23 Mayıs 2020 Cumartesi

Bedensel Engelim ve Normalleşme - 23.05.2020



Koronavirüs süreci başladı başlayalı çok şey değişti hayatımda, misal sanıyorum en uzun aralıksız tedavi almadığım zaman dilimini yaşıyorum; rehabilitasyonlar da kapandı kapanalı. Ben eski düzenimi, fizyoterapilerimi, fizyoterapistimi ve derslerimin sonrasında rahatlayan kaslarımla hissettiğim mutluluklarımı çok özlüyorum şimdi…

Koronavirüs ile mücadele etme sürecimiz, tüm dünya ile beraber ülkemizde de başladı başlayalı normalleşme çabaları başlayana dek sesimi çıkarmayı uygun görmedim bu konuda. Öyle ki, zamanı elbet gelecek diye ben bile sabırla bekledim. Fakat bugün bir özel eğitim uygulamaları içerikli bir eğitim haberleri yapan bir sayfada gördüğüm soru altındaki yorumlar, beni suskunluğumu bozmaya itti… Çünkü bir paylaşımın altındaki yorumlar o kadar anlayışsız bir dil ve de dalga içerikli ki, çok yazık valla!



İlk öncelikle konuma giriş yapmadan önce, kendi durumumu belirtmek istiyorum… Biliyorsunuz artık, bilmiyorsanız da yeni gelenler için yineleyeyim; Ben Kas Erimesi Hastasıyım, yaklaşık 21 yıldır. Bu 21 yılın son 14 senesinde düzenli fizik tedaviye başladım, öncesindeki senelerde de düzenli olarak annem yaptırıyordu hareketlerimi. Biz Kas Erimesi hastalarının tedavisizliğe tahammülü yok. Ben belki de şu içinde olduğum yaşımda hastalığımın durumu itibariyle iyi durumdayım, en azından kontrol altındayım biraz daha. Ama bizim hastalığımızda biliyorum ki işler şu an hiç bu kadar basit değil aslında…

Yaklaşık 11 hafta oldu, fizik tedavi almayalı. En son fizyoterapistimle fizik tedavimi 13 Mart 2020 Cumartesi günü yaptık ve o gün bugündür de sabırla beklemeye çalışıyorum; ama fizik tedavisiz geçen günlerim aslında pek de güzel geçmiyor... Hareketlerime devam ediyorum, gerdirmelerimi yapmak için gayret gösteriyorum, yememe içmeme dikkat ediyor ve ağrılarıma kafayı takmamaya uğraşıyorum… Belki en fazla iki günüm rahat geçiyor, sonraki günler hep ağrıyla. Sırtım belim, boynum ve bacak kaslarım derken; pasif gerdirme alamadığım her gün, fizyoterapi yapmadan geçirdiğim her hafta, eziyet oluyor bir anlamda. Ama içim içimi kemirse de, kaslarımı geliştirerek kazandığımız yollardan bir bir geriye gidebiliyor olduğum aklımdan çıkmasa da; kendimi sakin tutmaya ve bu süreç geçene kadar kaslarıma hareketi unutturmamak kadar, moralin de iyi geleceğini unutmamam gerektiğini unutmamaya uğraşıyorum. Sonuç olarak, birçok fizik tedaviye ve özel gereksinime ihtiyaç duyan ben gibi hastaların şu an zor duruma düşmeye başladığını biliyorum. Hep dua etmeyi sürdürdüğüm gibi, burada da yinelemek isterim; Allah yardımcımız olsun cümlemizin…

Bugün anlayışsızlığın nasıl canımı yaktığına gelsin mevzu; hiçbirimiz normalleşme konusunda bizler için de planlamalar yapılmasını istemekten geri duramayız, bu bizim hakkımız. Öncelikle bunu hiç unutmasın isterim insanımız… Fakat bugün o bahsettiğim facebook grup sayfasında bir kadın naçizane şöyle soru sormuş; “Arkadaşlar kesin kurumlar ne zaman açılacak?” Bu normalleşme beklentisi size üstte anlattıklarım çerçevesinde anormal geliyor mu? Bir virüsün etkisinde, en tehlikeli grubun bizler olduğunun farkında da olsak; yaşam kalitesi git gide düşen, ağrılarından ve katettiği yolları kaybettiğinden sebep, bu virüse daha çok yenik düşebilecek bünyeye sahip bizler, soru sorduğumuzda alaya alınıyoruz insanlarımız tarafından…
Bu bahsettiğim sorulara cevaplar şöyleydi; “Bıkmadınız bunu sormaktan!”, “Virüs var virüs, ne rehabilitasyon açılması”, “bekle sen bekle, yarın açılıyormuş.” Bunları okuduğumda seviye ve anlayış sıfır, dedim. En tehlikeli yerler olarak, klimaların içinde bulunduğu Avm’ler açılabiliyorsa; ticaret kapılarına herkes akın edip para harcayabiliyor ise, benim bizim tedavi aldığımız, güç toplayabileceğimiz sağlık kurumları neden açılamasın? Cidden soruyorum, bu kadar anlayışsız ve lakayt davranabilmeyi nasıl başarıyorsunuz!
Bu soru ve cevaplarının hemen üstünde bir paylaşım vardı, biri şöyle yazmış; “Kaç aydır ders yok, elim ayağım titriyor ne olacak bu durum. Açılmasın diyenlere soruyorum!” demiş biri. Buyrun buna sizler cevap verin? Açılmasın diyenler, buyrun…

Demek istiyorum ki; hiç kimse, bizler kaslarımız eklemlerimiz ve sinirlerimiz olduğunca harap olmuşsa da, tedbirsiz bir açılış olsun demiyoruz. Ama Koronavirüs adına, durumlar iyiye gidiyor ve her alanda normalleşmeler sürebiliyor iken; denetimler altında, hijyen koşulları ile “tam kapasite olmasa bile!”, olabildiğince uygun şekilde rehabilitasyonlar açılsın istiyoruz… Avm’lerin açılmasına destek verileceğine, siz insanlarımız “nasıl daha fazla bir arada kalabiliriz” diye düşünmeye başlamışçasına bir araya gelmek yerine; tedbiri bizler için de elden bırakmayın mesela. Avm’lerin açılmasına verilen destekler gibi, bizler de hijyen desteğiyle tedavilerimize kavuşabilelim. Dediğim gibi, tabii ki koşullar normalleşme çatısında devam edebiliyorken…

Açılmasın diyenlerin; fizyoterapi almazsa kasları veya sinirleri büzüşecek, nefesi daralacak, katettiği yollardan 2-3 kat geriye gidecek herhangi bir engel veya hastalıkla baş edip etmediği veyahut böyle bir yakını olup olmadı da araştırılır umarım! Şayet ilerleyen zamanlarda öyle bir durum söz konusu olursa diye açılmasın diyenler arasında, bahsettiğim kurumlarda çalışıp da işini önemsemeyen bir sürü kişi vardır eminim. Ama bizim kurumlarımızda bir o kadar bizlerin halinden anlayan çalışanlarımız da var! Onlar da bizler gibi, hastalıklarımız ilerlemesin, alacağımız nefesler bize daha fazla eziyet etmesin ve azalmasın diye, alınması gereken tedbirler için ellerinden geleni yaparlar; eminim. Elbette bizler de, 2,5 aydır nasıl dikkat ettiysek ayakta ve hayatta kalmaya; işte o kadar dikkat ederiz, fizyoterapi alabilmemiz için yeni düzende alınması gereken tedbirlere…

Son olarak diyeceklerim şunlardır; dün akşam yaşadığım ağrıların en şiddetlilerinden bilmem kaçıncısını yaşadım, ödüm koptu yine atak geçirdim diye! Hayatta kalabilmek ve bu kaslarla kaliteli yaşamaya devam edebilmek için, öyle yapmam gerekiyor ki; o ruh haline kapılmamak için, moralimi sağlam tutmaya çalıştım o kötü halimde yine. Bir bataklığın içinde iken bataklıkta olmadığınızı hayal etmek ve siz bataklığa gömülüyormuş gibiyken bunu umursamamak o kadar zor ki! Dilerim kimse yaşamasın ama ne olur az biraz halden anlayın! Sözleriniz diken dolu olmasın, küçümsemesin, delip geçmesin yürekleri. Biz zaten kendi içimizdeki dikenlerle öyle bir savaş halindeyiz ki, bizler için bir şeyler yapılmasına öyle çok ihtiyacımız var ki; bunların her birini anlatmak zorunda bırakmayın bizleri…

Okuduğunuz için teşekkürlerimle… :)

Not; o bahsettiğim gönderi ve yorumlarını bu öğlen “Rehabilitasyonlar normalleşme sürecinde ne zaman açılacak?” diye bakarken Google aracılığıyla bir sayfada rastlayınca okudum. O paylaşım ve yorumların ekran görüntülerini burada da paylaşmak üzerine almıştım ama isimleri silmesi şu an için zor geldi. Son anda buraya eklemekten vazgeçtim. İsteyen olursa ekran görüntülerini atabilir, sayfaya ve gönderi altındaki yorumlara yönlendirebilirim. Ben paylaşsam da paylaşmasam da, ispatlamama gerek duymadan aynı yöntemle sizin de bulabileceğinize eminim. Bu tarz yorumlardan, anlayışsız fikirlerden öyle çok var ki; inşallah bir gün bulması en zor gönderi biçimleri olur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...