Bir an geliyor, halin durumun değişiyormuş. Tüm haftayı kalabalıklar arasında, kendimizi bulmaya veya kaybetmeye odaklarken; birden kendinize getiriyormuş ve sudan çıkmış balığa çevirebiliyormuş zaman bizi; ölüm ve yaşam arasındaki boşluktan çıkar çıkmaz, alışmışlıklarımıza dönüşlerimizle...
Ne diyorum değil mi? Öyle bir hafta geçti ki, dolu dolu ve epey sıradışı; bugün garip bir boşluğa düşmüş hissettim kendimi, evimizde 1 haftayı geçirdiğimiz dayımları yolculadıktan sonra. Olduğum yerde oturdum kaldım bir süre falan. Bu sefer ki durum apayrı idi, sanki hepimiz için halamız bugün yeniden ölmüş gibi...
Ama öğrendim çokça bu hafta boyunca aynı zamanda ve bunları düşündüm tüm gün boyunca da...
İnsan hüzün içerisinde hayatın gerçekleriyle karşılaşırken, kavuşmalar içerisinde nasıl olduğuna şaşırdığı mutlulukları da yaşarmış. Bunların içinde bocaladım durdum düşüncelerimle; belki de bu sebeple tüm haftanın ve anların her birinin tadına doya doya daha da çok vardım...
1 hafta boyunca, eve gelen gidenin arasında Antalya'dan gelen dayımlarla ve dostum Meromla beraber dolu anlar geçirdim. Çok şükür... Hepsi heybeme dolduruldu yine tarafımdan. Bugün sabah erkenden kalkıp onları yolculadıktan sonra; Evin boşluğu odamın boşluğu kadar sarsmadı belki de. Ama varlıklarının somut ve soyut her yere sinmiş olduğunu görünce yeniden kendime geldim odamda. Nasıl bir hismiş, böyle anların sonrasında farkına vararmış insan. Bir an herşey rüya gibi geldi bir süre sonra yine gerçekliğin kavuştu. Bir küçük paket bile; uzak-yakın, buradaydı-gitti olgusunu kavratıyor ve kalan ayrılık kabullenmeme olgusunu bitiriyormuş...
Merom, İncim, Kağanım, Gizemim ile odama hayatımıza olduğu kadar anı bırakmışız yine. Gitmeleri gelmeleri değildi önemli olan, gidip gelinse de gelinmese de irtibatı kesmemekti. Somut anlar soyut anları besliyordu, uzak kaldığımız sonralarda avunmalarımızda... Can bedenden çıkmadıkça anılar biriktirmeye devam edilecek, hayatlarımızda ellerimizin somut ve soyut varlığı sürecek, sevgimiz yer almaya devam edecek böyle inşallah. Talihsiz bir olayın sonucu idi bizleri kavuşturan bu sefer ama olması gerekeni kabullenmeli ve yaşamalıymış yine de insan...
Bunlar tüm hafta boyunca, dünyanın gerçeği olan ölüm olgusunun varlığının daha belirgin olduğu anların hüzünü içinde daha da iyi öğrendiğim ve deneyimledigim tüm şeyler idi işte... Merom, Gizemim, dayımlar ve tüm aile üyelerimiz dostlarımız, iyi ki vardılar. Varlıkları öyle iyi geldi ki... Gerçeklii olgusu, gerçek dostluk ve gerçek yaşam, böyle anlarda daha iyi kavranıyor ister istemez...
Mutlu bir yeni haftaya olsun, kalabalıkların kısa da olsa alışmışlık kazandırdığı varlığından sonra; size, bize, cümlemize. Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)