Ankara'dan Pazartesi günü Bursa yollarına düştük ve akşam haberleri başlamadan da o gün evimize girdik. Ankara güzeldi, daha önceki senelerde daha fazla zamanlar boyunca kaldığımdan sebep, bu beni kesmedi tam; her ne kadar evden hiç çıkmamış da olsam, güzeldi işte. Ruhumu doyurdum biraz Ankara'ya ve geldik nihayetinde. Ama dönmeden öncesinde bloğuma yazdığım son yazımdan sonra, buraya uğrayamadım yine. Sebebi derslerdir, A dostlar! :)
Pazartesi günü geldik, o gün yemek faslından öncesi de sonrası da elimdeki kitaba gömülmek ile geçti; Kitap, Atlıkarınca - Jelena Bacic Alimpic... (Kitap o kadar akıcı ki, dersler sebebiyle PAzartesi gününden beri okuyamadığıma yanıyorum; ki çok az kalmıştı bitmesine...) Ankara'dan geldiğimiz gün, eniştem gelip oturma-Ankara'yı anlatma-Yemek yeme faslını atlattıktan sonra, Kağanımla evlerine gittiler. Kısa bir sürelik gitmiş de olsak, bir kavuşmayı daha böylece atlatmış olduk o akşam... Bizde annem ve babamla akşamın ilerleyen saatlere doğru çay keyfi yaptık beraber. Yorgunduk her birimiz, olabildiğince erkence yattık uyuduk...
Salı günü yol yorgunluğunu biraz attıktan sonra uyanıp kahvaltı edip, hızlıca Fizik Tedavi'me hazırlanma ile uğraştım. Kağan'ı okula gönderdikten sonra, fizik tedavim de bittikten sonra derslere bir başladım pir başladım... İşte o öğleden sonrasından beri, tekrarlarla geçiyor günlerim. Zira geçmeli de, kendim ettim kendim buldum sonuçta...
Bu dönem derslerimin sınavları aynı güne geliyormuş, Salı günü girip bunu öğrenince elbet ben biraz daha stres yaptım ister istemez. Zira bu sene 5. senem ve kalan son 10 dersimi daha fazla uzatmadan vermek istiyorum.
Salı günü ancak sınava giriş belgeme bakabildim ve "kendin ettin kendin buldun be Didemim" dedim kendime. :) Kendim ettim, çünkü 2. senemin başında "yaparım" diye fazladan aldığım iki dersin, dönemlerimi uzatabileceğini tahmin edemedim. Ben kendime güvendim, iyi mi ettim ettim ama sonuçta şimdi bir günde 5 derse girecek duruma da geldim. :)
Şimdi yatmadan önce yine ders notlarımı tekrar etmeye geçeceğim ama öncesinde iki şey söylemeye geldim;
1.) Siz siz olun, siz de benim gibi "kendim ettim" diyebileceğiniz kararlar alın. Yanlış da olsa, sizin kararlarınızdan doğan yanlışlarınız olsun.
2.) Bir de mümkünse, hesaba katmayı düşünmediğiniz işleri de düşünerek kararlar alın. Yine yanlış yapacağınız kararlar alın, yanlışsız öğrenilmez bu hayat sonuçta. Ama hesabınızın bir gün gelip sizi aşabileceğini de unutmayın. Zira 2. senemin 1. döneminde ağır gribe yakalanmasa idim, o dönem sadece 5 ders değil 9 dersi de verebilirdim belki. Ama geçmişe takılmadan da yaşamak gerek hayatı. Başa gelen çekilir deyip, tekrar etmeyi ihmal etmeyeyim en iyisi. :)
"İçimden geçenleri yazmasam olmazdı"lık bir yazı idi işte bu da. Benim bu haftasonu, sadece Pazar günü sınavlarım var. 1 dersin sınavına sabah, diğer dört dersin sınavına da öğlenden sonra tek oturumda gireceğim ve bitecek... :) Gecemiz güzel geçsin, haftamız güzel bitsin. Ve benim gibi bu haftasonu Açıköğretim Ara sınavlarına girecek tüm arkadaşlarımla beraber verimli geçen sınavlarımız olsun diliyorum. Emeklerimizin karşılığını alabilmek dileğimle... :)
Pazartesi günü geldik, o gün yemek faslından öncesi de sonrası da elimdeki kitaba gömülmek ile geçti; Kitap, Atlıkarınca - Jelena Bacic Alimpic... (Kitap o kadar akıcı ki, dersler sebebiyle PAzartesi gününden beri okuyamadığıma yanıyorum; ki çok az kalmıştı bitmesine...) Ankara'dan geldiğimiz gün, eniştem gelip oturma-Ankara'yı anlatma-Yemek yeme faslını atlattıktan sonra, Kağanımla evlerine gittiler. Kısa bir sürelik gitmiş de olsak, bir kavuşmayı daha böylece atlatmış olduk o akşam... Bizde annem ve babamla akşamın ilerleyen saatlere doğru çay keyfi yaptık beraber. Yorgunduk her birimiz, olabildiğince erkence yattık uyuduk...
Salı günü yol yorgunluğunu biraz attıktan sonra uyanıp kahvaltı edip, hızlıca Fizik Tedavi'me hazırlanma ile uğraştım. Kağan'ı okula gönderdikten sonra, fizik tedavim de bittikten sonra derslere bir başladım pir başladım... İşte o öğleden sonrasından beri, tekrarlarla geçiyor günlerim. Zira geçmeli de, kendim ettim kendim buldum sonuçta...
Bu dönem derslerimin sınavları aynı güne geliyormuş, Salı günü girip bunu öğrenince elbet ben biraz daha stres yaptım ister istemez. Zira bu sene 5. senem ve kalan son 10 dersimi daha fazla uzatmadan vermek istiyorum.
Salı günü ancak sınava giriş belgeme bakabildim ve "kendin ettin kendin buldun be Didemim" dedim kendime. :) Kendim ettim, çünkü 2. senemin başında "yaparım" diye fazladan aldığım iki dersin, dönemlerimi uzatabileceğini tahmin edemedim. Ben kendime güvendim, iyi mi ettim ettim ama sonuçta şimdi bir günde 5 derse girecek duruma da geldim. :)
Şimdi yatmadan önce yine ders notlarımı tekrar etmeye geçeceğim ama öncesinde iki şey söylemeye geldim;
1.) Siz siz olun, siz de benim gibi "kendim ettim" diyebileceğiniz kararlar alın. Yanlış da olsa, sizin kararlarınızdan doğan yanlışlarınız olsun.
2.) Bir de mümkünse, hesaba katmayı düşünmediğiniz işleri de düşünerek kararlar alın. Yine yanlış yapacağınız kararlar alın, yanlışsız öğrenilmez bu hayat sonuçta. Ama hesabınızın bir gün gelip sizi aşabileceğini de unutmayın. Zira 2. senemin 1. döneminde ağır gribe yakalanmasa idim, o dönem sadece 5 ders değil 9 dersi de verebilirdim belki. Ama geçmişe takılmadan da yaşamak gerek hayatı. Başa gelen çekilir deyip, tekrar etmeyi ihmal etmeyeyim en iyisi. :)
"İçimden geçenleri yazmasam olmazdı"lık bir yazı idi işte bu da. Benim bu haftasonu, sadece Pazar günü sınavlarım var. 1 dersin sınavına sabah, diğer dört dersin sınavına da öğlenden sonra tek oturumda gireceğim ve bitecek... :) Gecemiz güzel geçsin, haftamız güzel bitsin. Ve benim gibi bu haftasonu Açıköğretim Ara sınavlarına girecek tüm arkadaşlarımla beraber verimli geçen sınavlarımız olsun diliyorum. Emeklerimizin karşılığını alabilmek dileğimle... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)