Merhaba. Bu yazım adına, başlığımdaki ironiyi herkesin görebilmesini diliyorum ama biliyorum ki birçoğu bu farkındalığa sahip olmayabilir de aslında. O yüzden açılımını yapmam gerek ki; Engeliler Haftasını Kutlamak büyük bir hayaldir gerek benim ülkemde gerekse de birçok dünya ülkesinde, özellikle biz engelliler adına... :) İyi okumalar..
Senede iki kez olmak üzere, farkındalık oluşturulsun diye günler oluşturulmuş biz engelliler adına; biri 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne denk gelen hafta, diğeri de her sene 10 Mayıs ve 16 Mayıs arasında BM'e üye 156 ülkede kutlanan Engelliler Haftası. Bu zaman dilimlerinda daha ciddiyetle hatırlanmaya uğraşılan kesimiz ama aslında her sene bu zamanları geçtiğinde bize dair farkındalıkla dolu günler geçiremiyoruz aslında....
Yıl 2020 olsa da, ülkeler çapında çok geride kalmış durumundayız. İki zaman dilimi verilmiş bizlere, farkındalık oluşturulsun diye; bunun haricinde hiç farkındalık oluşturulmaya uğraşılmamış gibi devam ediyor insanlar sonra, bizi görmemek veya varlığımızı kabul etmemek adına. Ama ben bu seferlik bu konuları odak noktası almayacağım bu yazımda. Bu konulardan bahsettiğim yazılarım (bu bloğumda ve diğer bloğum Didem'in Gözünden adlı bloğumdaki yazılarım) şu aşağıdaki linklerde görüldüğü üzere;
Bir Garip Sosyal Deney ; Engellilik Ve Anonim Chat Platformları
Bir Engelli Nasıl Görmezden Gelinir... - Didem'in Gözünden
Engelliysen Kolay Değil - Nisan 2019
Engelliler De Sokağa Çıkarlar...
Gelelim önce 3 Aralık tarihinden bahsetmeye; 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, ilk olarak 1992 senesinde BM Genel Kurulu'nun 47/3 sayılı kararı ile ilan edilmiş ve uluslarlarası bir gün. O günden beri her sene 3 Aralık'ın denk geldiği hafta 3 Aralık Dünya Engelliler günü, Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerde farkındalık günü olarak kutlanan bir gün halinde...
2018 senesine kadar, bizim adımıza bir günün böyle özel ve anlamlı olabileceğini tahmin etmezdim aslında. Bana o zamana dek "Engelliler Günün Kutlu Olsun" denmesi hep garip geldi ama kimseyi kıramadım da... 2018 senesinde değişik bir durum oldu benim adıma; yaklaşık bir iki haftadır alamadığım evde terapim sebebiyle, bu bloğumda "evde terapilerimin iptal edildiğini ve tedavi alma hakkımdan mahrum edildiğimi" anlattım. Twitter'da paylaştım, instagram'da duyurdum. Madem böyle bir gün var, "gelin sesime ses olun ve lütfen bana yardımcı olun." dedim. Arkadaşlarım ve öğretmenlerimle başlayan ses duyurma maceram, imza kampanyasına dönüştü ve 4 gün içerisinde kaymakamlık bana geri dönüş yaptı. Tüm ülke çapında evde terapilerimiz resmileşene dek 1 sene geçecekti ki, o aralıkta tedavim beklemedi ve ben fizik tedavilerimi almaya devam ettim. (Ta ki, korona sebepli evlerimize hapsolana dek tabi! :))
Velhasıl bu bahsettiğim yaşanmış mucizemi, uğraşılmış ve kazanılmış başarımızı, "hiç yalnız değilmişim, benim sesime ses insanlarım buradaymış" dediğim o süreci; geçen sene 3 Aralık 2019'da tekrar anlattığım yazıma buradan ulaşabilir ve detaylı şekilde de okuyabilirsiniz... (=
Gelelim 10 Mayıs 16 Mayıs aralığında kutlanan Engelliler Haftası'na; Birleşmiş Milletler'e üye 156 ülkede aynı tarihlerde kutlanan özel hafta imiş kendisi. Benim bu seneye kadar bilmediğim özel ayrıntıları varmış üstelik, siz de öğrenmek isterseniz buradan "Engelliler Haftası - Vikipedia" sayfasına ulaşabilirsiniz... Ama oraya geçmeden önce okumaya devam etmeniz adına, meğer bu hafta adına belirlenen 7 başlık bulunmakta imiş; her gün okullarda birine odaklanılsın ve engellilik konusu işlensin diye...
Öte yandan benim bu yazımda bahsetmek istediğim konu şu ki; bulunduğumuz konumlar itibariyle, engelliler haftasının kutlanabilmesi gibi bir mevzu söz konusu değil. Kutlanacak bir şey varsa eğer, orada iyilik güzellik olmalıdır; eksiksik bir yaşam mesela, (konumuz gereği) engellilerin zorlanmadığı bir toplumsal hayat mesela...
Farkındalık günü olması adına ise benim gibi hiçbir engelli söz etmeyecektir bunun dışında da, senenin geriye kalan günleri ve haftalarında farkındalığın yarı yarıya sürebiliyor olması şartıyla!
Sizce, herhangi bir hastalık veyahut engellilik hali içeren bir durumun, senede bir kez dahi olsa kutlanabilmesi mümkün müdür?
Misal şahsım adına, şahısların bana içtenlikle söylediğini düşündüğüm "kutlu olsun" mesajlarına alınmıyorum da; herhangi bir kurum, başkanlık veyahut büyük bir birimin başındaki bir devlet adamının "Haftanız kutlu olsun" demesi ağrıma gidiyor yıllar geçti geçiyor olsa da... Çünkü yıllardır, toplum olarak bir yıl içerisindeki toplumsal farkındalığımızı bu bahsettiğimiz tarihler haricinde göremiyoruz nasılsa...
Engelliler Haftasını Kutlamak çılgınca geliyor işte... Özellikle de insanlarımızın en basitinden toplumsal alanlardaki asansörleri, otoparklardaki engelli yerlerini kullanmaktaki düşüncesizliklerini gördükçe. Veya engelli kaldırımlarına arabalarını koyan insanlarımızın, eşyalarını koyan dükkan sahiplerinin ve birçok bizi dışarıda görmenin gereksiz göründüğünü belirten, suratımıza veya farklı görünen uzuvlarımıza görünen insanlarımızı gördükçe; "gerçekten engelliler haftasını kutlamak isteyecek kadar, varlığımızdan mutlu musunuz?" diyesim geliyor... :)
Üst paragrafta, söylemek istediklerimi tam ifade edebilmiş olmanın mutluluğuyla devam ediyorum ki; bu haftayı farkındalıkla geçirebilmek adına 10 senedir bilinçliyim bence ben de. Engelli bir birey olsam da benim de bu özel günle tanışmam gibi bir durum o zaman söz konusu olmuştu çünkü 10 sene önce... Daha o zaman ayakta idim, engel durumum bu kadar ilerlemiş de değildi üstelik. Bu yazımın fotoğrafları, o kutlama yaptığımız günden, 09.05.2009...
O gün ceket içerisinde özen göstererek giydiğim kahverengi elbisemle, rehabilitasyonumuzun hazırladığı etkinlikte okumak üzere kompozisyonumla gitmiştim. Konuşmamı yaptıktan sonra sahneden inmeden önce, bana bir çiçek sunmuştu; ciddi anlamda güzel bir şey yaptığımı ve orada bulunan herkese bir farkındalık kazandırdığımı hissettirmişlerdi...
Bugüne dek, katıldığım en güzel "Engelliler Haftası" etkinliği idi. Bana destek veren annem, fizyoterapistim ve lisedeki sınıf arkadaşlarım, kurumun aile birliği üyelerine o günü güzel hatırlamamı sağladıkları için teşekkür ederim... O gün için benden yazmamı rica ettikleri o kompozisyon için pek çekingen idim başta ama iyi ki kabul etmişim diyebiliyorum şimdi. Önce bana sormuşlardı, ama annemin de "Didem güzel kompozisyon yazıyor" demesi esas cesaretlendirmişti beni. Dilerim kendimi her yaşımda iyi anlatabildiğimi hissetmeye devam ederim...
O etkinlikteki kompozisyonum başlangıcı şöyle idi;
"Engellerimiz değil burada bulunmamızın nedeni. Engellerimizden doğan yaşama tutunma çabamızdır neden."
Bizi tek bir hafta veya bir gün hatırlamayın; ben ve arkadaşlarım senenin her günü engellerimizle yaşıyoruz, bunu unutmayın.
Beni iki hafta boyunca farketmeyin varsın, ama tüm sene farkında olduğunuz kesim olalım; alışkanlıklarınızda bizim alanlarımızı korumak olsun, çevrenizde bizi görebilecek alanlar olması gibi istekleriniz olsun.
Hayatlarımız bir tek günden ibaret değil, karşılaşmasanız da çocuklarınız varlığımızdan haberdar olsun; ki bizi gördüklerinde korkmak değil, farkındalıklarıyla huzurlu olmak kar kalsın onların da yanına... "
Şayet beni buraya kadar okuduysanız, son cümlem de şudur ki; işte bu şartlar altında "engelliler haftasını kutlamak" diye bir cümle kurulabilir bizce de, hayal olmaktan veya büyük bir ütopya olarak görülmekten çıkar bizim gözümüzden de o zaman... :) - Sevgilerimle...
Not;
Bloğuma ilk defa geldi ve bu yazım sayesinde ilk defa karşılaştıysak, "Ben Didem Köse, hayat deneyimlerimi paylaştığım bloğuma hoşgeldiniz." Bloğuma bir Kas Erimesi hastasının hayatı nasılmış diyerek de bakabilirsiniz, okudukça beraber eğlenebilir ve yorumlarda da fikirleşebilir tanışabiliriz. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere, Sevgilerimle... (:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)