16 Haziran 2021 Çarşamba

Arınmalarla Dolu Maratonlar - Haziran 2021

 

Haziran 2021, Arınmalarla dolu başlangıçlar içerir oldu benim için. Bir önceki yazımda, daha Mayıs'ın son günü başladığımız Zayıflama maratonumuzun başladığını söylemiştim ya burada, o maratonun ikinci haftasının son günü bugün. "Bana güzel bir uyku düzeni ile yediğim her şeyden yeniden tat almayı öğretti bu maraton." :) Önerimdir ki; şayet hayatınızda yolunda gitmeyen bir şeyler varsa, çok basit gördüğünüz düzensizlikleri sağlıklı rutin düzenlerinize dönüştürmeyi deneyin. Gerçekten işe yarıyor, iki haftadır kendimi yeniden "daha fazla işe yarar, daha enerjik ve hayatını yoluna koyabilir" halde görüyorum... :)) 

Bir yazıma daha hoşgeldiniz; ben Didem, 1,5 haftalık aranın ardından döndüm yine blog alemime... =)


Farmasi girişimcisi olduğumu ve bu alanda son 5 aydır başarıyla ilerlediğimi biliyorsunuz artık... :) Çok şükür işler yolunda gidiyor, sağlık hayatımı bile düzenliyor yeni iş hayatım... Sağlık düzenimizi Farmasi Ekibimizle yeniden birlikte ele almaya karar verdiğimiz grubumuzu oluşturduğumuzda, benimle ilgili konuştuğumuz ilk konu "Lifli beslenemediğim gerekçesiyle olduğuna karar verdiğimiz bir açlık problemimin olduğu idi". Bu durumu konuşmadan önce, fizyoterapistimle de konuştuktan sonra "Lif İçeren Takviye" kullanmaya karar verdim ve siparişimi verdim. Sanıyorum son aylarda verdiğim en güzel kararlarda üst sıralarda yer alır. :))

4 Haziran 2021 gününden beri kullanıyorum ve o günden beri kontrol edemediğim, bitiremediğim, beni perişan eden bir açlık krizi yaşamadım. Meğerse benim ihtiyacım buymuş da, ben bilememişim resmen!

Farmasi'ye girdiğimden itibaren, kullanmam dediğim ilk takviye idi Lif Takviyesi. Çünkü sebebim vardı; ben suda eriyen vitamin ve minerallerin tadını hiç sevmem. Midemi bulandırır hepsi ve benim suda eriyen Lif takviyemiz için de bu tarz bir önyargım vardı. Sonra eğitimlerde söyleyenler ve kullanıcı memnuniyetleri bunun aksini söyledikçe; bir de benim kullanmamı gerektiren ihtiyaç dolayısıyla sağlığım tehdit edilince, "Tamam, alıyorum." dedim ve aldım.

Yorumumu yapayım; zerre kadar mide bulandıran bir içeriği yok çok şükür. 12 gün oldu ben kullanmaya başlayalı bugün, "acaba alışkanlık yapar da tadı kötüleşir mi birkaç gün sonra" demiştim ama hala kolaylıkla içiyorum çok şükür. Hiçbir tadı yok, boş su içiyorsunuz işte. 12 gündür gereksiz açlık çektiğim durumlarım bitti, doyduğum noktalarda durabiliyorum ve artık kan şekerim düştü gibi bir mevzum olmuyor! :) Lif kullanmaktan çok memnunum ve hem lif ihtiyacımı karşılamaya devam edecek hem de doyuruculuk özelliği sebebiyle zayıflamamama da yardımcı olacak umarım. Kullandığım ilk gün kullanım videosu çekmiş ve içmiştim, IGTV videosunu hazırlayıp İnstagrama atmıştım; o videoma buradan ulaşabilirsiniz... :)

Bu arada bizim Farmasi Nutriplus Lif Takviyemizin kutusunda, 60 stik formunda şaseli lif paketi bulunuyor. Günde sabah ve akşam yemeği öncesi olmak üzere iki kere kullanıyorum, çünkü bu şekilde düzenli kullanılmasını öneriyoruz. Fayda görmeyi sürdüreceğime can-ı gönülden inanıyorum... Bir ay bittikten sonra tekrar almayı düşünüyorum ve en az 3 ay bunu devam ettirmeyi düşünüyorum. :) Sipariş etmek veya üye olup benim gibi indirimli almak isterseniz, bana mail adresim üzerinden ulaşabilirsiniz. =))


Geçen hafta nicedir odamı toparlayacağıma dair girişimimi yeniden gerçekleştirebildim. Kitaplarımın bir kısmını yine bağışlamak üzere ayırdım, 1 senedir kullanmadığım ne varsa ya attım ya da elden çıkardım. Derken ben kendi kendime yine bir rahatladım... :)

Eskiden bir iki şeyi ancak elimden çıkartabiliyordum. Benim için o kararı vermek zorlu idi. Ama şimdi kullanmasam da benimle durmasına alıştığım notlarımı da çıkarabilir ve bu kararı bir an önce verebilir hale geldim. (7 aydır beklettiğim gerçeğini görmezden gelin lütfen!)

Bir sürü kağıt çıktı, bir sürü gereksiz eşyalar ve her defasında nedenini anlamasam da, kendimi kandırmalarım yoktu bu sefer... Ekpss 2020'ye hazırlanırken tuttuğum notlarımı, kağıtlar için geri dönüşüme attırmak şartıyla elimden çıkardım misal. Kitaplarımı bağışladım ve epeydir bu kadar elimden kitap çıkarmadığımı farkedip kendimi iyi hissettim. Benim okuduğum ve bir daha okumayacağımı düşündüğüm kitapları elimde tutmamın bir gereği yok zira! 

İçinde bulunduğumuz zayıflama maratonu gereğince, gün içerisinde bir kez kahve içiyorum ve sade kahve içemeyen ben çok güzel bir alışkanlık kazandım. Hayatımda içemediğim kadar Hindiba kahve içer oldum. Filtre kahvede de, benzerlerinde de acı bir tat ve mideyi yakan bir durum var ya; işte bu kahveyi içince öyle bir durum olmuyor şükür ki. Artık sade kahve içebiliyorum ben de ama Hindiba Kahve olmak şartı ile... Zira denedim, Türk kahvesini içtiğimden sonra hala midem ağrıyor ve klasik kahveyi de sade içemiyorum. Onlar benim için sütlü olmalılar, midemin ağrımaması ve bir 5-6 saat kadar acı çekmemem için! Acı Kahve içemeyenlere, ısrarla Hindiba Kahvemizi öneririm; böyle bir içim rahatlığı ve iyi hissettiren sadece kahve daha yok bence... :)


Siparişleri beklemek kadar, onları açmak ve de fotoğraflayarak videolayarak İnstagram Reels yapmak da benim için bu sıra ayrı bir arınma türü oldu. Fotoğrafları ve videoları, yaşadığımız dönem gereğince çekiyoruz; ama onları paylaşarak bir işe yarar hale getiriyoruz ya hani, bence bu da yeni dönemde üretmenin bir parçası... Tabi dozları ayarlamak ve plan programla hareket etmek gerek yine de!

Eski paylaşım yapmalarıma, yeni düzenlerle geri dönüş yaptım yani kendimce. Bu durum her şeyi ama her şeyi saklama isteğime ve de kendime saklama ihtiyacıma önlem oldu aslında. Kendime aldığım notlarımı da hikayelerimde paylaşır, kimse yazmasa bile birilerine ulaşabilir olmaya çalışır halde olmak iyi geliyor. Olabildiğince çok paylaşım da yapıyorum yine ve hiç yapmam dediğim "Reels ve IGTV hazırlamalarına" da girişir oldum bu sıra... 

Misal şu üstteki resimlerin yer aldığı Reelsimi de buradan ulaşarak izleyebilirsiniz, ben izlemenizi çok isterim... :))

Bence insanın kendini aşması, kişiyi mutlu hissettirdiği sürece iyi bir şey. Ben bence kendimi aştığım o çizgideyim. Sadece garip bir şekilde içinde bulunduğum birçok hali daha önce yaşamamış olduğumdan ötürü, zaman zaman rahatsız ve de benim için uygun değilmiş gibi hissediyorum hala. Gereksiz kuruntularımı bir durup düşününce, "Hayır ya, ben büyütüyorum. İşte bak mutluyum!" diyorum ve kendime gelmeyi başarıyorum yine. Geçen sene bugünlerde, böyle durumlar olacağına dair hiçbir beklentim yoktu. Ama umudum hiç bitmedi doğrusu, inancım da umudum da iyi ki vardı! Allaha güvenim sonsuz, bugünümüze çok şükür... (:


31 Günlük Mekik maratonlarımı hatırlıyor musunuz? 2,5 sene öncesinde yapıyordum sıklıkla. En son geçen sene senede bir kez yapıp, bir daha da yapmamıştım ki; "madem bir zayıflama maratonuna başladım, bunu bir mekik ile de hem sıkılaşma hem de kaslarımı ekstra çalışma olarak destekleyeyim!" dedim...

İyi ki yeniden başlamışım, bugün itibariyle 28. Günüm ve ben nefes açısından da bir kerede çekebildiğim mekik sayısı itibariyle de baya başarılı durumdayım... =))

31 günlük mekik maratonunun bendeki kuralları çok basit; o gün yazan mekik sayısını ya ikiye bölerek ya da bir kerede, tercihinize göre mutlaka çekiyorsunuz. O gün çekemedi iseniz eğer, ilk günler telafi etmeniz şart değil (alışana kadar). Ama sonrasında 15 günü geçtikten sonra, unutsam bile ertesi gün telafi etmeye çalışıyorum... :)

Bu maratonun günlüğünü de, bloğumun instagram adresinde -yillargecerkendidem- arşivlenmiş şekilde paylaşıyorum. 31 günlük bitene kadar devam. Bir dahakinde sıfırlayacağım yeniden paylaşacağım işte. Öyle düşünüyorum. 31 günlük maratonum bitsin, bir hafta dinlenip kalan günlerde devam edeceğim... (:



Kitap okumaya dönmek çok zor oldu ama bu ay döndüm sanıyorum ki... Senenin dokuzuncu kitabı oldu Goblin; aslında geçen ay yarım bırakmış ve tamamlayamam diye düşünmeye başlamıştım. Bir günde karar verip yeniden elime aldım ve bitirdim. Kararım hala aynı gerçi, hikayenin bütünlüğünün ve inandırıcılığının olduğunu düşündürmüyor bana kitap. Dizisini izleyeceğim, bence o beni inandırır. :)

Mayıs ve Haziran katalog incelemelerle geçti, geçiyor; üstteki katalog resimleri geçen haftanın sonuna doğru katalog üzerinde çalışmalar sırasından. Bu işin içinde olmak iyi hissettiriyor kendimi. Açık davranmam gerekirse, kendim gibi sabırlı ve çalışmaya hevesli kişiler bulmaya hevesliyim. Herkesin sabırsızlandığı ve kolay para kazanmayı arayışları içerisinde, emeğin değerinin umursanmadığı dönemde yaşıyor olduğumuzu hala kabul etmek istemiyorum. 

Karşıma çıkan çoğu kişi, "çabuk olmuyor, daha öğrenilmeden ve benimsenmeden sıkıldıkları, denemeden pes ettikleri için" anlaşamıyor konumda oluyoruz. Soruyorum size, kolay iş diye bir şey var mı? Öğrenmeye hevesli olursanız ve denemeye gerçekten gönül verirseniz o iş değil midir kolay olan? Bildiğinizi kolay görmez misiniz? İşte Üzücü olan bu ki, denemeden olmayacağını iddia edenler çoğunlukta. Dilerim karşıma çıkar ekip arkadaşlarım, en hayırlısıyla...



Arınmalarla Dolu Maratonlar; öğretiyor, eğitiyor ve de beni iyi yönde etkiliyor işte bu sıra. Yazımda gördüğünüz gibi, okuduğunuz gibi; sadık okuyucularım var bence, az ya da çok görüyorum onların sayılarını yazı yazınca mutlaka. Sizin maratonlar nasıl, bir terslik var bu işte deyip kesin kararlarla dolu arınma maratonları başlattınız mı? 

Benim son 17 gündür çok güzel bir karar verip sürdürdüğüm bir maratonum daha var mesela; mutlaka 12den önce yatakta olmak, telefonun internetini belli bir saatten sonra kapatıp uyumak ve bir de artık hep 9.30'da uyanmak... İşte biraz da bu düzen düzeltti benim son günlerimi...

Haziran çok iyi geldi geçiyor, size de iyi gelsin inşallah e mi! :)

Sevgilerimle, görüşmek üzere... =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...