Bir Pazar gününün daha bitmesine yarım saat kala yazmaya başlıyorum yine bugün. 22.10.2017-Pazar gününün notlarını yazamadan edemedim bu sefer de... :)
Bu sabah bir eksik ailecek başladık güne, ablamlarda kahvaltıyla başladı haftanın son günü bizde. Gecesi zorlu uyku süreci ile geçen bir Cumartesi gününü daha geride bırakmış ve zor uyanmıştım güne ben... Babam 8-4 mesaisinde olması sebebiyle evde yoktu yine. Annem eniştemin gelip bizi alacağını, kahvaltıyı ablamlarda yapacağımızı söyledi. Ben kalkıp hazırlanana dek eniştem geldi zaten... Hiçbir şey yapamayacağımın bilinciyle sakin bir Pazara adım atacağımı bilerek gittim ablamlara böylece...
Ne ders çalışabildim, ne de kitap okuyabildim gün boyunca. Akşama dek internete bile bakmadım bugün. Kahvaltıyı ablamlarda yapmadan önce Kağanımla iskambil kağıtlarıyla pişti oynadık önce, kahvaltı sonrasında da pişti oynadık bolca. Kaç sene oldu bilmiyorum tabi pişti oynamayalı. O yendi, ben yendim ve her birini kabullendi kuzum; büyüyor ve yenmek-yenilmek kavramlarını da içine sindirebiliyor artık... :) Artık bazı belirtileri büyüyor olduğuna yorabiliyor olmak da bu aralar beni daha da mutlu ediyor...
Ablamlarda kahvaltı+çay keyfi ile bol sohbetle başlayan Pazar günümüz, akşamına bizim evde devam etti. Mantı açıldı bizim evde bugün. Yıllar sonra yeniden annemle mantı başına geçmek çok garip ve nostalji dolu geldi... Babamın işten gelmesi ile onu da devreye soktuk önce. Babama kesilen mantı hamurlarına benimle beraber kıyma koyma görevini verdik, sonra beraber de kapadık. İki pazı hamurunu, bu görev dağılımı eşliğinde bitirdik; annem hamuru açtı, kesti, babamla biz kıymaları dağıttık ve anneme yetişip kapatmaya da yardım ettik...
Sonra ablamlar geldi, önce ablam sonra ısrarlar sonucu eniştem devreye girince; Kağanımla babam salona oynamaya, bizse mantı başında son iki pazıyı yapmaya devam ettik. Eniştem bu sefer babamın yerini aldı, o da kapatmaya çalışsa da başarılı olamayanlardandı henüz. Belki bir dahaki denemelerde başarılı olabilirler babamla... :)
Tüm bu son iki pazı sırasında da üstteki görüntüler ortaya çıktı işte. Yıllardır hamur açmayan eniştem bir ara devralmaya çalıştı hamuru annemden; biraz unuttuğunu ama çok özlemiş olduğunu söyledi, evlenmeden önce yufkacıda çalışmış bir süre. Esasında epey maharetli olduğunu birkaç sene öncesinden biliyorum işte ben de, annemle el açması börek yapmışlardı bir seferinde...
Velhasıl, Bir Pazar'ı daha ailecek geçirmenin güzelliği saklıydı bu Pazar'da... Hepimizin elinin değdiği haliyle, bu sefer sadece ablam ve annemin değil, hepimizin emeği vardı yemeğimizde... :)
İmece usulü mantı yapma esnasında, eğlenceli zamanlar geçirdik bu pazar. Ailecek yapabilmek bunları acayip hoşuma gitti. Güldüm, güldürdüm ve derken İmece usulü yapılan yemekten iki tabak yemenin hüznünü taşıdım biraz akşamında. Güzel biten akşamı, daha güzel yapan ise bir çabayı daha görmek idi; Merom ile konuşamıyorduk ne zamandır ve görüşebilmek bu akşamın en güzellerindendi yine. Bir pazar bitti; günü imece usulü idi, gecesi sohbetler ve birlikteliklerle geçti.
Nicesi olsun dilerim hepimize...
Şimdi güzel bir hafta daha başlasın, o da güzel bitsin. Sevgiler ve umutlar hep baki olsun, bir de birliktelikler; yardımlaşmalarımızın bolluğuyla, sevdiklerimizin hep yanımızda olduğu günlerle olsun günlerimiz. Sevgilerimle, mutlu haftalar olsun hepimize... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)