Geçtiğimiz Pazar günü (04.06.2017) 10'uncu ders dönemimi de bitirdim Açıköğretim Lisans Sosyoloji bölümümde... 2012 senesinin Eylül ayında bu bölüme başlarken "Bu bölümü de tam zamanında bitiririm." diyordum, oysa hayat bana sürprizler hazırlamış bile... Bir ders dönemini daha bitirmek bu kadar mı rahatlatırdı? Öyle bir rahatladım ki Pazar günü öğleden sonraki dönemin son sınavlarından çıktıktan sonra... O günün notlarıdır bu yazı da işte, Bir Sınav Haftasonundan Daha Kalanlar yazısı. :)
Yeşilin İçindeydik...
Üstteki resimler, Pazar gününün öğleninden... Bu dönem sınav yerim, Uludağ Üniversitesi'nin İlahiyat Fakültesi'ndeydi. Bu dönemki her sınavımda oradaydım. 2 sene kadar önce yine orada sınava girmiştik babamla beraber, bu sefer annem de yanımızdaydı... Gelgelelim oranın yeşilliğini gerçekten seviyorum. Bu seferki gittiğimizde çevre düzenlemesi de tamamdı. Sabahki tek dersimin sınavına girdim-çıktım ve öğlen 14.00'daki 4 derslik sınav oturumum için beklemeye koyulduk ön tarafında; annem, babam ve ben... İlerleyen saatlerde babam gazete aldı, annem arabada babam yanıbaşımda gazete okumaya başladılar, bense ders notlarımı tekrar etmekle meşguldum... :)
Güzel bir öğle vakti geçirdik yeşilin içinde. Şehrin içinde o kadar çok yeşili unuttuk ki artık, burasının da şehir içinde olmasına rağmen şaşırıyor insan. 2 sene kadar öncesine kadar bu fakültenin ön tarafından Bursa'yı seyretmeye kalkıştığımızda daha çok yeşil görmüştük babamla. Şimdi mi? Yeşil Bursa diye bir şey kalmadı diyebilirim size içtenlikle, her yer bina.
İnanmaya devam edelim ki, çevre bu gidişe dur deyip kendini yenilesin; yollardan ve taşlardan ve de evlerin olmadık köşelerinden kendisini doğurmaya başlasın. Yoksa insanoğlunun doyacağı yok binaya, yola ve de tüketim kültürüne...Okulun bulunduğu yer ve baktığı yer, Bursa'nın Nilüfer semtinin mahallesi Fethiye... Bursa'nın güzel yerlerinden, benim en sevdiğim semt Nilüfer açıkçası; gerek sanata ve eğlenceye önem vermesi, gerekse de yapılanması açısından...
Sınavlarımdan bahsedecek olursak;
Bu dönem girdiğim dersler, bu dönem adına kalan son 5 dersimdi. Şayet sonuçlar beklediğim gibi gelirse, bir daha ki seneye bu döneme dersim kalmamış olacak ve de okulum bitmiş olacak... Sadece ilk dönem 5 ders için sınavlara gireceğim. Bu senenin derslerine başlarken 14 ders kaldı demiştim en son, umarım bu dönem sonu sınavları açıklandığında da 5 ders kaldı diyebileceğim... :)
Pazar günü sabahı Endüstri Sosyolojisi dersimin sınavına girdim, 09.30'da; bu dönem bu dersi ikinci kez alışımdı. Bu sefer oldu galiba, ara sınavı gibi dönem sonu sınavı da güzel geçti ve umarım ara sınav sonucu gibi dönem sonu sınavının sonucu da güzel gelecek... Öğlene dek, okulun önünde oturduk; ben akülü sandalyemde, annem ile babamda arabaya aldığımız pufta dönüşümlü olarak oturduk.
Derken; o yeşillikler arasında 4 dersin sınavına tek bir oturumda girecek olmanın stresi ile ders tekrarlarımı yaptım. Tekrarları da, sınava girdiğimde derslerin sorularını da yetiştirdim. Medya Sosyolojisi dersi hariç diğerleri (Din Ve Toplum, Suç Sosyolojisi, Türk Sosyologları) epey iyi de geçti. Şimdilik tek yapılacak şey beklemek... :)
Umuyorum ki sonuçlar beklediğim gibi gelir. Malum; emin olmadığınız soruları boş da bıraksanız, sınav esnasında olan oluyor (4 Yanlış 1 Doğruyu götürüyor ya, sanki yanlış yapmak insanlara özgü bir şey değil de bir hata imiş gibi!). Sınav sistemimizi zerre sevmiyorum, ezberci eğitim olması ve harfi harfine aynı fikirleri sizden istemesini yok sayamıyor insan. Oysa öğrenmeyi öylesine çok seviyorum ki, keşke sınavlar bu kadar tek düze ve ezberci olmasa!
Sınav Sonrası Farkındalığım Oldu Bir De Yine;
Pazar günü sınavlara girmek için fakülteye gidene dek ara sıra da olsa hissettiğim şey, kendimi ders çalışırken ara sıra istemsiz soktuğum stresli hallerimdi. Bir bitse de rahatlasak halleri, ders çalışmalardan tamamen değilse de bu sınav stresinin gereği sıkı çalışma hallerinden bir an önce kurtulmaktı derdim içten içe... Sonra, sabah sınavıma girip çıktıktan sonra yine bir güne odaklanma, yapabileceğime ve yapmak istediğime inanış ve sınav esnasında yapabildiğimi gördükçe kendimi mutlu hissetme evreleri gerçekleşti sırasıyla...
Sınavım bitti; bir dönemin daha bittiği düşüncesiyle cevap anahtarımdaki ve de soru kitapçığımda işaretlediklerimi kontrol ettim, görevli öğretmenlere teslim ettim ve sınıftan çıktım. Size o rahatlamayı tam olarak kısaca şöyle anlatabilirim; henüz çalışamayan ben için, bu çok güzel bir doyumdu. Buna ihtiyacım varmış dedim resmen. "Geçmiş olsun" diyerek selamlayan sınıftaki ve koridordaki görevli öğretmenleri selamlayarak çıktım akülü sandalyemi kullanarak.
Annem ve babam arabada idi ve onlara doğru okuldan çıkıp ilerlerken soracakları şu soruya vereceğim cevabımı düşündüm; "Sınavın Nasıl Geçti?" Çok şükür güzel geçmişti. Annemler beni görene dek tuttum da kendimi, biraz arabaya yaklaştığım esnada onlar da beni gördü ve gülümsememi salıverdim onlara. Onlar sormadan önce ben cevap vermiştim bu sefer. "Gülerek geliyor, iyi geçmiş demek ki." dediler birbirlerine gülümseyerek...
Sonra arabaya binmeden önce anlattım onlara da üzerimdeki rahatlığı; "her şey bitmeye yakın bir nebze verdiğin emekle mutlu ederken hüzünlendiriyor da aynı zamanda" diye düşündüm kendi kendime... Arabaya bindik, tekrar sordular tekrar anlattım. Ağacın altında durduğumuz için öğlen, kafamdan çıkan minik bir örümceği biraz korksam da üfleyerek nasıl yolladığımı anlattım. Büyüyor muyum ne? Kalp krizi geçirmem gerekirdi oysa benim?! Sadece biraz ürküntü ve akşam eve dönene dek kaşınma yaşadım o gün epeyce. Eve gelince de lavaboya eğilip kafamı olabildiğince karıştırdım ve o hissiyatı da geçirebildim biraz...
Yavaş Yavaş Bitiyor Bu Da Yani İşte...
O gün yine klasik Avm gezimizi yapıp yazın Annemin kuzeni Suna ablamın düğününde giyinmek üzere düğünlük kıyafetlere baktıktan, ihtiyaçlarımızı alıp eve döndükten sonra da o doyum vardı üzerimde. Şimdi hala yorgunluğum olsa da, o doyum benimle. Düğün için ise kıyafetlerimizi hala almadık ama fikirlerimiz oluştu en azından...
Değinmek istediklerim şunlar; bir ders dönemimin ve hatta bir okulumun daha bitiyor olmasına seviniyorum. Çünkü kendime ve hayatım adına güzel amaç edindiğim bir hayalime daha kavuşuyorum, lisede iken okumak istediğim ikinci bölüm dalımdan birini daha bitirmek üzereyim; Sosyoloji-Psikoloji idi o dal. Asıl doyumum bu işte...
Ve artık bundan sonrası adına fikirlerim de netleşmeye başladı; artık bir işe girme zamanımın geldiğini düşünüyorum ve bundan sonra da eğitim hala hayatımın bir köşesinde olmaya devam etsin istiyorum. Ama bu sefer, ezberci sınav sisteminin hakim olduğu şekilde değil. Epeydir beklediğim; sınav sisteminden uzak, istediğim gibi öğrenme ve bu öğrendiklerimin hayata uygulaması kolay olan cinsten. Dil öğrenmelerim mesela, enstrüman çalmayı öğrenmeler ve bilimum kursların sırası geldi bence.
İşte yavaş yavaş amaçlarıma ve de hayallerime bir kez daha kavuşuyorum. Gün gelsin dediğim aşamaları tamamlamayı görebilmeyi de nasip etsin rabbim hepimize. 10. ders dönemimi de bitirdim, AÖF Sosyoloji bölümümde. Hayırlısı bitirmeye ve de yeni planlara olur inşallah önümüzdeki senelerde...
Sevgilerimle. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)