5 Ekim 2016 Çarşamba

2016'nın İlk 9 Ayında Okuduğum Kitaplar


2016'nın İlk 6 ay'ı bittikten hemen sonra gelip bu yazıyı yazamadım, henüz çok fazla kitap okuyabilmiş değildim bence. 2016'nın bitmesine son üç ay kala, okuduğum kitap sayısı 11 adet olmuş şimdi. Hedefim yine 50 kitaptı sene başında. Ama ben daha son 3 ay bitene kadar 20'in üzerine çıkabilecek miyim acaba ona bakıyorum şimdi. Geçen sene 22 kitap okumuştum, en azından bu seneyi de geçen seneden daha fazla kitap okumuş olarak bitirmek istiyorum...

Elimde okunmayı bekleyen kitaplarım ve benim de onları okumak için sabırsızlığım hakim doğrusu. Bakalım, zaman gösterecek ne olacağını... :)


İlk 6 ay dersler sebebiyle okuduğum kitap sayısı 5 adet oldu; 

1.) Ateşböceğinin Şarkısı - Kristin Hannah
2.) Dido - Efe Moral
3.) Gece Yolu - Kristin Hannah
4.) Kelepçe - Canan Tan
5.) Kumarbaz - Dostoyevski

Resimdeki 4 kitapla beraber bu 5 kitaptan en sevdiğim iki kitap oldu, onlar da Kristin Hannah kitapları; Ateşböceğinin Şarkısı ve Gece Yolu. (Canan Tan'ın Kelepçe kitabı, kitaplığımda kalmış.) 

Ateşböceğinin Şarkısı, Ateşböceği Yolu kitabının devamı. İlk kitap kadar sürükleyici değil ama bilindik karakterler olmasının getirdiği bir güvenle okutturuyor kendisini. Gece Yolu'na gelince, Kristin Hannah'ın başka karakterlerini de okumak çok güzeldi. Bambaşka hikayeler ve bambaşka duygulara sürüklüyor insanı. Bence Kristin Hannah, işini bilen yazarlardan kesinlikle...


Yaz tatilinde okul zamanından bir tık fazla okumuş gibi görünsem de aynıydı aslında; Zira Nazım Hikmet'in şiir kitabı bir akşamda bitiverdi, bildiğim ve sevdiğim şiirlerini yaz boyu okumaya devam ettim sonrasında da. Yazın okuduğum kitaplar ise şunlar oldu;

6.) Sekizinci Renk - Gülten Dayıoğlu
7.) Henüz Vakit Varken Gülüm - Nazım Hikmet Ran
8.) İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
9.) Sevda Sözleri - Cemal Süreyya
10.) Aslında Hayal - Kürşat Başar


Bu kitaplara yorumum şu ki, ilk 6 aydan daha verimli ve daha zevkli geçen okuma zamanı idi benim için. Bu demek değil ki, ilk 6 ayda okuduğum kitaplar güzel değil. Ama derslerin olmayışının verdiği bir rahatlıktı bu galiba. 4 kitabın haricinde, wattpad üzerinden de birçok kitap okudum esasında. Aslı Karabulut'un Ateş Ve Buz'u, Ayşe adlı yazarın Aşk Nöbeti kitabını, Büyük Kaçış adlı Emine Doğan'ın kitabını, Ruh Savaşçıları Akademisi isimli bir seri kitabın Moira Sarmalı isimli ilk bölümünü (yazarının ismi Büşra Yılmaz)... Ve daha birçok aklıma gelmeyen wattpad kitabı okudum. Bunların yanı sıra üstteki 4 kitabı bir de. 

Bu yaz nereye gitti isem, istediğim her kitabı bulamadığımdan elimde okuyacak kitabım azdı. Evdeki kitapları da götürmemeye kararlıydım, ağırlık fazla oluyordu ve dönerken bırakmaya da kıyamıyordum. Antalya'ya giderken arabamızın daha da dolu olması, beni 3 kitaptan fazla götürmemeye teşvik etti. Derken döndük  Eylül başında ve yine okunmayı bekleyen birçok kitabım var şimdi... Bakalım son 3 ayda ne yapacağım, beni bekleyen kitaplarımın hepsini okuyabilecek miyim? :) 


11.) Langa - Nermin Karahan

Yaz sonu kitabım ise; Nermin Karahan'ın Langa kitabı oldu. Dönem kitabı tarzında bir kitap; 80'lerin mahallelerinde büyümüş bir çocuğun, Nermin Karahan'ın çocukluğundaki insanlarını anlatıyor. Değişik ve anısal bir kitaptı..



Ve şimdi, Ankara'dan gelmeden önce Saniye Kivramlardan aldığım iki kitaptan bir diğeri olan Bir Gün (David Nicholls)'ü ve geçen ay internetten sipariş ettiğimiz kitaplardan biri olan Sinestezya (Jeffrey Moore)'yı okuyorum. Ekim ayında bu iki kitaptan da fazlasını okuyabilerek, okumak için sabırsızlandığım diğer kitaplarıma da geçmek istiyorum. :) 

Böyle işte; yine ders çalışmalarıma başladım bu arada, kitaplarıma ağırlık veremeyecek olmaktan korkuyorum açıkçası. Bu korkumu gerçek etmemek için de, her iki tarafa da yönelmeye çalışıyorum. Gündüz ders çalışıyorsam akşam kitap okuyorum, akşam ders çalışacaksam gündüz kitap okuyorum. Güzel geçiyor şimdilik esasında, beni bekleyen kitaplarım da dehşet. Hadi inşallah diyorum işte... 


Benim 9 ayda okuduğum kitaplar böyle işte, 11 adet. Bu kitaplar arasında sizin de okuduğunuz kitap var mı? Peki sizce, 3 ayda okuduğumdan daha fazlasını da okuyabilir miyim? :) Neden olmasın, kendimize güvenmekte fayda var. İstedikten sonra yapamayacağımız hiçbir şey yok da derler hem. Hadi inşallah diyelim yine o zaman... Bol okumalı günlerimiz olsun, Sevgilerimle... 


2 yorum:

  1. Nazım'ı, Sabahattin Ali'yi ve Dostoyevski'yi okudum. Diğer romanları ve kitapları fazla tanımıyorum. İlgi alanımın dışındalar. Kürşat Başar'ın kitabının diğer kitapları gibi, gazete yazılarının derlemesi olduğunu sanıyorum.
    Gelelim kitap okumaya. Yaşınız henüz çok genç ama kitap okuma eğer bir kitap gurusu olmak isterseniz biraz disiplin işidir, yaşamınızdan önemli bir pay ayırmanız gerekir. Daha doğru deyişle "kitap okumak bir yaşam biçimidir" diyebilirim. Tahminen 10 yaşlarından beri ve 50 senedir okuyorum. Bloğumda yılbaşlarından sonra bir kaç senedir sayfa ve kitap okuma istatistikleri veriyorum. (Eğer bilmek isterseniz bu senenin ilk dokuz ayı biten kitap sayım 70)
    Kitap okumaya devam ederseniz ileride seçici olmayı hedefleyin. İnsan ne kadar gayret etse çıkan tüm kitapları okuyamaz. Sevdiğiniz konularda biraz da sizde bilgi birikimi yaratacak kitaplara yönelin. Boş kitaplarla fazla zaman yitirmeyin.
    Bol okumalı günler sizin olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, yorumunuz için teşekkür ederim Mehmet bey. Kitap okuma düzeniniz takdire şayan, ömür boyu devamını dilerim. Benim de hayatımda kitapların ve bir o kadar da yazılmış birçok yazının yeri bambaşka. Birkaç senedir sayı bazında da bakıyor ve burada yazısını yazıyorsam da, esasında çoktan öte az bile olsa öz okumak da benim için okumak demek. Yeri geliyor, hayat uğraşı ile elime kitabımı alıp okuyamadığım zamanlarım da oluyor. Bunun yerine; uzun yazıları, uzun bir hikayeyi veya amatör bir kitabı okuduğum oluyor internetten veya bir dergiden/gazeteden. Bunlar da okumak demek bence. :)

      Ben kitap okumayı sizin gibi çok küçük yaşlardan beri sevenlerden değilim, esas olarak ortaokul ve lise çağlarımda kazandım kitap okuma alışkanlığımı. Senede 15-20 kitap okuyordum okulum sebebiyle o zaman da, şimdilerde de öyle derslerim ve tedavilerim sebebiyle ama sorun olmuyor benim için. Kitaplar ve yazılar için; hayatımda bir guru olmasam da, ömür boyu okuyor olmaya devam edeyim istiyorum. Bir kitap gurusu olmak gibi bir gayem yok, beni hep ilk günkü gibi mutlu etsinler yeter. :)

      Yani bu yazımı yazdığıma bakmayın, sayı sadece sembolik aslında. Varsın tutmasın sayı, varsın ben geçen seneden en fazla 1 kitap fazla okuyayım; sorun değil. Dediğiniz gibi her çıkan kitabı okuyamayız. Benim okuluma, yapmak istediklerime ve geri kalan hayatıma da zamanımı ayırmam gerekiyor. Bunlar dahilinde bir düzenim var, gün içinde okuyabildiğim kadarıyla her fırsatta okuyorum işte... 9 ayda okuduğum tüm kitaplar kendi seçtiğim ve kendi tarzımı yansıtıyor; Dostoyevski ve Efe Moral haricinde, bu ikisi hediye gelenlerdendi.

      Kürşat Başar'ın Aslında Hayal kitabı ise, siz yazınca farkettim sanırım şu bilgiyi yazmamışım; Kürşat Başar bu kitabında gazete denemelerinin değil, hayat hikayesinden yola çıkarak kariyerinin başlangıcından bu yana geçirdiği evreleri ve anılarını anlatıyor. Anılarıyla kendi hikayesini yazarak güzel bir kitap ortaya çıkarmış yine. Kitaplarını yazdığı sıradaki evrelerine ve içeriklerine de yer vermiş… Anı tarzında okunabilecek güzel bir kitap, bir o kadar da kitap, müzik ve film içerikli bilgileri de içeriyor.

      Kitap okumak bir yaşam biçimi kesinlikle buna bende katılıyorum ama herkesin kendi hayatına ve tarzına uydurduğu bir biçim olmalı… Kitap okumak tek bir kalıba değil, kişilere göre değişen birçok kalıba sığabilir bence. Ben yüzeysel davranıyorum, modum ne zaman nereye uyarsa. Herkesten çok kitap okumak değil istediğim. Sevdiğim kitaplar bulabilmek ve beni mutlu ettiğini düşündüğüm kitaplarda -bazen de sevmediğim kitaplarda- ayrı dünyalara akabilmek. Birkaç senedir daha da seçici davranıyorum ve beni çok zorlayan kitapları bazen okumayı reddederek yarım da bırakıyorum. Ama yeri gelir sizi hiç çekmeyen bir kitaptan da çok şey öğrenebilirsiniz, bunu da görüyor ve uyguluyorum bazen.

      Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. :) Sizin yorumunuza, bende bunları yapıyorum gibisinden bir yorum oldu benimkisi. Mehmet abi olarak görüyorum sizi, yorumlarınız benim için değerli. İyi bir okur ve iyi bir kitap gurususunuz. Bende kendi okuma tarzımdan mutluluk duyuyorum bunu belirtmek istedim sadece. Sizin de dediğiniz gibi, kitap okumak bir yaşam biçimidir ama bence tek bir kalıba değil birçok kalıba sığabilir. Çok olması değil, az da olsa insana kattıkları önemlidir bence de. Bol okumalı günler. Sevgilerimle… :)

      Sil

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...