Antalya'dan Merhabalar. Dün (14.07.2017- Cuma günü) Gemlik'ten yola çıktık ve nihayet yeniden Antalya'dayız. Bu sene geçen seneye nazaran biraz daha geç geldik ve biraz daha az kalacağız; sebepleriyle ve de kadromuzla belirtiyorum bu durumu da bu yazımda... :)
2012 senesinden beri yeniden Antalya'ya gelmelerimize ve senenin 1-2 ayı dedemin ve dayımların yanında kalmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu sene Antalya'ya gitme durumumuzun iptali bile söz konusu idi ve babam işe girdiğinde iptal edilebilecek konumda iken, eniştemin yıllık iznini alabileceği konusu açılmıştı oturduğumuz yemek masamızda. Antalya'daki dayım ve yengem de bizde idi İncimiz ile beraber, bu dediğim konuşmalarımız bundan 2-3 hafta kadar öncesindeki Suna ablamın düğünü sırasındaki toplaşmalarımıza denk geliyor...
Nasıl olur, ne zaman yola çıkarız, yapar mıyız yapamaz mıyız derken; dün yola çıktık ve dün akşamdan itibaren yine Antalya'da dedemdeyiz. Yolculuk gayet güzel geçti, belki biraz uyku problemi çektik ama onun haricinde gayet iyiydik. Babamı çalışıyor olması dolayısıyla uzun zamandır ilk kez ardımızda bırakıp annemle beraber uzun yolculuğa çıktık. Kadromuz; şöforümüz eniştem, onun yanında annem, arka koltukta ise ben ve yeğenim Kağanım şeklinde idi.
Antalya'ya sohbetlerle ve yine hit parçalardan oluşturduğum arabanın flash belleğinde beğenilmeyen müziklerimle geldik. Beğenilmese de genel itibariyle, gelene dek dinlenildi ama! Neyse... :)
Yola çıkmadan önce ablama uğrayıp, yeğenimin kimliğini aldık ve yola revan olduk; ki uğradığımız yerler bunlarla da bitmedi tabii. Birkaç yol üstünde durduktan sonra İnegölden sonra yola Afyona dek devam ettik. En son Afyon'da bir yemek molası verip yola yeniden koyulduktan sonra saat 20.30 sularında dedemlerin kapısının önüne vardık. Yorucu bir akşam ve sıcak geceye henüz alışamamışlığımızla uyuduğumuz yorucu uyku ile geçirdik dün geceyi, ta ki sabah esintisi çıkana dek. Sabah çok rahat uyuduğumu hatırlıyorum ve o esinti hala da devam ediyor üstelik.
Antalyanın sıcağı beni etkiliyor mu derseniz, iyi bile geliyor. Ben sıcağa tutkun biriyim, en fazla az biraz geceleri uyumamaktan şikayet duyduğum oluyor; o kadar... Sıcağı sevmemden ötürü, dün akşam geldiğimizde sıcakla karşılaşan annem ve eniştem gibi "bu ne ki?" dedim. Yeğenim de benim gibi, en fazla terliyoruz biraz o kadar. Soğuklar daha zorlu imtihanlar benim için, sıcaklar cennet gibi; kaslarımdaki rahatsızlıklara iyi geldiğinden de sebep tabii ki... Benim kaslarım da sıcağa tutkun.. :)
Dün arka koltukta bu bıdıkla yolculuk yapmak daha güzeldi geçen senelere göre. En azından artık ben uyuyorsam uyandırmayabiliyormuş, onu öğrenmiş olduk bu sefer. 1,5 saat boyunca uyumuşum Afyon'dan sonra. Afyona dek de 1,5 saat kendisi uyumuştu öncesinde. Velhasıl büyüyoruz; Kağanımla Antalya'ya yaptığımız ilk yolculuktan, dünkü yolculuğa dağlar fark var şükür ki... :)
Dediğim gibi, ilk atağımdan sonra ilk defa babamsız bir yolculuğa çıktık ve haliyle başarabilecek miyiz her anlamda diye o da biz de endişe dolu idik... Korkumuz en çok eniştemin beni taşıyıp taşıyamayacağı konusunda idi; Antalya'ya varıp ilk defa eniştem beni bir merdiveni -dedemlerin evinin bir katını sırtında çıkardığında- anladık ki o da ben de güçlenmişiz. Benim değil onun güçlenmiş olması büyük şekilde görünürdü ki, biz Serhat abi ile ilk atağımı geçirdiğim 5 sene öncesinden bu seneye dek "Annem, ablam ve babamla yürüdüğümüz gibi" yürüyemiyorduk. Bir güçsüzlük söz konusu idi yani.
Serhat abim bu sene spora gitmeye başladı başlayalı, iş hayatında da epey adapte olabilmiş konumda. E bana gelince de, ben bu sene geçen senelere göre daha iyi hareket kabiliyetimi artırabilmiş ve kaslarımı güçlendirebilmiş konumdayım şükür ki... (Anlatamadığım birçok konu varken, buralardan başlamam da müthiş de mi... Neyse, Hayat Hikayem serimde bir ara anlatmadıklarıma da girmenin sırası gelecek bir gün inşallah.) :)
Eniştem ile de annem ile de olabildiğince durumları toparlayabiliyoruz yani şimdilik. En korktuğumuz başlangıçta, dedemlerin kata geldiğimizde çıkmamız gereken merdiveni nasıl çıkacağımızdı. Onu da şükür ki hallettik. Birkaç güne kadar da denize girip çıkabilmeyi deneyeceğiz. Denize girmesi neyse de, çıkması acayip zorlayıcı bir olgu. Dilerim kolay olur da, hareketsiz kalmam ve deniz tedavimi bu yaz da alabilirim. Zira birçok kez bahsetmişimdir, denizde olmak benim için en iyi tedavi yöntemi...
Velhasıl Antalya'dayız yine. Yorgun geçen bir günün gecesinde yattık dinlendik, esaslı olarak sabahında güzel bir uyku çektik ve de yeniden Antalya'ya alışma safhalarını atlatıyoruz bugün. Henüz Meromu ve yengemleri göremedik, yakın zamanda görüşeceğiz Meromla da yine inşallah... Sağlık olsun da inşallah, sağlık haberleri ve mutlulukla görüşelim inşallah.
Sizlerle de yine görüşmek dileğimle ve de sevgilerimle... Antalya sıcak değil, siz sıcağı sevmiyorsunuz! :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)