27 Mart 2016 Pazar

Not Aldım Veya Not Ettim #27 - Karanfil Çiçeği Ve Anılarım


Bayadır Not Aldım Veya Not Ettim yazı dizime düzenli yeni yazı yazmıyorum, farkındayım. Bu yazı dizimi seviyorum ama. Haftalık notum oldukça da yazıyorum işte, ve yine... :)

Diğer Not Aldım Veya Not Ettim yazılarımı burada bulabilirsiniz...


Kırmızı Karanfil Ve Hikayesi;



Resimdeki hikayeyi dün facebook'ta dolaşırken bir akrabamızın paylaştığını gördüm; o kadar çok beğendim ki, bir karanfil resminin üzerine düzenleyerek ekledim ve sizler de okuyun istedim. Daha önceden birçok değişik karanfil hikayesi de okumuştum, hep bilirdim Karanfil'in masum kanın ve acının simgesi halinde de olduğunu. Ama bu hikayeyi bilmiyordum, düne kadar. Resim de hikaye de alıntı ama üstteki resim hikaye eklemesi ve düzenlemeleri ile bana ait...

Karanfil bu hafta not aldığım konulardan biri oldu, fakir dedi malumunuz ülke zenginlerimizden biri; bakınız burada... 

Oysa Karanfil deyince benim aklıma 10 Kasım'larda okula götürdüğümüz karanfiller gelir önce. Biz okulumuzdaki Atatürk büstümüze koyardık her 10 Kasım'larda karanfil demetlerini. Bayramlarda da şehrimizin meydanındaki Atatürk heykelinin önüne gider karanfil çelengi bırakırdık öğretmenlerimizle... 

Annem şöyle derdi hep, bir lafa maruz kaldığım zamanlarda; kimsenin demesiyle, herhangi bir şey olmazsın. Sen ne olup olmadığını iyi biliyorsun... Fakirlik veya zenginlik, parasal bakımla kıyaslanmıyor artık o açıdan gözümde de. Fakir deyip de, bulduğu her kuruşu paylaşmaya çalışan binlerce insan gördüm. Aşağılamak hiçbir zaman bir değer değil o sebeple benim gözümde... 

Ama not almak istememin sebebi şu ki; fakir diye görülen o değerlimiz Karanfil'i, aldırmak için çırpındığım zamanları hatırladım ben. Babam bir 10 Kasım öncesi akşamında "Kızım belki alamam, durumlar bu ara biraz sıkışık." demişti de, nasıl üzülmüştüm o gece. Ama olsun demiştim, sorun değildi. Biz uyuduktan sonra geliyordu o zamanlar haftaiçi bekleyemiyorduk okul var diye. Yatıp uyumuştum da o gece, sabahına uyandığımda kahvaltı masasının üstünde çiçekçiden almış olduğu kağıdına sarılı karanfil demetini gördüğüm de nasıl da sevinmiştim. :) Babama ve anneme tekrar teşekkür etmeliyim, bana birçok şeyin değerini böyle güzel şekillerle öğrettikleri için...

Üzülürüm üzülürüm de, dünya güzelliği olan herhangi bir çiçeğin değerinin bilinememesine üzülürüm işte. O değer ki, benim en büyük sevinçlerimden biri olmuştu. Öğretmenimiz istemişti, o çiçek benim için alınmalı ve ertesi günü atamızın büstüne benim tarafımdan koyulmalıydı. Bu büyük bir değerdi benim için o yaşımda. Düşünüyorum da, "nasıl yerinde bir değer" diyorum hala. 

Bıraktım diyen istediğini desin de; "İnsanlardan sonra ayrıştırmadığınız çiçeklerimiz mi kaldı bir de?" diye sormak isterim. Gül'ün de Karanfil'in de yeri ayrıdır, herkesin her şeyin yeri ayrıdır. Ama ayrı güzellikleri, ayrı değerlere değil ayırmamaya gayret etmek gerekir; bunu unutmamak lazım... Demek istedim... 


Kalem Açma Sanatı Ve Aklıma Gelenler...


Küçüklüğünüzde sizde yapar mıydınız? Ben renkli renkli kuru boyalarım oldukça hepsini birden açardım ve resimdeki gibi şu çöplerin bir aradaki hallerini izler dururdum. Resim çizme yeteneğim yoktu ama bu kalem çöplerinden sanat yapardım kendimce. Benim için bu Kalem Açma Sanatıdır, o sebeple. Aynısını Kağanıma yaptım bu hafta, renklerin bir arada oluşunu izlettim ona da. Onun da kuru boyalarının ucunu boya yaparken azaltıp, hepsini ard arda açıyoruz. Üst resimde; İlk fotoğraf benim çekimim, onun yanındaki de Kağanımın çekimi... :)

Düşündüm ki bu fotoğrafı çekmeden öncesinde de; bir arada güzeliz ve böyle rengarenk haldeyiz ama bir arada duramadığımızı kabullenmeye çalışıyoruz, ne acı. Bir de, bu kalem çöpleri ile bir şeyler yapabilirdim aslında diye düşündüm ve saklamak istedim. Ama saklamadım... 

Sonra baktıkça kuş gibi gördüm, üste doğru uçuşuyorlar sanki. Anılarım ne ufak şeylerde canlanıyor, dedim. Ve küçüklüğümü hatırladım işte, kalemtraşla kalemlerimizi açıp renklerle oynadığımız o günleri. Ne çabuk unutuyoruz ve eskitiyoruz dememeliyim, görüyorum ki unutmuyor ve eskitmiyorum. Geçen yılların aksine, inatla yaşamaya ve eskiyi hala yaşatmaya çabalıyorum. Bazen gerektiğini de düşünüyorum, bazı küçüklük dediğimiz anlar iyileştiriyor... Teknolojinin geldiği boyut ne olursa olsun, o zamanları unutmaya mahkum edilişimize üzülüyorum bir de bazen...


Not Aldım Müzik; Güntaç Özdemir - Benimle Yan, Sakin Müzikler ve Sesi Dinlendiren Şarkıcılar ...

Bu hafta takıldığım şarkıcı ve sarkısıdır; Güntaç Özdemir - Benimle Yan, yeniden takıldım kaldım aklıma gelince şarkı. Müziği de, Güntaç Özdemir'in sesi de etken oldu yine bu durumuma... Böyle sakin ses tonuyla söylenen şarkılara bayılıyorum bir de. Eskiden beri bu kategoride Düş Sokağı Sakinleri ve Bulutsuzluk Özlemi baş sırada geliyor benim için. Sonrasını dolduruyorum şimdi de size, dinlemekten keyif aldığım baş şarkıcılarla; Jehan Barbur, Ezginin Günlüğü Su Soley, Güntaç Özdemir, Nil Karaibrahimgil... Böyle gider burası aslında... Unuttuğumu düşündüğünüz bir sanatçı var mı sizce? :)

Sakin müzikler dinlemek gerek, diye düşünüyorum. Bana göre ruhumuzu karanlıklara atan kötü haberlerden sonra toparlanbilmek için, ruhu dinlendirmek ve beslemek gerek; her ne kadar zor gelirse gelsin eninde sonunda yolculuğumuzu devam ettiriyoruz çünkü, bize bunu yapmamız söylenmiş...


Bu haftayı da (21.03.2016-27.03.2016) geride bırakıyoruz nihayetinde. Benim belli başlı 3 notum vardı bu hafta; sabahları Kağanımla oynamak, öğleden sonraları da Türkiye gündemine bakmak ve ders çalışmak ile geçirdim bu haftamı. Fırsat bulduğum her anda da, yazmaya ve yazma potansiyelimi geliştirmekle uğraştım. Mart ayındayız, geride bırakmak için hem can atıyorum hem de bitmesin istiyorum sanırım. Enerjim düşüktü Mart başında, yine anılardan ötürü. Bir de gündem... Ama şimdi daha iyiyim yine, hazmettim anılarımı yeniden. Gündemi hazmetmedim ve hazmetmeyeceğim de. Elimden geleni yapıyorum, susmuyorum konuşuyorum en azından. Twitter'da olabiliyorum, burada olmadığım zamanlarda. Bazen twit atmasam bile retweet ile de besliyorum sayfamı, beklerim; twitter.com/twit_dido  :)


Sevgilerimle; bol dinlenmeli bir Pazarımız, mutluluklarla ve güzel haberlerle dolu yeni bir haftamız olsun...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...