Bir kitap daha bitti 2 saat kadar önce. Ve etkisinde bıraktı beni. 5 gündür düşünceler aldı başını, uzadı da gitti... :)
Çok bir şey demeyeceğim, çünkü okumanızı tavsiye ediyorum daha çoğunlukla. Bir fabl tarzı kitap bu kadar düşündürür müydü bilemezdim. Ve beni kitaba iyice bağlayan bir şey oldu ilk okumaya başladığımın akşamı...
İlk başladığım gün, ayın 13'üydü. O gün denize gitmiştik. Denize girdim annemlerle beraber ve ben çıkmaya yakın dalgalar çoğalmıştı. Ben dalgayı dışarıdan izlemeyi severim, denizin içindeyken pek sevmem. Zaten o gün dalgalar yüzünden epey su yuttum. Dışarı çıkıp kurulandım, kitabımı alıp okumaya bir yandan da dalgaları izlemeye koyuldum.
Deniz temiz ve duruydu o gün. Dalgalar öyle güzel bir hal almaya başladı ki, görsel bir şölen oluşturuyordu. Sessizce odaklanıp izlemeye koyuldum. Gelen su kümesi, kıyıya yaklaştığında altında okyanusun rengini barındırıyor, yeşil bir ışık ve ardından ışık kırılmasını andıran bir görüntü sunuyor ve birden üstüne köpükleri bırakıp ihtişamlı bir sesle kenara vuruyordu... Deniz kıyısında bu manzarayı izlerken, 1 saatte 15 sayfa kadar okuyabildim. O renk o kadar görkemli bir yeşildi ki, okyanus yeşilini anımsatıyordu. Devamlı dalgaya dönüyor, ışık haznesine bakıyor geri dönüyordum kitaba...
Akşam eve gelip, duşumuzu alıp yemeğimizi yedikten sonra, ablamın Antalya'daki son akşamında yani, açtım kitabımı devam etmek için okumaya. Aşağıdaki paragraf anlatmaya yetti hissettiklerimi, sahil kenarında dönüp dönüp annemlere gösterip anlatmaya çalıştıklarımı; Sayfa 27;
Masmavi bir sonsuzluk, o sonsuzluğun üstünde pırlanta gibi parıldayan ışık taneleri, sessizce, tevazuyla yükseldikten sonra güçlü bir ses ve görkemle kırılan dalgalar...
İşte buydu gördüklerimin ve yazıya dökmek istediğimin benzeri...
Serdar Özkan ve kitabı ile tanıştığıma memnun oldum. Sanıyorum ki devam edecek okur yazar birlikteliğimiz, bundan sonrasında da... :)
Ve birkaç alıntı daha...
Sevgi tektir, iki değil. İki Güneş mi var sanki? Güneş ve onun ışığı var sadece. Güneş kendini arasın bulsun diye göndermiştir ışığını gecenin karanlığına bir süre. Çünkü bazen bir şeyin değerini anlamak için kaybetmek gerekir. Güneş aşıktır ışığına. Ama aşkın aşk olması için özlem gerekir. Aşkı büyüten özlemdir, kavuşmanın güzelliğini verense ayrılık... -Sayfa 158
Bildiğimiz bir yere giderken kendi yolumuzu, kaybolduğumuz zamansa Tanrı'nın yolunu takip ederiz. -Sayfa 45
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)