29 Yaşımla merhaba, dün 28'i de geride bıraktım. Yıllar Geçerken dedim diyeli, daha çabuk geçiyor sanki. Ya da yazılara bağladım hayatımı da, bana mı öyle geliyor. 29 yaşımda da gurur duyduğum noktam şükür ki, hala yazmaya devam ediyorum ve bu durumun beni beslemesine izin veriyorum... İyi ki... :)
Dün diğer doğum günlerimden farklı bir doğum günü geçirdim; daha çok kendimi dinlediğim, daha çok sakin kaldığım ve de "yeni yaş" kavramının ayrımına iyice vardığım... Sevdiklerimin mesajlarıyla başbaşa gibiydim. İyi ki varlar, iyi ki doğdum dedim. :) Bir gün öncesinde, Pazar gününde ailecek kestiğimiz pastamızla (ablamın beklemediğim şekilde aldığı en sevdiğim pasta ile) küçük kutlamasını yapmıştık 29'umun ve o gün tutmuştum doğum günü dileğimi. O yazımı burada bulabilirsiniz... =) Tekrar teşekkür ederim, ablama ve ailemin her bir üyesine; çok şükür varlığınıza...
Düne gelince; 29 yaşımın ilk gününün çoğunluğunda, ders çalıştım. Bu sene E-KPSS çalışmalarımla da geçiyor günler ve hiç aklıma gelmezdi esasında bu yaşımda bu sınava hazırlanabileceğim. Ama ne yapacağı belli olmuyor işte hayatın... Bir yandan ders çalışırken diğer yandan da gün boyu 28 yaşımın şanslı geçen günlerini düşünerek geçirdim. 29 yaşım için kafamda güzel umutlar biriktirirken, sevdiklerimin "yüzümdeki gülümsemeyle dolu bir yaş" dileklerini okudum.
(Her sene bu durumdan hoşlanıp hoşlanmadığımı düşünüyorum, ama sonra her seferinde gün boyu o mesajları okumaktan apayrı bir zevk aldığımı hep farkediyorum. Bu sene de böyle oldu...)
Öğlen klasikleşmiş "doğum günü pozlarımı" verdim kendime yine, üstte gördüğünüz üzere. Öyle gelenekselleştirmişim ki bunu, kendi kendime gülümsemek öylesine hoşuma gidiyor işte. Bir yaş daha aldım, büyüdüm ve büyüttüm kendimi dercesine... Gururlu, umutla, sevgimi her defasında kendime döndürürcesine. Üstteki fotoğraflarım da böyle "iyi ki varım, iyi ki doğdum" dediğim fotoğraflarım. Önce kendime, sonra da sizlere umut aşılasın diye...
28 yaş şanslarla umutların yerlerini bulmasıyla geçmişti; girişten bir eve çıkmamız, bir kez daha teyze olmam (Defne Deniz'imin hayatımıza katılması <3), İş girişimlerime gerçekçi atılımlarım, yazarken yok denecek kadar çevreyi düşündüğüm ve sırf kendi istediklerim doğrultusunda yazmalarıma devam ettiğim ve esaslı gerçeklerimizi gördüğüm bir yaş. Teşekkür ediyorum önce rabbime, sonra ailemin her bir üyesine ve aileme eklenen can bağımız olan sevdiklerime, sonra da farkındalıklarıma çokca sahip çıkmalarıma... Ben yine çok sevdim kendi yaşımı ve daha bir sahiplendim kendimi. Şükürlerim hep bunlara...
29 Yaş'a gelince; umut dolu beklentilerim var hala, ama artık beklentilerin her ihtimaline de açık olmayı ihmal etmiyorum aslında. Beklentileri yüksek tutarak yaşanmıyor biliyorum, bu insanı daha çok köreltiyor ve de yanıltıyor... 29'umda buna çok fazla sığınacağım, "ne beklediğim, ne istediğim, ne de korktuğum şeyler bende var olacak"; hayat sürprizler, beklenmedikler ve bazen de seçeneksiz gidişatlarla dolu olmaya devam edecek. 29'umda tüm çelişkilere, tüm isteklerime ve tüm hayallerime daha fazla sarılacağım yine; ama bir o kadar da "olmazsa olmaz" diye tüketmeyeceğim kendimi, hiçbir şey için işte...
29 yaşım için hayatımda, sevdiklerimi ve sağlığımızı istiyorum yine; hayallerimiz de, gülüşlerimiz de bir arada var olsun istiyorum bir de. Çiçekler açtıran bir gülüşe sahip olduğumu ve bu umut dolu gülüşü hep devam ettirmemi isteyenlere teşekkürlerimle, o gülüşümle size de umut aşılamaya devam edeceğime dair sözüm var... :)
29 yaşımdan büyük bir umudum var, sağlık alanında "kas erimesi" hastalığımızın tedavisi çok iyiye gidiyor ve ben 29 yaşımın içindeyken "Gen Terapisi" sağlık sektöründe tedavi olarak kullanılacak diyorlar. 29 yaşımdan en büyük beklentim bu ama bu beklentiyi dağlar kadar yapıp hayal kırıklığına uğratmayacağım. Her türlü ihtimali kendimde saklayacağım, inanın ki... Daha çok çabalamayı sürdürürken, o güzel gelişmenin bir yerden bizlere ulaşmasını umutla bekleyeceğim işte... =))
Dün doğum günümde aldığım hediyelerden biri, en sürprizinden "yengem, dayım, kuzenim, dostum Merom ve can teyzemin" gönderdiği çiçeklerimin kartında; "Gönlünde açan çiçeklerin hiç solmadığı bir yaş dileğiyle..." diyorlardı. Sözümdür, gönlümde açan çiçeklere ekleme yapan sevdiklerimin sözlerine değer vermeyi sürdürecek ve modumu düşüren hiçbir şeye itibar etmeyeceğim... Çok büyük sözler vermiyorum bu sefer kendime; yanımda olanlara sahip çıkacak, hayatımda olmasını istediğim gelişmeler için çalışmalarıma daha çok odaklanacak, daha çok yazıp, daha çok okuyup, daha çok üreteceğim. Bu beni motive etmeye devam edecek, batıran bitiren her ne varsa; kendimi tedavi etmelerimle unutmayı 29 yaşıma bir borç olarak ödeyeceğim. Bu benim yeni yaş sözüm olsun... (=
Ailemdeki her bir büyüğüme layık bir birey, biricik yeğenlerime iyi bir teyze olmak için; içimdeki en iyi Didem'i kendime ve hayatımıza sunmak için, 29'umda umut etmeye gülmeye, farkındalıklarıma ve sevdiklerimin bana açtıkları gönüllerine karşılık vermeye devam edeceğim...
Hoşgeldin 29'um; gülmeye, umut etmeye, umut aşılamaya ve beklentilerin değil, sadeliklerimin dünyasına... =) Ben bana bize yeterim yine... Gülüşlerimize, umutlarımıza sağlıkla; nice beraber yaşlarımıza olsun diliyorum....
Gerçekten buraya kadar okudunuz mu bilmiyorum? Söz 29'umda daha çok içerik üretmeye de devam ediyor olacağım, bu sıra azıcık duygusalım. Ama buna ihtiyacım var olsa gerek! Dönem dönem ihtiyaçlara destek vermek gerek... :) (Buradaki instagram postumda başladım, şükürler ve teşekkürlere; doğum günlerim beni böyle yapabiliyor işte!)
29 yaşımda öğreneceğim, farkına varacağım, güleceğim güldüreceğim ve yaşayacağımız nice güzel günlerde görüşmek üzere...
Sevgilerimle... =))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)