Bir önceki yazımdan sonra, bloğuma yeniden dönüşümü adlandıran bu başlığım çok yerinde oldu; "Yazacaktım". :) Malum yine gece vakti yazıyor iken, Gece Kuşu'ndan Notlar olsun dedim yine. Yazmayı çok özledim, yeniden hoşgeldim. :))
*
Önce yeni evimize geçtik, bir hafta oldu ki babamın bilardo turnuvaları için Antalya'ya gittik geldik; derken Şubat'ta bitti işte, Mart'tan Sevgiler öncelikle... (:
Ben her ne kadar çok yazmak istesem de, gerek çok yeni değişimler ve de gelişimler yaşıyor iken gerekse de bu değişimin şartlar anlamında her şeyin üst üste gelmesi ile yazmak kısmet olmadı hemen...
Ben her ne kadar çok yazmak istesem de, gerek çok yeni değişimler ve de gelişimler yaşıyor iken gerekse de bu değişimin şartlar anlamında her şeyin üst üste gelmesi ile yazmak kısmet olmadı hemen...
Yeni evimize 4 Şubat akşamı yerleşik anlamda geçmiştik, sonra hızlıca gelişmeler takip etti. Gelen gidenlerimiz, yeni evimizde ihtiyaç duyduklarımız, hastane kontrollerimiz, Ekpss başvurum, bu başvuruyu ve değişimi sindirmem, eve alışmamız ve bilumum şükürle dolu hisleri kucakladığım süreçler; yaşadık yaşıyoruz şükür...
Şubat 2020'yi Antalya'da bitirdik ve geçtiğimiz pazar günü de döndük. Antalya'da yine günlerimiz dolu dolu geçti sevdiklerimizle şükür ki. Babam bilardo maçlarında iken, beraber vakit geçirdik kuzenimle dostum Meromla, dayım ve yengemle. Üstteki kolaj fotoğraflarda Antalya Şubat 2020 anıları bulunmakta...
2020 Şubat'ta Meromla örgü ördük bol bol, 2018'de küçük başlangıç yaptığımız örgüyü ilerlettik dostum adına da. En çok benim için eşsiz bir anı oldu, hobimi beraber yaşamak güzeldi dostumla. Ortaklaşa becerisini ortaya çıkardık; yapamayacağına o kadar ikna etti ki beni, çabucak öğrenip kavrayınca şaşırdım bile :) Sonuç olarak orada bulunduğumuz sürede, hayırlısıyla yakın bir zamanda doğacak diye beklediğimiz yeğenime ördüğü çocuk atkısını bitirdi de getirdim yanımda. Ponponları dikilsin, buraya eklerim de...
Yetti mi, yetmedi tabi. Annem şalların kenarlarını işlerken, yengem de eşlik etti bize 3-4 gün içinde bir bere boyunluk da o ördü. ✌ Örgü kardeşliği Antalya'da sürdü de sürdü yani... :)
Sonra benim için uzun zaman sonra ilk olarak tekrar gerçekleşen bir anımız oldu beraber, sinemaya gittik 3 ana ve 3 kız olarak; Eltilerin Savaşı idi o film, ki ben çok gitmek istiyordum. Bir beraber keyifli anımız daha oldu beraber. :) Film çok güzeldi, beraber izlemek de daha güzeldi işte...
Kuzenimizle oyunlarımız, gece gündüz okuma hallerimiz ve her birimizin birbiriyle eğlence halinde atışmaları. Antalya bu sefer de güzeldi yani, Bursa soğuklarından da kaçtık ki, şu sıra en ihtiyaç duyulanlardandı. :) Antalya'daki sevdiklerimize selam olsun, bir dahakine dek özleşeceğiz yine; nice anılara hazırlanıyor olacağız inşallah...
**
EKPSS;
EKPSS;
Antalya'da iken Ekpss'ye çalışmak üzere kitaplarımı aldım sonra. Geldim geleli de ciddi halde çalışmaya fırsat kolladım kendimce ve bugün de çalışmaları ciddiye aldım başladım. Ev internetimiz hala altyapı eksikliğimiz sebebiyle bağlanamadı burada, kitaptan çalışmam gerekti bu yüzden; ki sözel açısından zorlanmayacağıma eminim ama bugün anladım "matematik konusunda" daha da paslanmışım. Elimden gelenin tüm gayretle çalışmaya başladım velhasıl... :)
Ekpss'ye başvurabilmemde bu sene girişten bir eve taşınmamızın etkisi hakim. Hiç aklımda yoktu çünkü, böyle bir eve taşınmadıkça ne bir işe girebilir haldeydim ne de herhangi bir kursa gidebilir. Fakat şimdi girişten bir evimiz mevcutken, imkanlar dahilinde çalışma fırsatım da var, nasipse engelli kpss'yi kazanıp yakınımda bir yerdeki kamu dairesinde çalışabilme fırsatım da... Çünkü şimdi beni engelleyen apartman içi asansöre ulaşana dek 18 merdiven yok; girişi düz bir evde beni durduran sorunlardan biri silindi gitti şükür. Önümüzdeki süreçte seçenekleri deneyerek, yapıp yapamadığımıza şimdi bakabileceğiz... (:
Ekpss'ye başvurabilmemde bu sene girişten bir eve taşınmamızın etkisi hakim. Hiç aklımda yoktu çünkü, böyle bir eve taşınmadıkça ne bir işe girebilir haldeydim ne de herhangi bir kursa gidebilir. Fakat şimdi girişten bir evimiz mevcutken, imkanlar dahilinde çalışma fırsatım da var, nasipse engelli kpss'yi kazanıp yakınımda bir yerdeki kamu dairesinde çalışabilme fırsatım da... Çünkü şimdi beni engelleyen apartman içi asansöre ulaşana dek 18 merdiven yok; girişi düz bir evde beni durduran sorunlardan biri silindi gitti şükür. Önümüzdeki süreçte seçenekleri deneyerek, yapıp yapamadığımıza şimdi bakabileceğiz... (:
İnternetin olmayışı pek bir sorun değilse de, bilgisayardan yazamıyor olmak bana garip geliyor hala. Özellikle Antalya'dan döndük döneli mobil interneti bilgisayarda kullanmak gibi bir hata yapıp, en basit tıklamaların büyük verilere sebep olduğunu öğrendikten sonra daha temkinli davranmaya çalışıyorum. Şu 4 gündür de bu bahsettiğim konuda başarılı sayılabilirim. :))
***
İnternetim bu haftalık yok ama mobil internet kullanımı konusunda epey akıllandım. Ablamlardan gelmeden önce edindiğim dizi film stoklarım da henüz kolay kolay bitmeyeceğinden, bir sıkıntı da yok aslında bu konuda. Bazen internet gerektiren işkemler konusunda sıkıntı olur oldu ise de, 5 güne o da atlatılacak. Not düşelim buraya; internet altyapısı olmayan yeni binaya taşınmak ve onu beklerken bir şey yapamamak zormuş. Türk Telekom duy sesimizi, onay almışız bağla lütfen İnternetimizi! :/
Ekpss'ye çalışıyorum dedim ya, öte yandan da instagramdaki örgü hesabımızı aktif tutmaya çalışıyorum. Gel gelelim internet yokluğunda, o durum da duraklar oldu ama sağlık olsun diyoruz artık. Zamanla olacak bir şeyler yine... :)
Evimizin birkaç tadilat problemi var, yeni de olsa müteahhitten hatalı ev içi ufak tefek sorunlar hakim. Ama Antalya'ya gitmeden öncesinde haber verdiğimiz ustalar, maalesef hafta başından beri gelmediler. Umuyoruz ki hafta sonuna gelecekler! Buraya da şunu not düşelim; hala usta çağırdıktan sonra gününde geldiklerini görmek, çok düşük bir ihtimal imiş. Bir önceki evimize ilk taşındığımız yıllardaki gibi, usta çağırıyoruz ama bir türlü gelmiyorlar.. Ertelene ertelene bakalım bunlar ne zamana gelecek... ;)
****
Bu yazımın son konusu, 10a ait... 10 sene geçti, Allahımızın hayatımıza soktuğu bir kulunu gerçek dünyasına alışının üzerinden. Küçüktük dostumuzdu hani, bu bloğumda kaç kez bahsettim ya ondan. 10 senedir bahsetmekten de alıkoyamıyorum hani kendimi... Sanki bahsetmez isem de anılara ve Allaha ihanetmiş gibi.
Ölümle ciddi anlamda karşılaştığımı düşündüğüm iki ya da üçüncü seferdi sanırım. Ama en derinden sarsanı idi şüphesiz. Senenin her bu günlerinin olduğu zaman diliminde, Allahın biz kullarına sunduğu gerçekliği anıyorum artık bir de; bir varız, bir yokuz. Bir gün bizler de birilerinin anılarına hapsolacağız, dilerim dostumuz gibi güzel anılır ve hep sevgiyle hatırlanırız cümlemiz...
Senenin her günü hatırlar da, bir gününde ayrı hatırlarmışsın meğer. Unutmayı isterken ilk zamanlar, sonra sonra hatırladığına sevinir olmaya başlarmışsın. Anneanne ve babaannemin vefatlarında pek küçüktüm, hiç bu kadar acıyla hatırlamıyorum. 10 sene önce bugünün sabahına uyandığımı hatırlıyorum ve hep aynı şekilde duygulanıyorum.
Allah aldı, bunu biliyor olmak iyi hissettiriyor ama bir gün Allahın öte dünyada kavuşturacağına inanarak varolmaya devam eden özlem yakıyor o kötü hatıralardan sebep. Allahın verdiği ve aldığına, Allaha inandığından sebep; onu sevdiğinden sebep kulunun sevgisini bağışladığını, kalbine sevgi sunduğu için minnet doluyor ve özlemine sabrediyormuşsun meğer...
5 Mart, yine; "Anı yaşa, ben öyle yapıyorum çünkü.", "Hataların da senin kararlarından sebep olsun Didem." cümlelerini her an anımsayarak geçti. Birçok kahkaha, birçok tatlı tartışma, birçok dertleşme ve sağlıkla ayakta nice yürüyüşlerimizi, oyunlarımızı ve öğrenişlerimizi düşünerek geçecek birkaç gün daha...
İlk zamanlar kabullenemiyor oluşumu hatırlıyorum da, şimdi sadece özlüyorum ve hala aklımdaki taze anıların silinmeyişini bir sebebe bağlıyorum. Allahım biliyordur işini. Bu da hayat sınavımızın bir parçası, ta ki bir daha kavuşup sıkı sıkıya sarılana dek...
Bu gece duygusalım yine biraz, ama beni okuyorsanız bilirsiniz; mutlu iken de, özlüyor iken de, mutsuz iken veya huzursuz iken de yazarak rahatlamayı tercih ediyorum. Bu da benim kendime bir terapim, bir değişik ibadetim. Bu geceye ve bu bilincime de şükür yarabbim.
Rahat uyu Duygu'm, hala anılarımızdasın...
Gece Kuşu'ndan Notlar #6'da burada biter. Görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)