2017-2018 Eğitim-Öğretim yılının başlaması ile Kağanım da anaokuluna başlamış oldu bu sene. Maşallah, artık resmen okullu olma yolundayız artık çok şükür... :) 2 sene kreşe gitmiş olmasından sebep olsa gerek, endişeleri olsa da adapte olması kreş dönemine göre daha iyi oldu. Şükür ve maşallah ki, Anaokulu dönemine de eriştik. Bu yazı, uyum haftasından itibaren alıştırmaya çalıştığımız bu dönemi hep hatırlanmak için yazılıyor tarafımdan... :)
İlk gün biraz "korkuyorum" lafları ile dolu idi sabah Kağan. Bizi Yalova'ya tedaviye götürmek üzere evden alan servisimiz Kağan'ın okulunun başlamasından 1 saat önce geldiği için, yeğenimi akrabamıza bırakıp gitmek durumunda kaldık. Ama atlamadan telkinlerimizi ve öğütlerimizi belirtmeden gitmedim o sabah. Korkusunun belirsizlikten olduğunu biliyorduk, biz bile bu yaşta yeni ortamlara girerken tereddütlü oluyoruz.
Bu fotoğraf, uyum haftasını saymaz isek ilk gün yaptıkları boyama etkinliğinden... :)
Pazartesi günü Yalova'ya gitmeden önce kahvaltı sonrasında, ilk okul günümüz için konuştuk biraz. O gün okula gideceği aklına geldikçe sık söylediği cümle şu oldu; "Öğretmenimi sevdim ama okumaktan korkuyorum. Ben okuyamamam ki şimdi.." Hissettiği korkunun sebebinin, belirsizlikler karşısında ne yapacağını bilememek olduğunu biliyorduk birkaç gündür. Ona tekrar bunu anlatmaya çalıştım,
"Kreşte ne yaptı iseniz, bir benzerini bu okulunda da yapacaksınız. Henüz okuma yazma öğrenmek yok Kağancım." dedim.
Az biraz ikna oldu, ama "Şimdi gidip ne yapacağım ben orada?" dedi bu sefer de.
"Anaokulu okuyacaksın, okumayı da seneye öğreneceksin." dedim.
"Nasıl yani?" diye sorunca anlatmış bulundum. "Seneye birinci sınıfa geçeceksin, okuma yazmayı o zaman öğrenmeye başlayacaksınız." "Sonra da ikiye mi geçeceğim?" diye sordu. Tabii ki iki rakamını sevdiği için gözleri parlayarak. :)
"Aynen öyle dedikten sonra saymaya başladık beraber, "Sonra 3, sonra 4..." diye 16'ya kadar. "Ta ki 16'ya kadar Kağancım..." dedim en son.
Uyum haftasına da pek katılamadı kuzum belki de bundandı tereddütü daha çok... Ama şükür ki atlattık, bol bol konuşarak... :) Uyum haftasında bir tek Cuma günü gidebildi arkadaşlarıyla ve öğretmeniyle tanışmaya kuzumuz. Cuma günü öğretmen ve arkadaşları ile tanışmış da, nihayet çok da sevmiş öğretmenini. Anneannesine şöyle demiş o gün, "Anneanne korktuğum gibi olmadı, oh öğretmenim kızmış ve çok da güzelmiş." :) Öğretmen önemli mesele, hele ki Kağan gibi az biraz detayları düşünen bir çocuk ise; daha da önemli mesele...
Babam geçen Perşembe (14.09.2017) okula götürmüş, eline poşetini tutuşturup sınıfına bırakmak üzere ama dediğim gibi uyum saatlerini yanlış bildirmişler yetişememişti ikinci sefer kuzum. Madem geldik okulunu iyice tanısın, diye okulu gezmişler beraber o gün. Atatürk'ün sözü ile oluşturulan şu köşede fotoğraf çekmiş babam yeğenimi, yukarıdaki resimde; "Yalnız tek şeye ihtiyacımız vardır, çalışkan olmak." yazıyor panoda...
Hangi öğretmenim söylemişti hatırlamıyorum ama ortaokulda iken bir öğretmenim; "çalışkan olmaya devam edersek, bize hiçbir şey olmaz." demişti bize bu söz üzerine. Küçüktük ama kalmış aklımda, unutmamışım. Hayatının her anında çalışkan olur ve sorumluluklarını bilir yeğenim de umarım... Çalışkan olmak fayda verirmiş çünkü insana ve yormaz "çalış" lafını duymak kadar insanı...
Kağanımın evdeki resmi de 18 Eylül 2017'den, diğerleri ise bir önceki Perşembe gününden... Bu aralar parmaklarıyla iki hareketi yaparak poz vermeye yine epey meraklı. En sevdiği rakamın iki olmasının etkisi elbette ki büyük bu durum içerisinde... :)
Bu aralar biraz Altınova takıntımız var, bu yaz Antalya'daki tatilimizde metro duraklarından en sevdiği durağın ismi. Bir de Yalova yolu üzerinde de görünce Altınova'yı, artık Kocaeli ve Altınova ismini sayıklayıp durur oldu iyiden iyiye... İlk Anaokul günü sabahı bana şunu dedi en son Kağan, beni en şaşırtan ve en güldüren de bu konuşmalarımız oldu;
"9. yaşımdan sonra Altınova'da okuyacağım ben o zaman. Ya da Kocaeli'de."
"Tamam üniversiteyi orada okursun olur mu Kağancım?"
"Olur. Üniversiteyi Kocaelide okuyacağım."
Ben kanatlanıyorum bu sözlerden sonra tabii ki, kuzum daha şimdiden plan program yapıyor. Gelecek adına planların hep sağlam olsun, hayatını şekillendirebileceğin kadar çalışkan ve ayaklarının üzerinde kararlı dur Küçüğüm. Seni seven ailen ve bizler yanında olmaya devam edeceğiz, Allah izin verdikçe... Allahım gönlüne göre verir inşallah yeğenim.. =)
Allahım tüm çocuklarımıza zihin açıklığı versin ve de sağlam kararlar alıp yollarını çizebilsinler. Gönüllerince mutlu yaşasınlar inşallah... Allahım isteyen herkese de yeğen sahibi olmayı ve bu güzel günleri yaşamayı nasip etsin. Eğitim öğretim yılı tüm öğrencilerimize hayırlı olur umarım. Sevgilerimle... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)