaç duymama gerek kalmıyor, bu sene bu sorunu çözmüş olduğuma seviniyorum...
Dün o durakta gördüğüm teyzeyi, otobüs bekliyor sanıp "beraber inelim teyze isterseniz" dedim. Meğer sadece yürüyüş yapıyormuş ve yorulduğu için oturmuş durağa. "Sana yardımım dokunsun çok isterdim, çarşıya iniyor olsaydım." dedi. Amacımın yanıma birini almak değil, otobüs şoförleriyle laf dalaşına girmemek olduğunu anlattım. (Hani yalnız bindiğim için "neden refakatçin yok" diye soran, akülü sandalyede birini görünce "yalnız olması hiç iyi değil!" diye düşünen ve benimle hep bunun tartışmasını yapan şoförlerin varlığından bahsetmiştim ya!)
Teyze ile de uzun uzun bu konuyu konuşmak durumunda kaldık, istemeden onu da üzmüş bulundum ama birinden daha "haksız olmadığımı" duymak iyi hissettirdi. Teyze benimle tanıştığıma ve benim akülü sandalyemde işimin gücümün ve hayallerimin peşinde olmamdan çok mutlu idi. :) Ben de bir güler yüzlü teyzeyi daha yakın çevremizde bilip de tanımaktan yana tabii ki...
Neyse, dün sorunsuz bindim otobüse. Otobüs şoförü anlayışlı idi ve oldukça kibar davranıp destek de oldu otobüse binmemde... Görevleri olduğunu bildiğimi söylemiş miydim? Yine de, her şoför bana ve bizlere sunulmuş bu hizmeti gerçekleştirmekten yana mutlu değil sonuçta... O sebepten şaşırmam da çok doğal hani duyarlı olanlara...
Terminal'in orada indim yine, sevgili kuaförüme gidip bir güzel ürünleri etiketledik ve dizdik Serpil ablanın kızıyla. Aralık ayında dışarıda olmak bana kendimi çok iyi hissettirdi. Diyorum ya, senelerdir olmayan bir şey; değişik ve olması gereken rutinlere duyduğum özlem nasıl dinmez halde benimle... =) Heyecanlarımız, umutlarımız ve de mutluluklarımız dinmesin; ben her güne, normal bir güne bile neşe duyabiliyor olduğumdan yana mutluyum... (Görselde gördüğünüz gibi, yeni ürünlerle beraber düzenlediğimiz rafımız çok güzel oldu yine. Enerjik olması adına, bir sonraki haftaya oraya süs götürmeyi de düşünüyorum ama bakacağız!) =)
Saat 19:00'a doğru annem aradı sonra, işimi o saate kadar çoktan bitirmiştim ve sohbet etmeye başlamıştık Serpil ablamla... Kurs yerine gelmiş ve ben neredeyim onu soruyordu. O saatten sonra çıkıp belediyeye doğru yol aldım. Yollar karanlıktı ve de hava soğuktu ama bakın buraya başıma yolumu kaybedince karşıma çıkan bir güzel ile, gecemin nasıl güzelleştiğine dair dün instagram hikayemde paylaştığım bir videomu bırakıyorum... :)
Annemin dün başladığı kursa gelince, yazdan beri yaptığımız başvurumuzda nihayet bize de sıra geldi ve annem dün yüzme kursuna başladı...
Annemin yüzme kursuna başlamasının sebebi ise benim... :) Belediyemizin yüzme havuzuna bu sene Mayıs-Haziran gibi nihayet o beklenen "engelli asansörü" kullanılır şekilde takıldı ve artık biz engellilerin de kullanımına açıldı. Ancak başvurumu yaptığımdan beri, yüzme bilen bir refakatçi ile alabildiklerini söyledikleri için, bir türlü ayarlamayı sağlayamamıştık. Babam çalışıyor ve onunla sadece karma saati olan haftasonu saatlerini kullanabiliyorum. Bu da haftasonu babamın çalışma saatlerine denk geliyor. Ailede yüzme bilen ablam ve eniştem de bulunmakta ama benim işime yarayacak tek kişi annemdi. Onun da yüzme biliyor olmasına rağmen gerek sudan korkuyor olması gerekse de kendinden biraz endişe duyuyor olmasından sebep, Ağustos sonu Eylül başı gibi yüzme kurslarına kaydını yaptırabildik...
Yüzme kurslarında sıra o kadar çoktu ki, sıra bize ancak gelebildi ve annem dün nihayet başladı. :) Yani demem o ki; annem 1 aylık yüzme eğitimi alacak, havalar yeniden ısınmaya başladığında da eğitimli olduğu için annemle gidip gelebileceğiz ve bu durum kimseye sorun olmayacak. Çok şükür ki... bu durum bir tek benim için değil, annem için de sağlıktan yana faydalı olacak. Hem fibromiyalji ve bel boyun fıtığı rahatsızlıklarına şifa olacak, hem de benim kaslarım için en verimli tedavime katkısı olacak... Malum pandemi geldi geleli, artık yazları da Antalya'ya gidemez olduk ama elimizin altında bir nimet varken kullanabileceğiz! :)
Canım annem, güzel annem ve de canım babam tabii ki. Benim için ellerinden gelen desteği veriyorlar, yaş vs demeyip kendi sağlığı için de fayda görecek elbet ama benim için de yapabileceğini esirgemiyor şükürler olsun... Yalan söyleyemem, bu cümlelerimin içeriklerinin çok farkında olarak mutluyum. İnşallah sağlıcaklı bir eğitim süreci atlatır ve bu durum ikimize de şifa olur...
Dün çok güzel bir gün geçirip; üstüne annemle de sağlıcakla eve döndüğümüzde, çok üşümüş olmama rağmen aklımda çok büyük mutluluklar vardı. Serpil ablanın kuaföründe bana ayırdığı rafın anlamının büyüklüğüne şükürle yine güzel sohbeti paylaşmanın ve annemi almaya belediyeye giderken karşılaştığım o kızla sohbetimle bugünüm bile çok ayrı! Eve çok üşümüş donmuş gelsem de, hiç umursamadım diyebilirim... :) Hele üstte videosunu bıraktığım o küçük kızla ettiğimiz sohbetin sıcaklığı hala kalbimde ve tadı damağımda! =))
Çarşamba'dan Kalanlar çok net ki, benim yüreğime çok iyi işledi ve izleri hep kalsın istediğim için de sonucunda bu yazı ortaya çıktı. O küçük kızı yetiştiren aileye, kalbine ve diline güzel bir sohbetin etkisini bıraktıkları için Rabbim razı olsun dileklerimle; Allah kızlarını onlara, onları da kızlarına bağışlasın diliyorum.
Hani hep derim ya; farkındalık oluşturmak ailede başlıyor diye. O kız buna çok net örnekti! Allahım savunduğum ve de düşündüğüm şeyi karşıma çıkardı. Dedi ki bence bana, o yoluna girmeyi ve kitlelere anlatmayı umduğun; "akran zorbalığı ailede önlemi alınıp da ebeveynlerin çocuklarına anlattığı durumu alırsa, çiçek olur bu dünya!" düşüncen tamamen yerinde! O çocuk beni akülü sandalyede gördü, ama dilinde hiç ama hiçbir ok yoktu. Gözlerinde korku değil, kalbinden gelen bir sevgi vardı. Bir gün çocuğum olduğunda böyle bir çocuğa sahip olmak istiyorum diyerek hayalini kurduğumu karşıma getirdi Rabbim!
Ona sarılsam sarılacaktı bana, bir daha geleceğimi ısrarla yinelerken gözünde tanıdık bir his vardı; o beni sevdi gözüyle ben onu sevdim gözümle ve sözleriyle hissettirdikleriyle...
Velhasıl bir gün geçti gitti, sanki içime işledi tesiri... 7 Aralık 2022 böyle tatlı sızısıyla kalsın istiyorum buralarda. :) Okuduğunuz için teşekkürlerim ve beni anladığınızın hissiyatıyla, yine görüşmek dileğimle diyorum...
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)