Yaklaşık 15 senedir sıkı bir okuyucu olmak adına uğraş veriyorum. Öncesinde daha çoğunlukla kütüphanelerden edinip "15 günlük süre zarfında" okuyup geri teslim etmeye uğraştığım dönemin yerini, zamanla okumak istediğim kitapları satın alarak devam ettirmeye başladım. 10 senedir kah kitaplarımı yakın arkadaşımla değiş tokuş yaparak okuyorum, kah fuarlar ve kitap satış sitelerinden satın alarak okuyorum. Bazen biriktiriyorken buluyorum kendimi, bazen de bir kısmını bağışlarken...
Son 6 senedir iki raflı bir kitaplığım vardı, orası doldukça gerçekten bir daha okumayı düşünmediğim kitapların bir kısmını hediye ederek bir diğer kısmını da bağışlayarak elden çıkartmayı uygun gördüm. Kimi zaman "Letgo"ya da koydum bir kısmını ama hiçbir şekilde oradan kitaplarımı satamadım... Bahsettiğim kitapları satma fikrine de bağışlama fikrine de, çoğu gibi başta garip baktım! Okuyup bir bağ kuruyorsunuz kitaplarla sonuçta. Hem de hiç beğenmediğiniz kitaplarla bile bir bağ oluşuyor bir süre sonra... Ama bu bağ sizi mutlu etmemeye başlarsa da, elinizdeki kitapların bir kısmı fazlalık olmaya başlıyor sonra...
Zamanla farkettiğim üzere, baktım bu iş çığırından çıkıyor. Sorunum şuydu; ne saklayabileceğim yer var, ne de buna zamanla artan bir isteğim. Daha çok kitap okumak istiyorum, her an okuduğum kitaplarıma bir yenisi ekleniyor ama yerim olmadığı gerekçesiyle de bazen alamıyorum. İşte o zaman "bağışlayabilirim bir kısmını!" dedim. Kitaplarımı önce böyle bağışladım. Ayırt ederken, yıllar yılı okumadığım ama bir gün mutlaka okuyacağım dediğim kitapları elden çıkarmamaya özen gösterdim hep. Her koşulda elimden kitap çıkarmam gerekecek olsa bile, benim hep elimde bulundurmaya devam edeceğim en az 20 kitabım bulunmakta misal! Bunların benzeri kitapları elimden hiç çıkarmadım. Misal "Kristin Hannah kitaplarım", "Adam Fawer kitaplarım", "Sabahattin Ali romanlarım", "Serdar Özkan Kitaplarım", "Bazı Tuna Kiremitçi"çok sevdiğim yakın arkadaşlarımdan gelen ve tüm sevdiklerimden gelen hediye kitaplarım" bunlar yaklaşık 50 sayıya ulaşıyor işte! :)
Bu zamana kadar bağış yapıp hediye ettiğim kitap sayısı, elimden çıkarmak istemediklerimi de geçiyor tabii ki. Zor bir karardı ama bir kısmını da satma kararını verdiğimde, ben kadar letgo'da değer verilmediğini gördüm; ikinci el kitap denilen "letgo satışlarına".
Eskimiş, çoğu sayfası kayıp kitaplar bile çok değer ediyor ve satılabiliyor iken, benim kitaplarım daha yeni alınıyor gibi temizler oysa... Letgo'dan vaz geçmem de zaman aldı ama. Birçok kez bakılıp geçildiğini görmek, pazarlık bile edilmiyor oluşunu görmek sinirimi bozdu bir süre sonra... Sonrasında kitaba ihtiyacı olan okullar, kütüphaneler ve çevre köyler için duyurular okudum. "Bağışla be Didem" dedim. Böylece şimdiki kitaplığımda bulunan kitap sayısından daha fazlasını zaman içinde bağışlayabildim... Şimdi elimde en fazla 4 koli (yayvan) kitap bulunmakta en fazla. Ben bunların ilk süreçte bir 50 kadarını yine elimden çıkartmak istiyorum. Daha fazla kitap okuyabilmek için de satmak istiyorum. Çoğu uygun fiyata aldığım orijinal kitaplar ve bir kısmının basımları bulunmamakta veya çok değişmemiş bulunmakta...
Zor bir karardı ama bloğumun adıyla açtığım instagram sayfamda, "yillargecerkendidem", satışa da çıkardım. Uygun fiyatlar olduğu için, karşı ödemeli olarak alıcılarına Ptt Kargo ile ulaştıracağım. Tabii Allah izin verirse ve talep de olursa...
Büyük bir kitaplık alıp, ömür boyu kitaplık tozu almakla uğraşmak veya annemi babamı uğraştırmak istemiyorum bu saatten sonra da. Yine küçük bir kitaplığım olsun ama içerisinde gerçekten isimlerini bir arada gördükçe mutlu olduğum kitaplarım bulunsun istiyorum... Okumaktan zevk aldığım kitaplarımı raflardan indireyim, her hafta birine ağırlık vererek "sevdiğim hikayeleri" yaşatabilmeye devam eder olayım. Bunu istiyorum, bunun için de "okuduğum ve bir daha okumayı düşünmediğim" kitaplarımdan vazgeçmem gerektiğinin farkındayım... :)
Yorumlarda görüşlerinizi duymak istiyorum. Siz koyu şekilde okuduğunuz kitapları biriktiren biri misiniz? Çoğu okumadığı halde, kitap almaktan vazgeçemeyenler de varmış; bundan bir yazımda bahsetmiştim, buna japonlar Tsundaki diyormuş. Biblomania ile karıştırılmamalı imiş, çünkü bibliomanların okuma alışkanlığı bulunuyormuş. Gereksiz kitap biriktirip istif etme durumuna Japonlar Tsundoku demişler. O yazımı burada bulabilirsiniz. Ben Bibliomani denilen durumdaydım diyebilirdim eskiden; şimdi ne onlardan ne de japonların dediklerinden değilim bence. Gereksiz biriktirme durumlarına da karşıyım birkaç senedir işte... (: Daha hiç kullanmadığım nice eşyam var, onlar için ne yapabilirim bakıyorum bu arada da. Diğer bloğum "Didem'in Gözünden"de olacak bunun yazısı da, en geç yarına... (=
Okuduğunuz için teşekkürlerimle, kitaplarımı satın almak ve daha çok okuyabilmeye devam edebilmem için bana destek olmak isterseniz; yillargecerkendidem adlı instagram adresimde bekliyor olacağım. :) Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)