Ekim sonu Kasım başına denk gelen hafta sonu ablamlara gitmiş ve 2-3 gün öncesinde yeğenimin ayağını burkmuş olması sebebiyle 1 hafta ablamlarda kalmaya karar vermiştik. Geçen hafta başına dek bir hafta ablamlarda idik... Ablamlarda film izlemek müthiş bir şey, zira onların televizyonda eniştemin filmlerle doldurttuğu harici bellekleri takılı duruyor ve bu da bana rahat rahat film izleme şansını veriyor; hem gün içinde hem de gece vaktinde... :)
Geçtiğimiz yazın yarısına dek bizim balkonda izlediğim kadar filmi, 1 haftada ablamlarda izledim. Resimde de görüldüğü üzere hem film izleyip hem örgü örmek hobim olmuştu ablamlarda... O hafta güzel geçti tüm anları ile, ben bu yazıyı yazıyorum ama geçen hafta bile bitti üzerine. Bu yazıdaki filmleri izlediğim hafta, (29.10.2017-Pazar - 05.11.2017-Pazar) tarih aralığına denk gelmiş idi... :)
11 film izledim ama beğendiğim de oldu, ne zamandır izlemeyi beklediğim birkaç filme bayıldığım da, keşke izlemeseydim! dediğim de... Benim düşüncelerimle bu 11 filmin eleştirilerini okuyacaksınız. Beğendiklerimi geçtim, beğenmediklerime de bir şans verin derim; fikirlerimiz bir olacak değil ya illa ki, belki siz beğenirsiniz. İyi okumalar.. :)
İstanbul Kırmızısı – 30.10.2017 - Pazartesi ; Ablamlarda kaldığımız ilk gece annemle izlemeye başlamıştık esasında, ama film yavaş gidince ve de fazlasıyla uykum gelince kapatmıştım. Kaldığım yerden de ertesi gün devam ettim filme. Öyle bir oyuncu kadrosu var ki, en sevdiklerimden diyebilirim. Ama bir o kadar da yerinde olmadığını, sanki anlaşılmaz sanat filmi gibi olduğunu ve oyunculukları boşlukta gezdirdiklerini düşünüyorum. Sanat filmerinden anlar mısın derseniz, hayır elbette pek anladığım söylenmez! Ama sanatsal filmlerin, içerikte önemli bir fikri anlatmaya çalışması gerektiğini kabul ederek yapıyorum bu yorumu...
Benim için bu film, bir daha izlemek istemeyeceğim filmler arasında yer aldı. Bazı filmlerde muallakta kalmış sonları kabul edebiliyorum, ama bu filmde muallakta devam eden olay örgüsüne hiç yakıştıramadım bu sonu... Filmin esas sonunu değil, anlatılan karakterler arasındaki muallak sonları kabul edemiyorum. Bu benim düşüncem elbet; muhteşem sahnelerinin, oyuncularının olduğunu inkar edemem. Konusu da Türk filmlerimizin aksine çok apayrı bir konu. Ama gelgelelim senaryo ile oyunculuğun bir senkron tutturamadığını düşündüğüm bir film olmuş. Emeklerine sağlık yine de ama benim için olay örgüsü yeterli değildi maalesef...
Patron Bebek – 30.10.2017 ; Bu film Kağanımın en sevdiği filmdi birkaç haftadır, ta ki bu haftaya dek... İzlerken gül gül ölüyordu birçok yerinde. 2-3 haftadır izliyor ve izlediğini söylüyordu ama bir ben izleyememiştim. Sen de izle diyorlardı, ablamla eniştem de. Kağana 1 hafta öncesinden, "Size geldiğimde beraber izleyeceğiz, söz mü?" demiştim. Pazar günü ablamlarda kalmaya karar verince; Pazartesi günü ben annemle Yalova'dan geldim, Kağanım da okulundan oturup izledik beraber... :) Gerçekten öyle güzel bir animasyon ki, uzun zaman olmuş galiba bu kadar güzel animasyon film izlemeyeli. O kadar gerçekçi yapılmış ve o kadar güzel bir senaryo yazılmış ki, "helal olsun" dedirttirdi. Kağanım sürekli "O bebek değil, Patron Bebek." deyip durdu filmin birçok yerinde. Kahkahalarını duymak müthişti, bir daha bir daha izlenecek türden cidden. Kaldığımız 1 hafta boyunca çok izlememesine gayret etti isek de, iki günde bir izledi yine. İzleyin derim sizlere de... :)
Peekay – 30.10.2017 ; Amir Khan filmlerine ayrı bayılıyorum. PK ise, uzun zamandır izlemek istediğim bir Amir Khan filmi idi. İzledim, filme bayıldım bile. Bu zamana kadar çıkmış olan tüm Amir Khan filmlerini izleme gibi bir düşüncem daha da kuvvetlendi. Bu film de sanırım izlediğim 5. Amir Khan filmi idi... Din olgusunun algılanış biçimlerine dair anlatımda çığır açmış. "Uzaylılardan başlayıp bu kadar güzel bir film yapılabilir mi?" derseniz, yapılırmış meğer... Bir şans verin, bu filmi izleyin derim.
Hızlı Ve Öfkeli 8 – 31.10.2017 ; Bu serinin hiçbir filmini izlememiş biri olarak, eniştem babama izletmek için açtığı sırada bende oturup baştan sona izledim. Seride devamlılık hakim olsa bile, hiçbir filmini izlememiş olan ben baya zevk aldım. Oysa hiçbir seri filmine sondan başlamamıştım. Bir şans daha verip, ara ara bu filmin diğer bölümlerini de izleyebilirim diye düşünüyorum. Önyargımı yıktım, ben hız yarışlarının yapıldığı basit bir film serisi olarak düşünüyordum. Ama öyle olmadığını da, macerasının eğlenceli olduğunu da görmüş ve beğenmiş durumdayım...
Aşkın Gözü Kördür – 31.10.2017 ; Konusu aşkta görünüşteki farklılıklara dair bir yaklaşım içeriği olan bir filmdi. Yabancı ülkelerde bu kadar insanın dış görünüşüne değer veriyorlar mı diye düşünürüz ya, filmi izlerken hep; "Aynı filmi bizim ülkede çekseler, dramı bol bir aşk filmi olurdu. Sonu bile bu kadar az duygusal olmazdı!" dedirtti. Film iyiydi, kendince eksikliklerini de bulmuş olsam bile...
Beauty And The Beats – 31.10.2017 ; Filmi izleyenler ve bu çizgi filmin karakterlerini kitabından tanıyanlara göre, başrol oyuncusu "Güzel (Emma Watson)" eksik bir başrol imiş. Ama bana göre, hem çirkin (Dan Stevens) hem de Güzel rollerini oynayan başrol oyuncuları o kadar güzel oturmuş bir kadronun başlangıcı idi ki... Hem o kadar çok şey söylemek hem de bir o kadar eksik bırakmak istiyorum bu konu hakkında burayı, filmi uzun zamandır izlemeyi beklemiştim ve şimdi başucu Fantastik/Animasyon filmlerim arasına girdi... En sevdiğim sahneleri, dans sahneleri oldu. Oldukça eğlenceli, içinde müzikalini de barındıran güzel bir fantastik filmdi...
Collateral Beauty - 02.11.2017; Will Smith filmi olduğu için mi bilmiyorum, başlangıçta saçma gibi göreceğimi düşündüğüm filmin konusu, öyle derin şekilde yerine oturuyordu ki filmin devamında... Konu seçimi de, senaryosu da iyi işlenmiş bir Will Smith filmi daha şaşırtmadı beni yine. Eksik noktasını bulamadım, başlangıçta eksik gördüğüm her şey öyle noktalara oturdu ki; Sevgi, Ölüm ve Zaman'a benim de derin derin mektuplar yazasım, mektupları da geçtim hikayeler yazasım tuttu. Kişisel gelişim film ve kitapları hep bir tedirgin eder çoğu kez, ama bu hiç tedirgin etmeyen bolca düşündüren bir filmdi. Ölüm, hepimizin belki de bu kadar samimiyetle yaklaşması gereken bir olgu ve sanki en doğru yol bu filmde gibi...
A Family Man - 03.11.2017; Bir üstteki filmden sonra, fazlasıyla eksiklerini görebildiğim ama ona rağmen güzel demekten kendimi alıkoyamadığım bir film daha. Sadece gerçekten Will Smith kalitesinde bir film değil, takip etmesi daha kolay bir film izlemek isterseniz tercih edin bence. Çerezlik dediklerinden esasında, hele ki sonunu daha derin bağlar diye düşünürken az biraz şaşırtan cinsten...
12 Yıllık Esaret - 04.11.2017; Siyahi Irka yapılan zulümleri en çarpıcı haliyle izlediğim ilk film, 12 Yıllık Esaret oldu. Aslında bu kadar derin filmlerden, draması ağır olan cinslerden genelde kaçma girişimindeyimdir. Ama bu sefer başladığım gibi kaçamadım, iş işten geçmişti ve ben tahminimde fazlasıyla yanılmıştım. Beni etkilerken, sonucunda mutlu son bekleyişim ile içim içimi yiye yiye izledim... Ne var biliyor musunuz, insanoğlu en tehlikeli ırk. Bir de kendini iyi kötü diye dış görünüşe göre yıllarca ayırmaya devam eden bazen nefret edilesi bir ırk. Neyse, nefreti bırakmalı. Yaradana sığınmaya devam etmeli, aksi halde içinden çıkılamayacak o kadar acı var ki bu dünyada; insan bir isyan etse hiç susamayacakmış gibi hissediyor...
Olanlar Oldu - 05.11.2017; Ata Demirer'i Eyvah Eyvah 1 ve 2 filmlerinden sonra, bir kez daha beğendiğime sevindiğim bir film oldu; o da bu film. Yeniden komedi ile senaryo dengesini tutturabildiğini düşünüyorum. Son Osmanlı Padişahı filmini de Berlin Kaplanı'nı da ve Eyvah Eyvah 3 filmini de sevememiştim. Ama Olanlar Oldu, yeni bir soluk olmuş. Film bizim "Klasik Türk Filmlerimiz" havasında diyebileceğimiz tarzda bir film olmuş olsa da, uzun zamandan sonra Ata Demirer aramıza dönmüş diye hissedebildim...
Karayip Korsanları 5 Salazar'ın İntikamı - 05.11.2017; Yarım yamalak izlediğim diğer filmlerinden sonra, baştan başlayıp sonuna dek izlediğim bir Karayip Korsanları filmini gururla yorumluyorum. :) Ertesi gün Yalova dönüşü evimize geri dönmek üzere gidecektik, hazır babam gece vardiyası sonrası tatilinde iken beraber akşam geçiriyorduk ve madem öyle film izleyelim dedik yine. Yeğenimi uyuttuk, aile bireyleri film açtık. Ailecek izlenebilecek, hem komedi hem de macera filmi arıyorsanız baştan sona sıkmayan kurgusu ile öneririm. En sevdiğim komedi sahneleri filmin başlarında idi, macera dolu sahnelerden en sevdiklerim de filmin sonları idi. Ablamın da o gün dediği gibi; biz Türkler bu kadar hayal gücü geniş filmler yapamıyoruz, belki de çocukluktan itibaren imkanlar bulamadığımızdan... :)
1 haftada izlediğim 11 film bunlardı işte; her biri birbirinden eğlenceli idi esasında, izlemesem de olurdu dediklerim olsa bile. Ne yapalım, onları da izlemeden güzel olup olmadığına emin olamıyoruz işte. Güzel filmler izlediğimiz ve hayatın stresli akışından biraz olsun sıyrılabildiğimiz zamanlarla dolu günler diliyorum. Sevgilerimle...
Not; Benim gibi düşünüp düşünmediğinizi yorumlarda görmek isterim. Eğer fikriniz var ise, tavsiyeniz var ise benden eksik etmeyin lütfen. Saygı ve sevgi çerçevesinde olduktan sonra, her yorumunuz kabulümdür. Yorumlarda ve bir dahaki yazıda görüşmek üzere... =)